Her şey iyiye gidiyor.

Düzeliyoruz.

Normalleşiyoruz.

Bitti bitiyor…

Dedik…

Ama fazla normalleştik galiba.

Salgın daha bitmeden ‘bitmiş’ gibi davrandığımız için yeni bir kritik sürecin fitilini ateşledik galiba.

Rakamlar halimizi gösteriyor.

Son birkaç günlü tablolar da bunu kanıtlıyor.

Ölüm oranları düşse de vaka sayısı ve oranlama hastalık ile ilgili oranlamanın en yüksek verilere ulaştığını gösteriyor.

Yani yapılan testler, hasta sayısı, iyileşen sayısını ortaya koyduğumuzda salgın bitti diyemiyoruz.

Hatta yeniden başlamasının, ikinci bir dalganın korkusunu yaşıyoruz.

Üstelik seyahat yasağının bitmesi, bir çok mekanın açılması da anında rakamlara yansıdı.

Malum salgının en kritik şehri İstanbul’du.

En çok vaka da İstanbul’daydı.

Yasaklar sona erince İstanbul’daki insanların büyük çoğunluğu Anadolu’nun farklı illerine yayıldı.

Haliyle salgın da Anadolu’ya doğru bir seyahate çıktı.

Van ve bölge illerinde sıkıntı zaten devam ediyordu.

Van’da taziyeler, uluşmalar, asker uğurlamalar derken sıkıntı hiç bitmemiş ve tehlikle her haliyle sürüyordu.

Üstüne bir de bu süreç ve aşırı normalleşme eklenince yeniden aynı tedirginliği yaşar olduk.

Diyarbakır, Urfa gibi Güneydoğu illerindeki durum.

Van’daki yeni vakalar tehlikenin hala önemli ölçüde sürdüğünü gösteriyor.

Anlayacağınız çok rahat davranıyoruz.

Aşırı rahat takılıyoruz.

Ve yanlış yapıyoruz.

Bu yanlışımız önceki gün Sağlık Bakanı, bilim kurulu üyeleri tarafından bir dile getirildi.

Son iki günde günlük koronavirüs vaka sayısının normalin üzerinde bir artış sergilemesi, Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü'yü de tedirgin etti.  Prof. Dr. Özlü, Twitter'dan yaptığı açıklamada, artış sağlayan günlük vakalara dikkat çekerek, "Hiçbirimiz güvende değiliz" dedi.

Özlü ayrıca "İki gündür günlük olgu sayımızda artış var. Bu bir uyandırma alarmı. “Salgın bitti, tehlike geçti, eski günlere döndük” gibi davranmaya devam edemeyiz. Virüs tedbirsizliği affetmiyor. Salgın kaldığı yerden devam etmek etmek için fırsat kolluyor.” Dedi.

Ve bizler bu fırsatı virüse veriyoruz!

Yapılan onca uyarıya rağmen evde kalma sürecinde çok dikkat etmediğimiz gibi normalleşme sürecinde de çok fazla normalleşerek ve sosyalleşerek işleri kötüye götürmeye başladık.

Hastalar tam azalmışken, hastaneler tam boşalıyor derken Van’daki salgın hastanelerinden son birkaç gündür ciddi hareketlilikler yaşandığını görmeye başladık.

Komşu İran’da ikinci dalga konuşuluyor.

Sıcak ile birlikte hastalığın biteceği rahatlığına rağmen en sıcak şehirlerde müthiş bir artış var.

Sanırsam bu haberler ve korkutucu durumlar içinde bulunduğumuz durumu net bir şekilde ortaya koyuyor.

İşte bu yüzden…

Kendi canımız…

Yakınlarımız…

Sevdiklerimi için…

Lütfen tüm normalleşme adımlarına rağmen Sağlık bakanı Koca’nın dediği gibi “Eskisi gibi olmayalım”

En azından belirli bir süre için.

Çünkü böyle giderse henüz yaz başlamadan yaşadığımız bu evde kalamama, dayanamama, boğulma sürecini daha kötü bir şekilde yaşayacağız.

Yazın en sıcak günlerinde yeniden evlere hapsolacağız.

Kaybedeceğiz.

Kayıplar yaşayacağız.

Ve bu olası dalganın hem can hem de mal kaybı bizi daha ağır bir şekilde etkileyecek.

O yüzden kendimize ve birbirimize bunu yaşatmayalım.

Lütfen hassasiyete ve tedbirlere dikkat ederek bu sürecin en kısa sürede bitmesi için mücadele edelim.