FETÖ'nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz gecesi bir yandan güvenlik önlemleri alınırken, diğer yandan da ekonominin zarar görmemesi için yoğun bir trafik işledi. Bu trafiğin önemli aktörlerinden biri de Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya oldu. Çetinkaya, ilk andan itibaren finansal sistemin sorunsuz işlemesi, vatandaşın ATM'lerden para çekme konusunda panik yaşamaması, sıcağı sıcağına yabancı yatırımcılarla görüşme, ekonomi yönetimi arasında sabaha kadar telefonla süren koordinasyona ilişkin ilk kez SABAH'a konuştu. Darbe girişiminin ilk andan itibaren toplum tarafından doğru okunduğunu ve güçlü bir tepkinin ortaya çıktığını vurgulayan Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya, "Olayın büyüklüğü, şiddetine nazaran piyasaların tepkisi sınırlı kaldı, kayıplar hızlıca geri alındı. Darbe sürecinin oluşturduğu belirsizlik kısa sürdü. Türkiye ekonomisi böyle önemli bir testten başarıyla geçti" dedi. Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya, SABAH'ın sorularına şu yanıtları verdi:
 

TOPLUM SÜRECİ DOĞRU OKUDU

- 15 Temmuz darbe girişimi sonrası hem vatandaşın ortaya koyduğu tepki, hem de piyasalardaki gelişmelere ilişkin neler söyleyebilirsiniz?
- 15 Temmuz'da ülke olarak çok sıra dışı ve beklenmedik bir olayla karşı karşıya kaldık. Burada süreç, ilk andan itibaren toplum tarafından doğru okundu ve güçlü bir tepki ortaya çıktı. Olayın büyüklüğü ve şiddetine nazaran piyasalarda yaşanan ilk tepkilerin sınırlı kaldığını ve kayıpların oldukça kısa bir sürede, hızlıca geri alındığını gördük. Darbe girişiminin finansal piyasalarda kur, borsa, tahvil getirileri ve risk primlerinde fiyatlamaları bozucu ve oynaklığı arttırıcı yönde bir etkisi olmasına rağmen; ilk andaki olumsuz gelişmelerin kısa sürede büyük ölçüde telafi edildiğini gözlemledik. Bu durum,Türkiye ekonomisi adına önemli bir testten başarıyla geçmek anlamına geliyor. Yaşanan şokların finansal piyasalar üzerindeki etkisinin kısa vadeli olmasında; ilgili tüm paydaşların yüksek koordinasyonla çalışması, bankamız dâhil ekonomi kurumlarının piyasanın ihtiyaç duyduğu adımları hızlı bir şekilde atması etkili oldu. 
 

FİNANSAL FAALİYETLER KESİNTİSİZ SÜRDÜ

- Bu süreçte finansal piyasalarda ve finansal aracılık faaliyetlerinde devamlılığın sağlanması adına TCMB olarak hangi adımları attınız ve hangi politikaları uyguladınız? 
- Öncelikle üst yönetim olarak ilgili birimlerimizin yöneticileriyle durum tespiti yaptık, değerlendirmelerde bulunduk. Sistemlerin kesintisiz işlemesini temin için olağanüstü durumlarda uygulanmak üzere hazırlanmış tüm süreçleri ve altyapıları gözden geçirdik. Şubelerimiz ve bankalarla temaslarımız yoğun şekilde gerçekleşti. Bu çalışmaların akabinde, 17 Temmuz pazar günü MerkezBankası olarak kamuoyuna, alacağımız önlemleri özetleyen bir duyuru yaptık. Bu duyuruyla finansal aracılık faaliyetlerinin işlerliğinin sürdürülebilmesini amaçladık. Verilen mesaj netti: Finansal sistemin sorunsuz çalışması için tüm tedbirler alınmış ve gerekecek tüm ilave tedbirler zamanında alınmaya devam edecek. 
 

BÜTÜN ŞUBELER ÇALIŞTI

Aynı gün Bankalararası Para Piyasası'nda borç alabilme limitlerini kaldırarak bankalara gerekli likiditenin limitsiz olarak sağlanacağını açıkladık. Türk Lirası likidite yönetiminde esnekliği sağlamak adına ihtiyaç duyulması halinde bankalar tarafından limitsiz tutarda teminat döviz deposu getirilebilmesine imkân tanınacağını ilan ettik. Merkez Bankası nezdindeki tüm piyasalar ve sistemlerin (Elektronik Fon Transfer ve Elektronik Menkul Kıymet Transfer) işlemler tamamlanıncaya kadar açık tutulacağını, piyasa derinliği ve fiyat oluşumlarını yakından takip edeceğimizi paylaştık. Darbe girişimini takip eden günlerde, özellikle ilk hafta sonu, ülke genelinde şubelerimizi çalıştırdık. Bankaların ihtiyaç duyabileceği likiditenin sağlanması için gerekli tüm tedbirleri aldık. 17 Temmuz 2016'da finansal piyasaların etkin işleyişinin sürdürülmesi amacıyla alınan diğer tedbirler çerçevesinde, Gün İçi Likidite (GİL) imkânının komisyon oranını sıfır olarak uygulamaya başladık. Dİ- BS'ler için var olan fazla bulundurma/iskonto oranını düşürdük ve teminat döviz depolarının 1 aya ilaveten 2 haftalık vadede de tesis edilebilmesine imkân tanıdık. Takip eden günlerde, finansal sisteme ilave likidite sağlanması adına attığımız bir diğer adım kapsamında, 9 Ağustos 2016'da aldığımız kararla Türk Lirası zorunlu karşılık oranlarında indirime gittik.
 

