Tam anlamıyla sıkıştık kaldık.

Artık nefes bile alamıyoruz.

Evimizden çıkıp işe, işten çıkıp evimize gitmeyi göze alıp çıkamıyoruz.

Artık telefonumuz çaldığında “5-10 dakikaya oradayım!” gibi ifadeler kullanmayı unuttuk.

Çünkü damarları tam anlamıyla tıkanan ve nefes alamayan bir il olduk.

Ana damarımız tıkalı, kılcal damarlarımız da tıkanıyor.

 

***

 

Van şu sıralar devlet erkanını ve siyasetçileri fazlasıyla ağırlıyor.

Bir kaç günde bir bakanlar ve çok önemli devlet büyüklerimiz Van’a geliyor.

Ya da kent adına birbirinden önemli, üst düzey toplantılar gerçekleşiyor.

Anlayacağınız tempomuz yüksek.

Bu tür ziyaretlerden gayet mutluyuz.

Misafirperverliğimizden yana sıkıntı yok.

Lakin bu tür ziyaretleri kaldıracak bir altyapımız yok.

Son bakan ziyaretlerinde gördük.

Eskiden yollar kapanmıyordu.

Devlet büyükleri geldiğinde bir tedbir oluyor, sıkışıklıklar yaşanıyordu.

Fakat artık onun da ötesine geçtik.

Bu tür ziyaretlerde artık tam anlamıyla yollar kapatılıyor.

Örneğin Kazım Karabekir Caddesi’nin başından yol kapatılıyor.

Ve diğer güzergahlar.

Giriş çıkış yok.

Haliyle kent gün boyunca felç.

Sağdan-soldan ne yaparsanız yapın merkeze ulaşamıyor ve merkezden kaçamıyorsunuz.

 

***

 

Peki nereye kadar böyle gider?

Gitmez...

Yazık günah bu kente.

Ne yapalım yani? Kentin caddeleri kaldırmıyor diye bakan ziyaretlerini istemeyecek halimiz yok.

Keşke her gün burada olsalar.

Onun yerine bir yol bulacağız.

Evet hem gerçek, somut manada yol.

Hem de bir çözüm yolu.

Bu gidişat hayra alamet değil.

Az daha sıkışsak artık hareket edemeyeceğiz.

 

***

 

Bakın hani Çevre Yolu falan diyoruz ya.

Yok. Kurtarmaz.

Çevre yolu bizi sadece İpekyolu’ndaki ağır araçlardan kurtaracak.

Ama şehir merkezine yansımayacak.

Hatta İpekyolu’nda da öyle aman da aman değişiklikler olmayacak.

Hani tek çare çevre yolu demiştim ya.

Vazgeçtim.

Bizim İpekyolu’nda birden fazla köprülü kavşağa da ihtiyacımız var.

Sabah akşam İpekyolu tıkalı.

Öteye gitmiyor. Bu ağır tonajlı araçların işi değil.

Akmıyor. Trafik akmıyor.

O kavşaklar var ya... Oralar tıkıyor işte.

Işıklarda tam bir hengame durumu.

Olmuyor yani.

 

***

 

Peki ya şehir merkezi?

Orası daha fena

Şehir merkezini ne çevre yolu kurtarır, ne köprülü kavşak, ne bat-çık’lar.

Parkomat ile rahatlarız demiştik.
Maşallah. Parasını ‘basan’ park etmeye devam ediyor.

Çok bişey değişmedi.

Hatta trafik tıkanıklığı bir alt sokaklara kaydı.

Çözümün adresi belli.

2 yol var.

Birincisi şehir merkezi artık gerçekten dışarıya taşınacak.

Yani genişleme sağlanacak.

Buna değinmiştik.

İkincisi ise alternatif yollar.

Yeni alternatif yollarımız olmadıkça, mevcut yollar da tek yönü çevrilip geniş güzergahlara dönmedikçe bu işin kurtuluşu yok gibi.

İnan hepimiz trafikte artık sinir hastası olduk.

Herkes cebinde tansiyon, şeker ilaçları ile geziyor.

Olacak gibi değil.

Her gün trafikte kavgalar, küfürler.

O yüzden.

Ne olur artık bu işe göre bir çözüm.

Çözüm yolu ve bir planlama olsun.

Olmazsa işimiz tümden yaş.

Baksanıza.

Twit aleminde sabah-akşam Van trafiği var.

Nur topu gibi yeni bir gündemimiz ve sıkıntımız var.

Bu iş diğer tüm işlerden daha büyük bir aciliyet arz ediyor.

Arz ederim.