ŞEHRİVAN ÖZEL:ÖMER FARUK TOKTAŞ/HAMİT KARAKUŞ- Yeni eğitim-öğretim yılının uyum süreci ile başlamasıyla beraber aileler okul alışverişine ağırlık veriyor. Kıyafetten kalemliğe, kağıttan oyun hamuruna birçok malzeme okul öncesinde çantalara girerken, bazı öğretmenlerin istekleri de aileleri zor durumda bırakabiliyor. Bu da yetmezmiş gibi Van’daki okullar bir de okullardan dağıtılan kitaplar dışında ek kitaplar istiyor. Her yeni eğitim-öğretim sezonunun başlaması ile birlikte okullarda öğrencilerin büyük bir heyecan ile uzun sıralara girip bekledikleri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve alışılmış ‘sarı poşetler’ içerisinde dağıtılan ders kitaplarına ek olarak Van’daki okullarda öğrencilerden ekstra kaynak kitaplarının istenmesi akıllarda soru işareti uyandırıyor.

Yeni eğitim öğretim sezonunun geçtiğimiz hafta ile birlikte başlamasının ardından veliler öğrencilerinin ihtiyaç duyduğu malzemelerin listesini alarak kentte bulunan kırtasiyelerin yolunu tuttu. Her sene olduğu gibi bu sene de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğrencilere dağıtılan kitaplar ciltlenip rafa kaldırılırken; öğrenciler okulları tarafından derste kaynak kitabı olarak kullanılması belirlenen kitapları almak zorunda kalıyor. Veliler de bu durum karşısında ‘Milli Eğitimin verdiği kitaplar yetmiyor mu? Neden ekstradan kitaplar alınıyor?’ sorularına yanıt arıyor. Şehrivan olarak konuyla ilgili hem öğrenci velileri hem de eğitimin içindeki isimlerle görüştük Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Eğitim Sen yetkilileri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dağıtılan kitapların içerik bakımından yetersiz olduğunu ve özel kuruluşların neredeyse tamamında kullanılmadığını belirtirken, Eğitim Bir Sen yetkilileri de herkesin mevcut durumdan yana sıkıntılı olduğunu vurgularken velilerin haklı olarak devlet kitap vermesine rağmen kitap alma noktasında sıkıntı yaşadığını doğruladı.

VATANDAŞ: “DEFTERE KALEME SÖZÜMÜZ YOK AMA…”

Van’daki bir çok okulda yaşanan ek kaynak konusuyla ilgili olarak Şehrivan’a görüş belirten Nurettin Koç isimli bir öğrenci velisi de benzer durumdan dert yanarak şöyle konuştu “Öğrencilerimiz okula başladıklarından bu yana her yeni sınıfa geçtiklerinde farklı ihtiyaçlarla ister istemez karşımıza çıkıyorlar. Tabi öğrencilikte ihtiyaçların olması doğaldır. Kalem, defter, çanta gibi zaruri ihtiyaçlara kimse bir şey diyemez ama okullarda bazen öyle kitaplar kullanılacağı söyleniyor ki gidip kırtasiyelere fiyat sorduğumuzda niye milli eğitim kitapları kullanılmıyor diye düşünüyoruz. Yani madem milli eğitim kitapları yetersiz o zaman neden bu kitaplarda bir düzenlemeye gidilmiyor. Ha eğer yetersiz değilse neden öğrencilere ekstradan kitap aldırıyorlar?” şeklinde konuştu.

