Van’da bir seçim klasiğidir.

Seçim sathı mailine girilir girilmez konuşulan en önemli konuların başında hep ‘adaylar’ gelir.

Seçimler ne kadar hayati, tarihi ve kritik olursa olsun ‘isimler’ hep en az sistemler ve seçimler kadar ehemmiyet arz eder.

Bu anlamda günlerdir adaylar konuşuluyor, tartışılıyor. Bizler de konuşuyor bir taraftan da sokağın nabzını tutuyoruz.

Adayların da gelmesiyle birlikte Van’ın en azından liste şokunu atlattığı, yorumların dibine vurduğunu söyleyebiliriz.

Bu anlamda elbette ki iki partinin listeleri önemli ve en çok tartışılan listeler bunlar.

Birisi AK Parti diğeri HDP.

Son seçimi göz önüne alarak değerlendirdiğimizde Van’da HDP’nin 6, AK Parti’nin 2 vekili olmasına rağmen bu dönem de yine aday adaylığı sürecinde AK Parti gündemi daha fazla meşgul etti.

İktidar partisi olması hasebiyle hem konuşmaya, hem yermeye hem de övmeye en müsait milletvekili profili AK Parti’de.

Mesela Ak Parti’nin geçen dönemli iki milletvekili olan Beşir Atalay ve Burhan Kayatürk, görevleri boyunca ciddi eleştirilere hatta zaman zaman hakaretlere maruz kaldılar.

Ama HDP’liler bunu o kadar da ağır yaşamadı.

Mesela AK Parti Van Milletvekili Beşir Atalay için son dönemlerde yapılan ‘ithal’ vekil eleştirileri hiç bir zaman HDP’nin vekili Figen Yüksekdağ’a yapılmadı.

Ya da listedeki diğer isimlere...

Çünkü AK Parti’yi eleştirmek daha kolay. Ama HDP’yi bu anlamda eleştiren yok.

Ve yine 27’inci dönem milletvekili aday adayları ile ilgili süreç beklenirken Ak Parti üzerinde yoğun bir baskı kuruldu.

“Dışarıdan aday istemiyoruz.” baskısı hiç eksik olmadı. Ama HDP’ye yönelik böyle bir talep duymadık.

HDP listeleri açıkladı. 1’inci sıra adayı başta olmak üzere listede bir değil birden fazla Vanlı olmayan, Van’ı bilmeyen aday olduğuna şahitlik ettik.

Ama kimse bunu da konuşmadı.

Mesela, Beşir Atalay’a ithal vekil, Kayhan Türkmenoğlu'na “Kürtçe bile bilmiyor” diyen kesimler, kitleler, cepheler ya da partiler “Diğer partilerin ilk sıra adayını nereden getirdi?,  Bu isimler neden Kürtçe bilmiyor?, Neden ithal vekil gönderiliyor?” sorusunu sormuyor, sordurmuyor.

Bence böyle bir süreçte bunun konuşulması gerekiyor.

Burada hiç bir parti yapmadan Van’da bir mikro milliyetçilik yapılması gerektiğini her seferinde dile getiriyorum.

Çünkü biz son dönemlerde ne politikacı üretebiliyoruz ne de politika!

Bu anlamda iyice dibe vurduk.

Dışardan birilerinin getirilip 1’inci sıra adaylığını iyice kanıksamaya başlayacaktık ki son dönemlerde bir memnuniyetsizlik başladı.

Ki bu memnuniyetsizlik ve homurdanma AK Parti’de karşılık da buldu.

Daha adayların açıklanmasına bir kaç gün kala bile, AK Parti’nin her ilde bir bakanı ya da genel başkan yardımcısını aday göstereceği haberleri geçmiş, Van’da da bu ihtimal tam anlamıyla güçlenmişti.

Gazetemize de yansıyan o iddiaların başını Kalkınma eski bakanı Cevdet Yılmaz çekmişti.

Ondan önceki süreçte de Ethem Sancak ismi çok konuşulmuştu.

Ethem Sancak’ın Van’da listenin 1 numara olması ihtimali kadar bir de Ethem Sancak referanslı isimler konuşulmuştu.

Bir çok isim referansını Sancak olarak gösterip algı yaratmaya çalışmış ama listelerin açıklanmasıyla da Van’da ‘Sancak’ destekli adayların politikası çökmüştü.

