Türkiye’de toplam işlenen tarım alanı 20 milyon 578 bin 638 hektar olarak açıklandı. En fazla işlenen tarım alanında Konya ilk sırada, Rize ise son sırada yer aldı. Bu verilere göre Van’daki tarım alanı 3 milyon 278 bin 631 hektarken Van bu alanın sadece 323 bin 348 hektar tarım alanını kullanıyor.

 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Diyarbakır Bölge Müdürü Mehmet Salih Uras, Türkiye’nin 2013 yılında toplam işlenen tarım alanının 20 milyon 578 bin 638 hektar olduğunu söyledi. En fazla işlenen tarım alanına sahip ilin Konya olduğunu belirtilirken Van bu sıralamada 17’nci sırada yer aldı. Van’daki tarım alanının 3 milyonu aşkın olmasına rağmen bu alanda sadece 320 binin kullanılması ise Van’ın neden 17’nci sırada olduğunun açık bir şekilde ortaya koyuyor.

 

"DİYARBAKIR’DA 1 MİLYON 76 BİN TON BUĞDAY ELDE EDİLDİ"

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Diyarbakır İl Müdürü Mustafa Ertan Atalar, kent genelinde 6 milyon 147 bin dekar alanda tarım arazi olduğunu ifade ederek, 3 milyon 876 bin dekar alanda buğday, 520 bin dekar alanda arpa, 435 bin dekar alanda mercimek, 199 bin dekar alanda mısır, 396 bin dekar alanda pamuk, 54 bin dekar alanda nohut, 21 bin 341 dekar alanda çeltik üretildiğini söyledi. Geçtiğimiz yıl yaşanan olumsuz hava koşullarına rağmen Diyarbakır’da ciddi bir etkilenme meydana gelmediğini aktaran Atalar, çok cüzi bir kayıpla 1 milyon 76 bin ton buğday elde edildiğini belirtti. Atalar, 162 bin ton arpa, 98 bin ton mercimek, 229 bin ton mısır, 191 bin ton pamuk hasadının yapıldığının bilgisini verdi. Diyarbakır’ın Türkiye’de ekmeklik buğday üretiminde ikinci sırada olduğunu aktaran Atalar, arpada 10’ncu, kırmızı mercimekte ise 2’nci sırada yer aldığını söyledi.

Atalar, Diyarbakır’da 2015 tarım sezonunda ciddi bir artışın yaşanacağının bilgisini de verdi.

 

KONYA İLK SIRADA

TÜİK verilerine göre, Konya 1 milyon 863 bin 264 hektar toplam işlenen tarım alanıyla ilk sırada yer alırken, Konya’yı 1 milyon 171 bin 486 hektar ile Ankara, 1 milyon 105 bin 111 hektar ile Şanlıurfa izledi. Rize 748 hektar alanı ile son sırada yer alırken, Rize’yi 6 bin 594 hektar ile Yalova, 11 bin 231 hektar ile Düzce izledi. Diğer illerin toplam işlenen tarım alanları hektar olarak şöyle: Sivas 793 bin 882, Yozgat 592 bin 809, Kayseri 589 bin 787, Diyarbakır 576 bin 64, Eskişehir 569 bin 204, Çorum 542 bin 143, Afyonkarahisar 452 bin 495, Adana 409 bin 403, Aksaray 382 bin 38, Kırşehir 379 bin 938, Ağrı 359 bin 285, Erzurum 357 bin 839, Balıkesir 329 bin 837, Van 323 bin 348, Tekirdağ 311 bin 162, Manisa 310 bin 262, Kütahya 309 bin 253, Nevşehir 308 bin 209, Karaman 305 bin 275, Kırıkkale 302 bin 600, Antalya 293 bin 410, Kahramanmaraş 290 bin 359, Tokat 289 bin 933, Denizli 286 bin 361, Edirne 286 bin 228, Mardin 283 bin 630, Samsun 275 bin 673, Mersin 275 bin 191, Muş 264 bin 489, Niğde 247 bin 788, Çanakkale 225 bin 871, Bursa 223 bin 218, Uşak 222 bin 750, Amasya 217 bin 319, Kars 210 bin 949, Kırklareli 209 bin 515, Çankırı 205 bin 175, Malatya 199 bin 745, Adıyaman 199 bin 593, İzmir 181 bin 809, Isparta 172 bin 546, Hatay 170 bin 632, Gaziantep 162 bin 137, Aydın 151 bin 681, Burdur 149 bin 782, Kastamonu 139 bin 466, Elazığ 133 bin 906, Erzincan 129 bin 151, Bitlis 128 bin 502, Bolu 117 bin 302, Muğla 114 bin 179, Bayburt 108 bin 243, Batman 107 bin 473, Şırnak 99 bin 327, Osmaniye 99 bin 161, Sakarya 97 bin 665, Sinop 90 bin 188, Bilecik 76 bin 391, Kocaeli 72 bin 532, İstanbul 68 bin 192, Iğdır 64 bin 659, Gümüşhane 64 bin 466, Siirt 59 bin 735, Tunceli 59 bin 497, Ardahan 58 bin 794, Karabük 49 bin 531, Kilis 46 bin 599, Giresun 43 bin 977, Bartın 38 bin 117, Bingöl 31 bin 104, Zonguldak 30 bin 621, Hakkâri 29 bin 445, Ordu 28 bin 87, Trabzon 18 bin 054, Artvin 15 bin 230, Düzce 11 bin 231, Yalova 6 bin 594, Rize 748. 

