Twitter... Yeni dönemin en çok kullanılan, en çok tartışılan sosyal medya platformu...

Tüm muhabbetler ya twitter ya whatsapp.

Muhabbet de burada dönüyor.

Tartışmalar da buralarda yapılıyor.

Sadece bizde değil, dünya genelinde bir hastalığa dönüştü şu sosyal medya işi.

Siyasetçiler...

Belediye başkanları...

İl Başkanları...

Yapmaları gereken her ne varsa twitter üzerinden yapıyor.

Siyaset, hizmet halk için değil dostlar twitter’da görsün diye yapılıyor.

Yerel yönetim işleri halk görsün diye değil daha çok takipçi RT yapsın diye paylaşılıyor.

Gerçek kitleler yerine sosyal medyanın ‘sanal’ kitlelerine yönelik propagandalar, kampanyalar yürütülüyor.

Fakat...

Bizde iyice çığırından çıkmışa benziyor.

Son zamanlarda kentte gerek siyasette, gerek yerel yönetimlerde, gerek kurumlarda gerekse STK’larda ‘panik’ havasındaki başkanlar abuk sabuk işler yapmaya başladı.

Acayip acayip paylaşımlar dönüyor.

Öyle görünüyor ki gerçek manada başarıyla sonuçlanmayan bir çok eylemin acısı sosyal medyada bir şeyleri ıspatlama çabası içinde devam ettirilmeye çalışılıyor.

Stresten ne yaptığını bilmeyen başkanlar ‘çok’ komik durumlara düşmeye başladılar.

Hayırdır ağalar ya size ne oldu böyle?

Neyin peşindesiniz?

Sizin temsil ettiğiniz, temsil etmeniz gereken, hizmet etmeniz gereken çok büyük halk kitleleri yok mu?

Sanki yok... Twitter üzerinden sanal gerçeklik peşine düşen nice başkanlarımız var artık. Gözümüz aydın!

 

***

 

Sanal dedik de.

Sanalın da suyu çıkarıldı.

Gerçek isimleri ile bir şeyler yapmasa da konuan hemşerilerimiz bir yana bir de adı sanı belli olmayan twitter kullanıcılarının kumpanyasına şahitlik ediyoruz.

Ad yok, san yok.

Kimdir, nedir, necidir belli değil.

Fakat sahte takipçiler, birilerini etiketleyerek oluşturulan kamuoyu ile ‘sanal’ kullanıcılar kentte bir çok işe müdahil olmaya başladılar.

 

***

Herkes ‘fake’ bir başka deyişle ‘sahte’ isimlerle bir şeyler yapıyor.

Birisi yardım kampanyası yapıyor.

Öteki yardım kampanyası yapana çamur atıyor.

Diğeri siyasetçilere ‘çakma’ yapmak için sahte isimlerle yazıyor.

Siyasetçi, sahte isimlerden oluşan ekiple karşı atağa geçiyor.

İhaleciler alamadıkları ihalelerin rezilliğini gammazlıyor.

Kimisi çalıştığı kurumlarda ne var ne yok paylaşmaya çalışıyor.

Anlayacağınız ne dolap varsa dönüyor işte!

Ama bence bu kadarı fazla...

 

***

Gördüğüm kadarıyla koca koca adamlar işi gücü bıraktı.

Kim ne yazıyor, kim kime ne diyor bunu takip etme peşine düştü.

Başkanlar çalışmak yerine sosyal medyada kim ne diyor cevap verme peşine düştü.

Düğünler, taziyeler, siyaset sosyal medya üzerinde yapılır hale geldiğinden beri, kimse kimseyi ciddiye dahi almıyor.

Bak bu daha le le’dir.

Bunun bir de lo lo’su var.

İş çığırından çıkmadan şu işe bir son vermek lazım.

Adı sosyal olan şu medya işleri kentin sosyalliğini alt üst etti.

Bu işe bir çare bulmak lazım.

Kenti yönetenler iyice zıvanaya dönen şu sosyal medya olayından biraz kafayı kaldırıp kentin içinde bulduğu hale yoğunlaşması gerekiyor.

Hadi biraz kendiniz olun da, yaşadığınız kente gerçek isminizle, gerçek kimliğiniz ile katkı sunmaya çalışın.

Boş vakitlerinizde sahte hesaplardan bir birinize çakma yapmaya devam edersiniz...