Son zamanlarda Van Ak Parti’deki siyasi gerginliği bir süredir fark etmeyen yoktur herhalde.

Eğer kulağınızı tamamen tıkamamışsanız son dönemlerde bir huzursuzluk ortamı olduğunu duymuşsunuzdur. Homurdanmalar arttı. Ciddi bir baş ağrısı var belli ki...

Ama mevcut durumu herkes kendince ve farklı kelimelerle lanse ediyor ya da söylemekten çekiniyor ‘olası menfaatlerine’ zarar gelmesin diye susuyor.

En kötüsü de bu susmak!

Şu zamana kadar kent olarak da siyaseten de ne kaybettiysek hep susmaktan kaybettik ya...

Neyse...

 

***

 

Homurdanma sebeplerinden birisi ortada bir huzursuzluk ve bu huzursuzluktan mütevellit parti içinde hafif bir yaprak dökümünün olması. Bu güne kadar sayısı net olmamakla beraber 5-6 civarında istifa oldu Van Ak Parti yönetimden.

Duyduk mu? Hayır.

Öyle görünüyor ki genel itibariyle de sorgulama yetimizi yitirdik galiba.

Biri hariç diğerleri çıkıp neden ne için istifa ettiklerini, ne dile getirdiler ne de kimse bu istifaları konuştu...

Ne biz sorduk ne de diğerleri konuştu.

Haliyle şimdi bunları okurken kendi kendinize “Bunları yazmak da konuşmak da sizin işiniz” dediğinizi duyar gibiyim.

Haklısınız! Biz de eksik kaldık. Sormadık!

Ama artık vaktidir. İnşallah elimizden geldikçe, dilimiz döndüğünce bunları konuşmaya çalışacağız uzun bir süre.

Malum alışma süreçleri, uyum süreçleri, bahaneler falan-filan bitti. Yerel seçim de geldi çattı, kapıya dayandı. Şimdi konuşmayacağız da ne zaman konuşacağız?

 

***

 

Ha bu arada... Konuşmamız gereken başka şeyler de var! Mesela...

Kurum atamalarında bazı siyasilerin ciddi bir çekişme içinde olduğu ve zaten gergin olan ilişkilerin tamamen kopma noktasına geldiği iddiaları kulislerde kol geziyor.

Atamalar işin sadece bir parçası olsa da sadece bir kaç atamada bile ciddi anlaşmazlıklar, gerginlikler ve sıkıntılar olduğunu biliyoruz.

Bu gerginliğin en son Numan Kurtulmuş’un Van ziyaretinde de bir kaç farklı şekilde patlak verdiğini de biliyoruz...

Bu krizler sadece görüşmelerde, buluşmalarda boy göstermiyor.

Özellikle sosyal medya üzerinden insanların ciddi şekilde eleştirileri arttı ve bir çok kesim ses yükseltmeye devam ediyor. Kimisi yönetimdeki isimleri, kimisi tepe isimleri, kimisi ise hiç yönetimde olmadan yönetimden daha güçlü olan kimseleri eleştiriyor.

Öyle görünüyor ki seçime giderken bu huzursuzluk ve eleştiriler katlanarak artmaya da devam edecek.

 

***

 

Başka bir husus daha var.

Özellikle yönetimde olmadan yönetimden daha güçlü pozisyon sahibi isimler de tepki çekiyor.

Durumdan hem yönetimdekiler hem de partililer rahatsız

Ama bu da konuşulmayan, daha doğru sesli olarak dillendirilmeyen konular arasında.

Buna siz korku deyin, biz tedirginlik diyelim. Ama ortada bir suskunluk gerçeği olduğu aşikar.

Nedendir, nasıl yaratıldı, bilmiyorum. Ama var.

İnsanlar sanki bir şeyleri açık açık söylemeye çekiniyorlar. Görüyoruz, duyuyoruz.

Daha önce aleni yapılırdı.

Şimdi herkesin tepkisi de, eleştirisi de, öfkesi de sadece kulislerde, gizli gizli buluşmalarda konuşuluyor.

Henüz ayyuka çıkmış olmasa da gizli buluşmalar, kartopu olup büyümeye başladı bile.

Konuşmaların dışarı sızmaması için ciddi çabalar gösteriliyor ama herkesin aslında bir şekilde bu huzursuzlukları konuştuğu ve dışarıya çoktan sızdığı gerçeğini unutuyor.

Ha şunu da söylemeden geçemeyeceğim.

Şu an çizilen tablo ise biraz farklı.

Yani partinin durumu ‘içi beni yakar dışı sizi’ misali.

Kulislerde bir biri hakkında atıp tutan adamlar karşı karşıya gelince de can ciğer kuzu sarması.

İşte konuşama korkusu diyorum ya. Korku diye bahsettiğim durum tam olarak bu aslında. Arkadan gümbür gümbür, karşılaşınca öpüşmeler kucaklaşmalar kütür kütür... Yarabbi şükür!

 

***

 

Bir sorun da Ak Parti’nin eski yöneticilerinin de uzun bir süredir Van’da sürece dahil olamaması ile ilgili şikayeti.

