Sokağa çıkma yasağının sürdüğü Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 300 işyeri kapandı, 5 bin kişi işten çıkarıldı.

 

Diyarbakır'da teröristlerin başlattığı "hendek" kazma sebebiyle bir çok operasyon yapıldı. Özellikle Sur ilçesinde yaşayan vatandaşlar yaşanan çatışmalar sebebiyle kentte yaşanan ekonomik sorunları Al Jazeera'den Abdulkadir Konuksever'e anlattı. İşte o açıklamalar:

 

"KANDİLLE Mİ ÖCALANLA MI? KİMİNLE GÖRÜŞÜLECEKSE GÖRÜŞÜLSÜN"

Kuyumculuk ve işletmecilik yapan Seyfettin Mutlu: “Tarihi İskender Paşa Konağı'na tam 800 bin lira harcayarak restore ettirdim. Aylık 11 bin 500 lira kirası var. 24 çalışanımdan sadece dördünü konağın güvenliği için tutuyorum. Kuyumcu dükkânımda ise dört kişi çalışıyor. Bu adamların tamamı sigortalı. Geçen gün oturup hesap yaptık her ay 30 bin lira içeri giriyorum. Sur, Diyarbakır ekonomisinin kalbinin attığı yer; tarihi yapılar, oteller, lokantalar, kafeler hep burada ve şimdi tamamı kapalı. Cebimdeki paraya bakıyorum, daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. Diyarbakır yıkıldı 6-8 Ekim olaylarıyla. Ben 50 yaşındayım ve 40 yıldır çarşıdayım. Çözüm sürecindeki kadar insanı hiç birarada görmemiştim. Buranın halkı, turistler ve memur kesimi hep buradaydı. Bolluk, bereketti. Sonra çözüm süreci bitti. Daha bu yasaklar başlamadan önce işlerimiz tersine dönmeye başladı. Hendek ve yasaklarla birlikte tam bittik. Başbakanımız Sayın Davutoğlu Bulgaristan'a giderken dağlarda örgütün temizlendiğini söyledi. Peki, 15 gündür Sur'da ne yapılıyor? Temizlendiyse ben niye dükkânıma gidemiyorum? Çok istirham ediyorum, Kandil ile mi, Öcalan ile mi, kimle görüşürlerse görüşsünler, bu işi bitirsinler. Yeniden çözüm sürecinin başlamasını ve masaya oturmalarını istiyoruz. Çünkü, bu savaş en çok bizi, fakir fukarayı etkiliyor. Bir çağrımız da Kandil'e; sıradan bir vatandaş olarak hendeklerle bir yere varılamayacağını biliyorum. Eğer mesele Kürt halkının kurtuluşu, refahıysa vallahi böyle kurtuluş falan olmuyor. Lütfen bu hendeklere ve şehirlerdeki olaylara son verin."

 

"BU ATEŞE SU DÖKÜN / DEVLET ADIM ATSIN"

Diyarbakır'ın en eski ve yöresel yemekleri ile haklı bir üne sahip Hacı Halit Lokantası'nın işletmecisi İhsan Kutluğ: "Lokantamda 26 kişi çalışıyor. Bu adamlar aldıkları günlük yevmiye ile yaşamlarını idame ettiriyorlar. Yevmiyeleri bir gün sekse aç kalıyorlar. Bugün 15 gündür çalışamıyorlar. Çoğunun hem işi hem de evi Sur içinde. Hem evlerinden hem işlerinden oldular. Şimdi, bu kara kış kapıdayken nasıl dayanacaklar? Ben patronlarıyım, dayansam dayansam bir ay daha dayanabilirim. Peki, onlar ne yapacaklar? Her gün gelip Dağkapı'da bekliyorlar. Yasak kalksa hemen işlerine evlerine koşacaklar ama yok. Devlet yeniden çözüm süreci için bir adım atarsa karşı taraf gelir, lütfen artık bu ateşe bir su dökün. Vallahi devlet adım atarsa bunlar da atarlar, atmazlarsa halkın zoruyla atarlar.”

 

"EKONOMİK ANLAMDA ÇOK ZOR DURUMDAYIZ"

Sur'da kuyumculuk yapan Metin Erik: "Halklar yıllardır kader birliği etmiş. Zulmün Allah katında da, kul katında da yeri yok. O nedenle bir an önce bitsin bu çatışmalar çünkü insanlara zulüm ediliyor. Bu zulmün sona ermesi için idarecilerin bir an önce harekete geçmeleri lazım. Ekonomik anlamda herkes çok zor durumda. Zararın neresinden dönülürse kârdır. Aklı selimin galip gelmesi ve bu şiddetin bir an önce son bulması lazım. 35 yıl süren savaştan bir sonuca ulaşılabildi m? Hayır. Artık yeter, vallahi yazıktır bize."



