Bir kederden Ah Tamara demek var.

 

Bir de keyiften AH TAMARA demek var.

 

Tercih ve takdir SİZLERİN!

 

(Son cümlemi ilk cümleye alarak yazıma başlamak istiyorum.)

 

Ah Tamara diyerek boğulan gencin öyküsünü her kes bilir.

 

Daha sonra Akdamar adını alan yeri…

 

Akdamar Adası’nı…

 

Gevaş ilçemizin sınırlarında yaklaşık 4 km kıyıdan uzak şirin mi şirin bir ada.

 

Van Gölü’nde bulunan 4 büyük adadan en çok ziyaret edileni.

 

Bölge turizmi açısından büyük öneme sahip.

 

Yolu Van’a ve Van Gölü Havzası’na düşen herkes bu doğa ve tarih harikasını ziyaret etmeden gitmez.

 

Üzerinde Ermeniler tarafından yapılan 1100 yılık tarihi ve Kutsal Haç Kilisesi ile biliniyor.

 

Kilisenin duvarlarındaki kutsal konuları anlatan taş kabartmalar oldukça etkileyici.

 

Taş kabartmalarda İncil ve Tevrat’tan alınan dini hikâyelerin, dünyevi konular, saray hayatı, av sahneleri, insan ve hayvan figürleri, savaşlar tasvir edilmiştir.

 

Son yapılan restorasyon ile, tarihi zenginliklerin korunup ortaya çıkarılmasına, güzel bir örnek teşkil ediyor.

 

Yine üzerindeki badem ağaçları adayı daha da güzel bir yer haline getiriyor.

 

İlkbahar aylarında çiçeklerini açan badem ağaçları görülmeye değer, sırf bu güzelliği görmek için bile adaya gidenler var.

 

Yaz ayında bu badem ağaçları hem görsel hem de soluklanmak için muhteşem bir atmosfer sunuyor.

 

Fotoğraf sanatçıları her mevsim çok güzel kareler buluyor bu adada.

 

Buraya kadar her şey çok güzel...

 

Yalnız gün gelecek ve biz kederden AH TAMARA! Diyeceğiz.

 

Ve o gün de çok geç kalmış olduğumuzu göreceğiz.

 

Bu badem ağaçları yaşlanıyor, kırılıyor, kuruyor ve YOK oluyor.

 

Yerine yenileri de dikilmiyor.

 

En son bu duruma itiraz eden fotoğraf sanatçısı dostlarımız çıktı ve bize ulaştılar.

 

Sosyal medyada #AkdamarAdasıÇölOlmasın tagı açıldı. Sosyal medyada oldukça ilgi uyandırdı.

 

Ortak kanı bir değerimizi daha mı kaybediyoruz dendi.

 

Biz de Vangölü Aktivistleri Derneğine durumu ilettik.

 

Vangölü Aktivistleri hiç zaman kaybetmeden yetkili birimlere ulaştılar.

 

Ada'nın kısa bir zaman sonra çöl olacağını ve kendilerine izin verilmesi halinde, Adaya yeni badem fidanları dikeceklerini söylediler.

 

Yetkili kurul bu konuyu koruma kurulunda görüşüp döneceklerini söylediler.

 

Bir kaç gün önce ret cevabı ile geri dönüş yaptılar.

 

Akdamar Adası’nın 1.Derece arkeolojik doğal sit alanı olduğunu ve buraya herhangi bir ağaç dikilemeyeceğini ilettiler.

 

SORUYORUZ?

 

Peki, bu badem ağaçları nerden geldi?

 

Daha önce kim dikti?

 

Yarın Akdamar Adası çöl olursa ne olacak?

 

Turizme olacak etkileri neler olacak?

 

Çöl olmuş bir Adaya kim gitmek isteyecek…???

 

Cevabını verelim mi? (Adayı ağaçsız düşünmek bile sinir bozucu)

 

Yok, yok biz vermeyelim, siz biliyorsunuz!

 

Buradan yetkililere seslenmek istiyorum: Eğer bize izin verilmiyorsa buna bir çözüm bulunsun.

 

Akdamar Adası; tarihi, badem ağaçları ve doğal güzelliğiyle Van Gölü'nün göz bebeği konumunda olan bir yerdir.

 

Doğa harikası Akdamar Adası’nın bir orman gibi yeşil olmasını istiyoruz.

 

Düşünün!

 

Yem yeşil bir ADA!

 

Sizce de güzel olmaz mı?

 

Bir kederden Ah Tamara demek var. (çöl olursa)

 

Bir de keyiften AH TAMARA demek var. (yeşil bir orman olursa)

 

Tercih ve takdir SİZLERİN!