Tarım ve Orman Bakanlığı gıda ürünlerinde taklit veya tağşiş yapan markaları ve ürünlerini teşhir etmeye devam ediyor.

Son olarak yürütülen denetimlerin yanı sıra, tüketiciler tarafından yapılan ihbar, şikayet, CİMER ve Alo 174 Gıda Hattı başvuruları neticesinde 229 firmaya ait 386 parti üründe taklit, tağşiş yapıldığı veya ilaç etken maddesi ilave edildiği tespit edildi.

Bakanlık tarafından paylaşılan bilgilere göre gıdalardaki hile; içeceklerde ve takviye edici gıda ürünlerinde ilaç etken maddesi, ballarda ise taklit ve tağşiş şeklinde ortaya çıkarken kuru yemiş kategorisindeki antep fıstığı ürününde yer fıstığı, şekerli mamullerde ilaç etken maddesi ve glukoz, salça ve baharatlarda gıda boyası, bitki, çay ve kahve ürünlerinde ilaç etken maddesi ve gıda boyası, süt ve süt ürünlerinde nişasta, jelatin ve bitkisel yağ, kırmızı et ve et ürünlerinde; domuz eti, tek tırnaklı eti, at eti, soya, kanatlı eti, sakatat, deri dokusu ve baş eti olarak saptandı.

Uygulamanın başladığı 2012 yılından bu yana ise 1443 firmaya ait 3 bin 202 parti ürün teşhir edilmiş oldu.

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın denetimlerinin yanı sıra gıdalardaki hilelerin özellikle piyasada öne çıkan kimi firmalarda dahi yapılabiliyor olması üretim yerlerinde bu işlerin denetimiyle sorumlu olan gıda mühendislerinin durumunun da sorgulanmasına yol açtı.

MESLEĞİN GEREĞİNİ YERİNE GETİREMİYORLAR

Konuyla ilgili konuşan Gıda Mühendisleri Derneği Başkanı Abdussamed Boyu, fabrikalardaki gıda mühendislerinin mesleği gereği yerine getirmesi gereken denetim işinden çok ilgi alanı olmayan çok sayıda işi yapmak zorunda kaldığını bunun temelinde ise ekonomik kaygılar bulunduğunu ifade etti.

Boyu, bu tarz hilelerin büyük oranda önüne geçilmesini sağlayacak çözümün ise; gıdada en kritik konumda bulunan gıda mühendislerinin maaşlarını, iş verenin parayı yatırdığı devletin kontrolünde olan bir sistem üzerinden alması gerektiğini kaydetti.

DAHA FAZLA KAR ETME HIRSI

Gıdadaki hilenin en temel nedenin üreticinin daha fazla kar etme hırsı olduğuna değinen Boyu, ''Küçük üreticilerin rekabet etme gücünün azlığı da önemli etkenlerden. Ayrıca bazı işletmeler mevzuata çok hakim de değiller. Bu nedenle ya bilmediklerinden ya da maliyeti düşürerek daha fazla kar elde etmek için bu tarz hilelere başvuruyor.'' dedi.

HİLEYE AÇIK ÜRÜNLER

Bakanlık tarafından son yayınlanan listede de görüldüğü gibi et ve süt ürünlerinde yaygın olarak taklit ve tağşiş yapıldığını, çünkü yapı olarak hileye çok açık ürünler olduğunu dile getiren Boyu, zeytinyağı ve bal ürünlerinin ise hile sıklığı bakımından bu iki gurubu izlediğini, yapılan hilenin ekonomik getirisi, piyasada kalma süresine bağlı yakalanma riskinin azlığı ve cezaların yeterli olmamasının da etkenler arasında olduğunu kaydetti.

FİYAT-KALİTE DENGESİNE DİKKAT!

