Karaman'ın Ayrancı ilçesine bağlı Üçharman köyünde doğal yöntemlerle üretilen ve yerin 36 metre altındaki mağarada bekletilerek muhafaza edilen "Divle Obruk Peyniri" ekim ayında mağaralardan çıkarılmaya başladı. Kilosu bu yıl 45-50 liradan satılan peynirin dünyada eşi benzeri yok.

Fransa Ulusal Hayvancılık Araştırma  Enstitüsünden uzmanlar, karaman'ın Ayrancı ilçesine bağlı Üçharman köyünde doğal  yöntemlerle üretilen ve yerin 36 metre altındaki mağarada bekletilerek muhafaza edilen "Divle Obruk Peyniri"ni inceledi.

Bölgenin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Üçharman köyü,  geçimini hayvancılıktan sağlıyor. Eski adı Divle olan köyde köyde koyun ve keçi  sütünden üretilip, mağarada bekletilen peynirler, "Türk rokforu" olarak  nitelendiriliyor ve dünyanın en kaliteli peynirleri arasında gösteriliyor.

Fransız uzmanlara peynir hakkında bilgi veren Üçharman Muhtarı Cenan  Kütahyalı, peynir yapımının hava şartlarına göre nisan veya mayıs aylarında  başladığını söyledi.

Meralarda doğal ortamda yayılan koyunlardan sağılan sütün, kaynatılıp  mayalanmasından sonra peynir haline getirildiğini ifade eden Kütahyalı, şöyle  devam etti:

 

KİLOSU 40-50 LİRA

"Peynir keselere konulup, suyunun akması için bir süre bekletilir.  Ovalanıp, kuzu ve oğlak derisine basıldıktan sonra mağaraya konulur. Divle  peynirini özel kılan süreç bundan sonra başlar. Peynirlerin saklandığı mağara 36  metre derinliğinde ve 257 metre uzunluğunda. İçerideki sıcaklık her zaman 4  derece. Mağaraya bırakılan tulumlar önce doğal renginde olurken, zamanla üzerinde  bir küf tabakası oluşuyor. Bir süre sonra bu küf dökülüyor ve kızıl bir rengi  alıyor. Bu süreç 3-4 ayı buluyor. Mağarada bulunan bakteriler deriyi kızıla  çevirirken, içindeki peynire de özel bir tat ve aroma katıyor. Ekim ayının  gelmesi ile peynirler obruktan çıkarılıyor. Peynirin kilosu bu yıl 45-50 liradan  satılıyor."

Kütahyalı, piyasada "Divle Obruk peyniri" diye satılan birçok ürünün,  peynirlerine zarar verdiğini dile getirerek, markalaşma amacıyla Coğrafi İşaret  Tescil Belgesi alabilmek için başvuruda bulunduklarını bildirdi.

Fransa Ulusal Hayvancılık Araştırma Enstitüsünden Dr. Jean Mare  Gautier de bir konferansa katılmak için Türkiye'ye geldiklerini belirtti.

Antalya'daki konferans sonrası hayvan çiftliklerine ziyaretlerde  bulunduklarını aktaran Gautier, "Küçükbaş hayvancılık üzerine araştırma  yapıyorum. Peynir ise özel ilgi alanım. Ülkemde Rokfor peynirinin üretildiği  kasabada araştırmalar yaptım. Rokfor'u ve bu kasabayla anılan peynirini çok iyi  biliyorum. Buradaki peynirin 'Türk rokforu' diye adlandırıldığını duyunca, gelip  yerinde görmek istedim." diye konuştu.

 

'DÜNYADA TEK'

Rokfor ve Divle peynirlerin benzeyen yönleri olduğuna işaret eden Gautier, şunları kaydetti:

"Coğrafi olarak Rokfor ile burası birbirine çok benziyor. Rokfor  peyniri de buradaki gibi mağarada üretiliyor. İsmini, üretildiği yerden alıyor.  Fransızlar mağaradaki bakteriyi, mayayı izole ettiler. Endüstriyel hale  getirdiler. Aradaki fark bu. Burada ise bakterinin üretilme durumu yok. Bu peynir  çok özel. Rokfordan farklı olarak, keçi derisinde muhafaza ediliyor. Bu çok özgün  bir durum. Eğer geliştirirseniz, bu özellik Divle Obruk peynirini dünyada tek  yapabilecek bir unsur. Rokfor mağaraya kalıp olarak bırakılır. Belirli bir  standardı vardır. Bu standardı korumak için köylülerden kooperatif aracılığıyla  süt toplanır. Rokfor'a getirilir ve orada üretilir. Ticari değeri olan bir  markadır. Rokfor peyniri bölgesel coğrafi işaretlendirmesi yapılmış bir ürün.  Dünyanın hiçbir yerinde veya Fransa'nın Rokfor kasabası haricinde başka bir  yerinde bu peynir üretilemez. Özgün ve yöresel bir ürün olan Divle Obruk Peyniri'nin de coğrafi işaretlemesini yaparsanız, başka kimse bu isim altında üretim yapamaz. Ticari olarak markalaşmaya gidildiği zaman, bunu marketten alan  şunu bilecek; 'nereden alırsam alayım Divle Obruk Peyniri aynı kalitededir'. Yani üretimin standartlaşması lazım."

Aynı enstitüde görevli Dr. Jacques Holt ise "Bu köyün inanılmaz  fantastik bir coğrafyası var. Bu mağarada üretilen ürün çok özgün. Bu peyniri  dünyanın bilmeye hakkı var. Dünya bunu tanımalı. O yüzden organize olup, bu  ürünün standartlaştırılması, ticari olarak üretilmesi lazım." ifadelerini  kullandı.


KAYNAK - HABER 7

Editör: TE Bilisim