Suriyeli Doktor Hayr, "Rejim ve Hizbullah Madaya'nın çevresini iki metre yüksekliğindeki tel örgülerle sararak abluka altına aldı. Her tarafa mayın döşediler" dedi.

 

MADAYA'DA İNSANLAR OT KAYNATIP YİYOR

Suriye'deki iç savaştan kaçan diş doktoru Muhammed Hayr, Esed rejimi ve Hizbullah'ın Madaya beldesinin etrafını dikenli teller ve mayınlarla abluka altına aldığını belirterek, "Madaya'da insanlar, sarı üzüm yaprağını iki defa kaynatıp çeşitli baharat ve tuzlarla tatlandırarak yiyor" dedi.

Yaklaşık bir ay önce Madaya beldesinden kaçarak İstanbul'a gelen Yerel Doktorlar Kurulu üyesi Şam'ın Zebedani ilçesinden Hayr, Madaya beldesinde yaşanan insanlık dramını AA muhabirine anlattı.

Hayr, "Suriye rejimiyle Lübnan merkezli Hizbullah güçlerinin başkent Şam'ın kuzeybatısındaki Madaya beldesini abluka altına aldığını belirterek, "Durum oldukça kritik. Aylar önce Şam'ın kuzeybatısındaki Zebedani bölgesine yönelik operasyon başlatıldığında kadınlar, çocuklar Madaya'ya sevk edildi. Esed rejimi onları burada sıkıştırdı. On gün aradan sonra da yardım yollarını kestiler. Gıda malzemelerinin girişi engellendi. Bölgeye ne bir parça ekmek ne de bir yiyecek giriyor. Zebedani'ye yönelik saldırıların şiddetlenmesi ablukayı da artırdı" ifadesini kullandı.

"Suriye rejimi ile Hizbullah beldenin çevresini iki metre yüksekliğindeki tel örgülerle (madeni duvarlarla) sararak tamamen abluka altına aldı. Giriş çıkışlara izin vermemek amacıyla her tarafa mayın döşediler" diyen Hayr, "İnsanlar açlık ve çaresizlik içerisinde yiyecek aramaya başladı. Çocuklar ot toplamak için dışarı çıktıklarında bazılarının öldüğüne bazılarının da yaralandığına şahit olduk. Kendim diş doktoru olduğum halde birine ayak amputasyonu yapmak zorunda kaldım" diye konuştu.

 

'BM HİÇBİR ŞEY YAPMIYOR'

Madaya ve Bakkin'in birbirine bitişik iki belde olduğunu dile getiren Hayr, "Madaya'nın ortasında çarşının olduğu ana cadde bulunduğunu ve bu çarşıda olaylardan önce ihtiyaç olan her şeyin bulunduğunu, ancak şimdi buranın Allah'a canların satıldığı bir çarşı olduğunu, insanların dünyanın gözü önünde açlıktan öldüğünü ve Birleşmiş Milletler'in (BM) hiç bir şey yapmadığını" söyledi.

 

'ELMA KOKUSUNA BİLE HASRET KALDIK'

Ablukanın başından itibaren rejimin Zebedani'yi, Madaya ve Bakkin'den aralarındaki düzlük aracılığıyla ayırma yoluna gittiğini kaydeden Hayr, söz konusu düzlüğün elma ağaçlarıyla dolu olduğunu, rejimin kontrolüne geçmesinin ardından içlerinde besledikleri kinle elma ağaçlarının tamamı kesilerek yakacak odun olarak satıldığını aktardı. Hayr, bölge halkının olaylardan önce dışarıya elma ihraç ettiklerini, bu yıl ise bir elma dahi yemediklerini ve elma kokusuna hasret kaldıklarını vurguladı.

 

YİYECEK ARAMAYA GİDENLER MAYINA BASIYOR

Madaya'daki tıbbi duruma da değinerek hem teçhizat hem de çalışanlar olarak durumun çok kötü olduğunu aktaran Hayr, kendisi ile beraber bir veteriner, bir anestezi ve yardım eden öğrenciler bulunduğunu, tüm cerrahi işlemler ve hasta takip işlerinin bu ekip tarafından yürütüldüğünü, normal doğum yapamayan en az 15 kadına sezaryen ameliyatı yaptıklarını, ayrıca açlığın artmasıyla birlikte yiyecek aramaya gidenlerin mayın patlaması sonucu sakatlandıklarını ve ameliyata alındıklarını söyledi.


KAYNAK-TİMETÜRK

Editör: TE Bilisim