Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) da yer alarak tekrar faaliyete geçmeye hazırlanan Emlak Bankası’nın Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sayın, Hürriyet’e özel açıklamalar yaptı. “Hayalim ithal ikameli projelere teminatsız kredi vermek” diyen Sayın, “Proje, rantabl olarak yürümeye başladıktan sonra o projedeki hisselerimizi satacağız. Bu benim idealim. Yönetim Kurulu’muzda bunu tartışacağız. Bu modelin yürümesini istiyorum” dedi. Sayın, atıl arazileri Emlak Bankası’nın değerlendireceğini belirtirken, “Bunlar bir nevi kaynak da olacak” diye konuştu.

 

FAALİYETE GEÇİYORUZ



Emlak Bankası’nın tasfiyesi sürecinde 200’ün üzerinde personelle çalıştıklarını söyleyen Sayın, “O tarihte elimizde hiçbir menkul ve gayrimenkul yoktu, sadece ödenmemiş krediler vardı. Biz ödenmemiş kredileri tahsil edeceğiz, Hazine’ye olan borcumuzu ödeyeceğiz, sıra cetvelindeki borcumuzu ödeyeceğiz. Anadolu Bankası’ndan gelen bir problem var, onu çözeceğiz ve sonra burayı canlı yapacağız. Benim kafamdaki model ilk baştan itibaren buydu” dedi.

 

27 Mayıs 2017’de tüm bu süreçlerin tamamlanarak bankanın tasfiye kapsamından çıkarıldığını belirten Sayın, artık faaliyete geçme noktasına geldiklerini söyledi. Yeni dönemde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlandıklarını ve genel kurullarını yaptıklarını kaydeden Sayın, “Ana sözleşmemizi Emlak Katılım Bankası olarak düzenledik. Genel Müdürlük binamızı da prensip olarak bulduk, İstanbul Finans Merkezi civarında olacak. Genel müdürlüğümüze Deniz Aksu atandı. Şimdi de ana sözleşme çalışmalarımızı yapıyoruz” dedi.

 

Emlak Bankası’nın mutlaka emlak işine karışacağını kaydeden Sayın şöyle devam etti: “Benim idealim Türkiye’de esas olarak ihracatı artırmak, ithalatı azaltmak. İthal ikameli projelere kredi verilmesini hep istedim. Türkiye’de en fazla ithal edilen neyse, Türkiye’de yapılması gerekenleri yapacaklara teminatsız kredi vermek. Proje devlet tarafından uygun bulunmuş, teşvikini almış olacak. Biz de inceleyeceğiz. Arsası da nereden alınacaksa biz alacağız. İstismar edilmesini istemiyoruz. Daha önce birçok teşvikler verildi. Metrekaresini 5 lira alırken 15 lira gösterip, paranın bir kısmını başka yerlere harcadılar. Bu nedenle biz alacağız. Makinelerin akreditifinin açılmasını sağlayacağız. Hammaddesini ambara koyup rehin alacağız. Sonra, sermaye ortaklığı veya doğrudan ortaklıkla işi yürüteceği. Proje yürümeye başladıktan sonra da, ortaklara ‘Biz haklarımızı size satmak istiyoruz’ diyeceğiz veya halka açacağız. Projeden çekileceğiz. Bu modeli yönetim kurulumuzda tartışacağız.” 

 

BAKAN ATIL ARAZİLERİ VERDİ, HAVAYA UÇTUK



İthal ikameli proje denildiğinde kapsama birçok konunun girdiğini belirten Sayın, “Mesela yenilenebilir enerjinin birçok unsuru yurtdışından getiriliyor. Güneş enerjisi panelleri, belli sürelerle yenileniyor. Türkiye’de üretilebiliyorsa, neden dışarıdan getirtelim. Birçok ithal ettiğimiz makine var, onların Türkiye’de yapılmasını sağlamak istiyoruz” dedi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un da kendilerine çok güzel bir kaynak gösterdiğini belirten Sayın, “Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün atıl arazilerini bizim değerlendirmemizi istedi. Bu kaynağı bize bakanımız sundu, biz de havalara uçtuk. Sukuk yoluyla bu arazileri değerlendirebiliriz. Bu Emlak Bankası’nın projeleri için de kaynak olacaklar” dedi.

 

KIYMETLİ TAŞLARA YATIRIM YAPACAĞIZ



Emlak Bankası olarak kıymetli taş konusuna da eğilmek istediklerini söyleyen Sayın şöyle devam etti: “Kıymetli taşlarda İstanbul’u merkez haline getirmek istiyoruz. Özellikle Türki Cumhuriyetlerde bir yığın kıymetli taş var. Hindistan’a gidiyor, kesilip biçiliyor ama nemasını Belçika ve Hindistan yiyor. Bunu İstanbul’a getirmek istiyoruz. Bunun için makinelerini ve ustalarını transfer edeceğiz. Burada kesip biçip, cilalayıp, satışını yapacağız. Mücevheratçılar Derneği’yle de görüştük. Biz de finansman kısmında olacağız. Gerekirse ortak olacağız.”

 

YAPTIĞIMIZ TASARRUFU PERSONELE DAĞITALIM



KAMUDA tasarruf için de Sayın, şu öneriyi yaptı: “Ben diyorum ki, tasarruf şöyle olmalı. Bir kamukurum ve kuruluşunun yıllık ortalama harcama rakamları alınsın. Devlet desin ki, ‘ben size ortalamalara göre, örneğin 100 TL’yi taahhüt ediyorum. Bundan sonraki harcamalarınızda ne kadar bunun altına düşerseniz, o tasarrufun yüzde 10’u merkezi yönetime, yüzde 10’ununu kendi içinizdeki bir fona ayıracaksınız. Tasarrufun yüzde 80’inini de, bakan dahil personele eşit dağıtacaksınız. Bu yolla kurumların harcamalarının artmasını engelleyeceksiniz. Keyfi harcamaları önleyeceksiniz. Tasarrufa kurumda çalışan sahip çıkacak.”

 

 

 

 

KAYNAK: HÜRRİYET

Editör: TE Bilisim