Kent olarak çok sıkıntılı zamanlardan geçiyoruz. Bölge olarak da öyle… Sıkıntımız çok büyük. Bu sıkıntıları konuşmak, konuşulması için de yürek gerek. Fakat bu yürekliliği gösteren isim bir elin parmaklarını geçmiyor!

                                                 

Bir elin parmaklarını geçmesi ne mümkün? Van’ın ‘bozacı’larının konuşmasına ‘şıracılar’ fırsat verse halimiz “pürmealimiz” konuşulacak. Ama… Geçit yok! Haliyle bıktık ‘şıracılar’ ile muhatap olmaktan… 

 

Kardeşim, bu memleketin onlarca, yüzlerce sorunu!

Bu memleketin sorununu çözmesi gerekenler idareciler, bürokratlar, yerel yöneticiler, kurum amirleri mi yoksa onların ‘cüzzi’ hasılatlı kalemşörleri mi?

 

Alıştılar… Bu memlekette birileri Van deyince, birileri sorunları gündeme getirince, birileri bu halkın derdine tercüman olunca “Karamuratvari” çıkışlar ile olaya balıklama atlayan etkisiz elemanlar ile muhatap olma eziyetini yaşıyoruz.

 

Merceği biraz yakınlaştıralım.

 

Geçtiğimiz günlerde AK Parti Van İl Teşkilatı’nın görevden alınacağı ile ilgili bir haber düşüyor Van sitelerine. Dakikalar içinde o siteden oraya, ondan buna derken dört bir yanında ‘Zahir Soğanda ve yönetimi gidiyor’ şeklinde haberler yayılıyor! Haberin doğruluğu, kaynağının sağlamlığı ve Vanlı gazetecilerin sorgusuz, sualsiz kopyala yapıştır mantığı ile olaya yaklaşıp ‘komik’ duruma düşmelerini bir kenara bırakalım.

                                                    

Esas şamata olaydan sonra yaşananlarda!

 

Zahir Soğanda ve Ak Parti yönetiminin gidiyor olması ile ilgili haber çıktı mı bunun tek muhatabı yine bu vatandaşlardır. Doğru mudur yanlış mıdır? Çıkıp bunun açıklamasını eğer ki gerek duyuyorlarsa yapacaklar. Yoksa hayat devam edecek. Ama partinin ‘uysal koyunları’ çıkıp bu isimlerle ilgili iddiaları tartışamaz! Net!

 

Haberin üzerinden birkaç saat geçiyor! Gazeteciler giden koltuk sanki kendilerininmiş gibi arayıp genel merkezden isimlerle “Yav yapmayın etmeyin. Zahir Soğanda görevden mi alınıyor? Vallahi o çoğ iyi bi adamdi yav’ vari cümlelerle olayı teyit etmeye çalışıp “Flaş”, “Son Dakika” diye veriyorlar. Daha gideceği haberlerini ‘Neşteri vuruyorlar’ diye 5 dakika önce haber yapanlar 5 dakika sonra iyi birer savunucu kesiliveriyorlar. Bu ara partiden ‘tık’ yok…

 

Olayın üzerinden bir gün geçiyor. AK Parti’den bir mail geliyor. Mailin birinci elden yazılmadığı çok belli. Afedersiniz ‘eşek’ değiliz ya gelen postanın kaynağını, kimin elinden çıktığını, hangi ‘belllleşş’ avukatlar tarafından yazıldığını anlıyoruz. Gönderilen posta bir gazeteci tarafından yazılmış çok belli. AK Parti adına yazılmış mailde “görevden alınmadık” diyeceğine ‘gazetecilik’ sorguluyor!

 

Deniliyor ki: “Yıllardır, ajanslardan, ulusal internet sitelerinden kopyala yapıştır mantığıyla haber anlayışını sürdüren bazı basın yayın organlarımız, İnternethaber.com adresinden servis edilen haberi de o kadar heyecanla almış olmalılar ki tarihine bile bakacak fırsatları doğmamıştır.”

Kullanılan bu ifadelerden oluşan açıklamayı Van’daki bir gazeteci nasıl giriyor:

 

“Ak Parti il teşkilatı yalan haber yapanlara, gazetecilik dersi verdi!”

 

Haber manşetine bak hele!..