Hemen ardından yine Siirt kökenli bir isim olan Hayderi Cankatar ismi öne çıktı ve neredeyse ‘kesin’ olarak paylaşıldı.

Ama AK Parti bu kez hedef şaşırttı.

Yıllardır eleştirilen hedefinde olan ‘dışarıdan’ isim alışkanlığından vazgeçti ve belki de bir çok dinamikten ve dengeden de farklı olarak daha çok ‘oy’ merkezli bir liste ile seçmenin karşısına çıktı.

Osman Nuri Gülaçar, Abdulahat Arvas, Gülşen Orhan, Yılmaz Kılıç gibi siyasette ciddi tecrübeleri olan, seçim görmüş, vekillik yapmış, başkanlık yapmış ve seçim kazanmayı ‘kıl’ payı kaçırmış isimlerin listede olması öyle basit hesapların ürünü değil.

Bu noktada AK Parti Van için daha çok tabanı konsolide etmek üzerine çalışmış.

7 Haziran’da yaşanan şoka ve ardından gelen toparlama çalışmalarının ardından tamamıyla ‘seçmen’ hassasiyetiyle bir liste yapılma mücadelesi verilmiş.

 

***

 

Biraz daha detaylı bakmak gerekirse...

Ve günlerdir dinlediğim onlarca, yüzlerce değerlendirmelerden sonra AK Parti’nin adaylıkları ile ilgili oluşan genel çerçeve ve AK Partili’lerin değerlendirmesi şöyle:

Van listelerindeki en çarpıcı müdahalelerden birisi de ‘aşiretsel’ dokunuş olmuş.

Geçmiş listeleri hatırlayanlar bilir. Son bir kaç dönemdir AK Parti en çok ‘Buruki’ aşiretini es geçmesi üzerinden eleştirilmişti. Diğer partiler bu anlamda temsiliyet sağlamasına rağmen AK Parti’nin tavrı eleştirilerin hedefine oturmuştu.

Ama AK Parti bu kez hedef şaşırttı.

Kimi çevrelerce doğru bulunmasa da bir değil tam iki Buruki adayın olduğu bir liste ortaya konuldu.

Ben bu anlamda listede yer alan Yılmaz Kılıç’ın Buruki olduğu için değil Edremit bölgesinin oy potansiyeli ve belediye tecrübesi olduğunu düşünsem de bazı ortamlarda farklı yankılanabiliyor. Kılıç aynı belediye tecrübesi demek. Yılların yöneticiliği var.

Fakat Burukiler üzerindeki esas aşiretsel dokunuş başka bir aday üzerinden yapıldı. İrfan Kartal’ın listeye dahil edilmesinin getirdiği heyecan Van’a gelişte bile hissedildi. Hem havalimanındaki karşılamada hem de şehir merkezindeki aday tanıtım mitinginde en çok ilgiyi gören isimlerin başında İrfan Kartal vardı.

En çok ilgiyi gören diğer isim de Osman Nuri Gülaçar’dı.

Tabi 1 günlük tabloyu baz alıp yorumlama yapmak yerine fotoğrafın geneline bakınca, AK Parti’nin dengeleri maksimum düzeyde sağlamaya çalıştığı gerçeği ortada.

İsimlerle ilgili farklı öneriler olabileceği yönündeki görüşlere rağmen kimse dağılımlar hatta tercih edilen isimler üzerinden çok ‘keskin’ eleştiriler yapamıyor.

Öyle tahmin ediyorum ki Ak Parti Genel Merkezi bu kez Van’daki tabana ve seçmene sürpriz bir liste yaptı.

Her seçim döneminde seçime kadar tartışmaların hedefine oturan listedeki isimleri tartıştırmak yerine bu kez Vanlı’ya “Bu listeyi siz istediniz” dedi.

Listeye Muhafazakar bir ismi 1 numara yaparak, 2014’teki kötü sonuca rağmen AK Parti’ye oy getiren Gülaçar’ı koymak bunun işareti. Sosyal demokrat kesimden bir Buruki temsiliyeti koymak da... Arvas ailesini unutmamak da, Küresünnileri unutmamak da kadın ve genç aday koymak da bir politika ürünü.

 

***

 

İlk gün yaptığım bazı yorumlarda da dile getirdiğim gibi...

Öyle görünüyor ki bu kez AK Parti listelerine ‘Erdoğan’ eli değdi.

