-Yerli otomobile Aksaray'dan 25 milyon liralık arsa desteği

-Babayiğit’in arsası hazır!

-Yerli otomobil işte burada üretilecek!

-Yerli otomobilin üretileceği arsa hazır!

 

Bu haber başlıkları son bir kaç haftadır, Türkiye’nin en önemli haber sitelerine yansıyan bir kaç manşetten sadece birkaçı...

Siz bu başlıklara bakınca ne anlıyorsunuz?

Ben size anladığımı söyleyeyim.

2018’de üretiminin başlaması, 2019’da piyasaya sürülmesi beklenen yerli otomobilin Aksaray’da üretileceği yönünde haber başlıkları bunlar.

Ben demiyorum, gazeteler, haber siteleri böyle duyuruyor.

Bildiğiniz yerli otomobilin üretileceği yer Aksaray olarak lanse ediliyor.

Peki durum böyle mi?

Değil elbette.

Henüz yerli otomobilin nerede üretileceği ile ilgili bir netlik yok.

Erdoğan’ın sık sık çağrısını yaptığı ‘babayiğit’ler aranmaya devam ediyor, TOBB bu konuda ciddi bir çalışma yapıyor. Yani daha önce devlet eliyle üretilecek olan yerli otomobil her an özel sektörden bir kaç babayiğit eliyle üretime başlayabilir.

Peki Aksaray hikayesi nedir?

Tamamıyla bir ‘algı’ hikayesi.

Tıpkı AK Parti’nin başarısında olduğu gibi.

Herkes bilir. Ak Parti Türkiye’yi çok doğru okuyan bir parti olmayı başarmasıyla bugünlere gelebildi.

Ak Parti ile birlikte Türkiye’nin algısı değişti.

Ve 16 yıllık süre boyunca AK Parti hep algıları doğru okuyarak, algılara doğru hitap ederek başarısını sürdürdü.

Bunu kimi zaman algılara yönelik gündem servis ederek, kimi zaman doğru bir medya-tanıtım politikası ile kimi zaman da kritik zamanlarda yapılan ‘çıkışlar’ ile gerçekleştirdi.

Aksaray da tam bunu yapmış işte.

Hikayesi şöyle:

Son zamanlarda Sabancı holding gibi firmaların yan sanayi gibi alanlarda yatırıma yöneldiği Aksaray’da, Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası düşünüp taşınıyor ve şöyle bir açıklama yapıyorlar:

 

“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve TOBB Başkanımız Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun liderliğinde başlayan yerli otomobil seferberliği kapsamasında, Türkiye genelinde en fazla destek veren il olmak istiyor ve yerli otomobil için gerekli olan arsa tahsisinde, ilimiz adına toplam değeri 25 milyon TL olan organize sanayi bölgemizdeki bin dönümlük bir arsayı bu projeye hediye etmek istiyoruz. Yerli otomobil tüm Türk halkının en büyük sevdası olup, bu projenin hayata geçmesi ülkemizi otomotiv sektöründe çok büyük oranda ileri götürecektir. Aksaray yerli otomobilin üretilmesi noktasında hem stratejik konumu hem de teknik alt yapısıyla 81 il içerinde en uygun konumdaki şehirdir.”

 

Sonra ekliyorlar: “Organize sanayi bölgemiz var. Yan sanayi üretimimiz var. Türkiye’nin tüm merkezindeyiz. Stratejik konumumuz iye. Limanlara yakınız. En uygun kent biziz.”

Ve işin garibi bu sadece Ticaret ve Sanayi odasının yaptığı bir açıklama.

Ama algı o kadar iyi bir şekilde yönetildi ki, şimdi Türkiye’de bir çok kişinin bilinçaltında yerli otomobilin Aksaray’da üretileceği hususu var.

“1000 dönümü yerli otomobil için bedelsiz veriyoruz” dediler, ibreyi bildiğin kendilerine çevirdiler.

 

***

 

Peki bu Aksaray nedir? Necidir?

1989 yılında il olan, henüz oldukça genç bir şehir.

Toplam nüfusları yaklaşık olarak 400 bin.

Van Gölü’nden sonra Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü’nün yaklaşık 400 km2’lik bölümü Aksaray topraklarında yer alıyor.

Ekonomileri tarıma ve hayvancılığa dayanıyor. Van’da ne üretiliyorsa orada da benzer ürünler var.

Bunun dışında öyle ahım şahım bir stratejik durumları yok.

 

***

 

Yapmayayım diyorum ama kendimi tutamıyorum.

Van’ın 3’te biri kadar büyük olmayan, ayır edici tek özelliği İç Anadolu bölgesinde olan ve Van’dan fazlası değil eksiği olan bir kent nasıl oluyor da kendini bu kadar pazarlayabiliyor?

Van gibi bilmem kaç medeniyete başkentlik yapmış...

Orta Doğu’ya, Orta Asya’ya açılan...

Tarım’da, hayvancılık dışında turizmi ile de ön plana çıkma potansiyeli olan,

Son zamanlarda sanayi yatırımcılarının da yüzünü döndüğü bir kent neden Aksaray’ın yaptığını beceremez?

Çok mu zor...

 

***

 

Bakınız tekrardan hatırlatayım. Yerli araç Aksaray’da üretilecek diye bir karar yok. Ama ortada müthiş bir Aksaray PR’ı dönüyor. Ve bunu tek başına Ticaret ve Sanayi Odası yapıyor. Adamlar küçük ilde lobi yapıyor, seslerini Türkiye’ye duyuruyor, TOBB’a selam çakıyor! Bir Aksaray kadar da mı olamıyoruz!