TEMKİNLİ BİR DİL KULLANDIK

15 Temmuz ve sonrasında yaşanan gelişmeler, TCMB'nin para politikası alanındaki operasyonel karar alma süreçlerinde bir aksaklığa veya gecikmeye yol açtı mı? 
- Hayır, kesinlikle yol açmadı. Darbe girişimini takip eden haftada Para Politikası Kurulu (PPK) toplantımız vardı. Bu toplantıda daha önce kamuoyuyla paylaştığımız yol haritasıyla uyumlu bir adım atarak normal seyrimize devam ettik. Merkez Bankası olarak dönemde istikrar ortamına katkıdabulunmak için para politikasında sadeleşme adımları atmaktaydık. Bu süreci, toplantıda marjinal fonlama oranını 25 baz puan düşürerek devam ettirdik. İletişimimizde de temkinli bir dil kullanarak risklerin farkında olduğumuzu belirttik. Ancak yaşanan sürecin kontrol altında olduğu fikrinihtirerek bu süreçte beklemeyi değil, yol haritamızla uyumlu bir biçimde devam etmeyi tercih ettik. Bu kararımızın olumlu sonuçları olduğunu düşünüyorum. Takip eden hafta ise Enflasyon Raporu basın toplantımızda basın mensupları ve banka ekonomistleriyle daha kapsamlı bir iletişimyapma imkânı bulduk. Orada net mesajlar vererek ekonomik görünüme dair görüşlerimizi paylaşmaya gayret ettik. 
 

HEMEN YABANCI YATIRIMCILARLA KONUŞTUK

- Türkiye'deki darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar, yabancı yatırımcılar ve basın kuruluşları nezdinde de gündem oluşturdu. Sizin ilgili süreçte yabancı yatırımcılarla bir temasınız oldu mu? 
- Darbeden sonraki pazar günü, Sayın Başbakan Yardımcımız Mehmet Şimşek'le beraber yabancıyatırımcılara yönelik gerçekleştirilen telekonferansa katıldım. Küresel olarak faaliyet gösteren yatırımcı kuruluşlarının temsilci ve analistleriyle gerçekleştirilen bu görüşmede, yaşanan olayların genelde Türkiye ekonomisi, özelde Türk Lirası varlıkların üzerindeki olası etkileri hakkındaki sorularıcevapladık. Ülkemiz ekonomisi ve finansal piyasalarının sağlamlığını vurguladığımız bu toplantınıniletişim politikası anlamında o süreçte atılan önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. İlerleyendönemde de yerli ve yabancı yatırımcı kuruluşlarıyla Merkez Bankası'nda düzenli toplantılar gerçekleştirmeye başladık. Böylelikle, hem kendilerine makroekonomik görünümü anlatma fırsatı yakaladık, hem de yabancı yatırımcıların öncelikleri ve ülkemiz ekonomisi hakkında vurguladıkları riskalanlarını yakından tartışma imkânı bulduk. İlgili toplantılara düzenli olarak devam etmekteyiz. Oluşturduğumuz iletişim stratejisinin para politikasının etkinliğini artıran bir unsur olduğunu düşünüyorum. 

 

- Geriye dönüp baktığımızda son bir yılda iktisadi faaliyetin bu süreçteki gelişimi hakkında görüşleriniz nelerdir?

- Geriye dönüp baktığımızda, olayların iktisadi büyüme üzerindeki etkisinin sınırlı ve geçici olduğunu söyleyebiliriz. Büyüme verilerine bakıldığında yıllık GSYİH büyümesinin 2016 yılı üçüncü çeyreğinde eksi yüzde 1.3 olduğunu, fakat sonrasında atılan koordineli politika adımlarının da etkisiyle büyümenin dördüncü çeyrekte yüzde 3.5'e yükseldiğini görmekteyiz. İçinde bulunduğumuz yılın ilk çeyreğinde ise Türkiye yüzde 5 büyüme oranı ile benzer ülke grubu içerisinde olumlu ayrışmaktadır.Bu noktada makro ihtiyati tedbirler ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ile finansal aracılık alanında, istihdam paketleri ile işgücü piyasasında, kamu maliyesi tedbirleri ile dayanıklı tüketim ürünleri ve konut piyasası alanında atılan adımların etkinliğini gözlemledik. Darbe sürecinin oluşturduğu belirsizlik ortamının kısa sürmesi ve pozitif büyüme oranlarının yakalanması, Türkiye ekonomisinin sağlam temellerine işaret ediyor.


KAYNAK - SABAH

Editör: TE Bilisim