 

ALTUNER: TARIM YAPMA MECBURİYETİMİZ VAR!

Van koyun ve keçi varlığında Türkiye’nin birinci sırasında yer alıyor. Bizde Van’ın bu potansiyelini Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne sorduk. Hayvancılık için yapılan destekler, çobanlara verilen sürü yönetimi benim eğitimlerini yanı sıra Van’ın en önemli geçim kaynağı olan hayvancılığı Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Fevzi Altuner’e sorduk.

 

Şehrivan Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Fevzi Altuner, Türkiye’de en fazla koyun ve keçi varlığına sahip olduğumuzu ancak bu varlıklardan ne kadar faydalandığımızı araştırmamız ve sormamız gerektiğini söyledi. “Hayvan varlığı çok diye verimlilik ve faaliyetlerde çok olacak değil. Ama şu da anlaşılmasın Van’da koyundan kazanılmıyor denilmesin. Elbette ki kazanılıyor ama eksikler ve bu eksikliklerin giderilmesi gerekir.” Dedi. Altuner ayrıca koyunculuğun yanı sıra mera alanlarında da Türkiye’deki en çok mera alana sahip olduğumuzu sözlerine ekledi. Müdür Altuner koyunculuk ve meralığın yanı sıra başta küçükbaş hayvancılık olmak üzere tarım ve hayvancılıkta yapılan destekleri anlattı. Altuner şu ifadelere yer verdi: “Küçükbaş koyun başına 10 TL’lik bir desteğimiz var. Bunun yanı sıra Nordız bölgesindeki koyun ırkımızı ıslah etmeye yönelik projeler uygulanıyor. Burada da taban sürüye 35 TL, elit sürüye ise 35 TL üzeri destekler veriyoruz.”

Altuner son olarak Van’ın süt verimliliğinde yeterince faydalanmadığını ve sütün fabrikaya gitmektense geleneksel hale gelmiş olan otlu peynir olarak değerlendirildiğini ve bu şekilde kazanç elde edildiğini sözlerine ekledi.

 

ALTUNER: VAN EN ÇOK HAYVAN BARINDIRAN İL

Van Türkiye’de koyun ve keçi varlığının birinci sırada yer aldığını dile getiren Altuner, sayı olarak birinci sırada olabilir ama bu en çokta verim aldığımız il anlamına gelmez dedi. Altuner, “Van koyun ve keçi yani küçükbaş hayvancılık varlığı bakımında Türkiye’de en fazla hayvan barındıran ilidir. Tabi bu şu anlama gelmiyor; Biz koyunculuk faaliyetinden üretim anlamında da en fazla verimi elde ediyoruz. Buradan çok iyi kazanıyoruz, bu işi yapanlar çok karlı bir iş yapıyorlar demek için bazı verilerin değerlendirilmesi neticesinde buna ulaşmamız gerekiyor. Diğer illerde yapılan koyunculuk faaliyetinden bir işletme ne kadar kazanıyor? Bunun yanında Van ne kadar kazanıyor? İşte bunun değerlendirmesi yapmak gerekiyor. Bir ilde mevcudun fazla olması verimlilik ve karında fazla olması anlamına gelmiyor. Bunu söylerken de Van’da koyunculuk kazandırmıyor manası çıkarılmasın lütfen. Burada yaptığımız gerçekçi bir değerlendirmedir.” Dedi.