 

İl başkanının konuşmasına ne hacet! Gazeteciler savunma sistemlerini kurmuş AK Parti Van teşkilatını cilalama konusunda rüştünü ispat edilmiş isimler tarafından müdafaa ediliyor! Zahir Soğanda niye kendisini yorup konuşsun ki!

 

Yazıklar olsun böyle gazeteciliğe!.. Gazetecilikse adı tabi!

 

Ama bu ne ilk ne de son! AK Parti’nin diğer teşkilatları döneminde de aynı senaryolar yaşanmadı mı?

 

AK Parti il başkanları Abdullah Arvas da gerek gazetemizde köşe yazarları tarafından eleştirildiğinde gerekse de yerel medyanın eleştirilerinin odağı olduğunda yine ondan önce gazeteciler konuşmuyor muydu?

 

Azı çoğunu düşünmeden yem gelecek kapılardan gelen istikak akışı sürsün diye bunları yapıp kimler kimler bizlerle ve gazetecilerle küfürlü, kavgalı tartışmalara girmediler mi?

 

Nerede Abdullah Aras’ın yerine köşelerde bana cevap verenler?

 

Nerede Abdullah Aras?

 

Siz şimdi kimin avukatlığını yapıyorsunuz?

 

Ak Parti cenahı yapmıyor bunu sadece elbette. Biz Van Belediyesini eleştirdiğimizde yine bir takım isimler Bekir Kaya’nın konuşmasının önüne geçmediler mi? Suskunlukta rakip tanımayan Bekir Kaya’ya “aman başkan siz konuşmayın biz topa dalarız” diyerek onun bu memleketin sorunlarını konuşması noktasında kendilerini ortaya atmadılar mı?

 

Bu memleketin gazetecileri Bekir Kaya ile tek bir kez bile özel bir söyleşi, değerlendirme haber yapamadı. Birileri Bekir Kaya’yı gazetecilerle buluşturmamak için bin dereden sular getirmedi mi?

 

Mevcut görüşme randevuları sudan bahanelerle sümenaltı edilmedi mi?

 

Ben apaçık soruyorum: Bir kente bir dönem belediye, ikinci dönem büyükşehir belediye başkanı olarak görev yapan bir yönetici, siyasetçi nasıl olur da bu kentteki gazetecilerle Allah razası için tek bir sefer bile olsa bir araya gelemez?

 

Büyükşehir yasası ile birlikte Vali’den öte bir temsiliyet ve yönetim hakkı kazanan bir büyükşehir belediye başkanı neden sadece bir ajans ve bir gazeteyi ziyaret eder de diğer basın mensuplarına gelmeden önce yolunu çevirir!

 

Bekir Kaya sadece belli kesim medya organlarının mı belediye başkanlığına hak kazandı?

 

Ya da bu kentin İpekyolu Belediyesi neden sadece bir gazete ile çalışıp kendince ‘doğrularını, reklamlarını’ bir gazete ile paylaşır da geri kalan günler de kendince ‘hain’ ilan ettiği gazetecilerle haberlerini servis edip dururken ‘çok önemli’, ‘acil’ ibareleri ile haber geçmesi talebinde bulunur!

 

Yeter! Bu kadarı da fazla artık!

 

Kendini partilerin ‘geçici’ emellerine kurban edenler de, kendisi konuşmayıp gazetecileri piyon olarak kullananlar da bu kentin sorunları için konuşulanı kulak ardı edip ayrımcılık yapanlar da ihanet ediyorlar!

 

Allah aşkına bu halkın daha yaşayacak neyi kaldı?

 

Yıllardır birilerinin yaptığı bu zülme reva görülen bu halka siz niye şimdi aynı zulmü reva görüyoruzsunuz!

 

Bu tutumla devam ettikçe…

 

Bu kentin sorunları noktasına kör, sağır, dilsiz olanlara da yazıklar olsun!

Kendini gazeteci sanıp siyasetçilerin kalemşörü olup kalemini kiralayanalara da yazıklar olsun!

Bu kentin evlatlarını “şucu-bucu” deyenlere de yazıklar olsun!

 

Vallahi de bu kafa oldukça bu kentin sorunları çözülmeyecek? Bu kalemşörler fedailik yaptıkça, gazetecilerin yazdığı tüm konulara kulaklar tıkanıp bir siyasi görüş yaftası vurulup önemsenmedikçe Van bu halden kurtulamayacak…