Erdoğan’ın tanıdığı ve bildiği isimlerin listede olması ile birlikte dengelere de bakıldı. Her ne kadar Ertoşi aşiretinin olmaması, Çaldıran-Muradiye adayı olmaması gibi eksikliklere değinilse de Van’dan 8 vekil çıkarılabileceği kısıtlaması ile listeler büyük oranda ‘kabul’ ile karşılandı.

Hatta öyle ki adayların tanıtımında Abdulahat Arvas da bunun üzerinden esprili bir yaklaşım ile halka seslendi:

Arvas: “İrfan Beyi adı geçtiğinde Burukiler heyecanlanıyor. Ebubekir beyin ismi okunduğunda Küresünniler çok heyecanlanıyor. Emre Yörük beyin ismi geldiğinde yerlilerimizde çok neşelendi. Ama size bir tane seyit lazım.” Dedi.

Bakmayın siz Arvas’ın bu çıkışına.

Arvas en basit haliyle 3 önemli kesimi temsil edebilecek bir aday.

Onu MÜSİAD bağlantısı ile iş dünyasının adayı, Ercişli olması ve Erciş’te adaylığı dolayısıyla Erciş adayı, partideki geçmişinden dolayı teşkilatın adayı gibi önemli sıralamalara dahil edebilirsiniz.

Ha keza diğer isimlere de. Emre Yörük için Van’ın yerli kesiminin adayı demek yeterli değil bence. Yörük aslında Van esnafının temsili demektir.

Onun kadar Van esnafı ile birebir diyalog kuran, muhatap olan ikinci bir isim yok belki de.

Hep diyoruz ya “Bize derdimizi bilen milletvekili lazım” diye.

Yörük’ün de bu anlamda seçilmesi halinde çalışmasına gerek yok. Van’ın hal-i pürmealini en iyi bilen isim o olacak. Çünkü en dertli kesimin adayıdır da aynı zamanda.

Başka?
Örneğin Gülşen Orhan... Hem kadınların temsiliyetidir. Hem Bahçesaray’ın adayıdır hem de iki dönem vekillik, bir dönem cumhurbaşkanlığı başdanışmanlığı tecrübesi olan listenin ‘tecrübe’ adayıdır.

Küressüniler adına temsiliyet ‘kesin’ gözüyle bakılıyordu ha keza.

Etkiliydiler. Ak Parti’ye isimlerini de ezberlettiler.

Servet Yenitürk ismi ağırlıkta olsa da Ebubekir Kaçmaz’ın listeye dahil edilmesine de tepki gelmedi. Küressünniler memnun görünüyor.

Ak Parti de memnun kalırsa, Küressünniler listelerin olmazsa olmazı olur.

Genç adaya gelince...

AK Parti’nin bu dönem listelerine genç aday dahil edeceği aşikardı. Bu Van’da da hayat buldu. Mahir Özbey gençliğin sesi olabilir. Seçilir mi bilmem ama aday tanıtım mitingindeki konuşması ve hitabeti oldukça ‘sempatikti’.

Öylesine aday olmuş gibi değil. Şöyle bir sosyal medya hesabına baktığınızda bile gençlerle kaynaşmasındaki samimiyet etkiliyor.

Onun listede olmasına itiraz etmek hem Erdoğan’ın kararına hem de gençliğin siyasette olmasına itiraz demektir. O da yanlış olur. İyi ki var. Gençler olmalı!

Netice olarak.

Van’da bir çok partide yüzde 90 oranında Vanlılık ve Van’ı iyi bilme istatistiği var. Partiler Van’da ‘yerel’ isimlerle temsiliyet yarışı olayını önemsemişler.

Hüda-Par Van’a dair önemli dosyalar hazırlayan isimlerle seçime giriyor, SP Özay İlhan gibi Van’ın sorunlarını çözümleriyle beraber her ortamda tartışan isim ve isimlerle temsiliyet arıyor. Ve yine MHP’de Ramazan Üçbaş iddialı bir isim. Karşılığı olan bir isim. İyi Parti’de Selim Özgökçe de bunların işaretidir. Bence partiler Van’a iyi çalışmış.

Ve bunu yaparken de...

Hiç bir eleştiriye ve suçlamaya mahal vermemek adına.

Van’ın en çok şikayet ettiği yerlere çalışıp öyle isimler yazmışlar.

Artık karar Van’ın.

Adayların adı belli, sanı belli!