Bir süre önce yerli otomobilin Van’da üretilmesi konusunda çağrı yapılması için çabaladık, sosyal medyada duyarlılık oluşsun dedik, üç beş kişi dışında ses veren bile olmadı. Bizim algımız da bu kadar işte!

 

***

 

Dün bir dostumuzla konuşurken çok güzel bir cümle kullandı Van için:

Bizim aslında her şeyimiz var, Van aslında bir çok şeye müsait de bizim tek sorunumuz şu: Biz birbirimizi sevmiyoruz! Sonuna kadar katılıyorum.  Bakınız Valimiz Sayın Murat Zorluoğlu, eğitimdeki 75’inci sıramızı oturup tartışmaya açmış. Neden bu haldeyiz diye güzel bir soru sormuş...

Tamam, bu topraklarda bir türlü huzur olmadı,

Tamam, terör bu kente hep kaybettirdi,

Tamam, Van yeterince yatırım alamadı,

Ama bunda hep mi kabahat devletin kardeşim?

Yani Vanlılar hiç mi yanlış yapmıyor?

 

***

 

Hadi ben size bir soru sorayım: Şu an Van’ın önde gelen varlıklı, zenginlerinden kimler var desem, bana kaç isim sayabileceksiniz? İnan 5’i geçmeyecek.

Ama Van’dan kimler kimler göçtü desem? Saymakla bitiremeyeceksiniz.

Bakınız bu kent son 5-10 yıldır müthiş bir beyin ve sermaye göçü verdi.

Bu kentte kurum, kuruluşlar arası kavgalar yüzünden kent her dönemin kaybedeni oldu...

Halen bile kentin en büyük STK’ları, kuruluşlarının kavgası var.

Halen bile bu kentin siyasi kavgaları var.

Halen bile bu kentin kendi evladının ayağını kaydırma yarışı var!

 

***

 

ALIN SİZE EMSAL, ALIN SİZE TEŞVİK! ALIN SİZE SAHİPSİZLİK!

 

Madem konu yerliden açıldı bir örnek vereyim.

Biz işte içimizdeki bu kavgalar, bu lobi eksikliği, bu basiretsizlikler yüzünden kendimizden birilerini bile Van’a getiremiyoruz.

 

-Van’a Rescate Otel’ini getirip ilk kez 5 yıldızlı otel ile tanıştıran Akay Grup, bir dönem tatil köyü projesi çıkardı, Van’da müthiş bir yatırım için kolları sıvadılar ama vazgeçtiler. Fırsat olsa gözü kapalı yeniden gelirler.

 

-Türkiye ve Dünyada Rixos markasıyla devleşen Fettah Tamince bir Vanlı. Turizm adının geçtiği her yerde bir Rixos var ama Van’da yok. Yapamaz mı. Bal gibi yapar.

 

-Ethem Sancak. Siirtli bir ailenin mensubu ama yolu Van’dan geçmiş bir isim 1980’li yıllarda ailece Van’da ticaret yapan, Van’da zenginleşen bir aile mensubu. Son dönem Türkiye’nin parlayan yıldızlarından. Hedef Holding, BMC Grubu ve son dönemlerin önemli medya gruplarını yönetiyorlar. Son dönem AK Parti MYK’sında yer aldı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan gibi isimlerin her ziyaretinde Van’a geliyor. Uygun ortam olsa bu yatırımların sadece birinin üretimini Van’a kaydırmaz mı? Alasını yapar!

 

-Hamdi Ulukaya. Chobani adlı yoğurt markasıyla dünyada yoğurt denince akla gelen ilk isim. Bu toprakların çocuğu. Erzincanlı ama Van’da Erciş bölgesinde Jersey ineklerle üretim yapıyor. ABD’nin Türkiye büyükelçileri sürekli gelip yatırımı ziyaret ediyor, o da bir çok ismi yatırım için Van’a davet ediyor. Uygun bir zemin hazırlansa, gel denilse Ulukaya Van’da da bir üretim kurmaz mı? Bal gibi kurar.

 

-Sütaş. Türkiye’nin en büyük süt markası. Süt denince akla onlar geliyorlar. Doğu’ya yatırıma niyet ettiler. Yapalım mı yapmayalım mı derken geçtiğimiz yıl kararlarını verdiler. İşin acı tarafı yatırım yapmak istedikleri illerin başında Van geliyordu. Ama onlar Van’a değil, Bingöllü siyasetçilerin baskısı ve Erdoğan’ın talimatıyla Bingöl’e kaydırdılar. Tam 143 milyon TL’lik dev SÜTAŞ fabrikası Bingöl’de kuruluyor. Bunun gibi tarımsal yatırımların esas olması gereken yer Van değil mi? Vallahi de Van billahi de Van.

Daha sayacak o kadar çok şey var ki...

 

***

 

Ama Van...

Biz Vanlıların değimiyle ‘belengaz’ Van!

Konumu ile Türkiye’de bir şeyleri hayata geçirmek istediğinizde ilk 10 koyabileceğiniz bir il konumundayken hala kısır çekişmelerin, dedikoduların, başarısızlıkların ve sahipsizliğin kenti olarak kalan Van...

Bahtsızsın vallahi...