Gıda üzerindeki hilelerin tespitinin bazı durumlarda tüketicilerin değil biz teknik insanların dahi anlayamayacağı boyutta olduğunu, bunların da ancak laboratuvar analizleriyle tespit edilebileceğine vurgu yapan Boyu, ''Ama yine de tüketici bazı noktalara dikkate etmeli. Örneğin fiyat kalite dengesine dikkat edilmeli, ambalajlı ürün tercih edilmeli, etiket bilgileri kontrol edilmeli, üretim ve son tüketim tarihlerine bakılmalı. Kaynağı, içeriği, üreticisi belli olmayan ürünler tercih edilmemeli. Bilinen, güvenilen firmaların ürünlerini alınmalı. Fırın lokanta gibi küçük ölçekli işletmelerde ürün içerikleri sorgulanmalı. Çalışanların kişisel hijyenine dikkat edilmeli ve gerektiğinde üretim alanları kontrol edilebilmeli. İşletme kayıt/onay belgeleri olup olmadığı sorgulanmalı.'' diye konuştu.

Alışveriş esnasında ya da sonrasında herhangi bir uygunsuzluk görülmesi durumunda CİMER ve Alo 174 Gıda Hattına bildirilmesi gerektiğinin altını çizen Boyu, bu bildirimlerin uygunsuzlukların tespitinde önemli role sahip olduğunun da unutulmaması gerektiğini belirtiyor.

GIDA GÜVENLİĞİ DERSİ OKUTULSUN

Hilelerin önüne geçilmesi için etkin bir denetim ve kontrolün en önemli çözüm basamağı olduğunu buna ilave olarak ise küçük yaşta başlayan gıda eğitimleri ile bilinçlenmenin yolunun açılması gerektiğine de dikkat çeken Boyu, ''Gıda Güvenliği ve Sağlıklı Beslenme Dersi orta öğretimde müfredata girmeli. Tüketici kısmında ise etkin denetim olana kadar ve gıda üzerine Sivil Toplum Kuruluşlarını bilgilendirmelerini ve eğitimlerini takip etmeleri önem arz etmektedir. Örneğin bizler okullarda öğrenci ve velilere güvenilir gıda tüketimi seminerleri vererek bilinçlendirmeye çalışıyoruz.'' dedi.

Türkiye'de 30 bin civarında gıda mühendisi bulunduğunu kaydeden Boyu, gıda mühendislerin iş yerlerinde denetim etkinliğine ilişkin ise çarpıcı noktalara dikkat çekti.

SAÇMA SAPAN İŞLER TALEP EDİLİYOR

Gıda mühendislerinin maalesef firma sahiplerini istediği doğrultuda görevlerini uygulayabildiklerini bundan dolayı da devletin sektördeki gözü kulağı olan gıda mühendislerinin özgürce bir çalışma ortamı olmadığından işini hakkıyla yapamadığına değinen Boyu, kimi işletmecilerin mühendisinin teknik bilgilerinden faydalanması gerekirken saçma sapan işler talep ettiğini ve çoğu yerde sadece yasal bir zorunluluk olduğu için çalıştırıldığını söyledi.

MAAŞLARI DEVLET KONTROLLÜ YAPI ÜZERİNDEN ALALIM

Gıda Mühendisleri Derneği olarak bu sorunun ortadan kalkması için kamu destekli bir yapının kurulması ve gıda mühendislerinin patronların himayesinden çıkması gerektiğini kaydeden Boyu, ''Biz devletin memuru olalım demiyoruz, sadece bizi devlet yönlendirsin istiyoruz. Onun içinde bir havuz sistemi kurulsun istiyoruz ve gıda işletmesi sahipleri bu havuz üzerinden mühendis ihtiyaçlarını ilgili bakanlığa bağlı birimlere aktarsın ve birimlerin yönlendirmesi ile mühendisler söz konusu işletmelerde iş başı yapsın ama maaşını yine çalıştığıişletme sahibinin para yatırdığı havuz sistemi üzerinden alsın. Aksi halde iş kaybetme kaygısı nedeni ile patronların uygun olmayan üretim şekillerine de ses çıkaramayan bir sistem olarak süreç devam edecek.'' diye konuştu.

Boyu'nun gündeme getirdiği iddialara ilişkin konuşan gıda mühendisleri ise asıl işlerini yapamamaktan ve maaşlar üzerinde oynanan oyundan dert yakınıyor.