 

KOYUNCULUKTA OLDUĞU GİBİ MERADA DA BİRİNCİYİZ

Koyun ve keçi varlığında Türkiye birinciliğinin yanı sıra mera alanlarında da Van’ın Türkiye birincisi olduğunu dile getiren Altuner, “Biz koyunculuğa önem vermek zorundayız. Sebebi de şudur. Siz bir konuyu amaç olarak ya da strateji olarak belirleyebilmeniz için ildeki potansiyellerin, kaynakların bunu destekler vaziyette olması çok önemlidir. Koyunculuk ile ilgi çalışmalar yapıyorsak hem hedef hem de amaç ortaya koyabiliyorsak bunun sebepleri var. Birinci sebebi bizim koyun varlığında Türkiye’nin 1’nci ili olduğumu gibi mera varlığı konusunda da Türkiye’nin 1’nci iliyiz. 1 milyon 359 bin hektarlık bir çayır mera alanımız var. Koyunculuk nerede yapılıyor? Tabi ki merada yapılıyor. Bizim meralarımız 5 ay boyunca kullanılarak otlatılıyor. İşte toplam 150 güne tekabül ediyor. Meralarda siz hayvancılığın ihtiyacı olan kaba yemi bedavaya elde edebiliyorsunuz. Hayvancılıkta en büyük girdiyi kaba yem oluşturuyor. Siz hayvancılığı meralığa dayalı yaptığınız zaman bunu masrafsız bir şekilde yapıyorsunuz. Bu sizin bu faaliyetten daha fazla kar elde etmenizi sağlıyor. Az önce biz koyundan ne kadar kazanıyoruz dediğimde buydu aslında. Biz kaba yemi meralarımızdan elde etmeye başladığımız, meralığı ön plana çıkardığımız, daha yüksek verim alacak çalışmaları da yürüttüğümüz sürede bunda koyunculuğun faydasına olacak şekilde kullandığımız sürece biz elbette karlı bir küçükbaş hayvancılık yapacağız.”

 

ALTUNER: OTLU PEYNİR GELENEĞİMİZ VAR

İl olarak iyi bir seviyede süt elde edildiğini belirten Altuner, ancak bu sütün iyi şekilde değerlendirilmediğini söyledi. Altuner, sütün fabrikadan çok geleneksel otlu peynirde kullanıldığını ve bu şekilde kazanç elde edildiğin vurguladı. Altuner, “Biz koyundan sadece et elde etmiyoruz. Sizin de bildiğiniz gibi sütte elde ediyoruz. Büyükbaş hayvancılıkta yaklaşık olarak 161 bin ton süt elde ediyoruz. Koyunculukta da 101 bin ton civarında yıllık süt elde ediyoruz. Tabi bu sütü peynircilikte kullanıyoruz. Özelliklede bu sütü Van’a özgü olan otlu peynircilikte kullanıyoruz. Yani sütün fabrikaya alınıp işlenmesi konusunda bizim bir takım eksikliklerimiz var. Bu eksiklikte şudur; Gelenek ve sütün değerlendirme tercihlerinden kaynaklanan, fabrika yerine hayvancılık işletimcilerinin, aile hizmetçilerinin kendi içinde sütü peynire ve yoğurda dönüştürülerek küçük ticari bir yöntem tavsiye ediliyor. Otlu peynir bu manada geleneksel olarak Van’ın markası haline gelmiş bir faaliyettir. Otlu peynir üretilirken kendine has, yabani dediğimiz doğada yetişen şifalı bitkilerde katılıyor. Buda kendine has bir üretim hali alıyor. Otlu peyniri biz özellikle koyun sütünden üretiyoruz.” İfadelerine yer verdi.

