ŞEHRİVAN ÖZEL-ÖMER AYKAÇ/ZAFER KİYAĞ- Dün açıklanan YKS sonuçlarının ardından tercih maratonu 23-29 Temmuz tarihleri arasında başlayacak. Psikolojik Danışman Nihat Sancak, sınav kadar doğru tercihin önemli olduğunun altını çiziyor. Dün açıklanan YKS sonuçlarının ardından üniversite eğitimi için maratonun son çeyreğine gelindi. Tercih döneminin en az sınava hazırlık dönemi kadar önemli bir dönem olduğunu ve öğrencilerin bu dönemde sağlam kararlar vermesi gerektiğini ifade eden Psikolojik Danışman Nihat Sancak, 23-29 Temmuz tarihleri arasında olan üniversite tercihleri ile alakalı önemli bilgiler verdi. Beş ana başlık üzerinde duran Nihat Sancak, Şehrivan Gazetesi’ne konuştu.

TERCİH NEDEN ÖNEMLİ?

Ortalama insan ömrünün 70 yaş ile sınırlı olduğu ülkemizde, eğitim süreci ortalama 20 yılı kapsadığını belirten Sancak, hayatın neredeyse dörtte birlik bir bölümü şu anda geçmiş ama dörtte üçlük bölümünün halen kaldığını söyledi. Sancak sözlerine şu şekilde devam etti; “İşte tercihleri belirlerken kişinin bunu göz önünde bulundurması gerek. Özellikle de 12.sınıflar. 12.sınıfı yeni bitiren öğrenciler özellikle yaptıkları tek şey; ilden kurtulayım şehirden kurtulayım işte, gideyim de hangi bölüm olursa olsun. Bunun sonucunda ne mi oluyor? Cumhuriyet Caddesinde gezen yüz binlerce mutsuz insan, dört yıl sonra karşımıza çıkıyor çünkü öğrenci kendi yeteneğini bilmeden sadece çevresinin beklentisine göre bir tercih yapmış oluyor. Dolayısıyla tercih yaparken şuna dikkat etmemiz lazım; benim hayatımın dörtte üçlük yani ortalama otuz yıllık bir serüveni halen başlamadı. Otuz yıllık süreç içerisinde ben nasıl bir insan olacağım, yani sabah uyandığımda bir öğretmen olarak uyanabilir miyim, çünkü otuz yıl boyunca o işi yapacağım. Bir doktor olarak uyandığımda mutlu olabilir miyim? Dolayısıyla kişi, mesleğini seçerken, tercih ettiği bölümü seçerken, kendi yapabileceği özellikleri göz önünde bulundurması gerek. Mesela en net örneklerinden biri; tıp fakültesine giden bir öğrencinin tıp fakültesini çok çok istemesine rağmen tıp fakültesine gideceğim diye ailesini ve kendisini çok çok motive etmiş bir durumdayken son tercih dönemine bir ay kala öğrendi ki öğrenci de kan tutması var. Bu öğrenci yıllardır kendini tanımadan bir hedef belirlemiş.”

TERCİH ÖNCESİ ÖN HAZIRLIK.

Tercih öncesi ön hazırlığın önemli olduğunun altını çizen Sancak, 23-29 Temmuz tercih döneminde TYT ve AYT olmak üzere, iki bölümden oluşan YKS sınavına 40 ya da 50 tercihten oluşacak bir ön hazırlık listesi oluşturması gerektiğini söyledi. Sancak “Öğrenci, tercihini TYT üzerinden yapacaksa; tablo 3 te yer alan meslekleri, eğer tercihini AYT üzerinden yapacaksa tablo 4 bulunan öncelikleri çok iyi incelemesi lazım. Tercih öncesi ön hazırlık giriş olarak bundan oluşmakta. Fakat tercih öncesi hazırlık ne demek? Öğrenci tercihi yaptığı tercihin neden önemli olduğu kısmında bahsettiğimiz hedeflerine uygun bölümleri seçmeli.” Dedi.

Tercih öncesi hazırlık içerisinde, en önemli noktalardan birinin, tablo üçten, yani iki yıllık tercih yapacak olan öğrencilerin, iki yıllık bölümü bitirdikten sonra DGS’ye girecekler mi? Girmeyecekseler bile, iki yıllık bölümler içerisinde özellikle rövanşta olan sağlık bölümlerini seçecekse, sağlık bölümlerinin iki yıl sonra ki durumu ne olacak? KPSS ataması nasıl olacak ve iş imkânları nasıl olacak? Buna çok dikkat edip tercihlerini belirlemeleri gerektiğini söyleyen Sancak, “Bir diğer nokta ise, tablo dörtten tercih yapacak olan öğrenciler üniversitelerde bulunan öğretim görevlilerini, üniversitenin iş imkânları, üniversitede ki yaşam koşullarını… Bunları çok iyi hazırlayıp tercih öncesinde kendisine ortalama 40 ya da 50 tercihten oluşacak bir ön hazırlık listesi oluşturması gerekmektedir.” Dedi.

Tablo için tıklayın

BÖLÜM MÜ ÖNEMLİ ŞEHİR Mİ ÖNEMLİ?

