Bürokraside sıkça kullanılan bir söz vardır. Devletin geçmişte uyguladığı politikalara dair bir sualiniz ya da tereddüttünüz olduğunda kurum amirleri size zaman kaybetmeden şu cümleyi söylerler:

 

“Devlette devamlılık esastır!”

 

Aksi bir politika uygulandığında devlet kurumlarındaki işleyiş ‘belediye’ işleyişinden öteye geçemeyecektir. Yani bir sizden önceki Vali bir takım çalışmalar başlatacak, öteki gelip sil baştan yeni şeyler yapacak ve siz gelip kendi politikanızı uygulayacaksınız. Yok böyle bir şey... Selahiyet açısından siz devamlılığı esas olarak görmek zorundasınız.

 

***

Bundan 10 yıl önce Van’ın festivali, etkinliği şu’yu, bu’yu çok yoktu.

Hiç unutmam Kars’ta düzenlenen geleneksel bir festivalden bahseden bir arkadaşımın anlattığı etkinliklerden, konserlerden bahsetmesini çok şaşkınlık ile dinlemiştim.

“Keşke Van’ın da festivalleri olsa” diye iç geçirmiştim.

O iç çekişimin üzerinden bir kaç yıl geçmişti ki Van festivaller ile nihayet tanıştı.

Van’ın kendisi ‘eski’ ama yaptıklarının hala ‘taptaze’ olarak zihinlerde yer edindiği Valilerinden Münir Karaloğlu döneminde deyim yerindeyse Van ‘festivale doydu’.

Onun döneminde Van ilk kez sırtını yıllarca döndüğü Van Gölü’ne yüzünü döndü.

 

-Van Gölü’nde Türkiye’deki önemli yarışmalardan biri olan Offshore Yarışları Van Gölü’nde gerçekleşti, Van ciddi bir tanıtım yapma fırsatı buldu.

-Uluslararası Van Denizi Su Sporları Festivali başladı. Bir kaç yılda hala Van’ı dere zanneden Türkiye’nin batı tarafının Van’ın göl de değil deniz olduğunu anlaması anlamında büyük aşama katetti.

-Akdamar Adası ayine açıldı. Akdamar Kilisesi’ne gitmek isteyen Van’a geldi. Van’ gelen Deniz’i gördü. Deniz’i gören Van’ı sevdi.

 

Bununla da sınırlı kalınmadı.

 

Karaloğlu ‘kesin’ talimatı ilçelere de verdi. Onu tanıyanlar bilir, Van’a dair işlerin başlayıp tam da istediği tarihlerde bitmesi noktasındaki çabası ve söylemleri hala hatırlanır. Tüm kaymakamlara olduğu ilçede “Festival yapılacak” talimatı vermişti. Zor bir şey de değildi hani, Van’ın her ilçesinin sahip olduğu zenginlik düşünüldüğünde “Ne yapsak, ne yapsak?” diye düşünecek bir durum da yoktu.

Ne oldu?

O günden sonra Flamingo Festivali, Çatak Kanispi Alabalık, Ceviz ve Bal Festivali Başladı, Erciş İni Kefali Festivali , Bahçesaray Feqiyê Teyran Festivali sırasıyla start alan festivaller olarak hayat buldu. 

Daha fazla görevde kalsaydı bu kentin tüm zenginlikleri adına belki de festivaller olacaktı. Ama o gittikten sonra önce Flamingolar yetim kaldı, sonra Çatak Kanispi Festivali sonra Su Sporları Festivali bir bir önemlerini yitirdiler.

 

***

Geç tanışsa da, Van halkı da benimsemişti festivalleri.

Haliyle o festivaller gerçekleşmeyince, sorar oldu herkes: “Festivaller ne oldu?” diye... Biz de o dönem ‘Flamingolar Yetim Kaldı’ gibisinden üzüntüyü dile getiren görüşleri gazetemize taşımıştık. O dönemki Van Valisi arayıp “Hayırdır, senin bu festivallerden bir kazancın mı var? Bir şeyler mi kazanıyorsun?” diyecek kadar öfkelenmişti de.

Festivalden nasıl bir kazanç elde edebilecektik ki, iyi bir haber yapmaktan başka?