“GÜCÜMÜZ ÜNİFORMAYA, SERVİSE, KIRTASİYEYE ZOR YETİYOR”

Milli eğitimin sınavlarını kendi verdiği kitapların içeriklerine göre hazırladığını belirten ismini vermek istemeyen bir veli ise “Bu sene 2 tane çocuğum birden okula başladı. Okul üniformaları, kırtasiye malzemeleri onlar için oluşturulan beslenme programları derken birçok masraf üst üste geldi. Tabi her sene öğrencilere kitapta veriliyor okullardan. Hatta bu kitaplar çocuklarımız okula götürüp getirirken çantalarının içerisinde büyük bir alan kaplıyor ve ağırda oluyor. Düşünün bu kadar kitap olmasına rağmen hala diyorlar ki derslerde kaynak olarak farklı kitaplar kullanacağız. Şimdi sınav düzenleyen kurum milli eğitim bakanlığıdır. Milli eğitim de kendi verdiği kitapların içindeki bilgilere göre sınav hazırlıyor ve öğrencileri bundan sorumlu tutuyorlar. O zaman biz neden özel yayınevlerinin hazırlamış olduğu kitapları ayriyeten öğrencilerimize almak zorunda kalıyoruz? Öğretmenler bunun öğrencilerin yararına olduğunu söylüyorlar ama özel öğretmen de, kolej de öğrencilerin yararınadır. Ama biz oralara gönderemiyoruz. Yani yararına olan her şeyi temin edemeyiz. Gücümüz üniformaya, kırtasiye malzemelerine, servis ücretlerine ancak yetiyor bir de ayrı kitap aldırmaları doğru değil.” diye ekledi.

“İHTİYAÇ LİSTESİNİ BİLE KARŞILAYAMIYORUZ”

Üç öğrenci okuttuğunu söyleyen bir öğrenci velisi ise okullarda istenen malzemeler ve kitaplarla ilgisi dert yanarken, “Öğrencilerim var. Okula başlar başlamaz büyük bir sıkıntı altına girdim. Kazancım ile istenilen malzemeleri bir araya getirdiğimde işin içinden çıkamıyorum. Sadece bir öğrencimin ihtiyaç listesinde A4 kağıtlar, selpaklar, sabunlar ve daha bir çok malzeme var. Bunları bile günlük yevmiyem ile alamazken bir de ekstra kitaplar isteniyor. Bunları karşılayacak duruma değilim. Olsam çocuğumu özel okullarda okutacaktım. Bence Milli Eğitim İl Müdürlüğü bu konuda tüm okulları kapsayan bir çalışma yapmalı. Velilerin öğrencilerle birlikte okulların ihtiyaçlarını karşılaması, bu da yetmezmiş gibi kitaplara büyük paralar harcaması zor geliyor. Bu işe bir çözüm bulmak lazım.” Dedi.

KİTAPLAR GELDİĞİ GİBİ ÇÖPE GİDİYOR!

Bir öğrenci velisi ise öğrencilere dağıtılan kitaplarla ilgili veryansın ederken: “Ben iki öğrenci velisiyim. Çocuğum her sene başında okula gittiğinde kilolarca kitap veriliyor kendisine. Bakanlık tarafından verilen o kitapları çocuk tek başına bile kaldıramıyor. Ben bile zar zor taşıyorum. Eve getirip ciltleyip derslerde kullanacak diye özenle hazırlıyoruz. Fakat öğretmenler hemen ertesi gün kaynak isimlerini tek tek göndermeye başlıyor. Bu kitaplar ise hiç kullanılmıyor. Sene sonunda ise öğretmen öğrencimize, ‘Kitapları geri getirin geri dönüşüme gidecek’ istiyor. Yazık günah. Ciltletip hazırlatıp bu kitapları kullanmamak olur mu? Ben çok zaruri kitaplar için bir şey demiyorum. Ama son olarak Din Kültürü kitabı için bile ek kitap istemiş öğretmen. İnsaf diyorum insaf. Tüm kitapları dışardan alacaksak bu masrafa yazık değil mi? O zaman neden basılıyor? Bu kadar kağıt, bu kadar baskı yazık. Madem öyle kitap verilmesin. Yazık günah değil mi?” diyerek serzenişte bulundu.

EĞİTİM CAMİASI DA DURUMDAN RAHATSIZ!