 

“2 MİLYARI AŞKIN TARIMSAL FAALİYETLERİMİZ VAR”

Tarım ve hayvancılığın Van için önem arz ettiğini ve Vanlıların bu alanda geçimleri sağladığını dile getiren Altuner yıllık 2,1 milyar dolayında faaliyet gösterildiğini belirtti. Altuner şöyle devam etti: “Koyunculuk ilimiz için bu kadar önemliyken, hayvancılık ilimiz için bu kadar önemliyken, ilimiz tarımsal üterim değerinin %91’ni hayvancılık faaliyetinden karşılıyor. 2.1 milyar TL’lik bir tarımsal üretim faaliyetimiz var. Bütün sektörlerin toplam üretim değerleri 8 milyar TL civarında. Bu toplam üretim değerleri; hizmet sektörü, sanayi sektörü gibi sektörler içerisinde tarım sektörünün katkısı %23’tür. Bunun içerisinde de 2.1 milyar TL’lik tarımsal üretim değerimizin yüzde %91’ni yaklaşık olarak 1.9 milyar TL’si hayvancılık faaliyetleri karşılıyor. Hayvancılık faaliyetlerinden de canlı hayvandan üretilen üretim değeri bunun %81’ni oluşturuyor. Bunları neden söylüyorum? Şimdi hayvancılıktan ürettiğimiz faaliyetleri biz bir canlı hayvandan, iki hayvansal ürünlerden elde ediyoruz. Nedir bu hayvansal ürünler? Et, süt, yün ve deri gibi ürünlerdir. Hayvansal ürünlerden elde ettiğimiz üretim değerinin miktarı %10’nlar civarındadır. Geriye kalanını da bitkisel ürünlerden karşılanıyor. Hem sütü değerlendirme konusunda hem de hayvansal diğer ürünlerin elde edilip bunların işlenmesi ve değerlendirilmesi konusunda Van’da yapılacak birçok faaliyet var. Bu anlamda geçmişte elde edilmiş tecrübeleri değerlendirebilirsek ürün bazında da karlılığımızı artırabiliriz.”

 

HAYVANCILIĞA ÖNEMLİ HİBE DESTEKLERİ YAPILIYOR

Bu kadar önemli bir yere sahip olan tarım ve hayvancılığa önemli hibe desteklerinin de olduğunu vurgulayan Altuner, “Hayvancılığı destekleyen bakanlığımızın birçok hibe kalemleri var. Büyükbaşta farklı, küçükbaşta farklı kalemler var. Örnek olarak büyükbaşta anaç sığır desteği dediğimiz işletmelere hibe desteği veriyoruz. İşletmede bulunan 5 ve üzeri hayvan bulunduran işletmeye biz hibeler veriyoruz. Kırmızı et üretimlerimiz var. Akredite olmuş, ruhsat almış mezbahaneler de hayvanını kestiren çiftçilerimize, kestirdikleri hayvan başına 300 TL hibe veriyoruz. Ondan sonra suni tohumlamaya hibemiz var. Bu suni tohumlamadan doğan buzağıya hibemiz var. Hayvanına koruyucu aşılar yaptıran vatandaşımıza koruyucu aşılar için hibe desteklerimiz var. Hayvancılıkta ön soy kütüğüne kayıtlı olan işletmelere aynı şekilde farklı farklı desteklerimiz var. Bu kayıtlı işletmeler buna benzer yine sağlık anlamında da desteklerden yararlanabiliyorlar. Bunun yanı sıra çiğ süt desteklerimiz var ve hayvancılıkla uğraşan işletmelerimiz bu desteklerden yararlanabiliyorlar. Bu destelerin yanı sıra küçükbaş hayvancılıkta desteklerimiz var. Küçükbaşta koyun başına 10 TL’lik bir desteğimiz var. Her koyundan birin 10 TL’lik destek veriyoruz. Bunun yanı sıra Nordız bölgesindeki koyun ırkımızı ıslah etmeye yönelik ve korumaya yönelik projeler uygulanıyor. Burada taban sürüye 35 TL, elit sürüye ise 35 TL üzeri destekleri var.” Sözlerine yer verdi.

 

“SÜRÜ YÖNETİCİSİ BENİM PROJESİ DEVAM EDECEK”

Müdür Altuner ayrıca 2014 yılında başlatılan ve 2 ilçede eğitimi tamamlanan ‘Sürü Yöneticisi Benim’ projesinin 2015 yılında devam edeceğini vurguladı. Altuner şu ifadelere yer verdi: “Koyunculuk faaliyetini daha bilinçli yapmak, bunu tekniğe ve tecrübeye dayalı olarak yürüterek hayvan mevcudunu hem arttırmak hem de hayvancılığın devamına destek olmak diğer taraftan da bu faaliyetlerde bulunan hem işletmeyi sürü yöneticisini (çoban) destekleyen bir takım projeler var. Sizin de bildiğiniz gibi ‘Sürü Yöneticisi Benim’ diye bir projemiz var. Bu proje çerçevesinde 2014 yılında 62 tane sürü yöneticisi 4 tane ilçede kurs almak üzere başvurdular. 2 tane ilçemizde kursumuz tamamlandı. Bu kurslarımız İŞ-KUR’un bunlara ait günlük harcırahı birde sosyal güvenlik kurumu primlerini yatırması şeklinde bir desteği oluyor. Halk eğitimin kursu tertip etmek kurs sonunda sertifika vermek gibi bir hizmeti oluyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık İl-İlçe Müdürlüklerinin de buradaki sürü yöneticilerin, hayvanların idaresi, hayvanların tutulma ortamının ve otlatma ortamıyla ilgili ayrıca ilk yardım ve doğum gibi konularda eğitim vermeyi vazife olarak alıyorlar. Bu proje neden önemli? Şimdi tarım sektörü ilimizde, il nüfusunun neredeyse yarısına yakınını ilgilendiren, bunların dolaylı ya da doğrudan geçimini sürdürdüğü bir faaliyettir. Bunun büyük bir çoğunluğu da köylerde yönetiliyor.”

 

ALTUNER: TARIM YAPMA MECBURİYETİMİZ VAR

Tarım yapmak ve il nüfusumuzun gıda ihtiyacını karşılamamız gerektiğini vurgulayan Altuner tarım yapmam mecburiyetimiz var dedi. Altuner, “Köylerde tarımsal faaliyet içerisinde olan işletmeler aynı zamanda bir istihdam şeklinde de burada çalışıyorlar. Dolayısıyla bu işsizliğimizin de azalmasına sebep oluyor. Yani istihdam oluşturuyor. İkincisi bizim hayvancılığı sürdürmeye yönelik bir mecburiyetimiz var. Çünkü insanlarımızın beslenmeleri için gıda üretmemiz gerekiyor. Hem bitkisel hem de hayvansal üretiminde nüfusumuzu beslemek ve gıda ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir mecburiyetimiz var. Bunu da tarım yaparak karşılayabiliriz. Dolayısıyla tarım yapmak gibi bir mecburiyetimiz var. Eğer ki tarım yapmazsak o zaman nüfusumuzun ihtiyacı olan gıdayı ithal etmek zorunda kalacağız. İthalatçı konuma düşmemek için bunu yapmalıyız. Ki böyle bir şey söz konusu değil biz ihracatçı bir konumdayız. Özellikle de bazı konularda kendi kendimize yetebiliyoruz. Nüfusumuzu ve turistimizi besleyebiliyoruz bunun yanı sıra birde ihracat yapıyoruz. Biz bu 3 şeyi de çok iyi bir şekilde yapıyoruz bu konuda bir sıkıntımız yok. Ama bunu sürdürülebilir yapmamız gerekiyor. Geleneksel kar elde etmek yerine, yeni teknikleri, teknolojileri kullanarak karımızı ve faaliyetlerimizi artırmamız gerekiyor.” Sözlerine yer verdi.


ŞEHRİVAN ÖZEL - ÖNDER ALTINAL

Editör: TE Bilisim