Van Halk Kütüphanemiz depremle birlikte yok oldu. Sadece kütüphanemiz mi yok oldu? Harflerimiz, sözcüklerimiz, cümlelerimiz, kitaplarımız, hislerimiz, düşüncelerimiz, hayallerimiz ve nihayetinde insanlarımız… Bir kitap kaç insandır sayanınız oldu mu hiç? Kaç kazanç elde ederiz bir tek kitapla bilir misiniz? Kaç insan kazanırız tek bir kitapla? Çoktur sayısı, en az birdir ama mutlaka. 

 

Yeni bir kitap okuma projesi başlatıldı Van’da. Kutluyorum mimarlarını ve ayrıca kitapseverleri. Okuma alışkanlığının kazandırılması ve eğitimin sürdürülebilirliğinin sağlanması adına böylesi projeler umut vericidir. İleriki nesillerin bilinçliliğini arttırmak ve potansiyel yüksek kültürlü insanlar yetiştirmek adına olumlama yaratır her zaman. Bu yüzden kitap fuarlarını her zaman sevmişimdir. Bir farkındalık yaratır öncelikle; sonrasında müthiş bir heves. Bu vesileyle Van’da düzenlenmesini istediğimiz kitap fuarlarını merakla bekliyoruz!

 

Burada aslında değinmek istediğim ve altını çizmek istediğim konu fail-i meçhul bir varlık haline getirilen halk kütüphanemiz. Depremden sonra bizden alınan ve bir türlü halka kazandırılamayan milli değerimiz… Sürekli yakındığımız hakikatler arasında belki de en önemli olanıdır bu kurum. Neden mi? Çünkü sosyo-kültürel olgunluk en çok kitapla kazandırılır. Çünkü kitap okuma oranı ile yaşantısal kalite arasında doğru bir orantı mevcuttur. Kültür Bakanlığı 2016 Türkiye Okuma Kültürü Haritası verilerine göre Van’da halk kütüphanesine üyelik oranı 2.1 ile 3 arasında görülür (bkz. http://www.kygm.gov.tr/Eklenti/55,yonetici-ozetipdf.pdf?0). Bu değerlendirme kütüphanesi salonsuz olan bir kent için çok da hayal kırıklığı sayılmaz. Ayrıca aynı verilere göre halk kütüphanesinden yararlanma oranı 5 ile 7 arasındadır; ancak Vanlının boş zamanda yapılan aktiviteye verdiği cevabı ne yazık ki ‘kitap okuma’ değil ‘TV izleme’ olmuştur.

 

TÜİK 2015 Eğitim istatistiklerine göre Van ‘6 yaş ve üzeri okuma yazma bilmeyenler’ arasında yüzde 7.5 oranla 12. sırada (Bkz. http://www.milliyet.com.tr/turkiye-de-illere-gore-okur-egitim-2234272/). Bu vahim durum okuma alışkanlığının kazandırılması ve kütüphanelerin halkla buluşturulması noktasında da önemlidir. Yine TÜİK’in 2016 ‘İllerde Yaşam Endeksi’ araştırmasında, Van’ın eğitimde 75. sırada yer alarak en kötü 10 il arasında yer aldığı görülür (Bkz. http://www.hurriyet.com.tr/tuik-illerde-yasam-endeksi-arastirmasi-egitimde-en-iyi-il-tunceli-40044276).

 

Toplumların gelişmişliği ile okuma alışkanlıkları arasında da yukarı endeksli bir paralellik mevcuttur. Gelişmişlik sadece fiziksel verilerle tespit edilmez; bir kentin ahlaki değerleri, politik tutumu, gençliği, erdemleri, tavır ve tutumları da bu söz konusu gelişmişliğin kapsamındadır. Haliyle kütüphanesi bir türlü yapılamayan bir kentin sosyo-kültürel, sosyo-politik ve sosyo-ahlaki varlığında bir olumlama olması beklenemez. Sonuçta kitap dayatılmayan bir toplum, kütüphanesi elinden alınan bir sosyal yapı ve sözcüklere ve düşüncelere teslim edilmeyen bir kentin insanından çok şey alınmış olur. Ve bu durumda da da yıkıcılık, saldırganlık, tahammülsüzlük, hasetlik, kendini beğenmişlik kitapsız toplumun alışılmış arkadaşı olur.

 

Bir milyonu aşan bir nüfusu olan bir kentten bahsediyoruz… Bir sürü sorunlarla boğuşan bir kent… Soruyorum yetkililere! Bir kitap onlarca insan demek, bilmeyenimiz var mı? Yok. Peki, onca yıl bekletilen bir kurumda okutulmayan kitaplar kaç insanı yok eder, düşünebiliyor musunuz? Okumaya geç kalınan her kitaptan, kitap almaya gelip de dönen her insandan ve sözcüklerin beyinlere hükmettiği her anın yaşanmamışlığından siz mesulsünüz! Bir okuma salonuna düşkün kaç insan var bilemezsiniz!

 

Lütfen kitaplarımızı hür bırakın! Lütfen kütüphanemizi bize bırakın! Van Halk Kütüphanesi artık salonlarını herkese açsın!