AK Parti’nin topyekûn bir birliktelik mücadelesi verdiği bir süreçte Van’da bölünmüşlüklerin daha da artması, eskilerin ve bazı grupların pasif durumda bırakıldığı iddiaları ile ortalık toz duman.

Aleni olması hasebiyle küçük bir örneği paylaşmakta da beis yok.

Geçtiğimiz günlerde Ak Parti’de kurulduğu günden bu yana yer alan ve her dönemin bir şekilde güçlü kalmayı başarın isimlerinden Hekim Karabıyık’ın bir twitter paylaşımı vardı.

Gözden kaçmış olabilir fakat o da içinde önemli ipuçları içeriyor.

Karabıyık, yine önceki dönem teşkilatçılarından Adnan Yörük’ün Koceli’nin danışma meclisi toplantısına katılması ve bu toplantı ile ilgili memnuniyetine şu cevabı veriyor:

“Adnan bey, orası Kocaeli Teşkilatı. Ak Parti Siyasetinin Örnek Limanı. Eski ve yeni teşkilatçı ayırımı yapılmıyor. Emek veren her kes orada il danışma toplantılarına davet edilir. Bizim Van’da eski teşkilat mensuplarını bırakın danışma toplantısına davet edilmeyi partiye almıyorlar.”

Hadi buyurun cenaze namazına!

Bu mesaj da benim şimdiye kadar anlattığım tüm konuların küçük bir özeti gibi durmuyor mu?

Ben şahsen öyle anladım.

 

***

 

Bu yazdıklarımı okuyunca öyle hemen sinirlenmeyin!

Sinirlenme yok!

Önceki dönemlerde ne yaptıysak o.

Her ne kadar her dönem tüm telkinlerimize, uyarılarımıza, eleştirilerimize rağmen birileri hep “Bildiğim bildik, çaldığım düdük” dese de bize düşen ‘sıkıntıyı’ konuşmak, konuşturmak.

Nihayetinde. Biz babadan böyle gördük!

Ha bu arada geçmiş yönetimler derken bazılarına haksızlık etmeyelim. İyisi de vardı kötüsü de...

 

***

 

Partiye dair konuşulan sorunlardan bir tanesi de iletişimsizlik ortamı. Gördüğümüz ve duyduğumuz kadarıyla ortada bir muhatap bulamama, derdini anlatacak bir iletişim ortamı kuramama sıkıntısı da var.

Vatandaşın bu yöndeki şikayeti de bir hayli yüksek.

Yine bu konu herkesin bildiği ama herkesin sessiz kaldığı konular arasında.

Neden?

Çünkü kimse siyasi rakiplerinin ellerine koz vermek istemiyor aslında.

Buna Eyvallah anlarız. Ama altını çiziyorum. Tamamen suskunluk ve hiç bir yanlışa dur dememek de sonun başlangıcı olabilir, bu çizgiye dikkat etmek gerekir.

 

***

 

Ha unutmadan... Satır aralarında kurum atamaları demiştik.

Homurdanma yaşatan sebeplerden birisi de bu. Benim geçen yazımın da bir kısmını oluşturan bir konuydu.

Artık herkesin malumatı olan bir konu. Aylardır kurumlar için “Ha değişti, ha değişecek” diye konuşulup duruyor.

Kurum atamalarıyla alakalı bir çok isim geçti kulislerden şu ana kadar. Ve bir çok beklenti oluştu haliyle. Gelinen noktada bir atama olmayınca ve ismi geçen kişiler ciddi şekilde yıpratılmaya çalışılınca buradan da büyük bir ses yükselmeye başlandı.

Bu duruma da bir el atılması gerekiyor acilen. Bu konu hem teşkilatı, hem vekili bağlayan bir konu.

Ya gerçekten bu kente sahip çıktığını gösterip kamuoyunda her şeyi açık ve aleni bir şekilde söylenmeli ve sorunun kimden ve neden kaynaklandığı açıkça ortaya konulmalı.

Ya da her zaman ki gibi kentin kaderini başka ellere bırakmalı.

Beklenti içine sokulan insanlar ve haliyle yıpranmalara da engel olmalı.

Yıllarca kariyer yapmış emek vermiş bu insanları da bir mendil gibi kullanıp atmamak gerekiyor. Esas hemşericilik esas şimdi, bu aralar yapılmalı. Çünkü Van’ın bu noktada belki de en zayıf olduğu bir sürecin içerisindeyiz. Hani yıllarda İstanbul-Ankara’da bir lobimiz olmadığından şikayet ettik duruyoruz ya.  Gelinen nokta bırakın oraları Van’da bile bir Van lobisi olmadığını teyit ediyor. Biz daha bu kentte bile Vanlılık yapamıyoruz ya hu!

Velhalısıl-ı kelam...

Bakmayın büyükşehir olduğumuza...

Bizden ne köy olur ne kasaba...

Ne hasım olduk ne akraba.

Binaenaleyh, biz didiştikçe geldi akbaba gitti akbaba!Son zamanlarda Van Ak Parti’deki siyasi gerginliği bir süredir fark etmeyen yoktur herhalde.