"GİDİP YDG-H'LİLERLE KONUŞTUK. EMİR ALDIK DURMAYIZ DEDİLER"

İsmini vermek istemeyen bir esnaf: “Yasak bir günlüğüne kaldırılınca esnaf arkadaşlarla toplanıp YDG-H'lilerin hendek kazdıkları Hasırlı Mahallesi'ne gittik. Durumumuzu anlatarak bu işe bir son vermelerini, esnafın, Sur'da yaşayanların perişan olduklarını anlattık. Çatışmayla çözüm olmayacağını, hele sivillerin yaşadıkları alanlarda kabul edilemez olduğunu anlattık. Bizi dinledikten sonra Sur'dan çıkmayacaklarını, emir üzerine buraya geldiklerini ve Kandil ile Öcalan'ın isteği doğrultusunda ancak çıkabileceklerini söylediler. Çaresiz, dönüp geldik. Şimdi bu adamlar çıkmazsa devlet nasıl çıksın oradan? Eğer bir adım atarsa devlet, yeniden çözüm sürecini başlatırsa, Öcalan'ı da sürece katarak belki düzelir buralar. Başka bir umudumuz yok.”



"ESNAF ÖDEMELERİNİ YAPAMIYOR / KARŞILIKSIZ ÇEK ORANI ARTTI"

İsmini vermek istemeyen bir başka esnaf: “Bu olaylar başladığından beri esnaf ödemelerini yapmakta güçlük çekiyor. Bankacılar genel tabloyu görebilecekleri bir veri tabanına bağlılar. Ödeme yapılamaması nedeniyle şu anda 70 milyon liralık kredi, kredi kartı ve pos yasal takibe girdi. Karşılıksız çek oranı yüzde 16 artmış durumda. Müşterilerimiz ile konuştuğumuzda kimi mal alamadığını, kimi de malı satamadığını anlatıyor. Sur esnafı zaten kapalı ve asıl sıkıntı, borçlu cari hesaplarının yenilenme tarihi olan 31 Ocak'ta başlayacak. Sur esnafı güçlü esnaf değil. Her birinin sermayesi ancak 100-150 bin lira civarında. Dayanmaları çok zor.”



BANKA: "ÖDEME YAPILMAZSA YAPACAK BİR ŞEY YOK"

İsmini vermek sitemeyen bir banka yetkilisi: "Ödemelerini yapamadıkları için yasal takibe giriyor. Bu durumda yapılandırmaya gitmemişse borç birikiyor. Biz banka olarak müşterimizin ayakta kalması için elimizden geleni yaparız. Çünkü, o kaybederse biz de kaybederiz. Sur'da devam eden yasaklar mücbir nedenler ve görmezden gelmiyoruz. Ancak ödeme yapılmazsa ve bu siciline işlerse esnaf bir daha kredi alamaz ve o sicille yasak kalksa bile dükkânına dönerek ticari faaliyette bulunamaz."



"KONOMİK BİR YIKIMLA KARŞI KARŞIYAYIZ"

Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Alican Ebedinoğlu:

“90'lı yıllarda çatışmalar kırsal alanlarda yaşandığı için kentlerdeki küçük esnafa etkisi çok olmazdı. Ancak şimdi ekonomi anlamında tarihi bir yıkımla karşı karşıyayız. Diyarbakır'da ağır sanayi yok, küçük esnaf üzerinden dönüyor ekonomi. 65 bin esnaf ve sanatkâr var ve bunun 10 bini Sur ilçesinde. 300 işyeri kapandı, 5 bin kişiye yakın kişi işten çıkarıldı. Üstelik veriler bu 15 günlük yasaktan önceydi, şimdi daha da derinleşti. Esnaf bankalar nezdinde ‘sicilli' duruma düşüyor. Bu da bir daha ticari hayatına dönemeyeceği anlamına geliyor. Olaylar nedeniyle Sur dışındaki esnafın cirosunda da yüzde ellilik bir düşüş var. Derhal bölgenin afet bölgesi ilan edilmesi gerekiyor. Hükümetin acil tedbir alması gerekiyor. Toplamda 10 bin kişi işsiz kalabilir. 100 bin kişi küçük esnafın yanında çalışıyor, esnaf biterse yanındakiler de işsiz kalacak. Soma ve Reyhanlı gibi afet bölgesi kapsamına alınmasını istiyoruz bölgenin. Ardından çözüm süreci ve müzakereye geri dönülmesi gerekiyor. Bölgeye dönük bir ekonomik destek paketi düzenlenmeli. Vergi, SGK primleri, faizsiz kredi enstrümanları ile küçük esnaf desteklenmeli.”

Editör: TE Bilisim