Bu konuda farklı söylentilerin olduğunu söyleyen Sancak, “Kimi eğitim bilimcilerin belirttiğine göre “ Bölüm çok çok önemli. Üniversite ikinci planda. Sonuçta tıp fakültesinde okuyacaksanız hangi üniversitede okursanız okuyun tıp fakültesi tıp fakültesidir.” Bazı eğitim bilimcilerin ise söylediği “İyi bir şehirde oku, bölüm o kadar önemli değil. İstanbul’da oku hangi bölümü okursan oku .” İkisi de aslında yanlış bir görüş. Çünkü bir kişi bölümü seçiyorsa önce bölüm seçecek tabi ki. Önce öğrencinin üniversitede ki hedefi, gitmek istediği yer, ona göre bir bölüm seçilecek. Bölümün uygun olduğu okul seçilmeli yani üniversite seçilmeli burada öğrencinin çok çok iyi bir araştırma yapması lazım. Buna tercih ettiğimiz YÖK atlas denilen internet sitesinde, üniversitenin kendisine ait internet sitesinde üniversite de yer alan öğretim görevlilerinden tutun da üniversite içerisinde ki profesör sayısı doktor sayısı doçent sayısına öğrenciler ulaşabilecekler. Mesela tıp fakültesine giden bir öğrenci kadavra sayısını bakıp ta oradan üniversiteyi tercih edebilir. Kısacası bölüm ve şehir arasında bir seçim yapmak çok mantıksız. Kimi bölümler için bazı şehirler çok çok önemlidir ama bazı şehirlerde de bölümler yoktur. Aslında ikisi birbirini tamamlayan mükemmel bir bütündür.” Dedi.

SANCAK: “ÖĞRENCİM BANA YAKIN OLSUN”

Öğrencim bana yakın olsun mantığı ile öğrencilerini uzağa göndermek istemeyen velilere dikkat çeken Sancak, “Doğu illerinde bu çok var “Öğrencim bana yakın olsun ”velilerin en çok dikkat etiği nokta. “Hocam Bitlis’e tercihini yapın. Bana yakın olsun.” Aslında veli şu noktayı gözden kaçırıyor. İki il düşünün. Bitlis ve Antalya. Akdeniz Üniversitesi’ne tercih yapan bir öğrencinin Van ile Antalya arasında ki ulaşımı bir saat kırk beş dakika. Çok yakın olsun diye Bitlis’e gönderdiği öğrencisine ulaşımı üç saat. Şimdi hangisi yakın hangisi daha uzak. Buna öğrenci velilerinin çok dikkat etmesi gereken bir nokta. Ulaşım nasıl? Şehrin koşuları nasıl? Şehir de yurt imkânları nasıl? Artık internet çağındayız bir öğrenci, bir veli bilgisayarın başına oturduğun da hangi üniversite şehrin ne kadar uzaklığında ne kadar ulaşım imkânı var? Ev kiralarının durumu ne? Öğrenci orada çalışabilir mi? Bursluluk imkânları nasıl? Bunları çok çok iyi araştırıp ön hazırlık listesi içerisine o şehri tamamen yerleştirip asıl tercih dönemine öğrencimiz geçiş yapabilir.” Dedi.

TERCİH LİSTESİNİN ÖNEMİ

İlk üç madde de belirtilen konuların, öğrencinin sadece bilişsel ve psikolojik yaklaşımı olduğunu söyleyen Sancak, “Öğrencinin hangi bölümü tercihi edeceği, tercih öncesinde kendi psikolojisini rahatlatmak adına, ön tercih listesi hazırlaması, üniversiteye gideceği şehri önceden belirlemesi konularına değindim. Şimdi ise en önemli noktaya yani tercihlerin belirlenmesi konusuna geldik.” Dedi.

Tercih döneminin 23-29 Temmuz arasında olduğunu hatırlatan Sancak, “Bir öğrenci tercih listesi oluştururken, tercih listesini üç aşamadan oluşturması gerekmektedir. Birinci madde öğrenci tercih listesinde bulunan yirmi dört tercihin yirmi dördünü de yapmak zorunda değil. İkinci madde ise tercih listesini oluştururken hiçbir öğrenci ideallerinden vazgeçmemeli. Bir öğrenci yüz binlik bir sıralamada tıp fakültesinin gelmesi imkânsız. Çünkü tıp fakültesinin elli bin sınırı var. Diyelim ki öğrenci kırk dokuz binde. Bu sıralamada olan bir öğrenci, tıp fakültesinin özellerinin dışında vakıf üniversitesi yani devlet üniversitesinin hiçbirinin gelmeyeceğini bildiği halde, ilk beş tercihine mutlaka tıp tercihi yapmalı. Neden peki? Şimdi şöyle düşünelim; Bundan beş yıl önce Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin sıralaması on dört bin olmasına rağmen öğrenci on sekiz bin yedi yüzlük bir sıralama ile yerleşti. Niye? Çünkü üniversitenin alacağı yüz yirmi kontenjanın sadece 119 kişi başvuru yapmıştı. Bir kişi başvuru yapmamıştı. O öğrenci oraya yerleşti. Birinci sırada bulunacak ilk beş tercihten bahsettim. Bu ilk beş tercih yüksek bir hedef için rahatlıkla harcanabilir. Daha sonra öğrencinin sıralamasına uygun bir şekilde sayısal öğrencileri kendi sıralamasının, örnek üzerinden gidelim yine, elli binde bulunan bir öğrenci kendi sıralamasının yüzde yirmi aşağısı yüzde yirmi yukarısı olmak koşuluyla, yüzde kırklık bir dilim içerisinde ortadan 15 tercih yapabilir. Son dört tercih ise sıralamasının altında kesin gözü ile bakabileceğimiz tercihler olmalı.” Dedi.

TERCİH DÖNEMİNDE AİLENİN YERİ

Tercih döneminde aileyi iki farklı aile modeli ile karşılaştığını belirten Sancak, ilk aile modelin de “öğrencisinin sınavı kötü geçtiği için bütün dünyayı yakmak ile düşünen veli modeli. İkincisi ise öğrenci daha genç tercihlerini ben belirlerim, ben yaparım diyen idealist veli modeli. Birincisi ile başlayalım. Şunu unutmamak gerekir, bu bir sınav. Sınav süresi içerisinde velinin öğrenciye güveni başta tam olması gerek. Yani şöyle bir örnek ile açıklayabiliriz. Tercihler açıklandı öğrenci sınavda iyi puan alamadı. Veli o an içerisinde öğrenciye çok büyük bir öfke besleyebiliyor. Fakat oturup düşündüğünde aslında bu dünyanın sonu değil. On iki yıllık eğitim hayatı boyunca öğrencinin eksiğini gördün mü? Yani on iki yıllık süreç içerisinde öğrenci ne eksiği vardı. Veli olarak ben onu kontrol ettim mi, etmedim mi? Bir diğer nokta öğrencinin bir hatasında öğrenciyi ya da kendi evladını silecek kadar büyük bir öfkeye mi sahip. Hayat bir süreç, herkesin geçtiği bir süreç olarak tanımlanabilir. Sadece öğrenci açısından değil. Genel olarak düşündüğümüzde; dolmuş şoförü hata yapmıyor mu? Hata yaptığı anda minibüsün anahtarını bırakıyor mu? Bir manav yanlış bir kasa domates aldığında, manav işine son mu veriyor? Bir berber tıraş ederken yanlışlıkla adamın yanağını kesti. Berberliği mi bırakıyor? Aynı şekilde öğrencileri de düşünebiliriz. Sınava girdi, uzun bir maraton. On iki yıllık bir sürecin yaklaşık 2 saat 15 dakikalık TYT, 3 saatlik AYT, toplamda 5 saat 15 dakikaya sığdırılması… Bunu öğrencinin stresi, kaygısı, o gün ki psikolojik durumu… Hata insan için var. Dolayısıyla o hatayı yapan öğrenci, bir daha yapmaması için velilerin ellerinden geleni yapması gerekmektedir. “ dedi

İkinci aile modelinde ise, tercihi tamamen ben yaparım diyen aile modeline dikkat çeken Sancak, “Burada velilerimiz için söylememiz gereken en önemli noktalardan biri, mutsuz bir birey yetiştirmek istiyor musunuz? Daha doğrusu öğrencinizin gelecek hayatında mutsuz olmasını istiyor musunuz? Diye sorduğumuzda kesin olarak alınacak hayırdır. Aslında iyilik yapayım derken öğrencinin hayatını tamamen farklı bir yöne sürüklemekte. Akdeniz Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde okurken karşılaştığım öğrenci. Tıp fakültesini kazanmıştı. Fakat ailesinin tercihi ile oraya gelmişti. Çocuk ses sanatçısıydı. Müzik ile çok büyük bir ilgisi vardı. Müzik söylemeyi, dinlemeyi, yapmayı çok seven bir kişiydi. Fakat ailesinin tercihi üzerinde tıp fakültesine gelmişti. Evet! İlerledi. Zorda olsa tıp fakültesini bitirdi. Mesleğe geçtiğinde ilk yılında bir hastanın canına mal oldu. Mesleği buna rağmen sürdürdü, yıllar boyu yüzü somurtuk mutsuz bir doktor olarak yaşadı. Beş sene önce en son görüştüğümde, eline gitarını almış, müzik yapıyordu ve dünyalar onundu. Şimdi dünyaları kendisinde gören bir ses sanatçısı mı ya da gerçekten ömrünün sonuna kadar mutsuz olan bir doktor? Bu ikisi arasında ki farkı bence aileler çok iyi bir şekilde verebilir. Yani tercih yapılırken kendi tercihlerinizden ziyade öğrenci ne istiyor? Neyi yapabilir? Aslında veli bunu öğrencide daha iyi sezebilir. Benim evladım ne yapabilir?”

Sancak üniversitede ki hocasının bir söylevi ile konuşmasına son verdi, ” Hayatınızın alt üst olmasından korkmayın, belki altı üstünden daha güzeldir.”

Editör: TE Bilisim