Bakış açısı böyle olmuştu işte...

 

***

Mevzuya dönelim.

Feqîyê Teyran Festivali Bahçesaray’daki önemli festivallerden bir tanesiydi.

Hiç unutmam ilk yapıldığı yıl çok ciddi misafirler ağırlanmış.

Çözüm sürecinin de en iyi dönemleri olan o sıralarda o dönemki Başbakan Erdoğan’ın da Ehmedê Xanî ile birlikte ismini her seferinde andığı değerler olarak biliniyordu.

İlk festivale Türiye’den önemli yazarlar, fikir adamları, akademisyenler, bakanlar, siyasetçiler katılmıştı.

Ama Vali gitti. Festivalin şekli şemali değişti.

Sonraki Vali festival yapmaktan ziyade gidip Bahçesaray’da küçük bir anma programı, kabir ziyareti düzenlemeyi tercih etti. Ne gazeteciler ne halk haberdar edilmedi.

Sonra ne oldu?

Bu dönem o festival ‘adından’ da oldu.

Geçtiğimiz günlerde ise o festival ile ilgili duyuru yapıldı. Bahçesaray Kaymakamlığı o programın adını ‘Bahçesaray Kültür ve Bal Festivali’ olarak değiştirdi.

Festival yarın başlayacak ve 15-16 Temmuz tarihlerinde iki günlük program ile devam edecek.

 

***

-Bahçesaray’da o festivalin devam etmesine eyvallah.

-Festivelin logosunun kullanılmasına, Feqîyê Teyran isminin bazı ortamlarda olduğu gibi deforma edilip Feqîyê Teyran olarak deforma edilmemesine eyvallah.

-Valiliğin festivali sahiplenip devam ettirmesi ve programa Feqîyê Teyran Anma programlarını katmasına da eyvallah...

Lakin bu festivalin isminin ‘Bahçesaray Kültür ve Bal Festivali’ olarak değişmesi hiç ama hiç şık olmamış.

 

***

O festivalin kamuoyunda duyulmasından sonra bu isimde bir festivalin yapılması sosyal medyada da çokça tartışıldı.

2012 yılındaki unutulmaz festivallerde yer alanlar, katılanlar sitemlerini dile getirdi.

 

Bu isimlerden birisi de Feqiyê Teyran adlı kitabın yazarı Halit Yalçın (Xalid Sadinî) idi. Sadini sitemini şöyle dile getiriyor: Feqiyê Teyran’ın her sözü baldan tatlıdır. Lakin onun adına düzenlenmiş bir festivali bal festivali diye değiştiremezsiniz.

 

Yazar Ahmet Teczan ise festivalin isminin değişmesi konusunda: “Van Bahçesaray’daki festivalden Feqiyê Teyran adını çıkarmak, Eskişehir’de Yunus Emre’nin adını silmek gibidir.”

 

Tepkilerin hiç biri de siyasi değil. Zira o değişikliğe her kesimden insan ‘kayıp’ olarak bakıyor. AK Parti’nin Van’daki eski isimlerinden Hekim Karabıyık da şu yorumda bulunmuş: “100 yıldır unutulan Feqiyê Teyran’ın eserlerini ve tarihini uzun bir çalışma sonucunda gün yüzüne çıkarmaşken bal festivaline dönüştürenleri Allah’a havale ediyoruz.”

 

Bir sosyal medya kullanıcısı ise Bewar adı ile şu yorumu yapmış: “Bal dahil her şey olsun, olmalı da memnuniyetle baş üstüne ama isim gerçekten Feqiyê Teyran Kültür Festivali olmalı.”

 

Ve daha nice sitemler...

 

***

Sitemler haklı...

Elbette ki bal festivali de olsun, ceviz de olsun, kültür de olsun.

Ama bal festivali ayrı olsun Feqiyê Teyran festivali Kültür Festivali olarak devam etsin...

Hiç Mevlana’yı Konya’da Mevlana Şekeri Festivali ile, Yunus Emre’yi Eskişehir’de Çiğ Börek Festivali ile andıklarına şahit oldunuz mu?

O zaman sormazlar mı Feqiyê Teyran size ne etti?

Vallahi olmamış...