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen Van Şube Başkanı Mehmet Ali Uca, öğretmenler, öğrenciler ve veliler bu anlamda kendilerine göre farklı şikâyetlerde bulunduğu ifade etti. Uca, “İşte öğretmenlerimizin bir kısmı ders kitapları yetersiz değil deyip ya da az yeterli deyip kaynak kitap alma yoluna gidiyorlar. Kısmen bakanlığın hazırlamış olduğu kitaplardan, kısmen de kendi aldırttıkları kitaplarda derslerini yürüyorlar. Öğrenciler şikâyetçi, öğrenciler bir taraftan devletimizin hazırlamış olduğu kitaplardan takip ederken, diğer taraftan kaynak kitaplardan takip ediyor ve bu anlamda zorlanıyor. Burası bence çok önemli, dolasıyla burada velide şikayetçi, ek bir küflet doğuyor diye devletimizin vermiş olduğu kitaplar var, buradan takibini yapın. Ekstradan para verme durumum yok diye şikâyet ediyor, bu da haklı bir nokta, aslında kimse memnun değil” diye belirtti.

“KİTAPLAR YETERSİZ DEMEK YANLIŞ OLUR!”

Sendikalar olarak bu durumdan memnun olmadıklarını ifade eden Uca, “Bizim memnun olmadığımız nokta da şu; öğretmen haklı gerçekten baktığımız kadarıyla bazı kitaplar çok yetersiz. Öğrenci ve veli de haklı, çünkü külfet ve ek masrafa neden oluyor. Bu anlamda ders kitaplarını hazırlayan bir komisyon gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu komisyon nasıl hazırlanıyor, kimlerden oluşuyor, kimlerin öneresiyle bu komisyonlara öğretmen gönderiliyor ya da bu komisyonlarda kaç tane öğretmen var. Aslında bu da soru işareti, bununda bence bir açıklığa kavuşturulması lazım.” Dedi. Uca ayrıca “Biz açıkça devlet kitaplarının şu anki durumu ile yüzde 70 oranında yeterli olduğunu düşünüyoruz, yüzde 30’luk kısmında ise özellikle İngilizce ve matematik kitaplarının eğitim noktasında yeterli olmadığını düşünüyoruz. Diğer kaynak kitaplarda hiç de fena sayılmayacak düzeyde hazırlanmış kitaplardır. Ama öğrencilerin zorlandığı bazı dersler var. Matematik, kimya, fizik, biyoloji ve İngilizce gibi dersler, bu derslerde öğrenciler kaynak kitap isteği oluşuyor. Çünkü verilen kitaplar yeterli değil, öğretmende bunu istiyor, bir kısım velide bunu istiyor. Ama bu bütün derslere yayıldığı zaman ciddi bir külfet çıkıyor.”

“ŞİMDİ KÜLFETTEN KURTULACAK KİŞİ ARTIK DEVLETTİR”

Uca sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelinen noktada Öğretmende oluşan algı şu; devlet kitapları hiçbir işe yaramıyor. Öğrencide oluşan algı; bu kitapları kimler hazırladı, neden bu kitaplardan ders işlemiyoruz? Veli de oluşan algı ise, maddem öğretmen bu kitap aldırıyor, bu kitaplar neden bu kadar masraf yapılıyor, neden bu kitaplara harcama yapılıyor. Dolasıyla bu süreci bence Bakanlık tarafından yeni bir sürece dönüştürmek gerekiyor.” Bakanlık tarafından her yıl dağıtılan ücretsiz kitapların değiştiğini ifade eden Uca, “Dağıtılan kitaplar her yıl değişiyor. İlkokul 4’üncü sınıf Türkçe kitabı aslında her yıl değişiyor. Bunu her yıl değil de 3 yılda birebir değiştirirse, bu kadar masraf yapmasına gerekte kalmayacak. Eskiden kırtasiyeden kitap alınmazdı, önceki dönem arkadaşlardan kitaplarını kullanılırdı. Bu çok iyi bir sisteme dönüşmüştü. Veli de bu külfetten kurtulmuş oluyordu. Şimdi külfetten kurtulacak kişi artık devlettir. Devlet artık bu kadar masrafı bence yapmamalı. İnteraktif ortamda yeni güncellemelerle, kaynakların zenginleştirilmesiyle, alternatif portalların oluşturularak yeni bir adım atılabilir. Kitap noktasında ikide bir kitap değişikliğine gidilmemelidir. Bu anlamda eski kitapların öğrencilerin istifadesine sunulması önemlidir. Kitaplar hazırlanırken işin içinde pişen olması gerekiyor” diye belirtti.

