ŞEHRİVAN - "Unesco Gastronomi Kenti: Gaziantep” programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Televizyonlarda bir sürü yarışma programları var. Bunların bir kısmı faydalı olabilir ama bir kısmının anlamsız olduğunu görüyoruz. Bunların yerine geleneksel mutfağımızı öğreten bir yarışma programı olsa çok daha fazla ilgi çeker, çok daha fazla faydalı olur” dedi. 


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çırağan Sarayı'nda düzenlenen "Unesco Gastronomi Kenti: Gaziantep” adlı programa katıldı. Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra etkinliğe ev sahipliği yapan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile Gaziantepli yerel yöneticiler ve işadamları ile çok sayıda davetli katıldı. Erdoğan, yaptığı konuşmada, “Bugün burada ülkemiz için gerçekten önemli, gurur verici bir gelişmeyi kutlamak üzere bir aradayız. Gaziantep Unesco’nun dünya çapında 18 kenti dahil ettiği Gastronomi şehri unvanını aldı. Bu başarılarından dolayı Gazianteplilerimizi tebrik ediyoruz. Gaziantep bu unvanı belki de en fazla hak eden şehirlerinden biri olarak aldı” dedi.

 

ERDOĞAN: VAN FARKLI BİR ZENGİNLİĞE SAHİP

“Bir şehir düşünün ki kendisine mahsus 500 çeşit yemeği olsun” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “Dünyanın pek çok ülkesine pek çok ülkesine gitmiş biri olarak söylüyorum. Gaziantep’in gastronomi alanındaki zenginliği bırakın şehirleri dünyanın pek çok ülkesinin toplamından daha fazladır. Üstelik Gaziantep mutfağı bizim ülkemizin çok önemli bir unsurudur ama tek zenginliği de değildir. Erzurumlu ile, Karsı ile, Iğdır’ı ile, Ardahan’ı ile Van’ı ile Doğu Anadolu bölgemizin mutfağı çok daha farklı bir zenginliğe sahiptir. Karadeniz’e çıktığımızda bu defa karşımıza daha farklı çok daha özgün bir başka Gastronomi manzarası çıkar. Marmara’ya, Akdeniz’e, Ege’ye, İç Anadolu’ya, neresine giderseniz gidin aynı durumla karşılaşırsınız. Bu ülke başka bir ülkedir. Buralarda ne ararsanız bulursunuz. Üstelik bu mutfakların hiç birisi bir birinin benzeri, kopyası da değildir. Geçmişten beri nesilden nesle aktarılarak devam eden bu yemekleri halen yaşatan tüm güzel yemekler yapan kadınlarımıza da şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Televizyonlardaki zararlı yarışma programları yerine yemek yarışması programlarının yapılmasını öneren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biliyorsunuz, televizyonlarda bir sürü yarışma programları var. Bunların bir kısmı faydalı olabilir ama bir kısmının anlamsız olduğunu görüyoruz. Bunların yerine Gaziantep başta olmak üzere ülkemizin çeşitli bölgelerinden ninelerin, kız ve erkek torunlarına geleneksel mutfaklarına ait yemekleri yapmayı öğrettiği bir yarışma programı olsa inanıyorum ki çok daha fazla ilgi çeker, çok daha fazla faydalı olur” diye konuştu.

 

“BU MUTFAK BİR DÜNYA MARKASI HALİNE GELMEYİ ZİYADESİYLE HAK EDİYOR”

‘Bu mutfak bir dünya markası haline gelmeyi ziyadesiyle hak ediyor’ diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “Anadolu’nun pek çok şehri gibi Gaziantep’in ir diğer önemli özelliği de fire, salça, yuvalama gibi ailelerin bir araya gelerek yaptıkları ki burada da Fatma Hanım’dan görendim. Kırk tane hanımefendi burada bir araya gelerek bu akşam bize ikram edilecek olan yemekleri hazırladılar. Velhasıl Allah’ın insanoğluna ve özellikle de Gaziantep’e bahşettiği tüm nimetlerin harmanlanarak ziyafete dönüştüğü bu mutfak bir dünya markası haline gelmeyi ziyadesiyle hak ediyor” dedi.

 

“UNESCO’NUN BU HAKKI GAZİANTEP’E TESLİM ETMİŞ OLMASINDAN MEMNUNİYET DUYUYORUM”

Unesco’yu tebrik eden Erdoğan, “Unesco’nun bu hakkı Gaziantep’e teslim etmiş olmasından ayrıca memnuniyet duyuyorum. Çünkü bu hakkı teslim ettiler. Diğer yandan mutfak kültürü Gaziantep’in sahip olduğu muazzam medeniyet birikiminin sadece bir yönüdür, sadece bir kısmıdır. Gaziantep kadim dönemlerden beri bölgede kurulmuş tüm medeniyetlerin tüm kültürlerin, tüm devletlerin birikimlerinin zenginliğin üzerinde oturuyor. Avrupa’dan Orta Asya’ya, Orta Doğu’dan Kuzey Afrika’ya kadar bölgede varlık göstermiş her medeniyetin mirasına sahip çıkan, yaşatan Gaziantep, bugün de aynı geniş yürekliliği gösteriyor. Gaziantep sahip çıktığı bağrına bastığı 350 bin Suriyeliyi göçmenin hiçbir kötü görüntüye, hiçbir mağduriyete, hiçbir istismara mahal vermeden şehir içinde hayatlarını sürdürmesini sağlıyor. Ben Gaziantep’in bu ensar bilinciyle yani yardım edenler, kucaklayanlar bilinci ile sahip çıkmalarına şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Avrupa’nın dünyanın o dev görünen ülkeleri bir kişiyi, 5 bin kişiyi 10 bin kişiyi ülkelerine kabul edemezken benim Gaziantep’im 350 bini aşkın kişiyi alması her türlü takdirin üzerindedir. Gaziantep’imizi ve STK’larımızı temsilcilerini ve Gazianteplileri ayrıca tebrik ediyorum. Ülkemizin 81 ilinden sadece biri olan Gaziantep’in sahip çıktığı o sığınmacı sayısının onda biri, yüzde biri düzeyinde bir mülteci akınına uğrayan o ülkelerin halini düşündükçe ben diyorum ki; evet Türkiye büyük bir ülke, Türkiye büyük bir millet. Allah birliğimizi beraberliğimizi daim eylesin” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim