Vanlı öğrencilerin de veliler de ‘dershane’ kararı mağduru oldu. Tercih vermeyi düşünenler ile düşünmeyenler de AYM’nin ‘dersane’ kararı ile bir kez daha ikileme düştü. Şimdiye kadar kimi özel okula dönüşen kimi kapanmaya hazırlanan dershaneler de halen belirsiz bir bekleyiş içindeyken gözler AYM’nin gerekçeli kararından sonra çizilen yol haritasına çevrildi.

 

Dershanelerin devri Eylül 2015 tarihinden itibaren sona eriyor. Dershane statüsünden temel lise ve öğrenci takip merkezlerine dönüşen dershanelere gidecek olan öğrencilerin ise en az 6 bin TL'lik gibi bir ödeme yaparak eğitim alabilecekler. Anayasa Mahkemesi (AYM), binlerce öğretmeni ve öğretim kurumunu yakından ilgilendiren 1 Eylül’de dershanelerin kapatılmasını öngören yasayı 14 Temmuz’da oyçokluğu ile iptal etti. Kararın gerekçesi ışığında 1 Eylül’de dershaneler kapanmayacak ve eğitim hizmeti vermeye devam edecek. 1 Eylül’den itibaren okul olma hakkına kavuşmuş olan dershaneler mağduriyet oluşmaması için yine okul olarak devam edebilecekler. Okula dönüşmemiş dershaneler de mevcut hallerinde kalabilecekler. Gerekçeli kararın hemen yayımlanmasında da mağduriyetlerin önlenmesi amaçlandı. Şehrivan olarak görüştüğümüz dershane yöneticileri ve eğitim sendikaları dershanelerin kapatılmasının aslında eğitime zarar vereceğini ve sorunun daha iyi bir eğitim verilerek aşılacağına dikkat çekti.

 

DERSHANELERİN DE KAFASI KARIŞIK!

Dershane devri 1 Eylül 2015 tarihi itibariyle sona erecekken AYM kararıyla dershanelerin geleceği bir kez daha tartışma konusu oldu. Dershanelerin dönüşüm yasasıyla birlikte temel liseye dönüşüm başlarken dershane konusu uzunca bir süre de ülke gündemini meşgul etti. Bu süreçte dershaneler dönüşüm için başvurdu. Kimisi kapandı, kimisi dönüşümden faydalanmak için hazırlıkları yapıldı. Fakat geçtiğimiz günlerde AYM’nin kararı muammayı tam anlamıyla derinleştirdi. AYM’nin dershane kararını bozmasının ardından dershaneler bir kez daha boşluğa düştü. Zira Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilen yasanını yürürlük tarihinden itibaren 3 bin 107 dershaneden 2 bin 280’i özel okula dönüşüm için başvurdu. Bunlardan 2 bin 260’ı MEB tarafından dönüşüm için uygun bulundu. 967’si de dershaneden özel okula dönüşümünü tamamladı. Ancak mahkeme kararının ardından 2 bin 260 dershaneden bazılarının başvurularını geri çektiği öğrenildi. Tüm bunlara rağmen geçen süreçte bir çok hazırlık yapıldı. Bazı dershaneler 'temel' ya da 'hazırlık' liselerine dönüşürken, bazıları da öğrencilerine, 'Takip merkezi' adı altında dershane hizmeti vermeye devam edeceklerini duyurdu. Açıklanan kararla birçok dershane için ‘devam’ kararı gelirken AYM’nin kararına bakanlık ‘gerekçeli kararı bekliyoruz’ diyerek bir kez daha tartışma getirdi. Gözler şimdi gerekçeli kararla birlikle izlenecek yola çevrilirken hükümet halen dershane konusunda kapanacağını savunmaya devam ediyor. Dershaneler ve okullar ise bu muallaktan eğitim-öğretim yılı başlamadan kurtulmak istiyor. Şehrivan’a konuşan dershane yöneticileri ve eğitim sendikaları dershanelerin kapatılmasına tepki göstererek sorunun çözülmesi için iyi bir eğitimin verilmesi gerektiğinin altı çizildi. Van’daki veli ve öğrenciler de bu belirsizliğin kurbanı olurken tepkiler şu şekilde yansıdı:

 

SAĞYYİT: AYM’NİN KARARI YENİ BİR KAOSUN HABERCİSİDİR

Eğitim-Sen Van Şubesi Eş Başkanı Gülcan Kaçmaz Sağyyit, AYM'nin dershanelerin kapatılmasına iptal kararı vermesini eğitimde yeni bir kaosun habercisi olduğuna yorumlayarak, “MEB’in hukuksuz girişimleri birer birer yargı duvarına çarpmayı sürdürmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin dershanelerin kapatılması ile ilgili olarak vermiş olduğu iptal kararı, her ne kadar eğitim sisteminin sınav merkezli ve elemeye dayalı niteliğini değiştirmese de, önemli sonuçlar ortaya çıkaracaktır. MEB’in her konuda olduğu gibi, dershanelerin kapatılması sürecinde de aceleci ve dayatmacı bir tutum sergilemesi, eğitimde büyük bir kaosun habercisi olmuştur. MEB’in "dershanelerin temel liselere dönüşümü" bahanesiyle öğrencileri yüksek maliyetli temel liselere yönlendirmesi, devlet okullarının fiilen dershaneye dönüştürülmesine neden olmuştur. AYM’nin kararı ile eğitimin özelleştirilmesi sürecinin önemli ayaklarından birisi olan "Temel lise" uygulamasını da doğrudan etkilemektedir. MEB’in yapması gereken, dershanelerin kapatılması ile hayata geçirilen temel lise uygulamasının iptal edilmesidir. Özel liselere kayıtlar tamamlanmış olduğundan liselere yerleştirme takvimi yeniden belirlenmeli, öğrenci ve velilerin daha fazla mağdur edilmemesi için derhal adım atılmalıdır. Öğrencileri dershane ve özel ders kıskacına alan, yarış atı gibi sınavdan sınava koşturan mevcut eğitim sistemi temelden değiştirilmelidir.” Şeklinde konuştu.

 

“BEN DERSHANELERE KARŞIYIM”

Türk Eğitim-Sen Van Şube Başkanı Kutbettin Yıldız da devleti yönetenlerin uzun vadede karar alması gerektiğini belirterek, günlük politikalarla çalışmaların yürütülemeyeceğine dikkat çekti. Yıldız, “Ben şahsım olarak dershanelere karşı biriyim. Ama şartların olgunlaşması gerekir. Gerek devlet ve gerekse özel okulların öğrencilerinin ihtiyaçları karşılandıktan sonra dershanelere gerek kalmayacak. Milli Eğitim Bakanlığı olarak okulda öğrencilerimizin eğitimine yönelik tam olarak ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Bu ihtiyaçları karşılayamadığımız için böyle bir ihtiyaç doğuyor. Dershanelere neden ihtiyaç duyulur, öğretmenlerin eksikliğinden, eğitim ve öğretimde yeni sistemlere geç başlanması, okulların öğrencilere ders konusunda yaşattığı sıkıntılar dershaneleri zorunlu kıldı.” İfadelerine yer verdi.

 

YILDIZ: 4 BİN ÖĞRETMEN AÇIĞI VAR!

Van’da 4 bini aşkın bir öğretmen açığının olduğunu söyleyen Yıldız, “Biz bu öğretmen açığı ile eğitim öğretime başlıyor o şekilde de bitiriyoruz. Eğitim sistemimiz bu sıkıntılarla devam ettiği sürece bir sonuca ulaşmayacağız. Öğrencilerin sürekli yarıştırıldığı sınavlar yüzünden sürekli bir arayış var. Bu yüzden de dershanelere ihtiyaç duyuyorlar. Dershaneler eğitimimizin bir gereği değil bir sonucudur. Yeterli eğitimi veremediğimiz için böyle bir sıkıntı var. Bir takım isimlerle ya da paralel yapı adı altında birileri hedef seçilerek bazı dershanelerin bir şekilde kapatılmak istenmesi suretiyle bütün dershanelerin kapatılması için bir kanun çıkarıldı. Böyle bir kararla binlerce öğretmen ve o kurumların çalışanları işsiz kalacak. Aslında o dershaneler bir nevi iş sahası haline geldi. Ve en önemlisi eğitim sisteminde ki aksaklıkların düzeltilesi için ne yapılması gerektiği konusunda çalışmalar yapılmalı. Hür teşebbüsün önüne geçilmemesi gerekiyor. Sonuç olarak o kurumlarda insanlar ekmek kazanıyor. Belki bir ticarethane söz konusu olabilir. Ama bunun neden yapıldığı önemlidir. Ve o kurumların çalıştırılması tamamen hür teşebbüse saldırıdır.” İfadelerini kullandı.

 

“GEÇİCİ RUHSATLAR VERİLDİ”

Konuyla ilgili görüştüğümüz Kavram Dershanesi Müdürü Lokman Teki ise dershaneler ve etüt merkezleri 1 Eylül 2015 tarihinde tamamen kapatılacağını kaydederek, ‘temel’ okul için başvuranların, ‘okul’ adı altında devam edebileceğini ve başvurmayanların kapılarına kilit vuracağına dikkat çekti. Tekin, “Temel okula dönüşmek isteyen hiçbir dershaneye, henüz Türkiye genelinde ruhsat verilmedi. Sadece geçici ruhsatlar veriliyor, o da bir kısmına. Dershaneye giden bir öğrenci, maksimum 2.500 lira ödüyordu. Bunun karşılığında haftanın 4 günü ders, 6 günü etüt ve soru çözümü, 1 günü de deneme sınavı hizmeti alıyordu. Ayrıca rehberlik, kişisel gelişim, akşam etütleri, tercihler gibi hizmetler de alabiliyordu. Temel okullarda, örneğin bir 12.sınıf öğrencisinin ücreti 6-10 bin lira. Bunun karşılığında haftanın 6 günü ders alacak. Ancak bu dersler hem okul eğitimi hem de üniversiteye hazırlık eğitimi içindir.” Dedi.

 

TEKİN: DERSHANELERİN KAPANMASI, ÜLKE İÇİN KAYIPTIR

Temel okullara dönüşmek isteyen dershanelerin, isterlerse 2019 Eylül ayına kadar şu andaki binalarında kalabileceğini söyleyen Tekin, “Ama 2019’dan sonra kendi binalarına geçip, kolej açmak zorundalar. Dershanecilik sektörü çok büyük bir sektördü. Kapanmasıyla birlikte binlerce öğretmen, personel işsiz kalacak. Ayrıca yayın, kırtasiye, bina kiraları gibi durumları da etkileyecek. Genel anlamda denilebilir ki, okul okuyan öğrenciler için temel okullar büyük bir avantaj. Çünkü hem özel okul eğitimini alabilecek, hem de dershane eğitimini alabilecek. Ancak mezun öğrenciler mağdur olacak. Çünkü onların ders takviyesi alabilecekleri, etüt yapabilecekleri salonları kapatılacak. Dershanelerin kapanması mezun öğrenci için bir kayıp ama temel liseler okul öğrencileri için bir avantajdır. Mezun öğrenciler mağdur olacak. Ayrıca dershanelerin kapanması, ülke bütçesi için de bir kayıptır. Çünkü çok büyük bir sektördür. On binlerce öğretmen, personel işsiz kalacak; yayın ve kırtasiye satışları duracak.” Diye konuştu.

 

ŞAKAR: ASIL SORUN DERSANE DEĞİL

Eğitim Bir-Sen Van Şube Başkanı Süleyman Şakar da, dershanelerin kapatılmasından yana olduğunu belirterek, “Asıl sorun dershane değil. Eğitime kalıcı bir çözümün gelmesi. Aslında önemli olan orta bir yolun bulunması gerekiyor. Devletin artık buna bir dur demesi ve eğitime düzen getirmesi gerekiyor.” Dedi.

 

“AYM SİYASİ BASKILARA BOYUN EĞMEDİ”

Aktif Eğitimciler Sendikası Van Temsilciliği ise konuyla ilgili görüşlerini şu şekilde paylaştı: “Anayasa Mahkemesi’nin 13.07.2015 tarihinde kamuoyunda ‘Dershanelerin Kapatılması’ olarak bilinen yasanın iptal edilmesi eğitim sistemimizin mevcut hali de göz önünde bulundurulduğunda, yüksek mahkemenin vermiş olduğu karar, hukuk açısından, toplumdan yükselen sese kulak verme açısından, yerinde ve olumlu bir karardır. Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, milletin tamamını ilgilendiren konularda keyfi kararlar verilmesine engel olunması bakımından değerlendirildiğinde, Anayasa Mahkemesi’nin  aldığı bu karar, ülkemizde hukuk bağımsızlığının ayakta durduğunun ve milletimizin hukuka olan güveninin perçinlendiğini göstermiştir. Yüksek mahkemenin üyeleri siyasi baskılara boyun eğmek yerine kendi vicdanlarının, hukukun ve kamuoyu vicdanının sesine kulak vererek isabetli bir karara imza atmıştır. Dershaneler eğitim sistemimiz açısından sorun olan ya da sorun üreten kurumlar değildir. Aksine, bu kurumlar eğitim sistemimizin bizzatihi ürünü olan, eğitim sistemindeki sorunları ve açıkları kapatmayı hedef edinen kurumlardır. Bu sebeple yapılması gereken, yasakçı bir zihniyetle dershanelerin kapısına kilit vurmak değil, dershanelerin ortaya çıkmasına sebep olan sorunları ortadan kaldırarak bu kurumlara duyulan ihtiyacı en aza indirmektir. Yüksek mahkemenin vermiş olduğu bu karar sadece eğitim sisteminde değil, sosyal hayatta da ortaya çıkacak pek çok olumsuzluğu ortadan kaldırmıştır. Zira dershaneler yalnızca eğitim veren kurumlar değil, aynı zamanda eğitim ve destek hizmetlerinde çalışan 100 binin üzerinde çalışanı istihdam eden önemli işveren kurumlardır. Dershaneler kapatılmış olsaydı, bugün millet olarak işsiz kalacak olan 60 bin öğretmenin yanında dershanelerde çalışan 100 binin üzerinde yeni işsizden söz ediyor olacaktık. Bu yönüyle, alınan bu karar söz konusu dershane çalışanlarının ekmeğiyle oynanmasının da önüne geçmiştir. Kararın alınmasının ardından sosyal medyada Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında dolaşıma sokulan ithamlar ve dedikodular, hukuku özümsememiş, demokrasinin tanımından ve ruhundan bihaber bir anlayışın, ‘güç bende, istediğim gibi konuşur/davranırım’ zihniyetinin dışa vurumudur. Bu tür hoyratça söylem ve davranışları hukuk devleti açısından Kabul edilemez olarak görüyoruz.” Dedi.

 

CHP İPTALİNİ İSTEMİŞTİ

Dershanelerin kapatılmasına ilişkin kanun geçen yıl TBMM’de yasalaşmıştı. CHP yasanın iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle AYM’ye başvurmuştu. Kanuna konulan geçici ek maddeye göre dershaneler 1 Eylül’e kadar ya özel okula dönüşecek ya da bu tarihten itibaren tüm faaliyetlerine son vereceklerdi. Yasa ile halen dershanelerde öğretmenlik yapanlardan bir kısmının Milli Eğitim Bakanlığı kadrosuna dâhil edilerek, atamasının yapılması öngörülüyor. CHP, bu düzenlemelerin iptalini ve yürürlüklerinin durdurulmasına talep etmişti. Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapan daire başkanı ve üstü personelin yabancı dil koşulu aranmaksınız yurtdışı göreve atanması ile okul müdürlerinin atanmasına ilişkin getirilen yeni prosedür konusunda da CHP’nin itirazları bulunuyordu.

 

MADDELER

13. Madde: Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

42. MADDE: Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.

48. MADDE: Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.

 

Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Tasarı 22 ret oyuna karşı 226 kabul oyuyla yasalaştı. Kanuna göre dershaneler için son tarih 1 Eylül 2015. Dershaneleri kapatan ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatında on binlerce yöneticinin görevlerine son veren düzenleme, AK Parti’nin ‘evet’ oyları ile Meclis'ten geçti. Düzenlemeye göre dershaneler 1 Eylül 2015 tarihinde kapanacak. Tasarıya 226 kabul, 22 ret oyu çıktı.

 

Milli Eğitim Komisyonu’nda görüşüldükten sonra Meclis Genel Kurulu’na getirilen tasarının görüşülmesine önceki gün başlanmıştı. Genel Kurul’daki görüşmeler sırasında yumruklu kavgalar yaşanmıştı. Bu gece yarısına kadar devam eden görüşmelerde MHP ve CHP milletvekilleri maddeler üzerinde söz alarak tasarıyla ilgili eleştirilerini dile getirdi. Muhalefetin anayasaya aykırı olduğu yönünde endişelerini dile getirdiği tasarı AK Parti’nin kabul oyları ile Meclis’ten geçti. Kabul edilen yeni kanuna göre, Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki müsteşar, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ve Strateji Geliştirme Başkanı dışındaki tüm müsteşar yardımcıları, genel müdürler, daire başkanları, bakanlık şube müdürleri, İL milli eğitim müdürleri, İL milli eğitim müdür yardımcıları ve ilçe milli eğitim müdürleri görevden alınacak. 4 yıl ve daha fazla okul müdür ve müdür yardımcılığı yapanların görevleri de eğitim öğretim yılının bitiminde sona erecek. Görev süresi dört yıldan daha az olanların görevi ise 4 yılı tamamlanmasının takip eden ilk eğitim öğretim yılının bitiminde sona erecek.

 

1 EYLÜL 2015 DERSHANELER İÇİN SON TARİH

Yasaya göre dershaneler 1 Eylül 2015 tarihine kadar faaliyet gösterebilecek. Dershanelere özel okul veya açık liseye dönüşebilmesi için 4 yıl süre tanınacak. AK Parti'nin verdiği bir önergeyle dershanelerden Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarına geçecek öğretmen sayısını azaltmak için değişiklik yapıldı. Tasarıda 01.07.2015 tarihi itibariyle dershanelerde toplam 6 yıl çalışan eğitim personelinin yapılacak sözlü sınavla bakanlığa alınması öngörülüyordu. Yapılan değişiklikle tasarıda öngörülen tarih, 01.01.2014 olarak değiştirildi. Böylece dershanelerde çalışan öğretmenlerin son bir buçuk yıllık çalışmaları, bakanlığa atanmada dikkate alınmayacak. Bu durumda bakanlığa alınacak öğretmen sayısı önemli ölçüde azalacak. Tasarıya göre bakanlıkta istihdam edilenler ayrıldıkları dershanelerden kıdem ve ihbar tazminatı da talep edemeyecek. Dershaneler özel okula dönüşürse bakanlık kayıtlı öğrenci sayısına göre maddi destek verecek. Eğitim öğretim desteği verilecek toplam öğrenci sayısı her yıl Maliye Bakanlığı ve MEB tarafından birlikte belirlenecek. Etüt eğitim merkezlerine 12 yaş sınırı getirilecek. Bu kurumlarda öğrencileri sınava hazırlayamayacak. Ayrıca MEB'in izni ve denetimi olmaksızın hiçbir eğitim öğretim faaliyeti yapılamayacak.

 

ÖĞRETMENLERE MÜLAKAT ŞARTI

Kanunla, öğretmenliğe atanma şartları değiştiriliyor. Buna göre öğretmen adayları önce ÖSYM'nin yazılı sınavından geçecek. Aday öğretmenler en az bir yıl fiilen çalıştıktan sonra 'performans değerlendirmesine göre' başarılı olmak kaydıyla tekrar yazılı ve sözlü sınava alınacak. Sınavda başarılı olanlar öğretmen olarak atanacak. Başarılı olamayanlar il içinde veya dışında başka bir okulda görevlendirilerek bir yılın sonunda tekrar sınavlardan geçecek. Üst üste iki defa sınavda başarılı olamayanların memuriyetle ilişiği kesilecek.

 

YURTDIŞINA GÖNDERİLECEK ÖĞRENCİYE MÜLAKAT

Lisansüstü eğitim için yurt dışına gönderilecek öğrenciler hem yazılı hem de sözlü sınava tabi tutulacak. Sözlü ve yazılı sınavın etkisi yüzde 40'ar, mezuniyet notunun etkisi ise yüzde 20 olacak. Sözlü sınav 2013 yılında gerçekleştirilen sınavlar için de uygulanacak. Mülakat komisyonu bakanlıkça oluşturulacak üç kişilik komisyon tarafından yapılacak ve kamera kaydı yapılmayacak. Yurtdışına eğitim amacıyla gönderilen kişilerin geçirdikleri sürelerin tamamı memuriyetten sayılacak. Doktora öğrenimlerini tamamlayanlar mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere Milli Eğitim Uzmanı kadrolarına atanacak. 


ŞEHRİVAN ÖZEL – MERAL YILDIZ 

Editör: TE Bilisim