EĞİTİM-SEN YAYINEVLERİ İLE TERS DÜŞMEMEK ADINA İÇERİK ZAYIFLATILIYOR!

Milli Eğitim’in büyük yayınevleri ile çatışmak istemediği için kaynak kitaplarını içerik bakımından zayıf bıraktığını belirten Eğitim-Sen Van Şube Eğitim Sekreteri Orhan Buran “Milli Eğitim tarafından dağıtılan kitapların özellikle son yıllarda yeterli olmadığını, kitapların içeriği ile son dönemlerde çok fazla oynandığı, eğitimden uzak olduğunu düşünüyorum. Yakın bir zamanda basına yansıyan Mahmut Tuncer’in ‘Mantık insanı A noktasından B noktasına götürür; halay ise her yere’ sözü ile başlayan bir kitaba baktığınızda eğitimin hangi seviyede olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz. Öncelikle kitapların gerçekten yetersiz olduğunu söylemek gerekiyor. Açıkçası kitapların saf ve temiz duygular ile yetersiz bırakıldığını düşünmüyorum. Milli eğitim bunu kasıtlı bir şekilde yaparak insanları kaynak kitabı alma noktasında mahkûm bırakıyor. Büyük yayınevleri ile bir şekilde çatışmak istenilmediği için kitaplar bu şekilde oluşturuluyor. Asıl neden budur. Bundan dolayı sürekli kendi kitaplarının içeriğini boşaltıp, toplumu kaynak kitabı almaya sevk ediyorlar.” Diye ekledi.

BURAN: “KİTAP YETERSİZ OLUNCA ÖĞRETMEN DE VELİDE FARKLI KAYNAĞA YÖNELİYOR”

Sadece Milli Eğitim tarafından dağıtılan kitaplar kullanılarak bir sınavdan alınabilecek notun 100 üzerinden maksimum 50-60 olabileceğini belirten Buran, “Milli eğitimin kaynak olarak verdiği kitaplar ile sorduğu sorular arasında dağlar kadar fark var. Bu yetersiz geldiği için insanlar ister istemez kaynak kitabı almak zorunda kalıyor. Sınavların ne kadar zor hale getirildiğini özellikle son dönemlerde görebiliyoruz. Veliler ve öğrenciler de bunun önüne geçebilmek için farklı farklı kaynaklardan yararlanmak zorunda kalıyor. Yani Milli Eğitimin kaynak kitabı kullanılarak yine Milli Eğitim tarafından yapılan bir sınavdan alabileceğiniz en yüksek puan 100 üzerinden 50-60’ı geçmez. Bu puanlar da şu anki sistem içerisinde herhangi bir yere gelebilmek adına yeterli bir puan değil. Son yıllarda bu konu ile ilgili ciddi anlamda bir aldatmaca var. Okullara ödenek ödenmiyor ve okullarda velilerden para talep edildiği ile ilgili de duyumlar alıyoruz. Bu da kitaplarla ilgili konuya benzerlik gösteren bir başka durum.” Şeklinde konuştu. Buran son olarak: “Van’da da ufak çaplı bir araştırma yaptığınızda bile hiçbir özel kurum ve kuruluş da milli eğitim tarafından verilen kitaplar kaynak olarak kullanılmıyor. Buda kitapların yetersizliğinin ve içerik anlamındaki zayıflığının bir başka göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim