Başbakan Binalı Yıldırım’ın geçtiğimiz aylarda Diyarbakır’dan müjdesini verdiği bölgedeki üreticiye yönelik teşvik ve destek paketinin yankıları sürüyor. Bölgede memnuniyet yaratan teşvikler tartışılırken Vanlı üretici bu teşviklerden faydalanmayı bekliyor. Yeni üretici için umut olan paketin mevcut üretici ve sanayiye katkı sunmaması teşviklerin tartışılan noktalarından biri olurken geçtiğimiz günlerde Van Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu yaptığı bir açıklama ile deyim yerindeyse bir manifesto yayınlamıştı. Hükümete teşvikle ilgili eleştirilerini sunan, önerilerini ileten sanayiciler OSB başkanlığında mevcut üreticinin durumunu da ortaya koyan bir açıklama ile seslenmişti. O açıklamadan konuşan Van’daki üreticiler teşvikte mevcut üreticinin unutulmaması gerektiğinin gerekçelerini ortaya koyarken Van’daki halin hiç de iyi olmadığını dile getirdi. Ne kredilerin, ne desteklerin ne de hibelerin yatırımcıya destek olmadığını söyleyen sanayiciler Van için bir de korkunç kehanette bulunurken böyle giderse Van’ın 2017’nin ilk çeyreğini görmeden ciddi sıkıntılar ile karşılaşacağını, sanayicilerin bir çoğunun iflas edeceğini belirtti.

 

 

PERİHANOĞLU: BİZDEN BAHSEDEN YOK!

OSB yönetim kurulu ve sanayicilerin geçtiğimiz hafta hükümetin teşviklerine yönelik açıklamasının ardından kentteki sanayiciler de o teşvik ve mevcut yatarımcıya dair değerlendirmelerde bulundu. Büyük fedakarlıklar sergileyen, depremden bu yana Van’dan gitmeyen sanayici artık kendilerinin de görülmesi gerektiğine vurgu yaparken Van’daki ekonominin ve sanayicinin halinin hiç de iyi olmadığını belirtiyor. Bu noktada görüş bildiren isimlerden birisi Van’ın en eski üreticilerinden olan APEX boru fabrikası sahibi Hasan Perihanoğlu oldu. Perihaoğlu yaptığı konuşmada, 1983 yılından bu yana onlarca teşvik paketinin açıklandığını dile getirerek, “Geçtiğimiz günlerde Van’da yapılan bir toplantıda Sayın Beşir Atalay’a taleplerimizi dile getirdik. Cazibe merkezi illerin oluşturulması için açıklanan pakette hep yeni yatırımcıların oluşması için vurgu yapılıyor ama mevcut sanayici iş adamlarından söz edilmiyor. Eski yani mevcut sanayici ve iş adamlarına siz destek olun ve birlikte iş istihdamını arttırıcı desteklerde bulunun. 1983 yılından bu yana teşvik yasalarının hiçbirinin mevzuatının doğru işlendiğine inanmıyorum.”

 

 

40 YILDIR MEMLEKETİ TERKETMEDİK!

“1990 yılında tek başıma kurmuş olduğum bir fabrikada devletten teşvik desteği almama rağmen iki sefer iflasın eşine geldim. Ama neticesinde yine toparlandım. Biz 40 yıldır bu memleketi terk etmemek için çabalayan insanlarız. Hukuk devletlerinde piyasadaki parasal anlamdaki sıkıntılarda yani ekonominin daraldığı dönemlerde devlet piyasaya sıcak para aktarır ama bu demek değildir ki yeni yatırımcı aramak ve sadece yeni yatırımcının oluşması için yeni teşvik yasaları çıkarmak. Yeni teşvik yasaları yeni yatırımlar ile yeni ihaleler, yeni binalar, yeni yollar, yeni köprüler ile lokomotif sektörleri kalkındırıp harekete geçirip insanlara istihdam alanları oluşturmak adına yapılması gerekir. Van’da tekstil kent diye bir yer kuruldu. 20 tane bina bitmek üzere ama yatırımcı bulamıyoruz o binalarda iş yapsın.” Diye konuştu.  

 

 

“DIŞARIDAN YATIRIMCI KENTE YARAR SAĞLAMAZ”

Perihanoğlu şu ifadelere yer verdi: “Burada sizler güvenliği sağlayamadığınız sürece burada 40 yılı aşkın bir süredir yatırımı olan hatta yeni yeni yatırımları olan koca koca fabrikaları olan iş adamlarını göz ardı edip onlara güven veremedikten sonra yeni bir yatırımcı neden sanayici olsun. Yeni sanayiciler yaratmadığımız sürece bu şehirden çıkabilecek müteşebbisin dışında dışarıdan gelebilecek müteşebbisten bu kente yarar gelmez. İddia ediyorum hiçbir dışarıdan gelen firma bu memlekete hayır sağlamaz. Gelir yatırımı yapar üç ay sonra makinelerini alarak gider. Bu memleketi terk etmeyen 137 tane sanayici var. Deprem döneminde o denemde OSB başkanı olan Sinan Hakan ile birlikte Valimizin yanına gittik. Deprem döneminde hiçbir sanayiciden bir çivi dahi alınmadı. Organize sanayi bölgesinde üretilen hiçbir malzemeyi deprem döneminde yapılan hiçbir, konut, okul vs. gibi yatırımlarda kullanılmadı. Buradaki işçileri çalıştırmadılar, Van dışından işçi getirip burada çalıştırdılar. Burada ki müteahhitlere iş vermediler dışarıdaki müteahhitlere iş verdiler. Bu durumlar yaşanırken biz halen ayakta durmaya çalışıyoruz. Bize bizden başka biri yardım etmiyor. Bizler kendi yağımızda kavrulup kendimize sahip çıkmak zorundayız. Biz şuan Van’daki kurumlara da mal satamıyoruz. Kurumlar ile bir diyaloğumuz yok. Hele ki bu son dönemde yaşadığımız darbe teşebbüsünden sonra insanlar sizin evraklarımıza imza dahi atmaktan korkuyor. Biz bu tarz sıkıntıları çözemediğimiz sürece bölgemizde hiçbir sorunu çözemeyiz ve ayakta durmamız çok zor.”

 

 

PERİHANOĞLU: BÜYÜK İFLASLAR OLACAK

Bölgedeki sanayiciye, tüccara, esnafına çok acil olarak kredi ya da destek verilmediği sürece Mayıs 2017’den sonra çok büyük iflasların olacağına vurgu yapan Perihanoğlu, “Bu iflaslar intiharların çoğalmasına sebebiyet verecektir. Bizim iki yıl sonra bitecek bir fabrikada devletin vereceği faizsiz krediler ile kurulacak makinalarla üretilecek malzemeyi devlete satacağız diye iki yıl bekleme şansımız yok. Bırakın iki yılı bizim iki gün beklemeye vaktimiz yok. 8 milletvekilimiz var bizi ekonomik bu dar boğazdan kurtaracak hamleler yapmak zorundalar. Şu da bir gerçektir ki siyasiler bu tarz yatırım amaçlı paketlerin oluşumunda belirli bir yerden sonra hiçbir etkileri yoktur.  Bunların etkili olan kişiler alttaki bürokratlardır. Siyasiler çok iyi programlar hazırlayıp, senaryolar yazılır ve insanlara aktarılır. Arkasından bu işler tebliğ ve tebellüğ kısmına gelindiği zaman tebliğ hazırlanırken hiç ummadığınız sorunlar ile karşı karşıya kalırsınız. Başkanın dediği tebliğde yoktur, Cumhurbaşkanının dediği tebliğde yoktur, sizin düşündüklerinizin, sizin istediklerinizin, sizin taleplerinizin hiçbiri tebliğde yoktur. Tamamıyla üç tane bürokrat bu işi kafasına göre değiştirmiştir.” İfadelerini kullandı.  

 

 

“VAN BATIYOR, BUNU SÖYLÜYORUZ”

Perihanoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunu çözemediğimiz sürece hiçbir şeyin çözüm bulmayacağını söylemek isterim. Başbakanımız Binali Yıldırım artık bankalar fabrikalarınızda bulunan makinaları teminat olarak alabilecektir dedi. Bu zaten 1980 yıllardan beri vardır. Ama gidiyorsunuz bankaya 1 Milyon TL’lik makinanızı teminat olarak gösteriyorsunuz, ama banka bunu 100 milyar lira olarak teminat alırım ve yüzde otuzda size kredi veririm. Şuan gidin bankalardan kredi isteyin, memura yüzde 0,89 ile kredi kullandırılırken sanayiciye bu kredi en az istenilen kredi tutarının 4 katı teminat istiyor ve yüzde 1.89 faiz uygulanıyor. Ben iki sefer teşvik mevzuatından dolayı battım. Buna rağmen bu memleketten gitmemek için mücadele veriyorum. Sayın Beşir Atalay’dan Allah rızası için eski yatırımcıları da görün. Van batıyor bunu söylüyoruz. Şuan maddi sıkıntı yaşayan birçok yatırımcımız var. Mal satamıyoruz. Tahsilat yapamıyoruz artık kendimize bile güvenimiz kalmadı. Kentin basın mensupları, milletvekilleri, sanayicileri, bürokratları sık sık bir araya gelelim. Van’ı bu sıkıntıdan el birliği ile çıkaralım. Van’daki sanayi şuan çok kötü bir ekonomik dar boğaz yaşıyor. El birliği ile bunun üstesinden gelmemiz gerekiyor.”

 

 

GÖKÇENAY: BİZE CAN SUYU ŞART

Van Mermer sahibi Bedrettin Gökçenay ise yaptığı konuşmada, terörün kente verdiği zararlara dikkat çekti. Son olarak 12 Eylül günü Van Beşyol meydanında patlatılan bombanın Van açısından büyük bir yatırıma engel olduğunu belirten Gökçenay, “Amerika’da yaşayan Türkiye asıllı iki tane bayan fabrikamıza geldi. Bunlar bizim Çatak’ta çıkardığımız taşları Amerika’ya götürdüler ve o Amerikalılar bu taş için Van’a geleceklerdi. Ancak geçen günlerde patlayan bombadan dolayı gelmediler. Bu Travertenler Çatak ilçemizde var olan bir taş ve çokta kıymetlidir. Ancak gelemediler. Biz bu sıkıntıları çekiyoruz. Güvenlik sağlanırsa bizler neler yapmayız ki. Bu mobilya sektörü için de geçerlidir. Kimya, inşaat ve tüm sektörler için geçerlidir. Bu konuda sizden tek isteğimiz bizleri destekleyin. Bizler gerçekten de çok zor durumdayız. Bizler arkadaşlarla Ankara’ya gittiğimizde bizlere bir can suyunun gerektiğini bakan beye de ilettik. Doğu ve Güneydoğu illerine can suyu verilmezse Mayıs 2017 gelmeden biteriz. Mümkün değil her şey birbirine girecek. Bunu da iki bölgeyi yani doğu ve güneydoğu bölgelerini eşit tutacak şekilde can suyu vermeleri gerekir. Ama şuanda en sıkıntı olan bölge biziz. Bizlere can suyu verilmeli. Bu nasıl olacak bürokratlar gelsin burada sanayicinin fikirlerini alsın. İstişare ederek bir sonuç alınmasını istiyoruz.” Diye konuştu.

 

 

YAŞAR: ELİMİZ KOLUMUZ BAĞLI BEKLİYORUZ

Van Yemek Fabrikası Sahibi Yavuz Yaşar da kısa bir açıklama yaparak, 2011 yılında yaşanan depremi hatırlattı. Deprem sürecinde devletin kendilerine eşit bir şekilde yaklaşmadığını kaydeden Yaşar, “Benim kendi sektörüm depremde burada yemek veremedi. Ankara’da bir yemek fabrika gelip burada çadırda sineklerin içerisinde yemek verdi. Biz burada sadece izlemekle kaldık. Ben bunu milletvekillerimize ilettim. Onlar da buna karşılık ihale usulü yapıldı denildi. Diğer taraftan deprem bölgelerine baktığımızda vergi terkini vs. gibi çalışmalar yapılırken burada hiçbir şey yapılmadı. Defalarca girişimlerde bulunmamıza rağmen hiçbir yere varamadık. Ben her şeyin altında bir tuzak olduğunu düşünüyorum. Bakan da gelip açıklamalarda bulundu. Başbakan açıklama yaptı. İşte teşvik paketini anlattı. Her şey çok güzel ve heyecan verici aslında. Ama bürokrasiye indiğimiz zaman bize verilen cevap çok manidar. Bize kim bunu size anlattı deniliyor. Bize söyleyin o açıklama yapanlara gelip burada oturup size o teşvikleri versinler diyor. Ben ona başbakanı nerden getireceğim. Bizde artık elimiz kolumuz bağlıyız. İş yerimiz kapatacak durumdayız. Bürokrasi çok sıkıntılı. Bize hiçbir şekilde kolaylık sağlanmaz. Bizim için her şeyden önce güvenlik sıkıntımız var. Çarşıda dolaşmaktan korkar olduk. Bilmiyoruz artık nerde ne zaman ne olacağını.” Diye belirtti.

 

BOZKURT: FİRMALAR KAPANMAYLA KARŞI KARŞIYA

OSB Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt de gidişata dair sıkıntılar olduğunu belirterek: “Bölgemiz ise hali hazırda mevzu bahis alandaki en büyük özel sektör yatırımlarına sahip olmakla birlikte Organize Sanayi Bölgemizde Ortadoğu'nun ve ülkemizin bu alandaki en büyük ve kapsamlı yatırımlarından birisine ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca OSB'miz içinde ve dışında ise inşaat, gıda, kimyasal, enerji, elektrik, mobilya, metal doğramacılık vb. sektörlerde uzmanlaşmış onlarca başarılı firmamız mevcuttur. Tüm bu firmalarımız bu destek mekanizmasının kapsayıcı olmaması karşısında kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceklerdir.” Dedi. Bozkurt ayrıca: “Devlet eşitlik ilkesi açısından her bölgeye aynı bakmak zorunda. Fakat bizim hassasiyetimiz bölgemizin Ortadoğu’ya yakın olması, dini ve etnik sorunlarımızın buradan kaşındırılması hasebiyle bu bölgeye özel teşvik yasalarının uygulanması lazım. Bu birçok ülkede var olan bir şey. Defalarca dile getirdik ve yine dile getirmek isteriz. Bölgemizin en az 20 yıl veya 50 yıl vergi ve SSK’lardan muaf edilmesi lazım. Bu destek sanayicimize sunulursa, sanayicilerimizin rekabet gücüde artar. Ama bu bölgeye öyle bir teşvik yapılırsa diğer bölgelerde kalkıp bize de özel teşvik verin der. Hal böyle olunca da devlet eşitlikçi yaklaşmak zorunda kalıyor. Dışarıdan gelecek olan bir yatırımcı burada 40 yıldır sanayicilik yapan birisi kadar sağlam duramaz. Bizim üzerinde durduğumuz asıl konu bu. Eski sanayicilerin desteklenmesini istiyoruz.” Diye belirtti.


ŞEHRİVAN EKONOMİ: MERAL YILDIZ

 
Editör: TE Bilisim