Yeter Çelik / Gıda Mühendisi

Gıda Mühendisleri Odası tarafından belirlen maaş net 3927,00 TL olarak olmasına rağmen bu ücreti alamıyoruz. Ücret fazlalığı tekrar elden geri alınıyor. Bu durumu kabul etmeyen meslektaşlarımız ise işinden oluyor. İşverenler tarafından gereksiz personel olarak görüldüğümüz için maaşımız da firmaya külfet olarak görülüyor. O yüzden mühendislerden yemek, temizlik ve paketleme yapma ile muhasebeye bakma gibi beklentiler içine giriliyor. Uygun olmayan üretimlere müdahale ettiğimizde ise işten çıkarmakla yüz yüze kalıyoruz.

BurcuMungan / Gıda Mühendisi

Tecrübe azlığı veya uzun sure işsiz kalındığı için maaşlar az teklif ediliyor. Biz de eğitim aldığımız alanda çalışalım mesleğimizi icra edelim tecrübe kazanalım diye düşük ücretleri kabul etmek zorunda kalıyoruz.

Sibel Düzgün / Gıda Mühendisi

Görev tanımımızda olmayan işleri talep ediyorlar. Mesela pos makinesi ile para çekmek, temizlik yetişmeyince yardım etmek gibi. Durum böyle olunca asıl görevinizden giderek uzaklaşıyorsunuz. Mesela ben bozulmuş etleri baharatlayıp, çeşitli çeşnilerle köfte yapmalarına müsaade etmediğim için çalıştığım iş yerinden ayrılmak zorunda kaldım.

Hande Ergüven / Gıda Mühendisi

Çalışma saatlerimiz o kadar belirsiz ki; yeri geldi yemek dağıttım yeri geldi depoculuk yaptım. Geç saatlerde eve girip sabahın 5'inde uyandığım zamanlar çok oldu ve ben bunun karşılığını maddi olarak da hiçbir zaman alamadım. En son bir iş yerim daha oldu bir ara kendimi tahliye borusu ararken buldum. Her şeyci olarak çalıştırıldığım iş yerlerinde en azından karşılığını vermelerini bekledim ama o da hiçbir zaman olmadı.

Fatma Aydın/Gıda Mühendisi

İşsiz kalmamak adına bir işteyim ama zor şartlar altında çalışmaktayım. Maaş düşük, çalışma saati çok fazla. Ve bu hiç bir şekilde yasal değil. Haftada 62 saat neredeyse ve bu kayıtlarda sadece 50 saat görünmekte. İş yerinde bize ait olmayan bir çok işi de biz yapıyoruz.

İsminin yazılmasını istemeyen bir gıda mühendisi

3-4 milyon TL ihracatı olan bir firmada çalışıyorum. Ancak kalite belgelendirme, yönetim, üretim vb. teknik işlerinin yanında muhasebe ve ofis temizliği gibi işleri de gerçekleştiriyorum. Sadece mecburiyetinden dolayı bu firmada asgari ücrete çalışıyorum. Belirlenen minimum maaş bankaya yatırılıp asgari ücret harici para elden geri alınıyor.

HAPİS VE PARA CEZASI GELİYOR

Öte yandan kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak gıdaları üreten, ithal eden, kendi adı veya ticari unvanı altında piyasaya sunan gıda işletmecilerine hapis ve adli para cezası verilmesini öngören düzenleme Meclis'e geldi.

Bu gıdaları üreten, ithal eden, kendi adı veya ticari unvanı altında piyasaya sunan gıda işletmecilerine 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 1000 günden 5 bin güne kadar adli para cezası verilmesi öngörülüyor. Fiilin 2 yıl içinde tekrarı durumunda gıdayı üreten, ithal eden, kendi adı veya ticari unvanı altında piyasaya arz eden gıda işletmecisi 5 yıldan 10 yıla kadar gıda sektörü faaliyetinden men edilecek.

KAYNAK: YENİ ŞAFAK

Editör: TE Bilisim