ŞEHRİVAN GÜNCEL: ÖNDER ALTINAL - Van uzun bir zaman sonra ilk kez bir çok alanda büyük bir çıkış yaşıyor. Daha önce büyük çabalara rağmen yakalanamayan dinamizm bu aralar bir çok alanda kendini htiriyor. İranlılar ile ekonomisi hareketlenen, sosyal alandaki bir çok buluşmanın merkezi olmaya başlayan Van, uluslararası buluşmaların da merkezi olmaya başlıyor. Bunlardan birisi de hafta sonu gerçekleşen Helsinki Politika Forumu oldu.

 

Son zamanlarda Türkiye’nin en çok dikkat çeken illerinden birisi olan Van hafta sonu önemli bir buluşmaya daha ev sahipliği yaptı. Son 1 yılda çok önemli toplantıların, turist akınlarının, tarihi ziyaretlerin yapıldığı Van her anlamda ilgi görmeye devam ediyor. Son olarak İngiliz The Economist dergisinin İranlılar’ın Van’a olan ilgisini konu olması ile bu kez de uluslararası arenada dikkat çeken Van, bir atak da Helsinki Zirvesi ile yatı. Daha önce Helsinki, Londra ve Moskova'da yapılan Helsinki Politika Forumu 4’üncü kez Van’da yapıldı. Zirveye bir çok yabancı katılımcı 11 Avrupa ülkesinden parlamenterler ile birlikte AB Bakanı Ömer Çelik de iştirak ederken dünyanın önemli meseleleri Van’da konuşuldu. İlk kez halka da açık bir şekilde yapılan Forum, uluslararası camianın da gözünü bir kez daha Van’a çevirmesini sağlarken toplantının Van’a getirilmesinde büyük çaba veren Van Milletvekili Burhan Kayatürk de toplantı “Van barışın konuşulduğu yer olmalı.” Diyerek konumu itibariyle Ortadağu ve Asya’daki buluşma noktası olan Van’a dikkat çekti.

 

Van’da yapılması için büyük çabaların verildiği Helsinki Politika Forumu Asya Parlamenterler Asamblesi (APA) Türkiye Grubu Başkanı AK Parti Van Milletvekili Burhan Kayatürk’ün yoğun çaba ve gayretiyle Van’da yapıldı. Foruma Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik katıldı. Forumda, özellikle Orta Doğu ve Körfez bölgesinde yaşanan sorunlar ele alındı. Forumda bir konuşma yapan AK Parti Van Milletvekili Burhan Kayatürk, Van’ın Mezopotamya ile Anadolu’nun yanı sıra Ortadoğu ile Orta Asya’nın birleştiği noktada olduğunu vurguladı. Bakan Çelik ise, “Helsinki Politika Forumu’nun Van’da yapılması çok anlamlı ve değerlidir.” Dedi.

 

 

KAYATÜRK: ÇOK DOĞRU OLMUŞ

Forumun açılışında yaptığı konuşmada, Van’ın Mezopotamya ile Anadolu’nun yanı sıra Ortadoğu ile Orta Asya’nın birleştiği noktada olduğunu vurguladı. Van’ın aynı zamanda İran, Suriye ve Irak’a birkaç saat mesafede olduğunu dile getiren Kayatürk, “Van artık huzurun kenti. Bugün Helsinki Forumu yapacağız. Yarın da Asya Parlamentolar Birliği Asamblesi’nin toplantısını yapacağız.” diye konuştu. Kayatürk şöyle konuştu: “Bugün Van’da bizleri yalnız bırakmadığınız için teşekkür ediyorum. Bugün Van’da Helsinki formu yapılıyor. Helsinki formu, dünyadaki kronik problemleri özellikle de Ortadoğu’daki problemleri tartışan çok önemli bir kurumdur. Sayın bakanımız Helsinki formuna katılanları tebrik etti. Van’da böyle bir program yapmanız çok doğru olmuş dedi.”

 

 

“VAN BARIŞIN KONUŞULDUĞU YER OLMALI”

Kayatürk, “Van Mezopotamya ile Anadolu’nun birleştiği noktadır. Nasıl ki İstanbul Asya ile Avrupa’nın birleştiği nokta ise Van’da Orta Doğu ile Orta Asya’nın birleştiği yerdir. Van İran, Irak ve Suriye’ye birkaç saat mesafede olan bir yerdir. Tabi bakanımızın seçkin bir grupla burada olması bizim için onur meselesidir. Van nasıl ki önemli bir tercihtir diyorsak. Ortadoğu’yu konuşacaksak burada konuşacağız. Van şehit cenazelerinin buradan bütün Anadolu’ya gittiği yer olmasın, dünya barışının konuşulduğu yer olsun istiyoruz. Van, huzurun kentidir.” Diye konuştu.

 

 

KAYATÜRK: VAN’I DÜNYAYA TANITACAĞIZ

Van söz konusu olduğunda beraberliğin olduğunu söyleyen Kayatürk şöyle devam etti: “Yarın da dünyanın en büyük ikinci uluslararası kurumu APA’nın toplantısını yapacağız. Ben de Türkiye’yi temsil edeceğim. Sayın Bakanın ekibi ile birlikte burada olması çok büyük bir katkı. Van Valimiz Sayın Zorluoğlu ve ekibi Büyükşehir Belediyesi teşekkürleri hak eden en büyük kuruluş. Burada değerli HDP milletvekili var. Van söz konusu olunca birlik ve beraberliğimizi kuvvetlendireceğiz. Yurt dışından gelen ve yurt içinden gelen misafirlerle detaylı bir toplantı yapacağız. Van için varız, madem Van bizi seçti meclisi gönderdi. Dünyaya Van’ı tanıtacağız. Van’ın ne kadar önemli bir nokta olduğunu her yere anlatacağız. İstiyoruz ki Van’da turizm her geçen gün artsın otellerimiz dolsun, yeni oteller açılsın.”

 

 

MCTERNAN: İLK DEFA HALKA AÇIK

Helsinki Politika Forumu Direktörü ve Forward Thinking Eş Kurucusu ve Direktörü Oliver McTernan ise Van’ın yalnızca tarihi değil, aynı zamanda jeopolitik açıdan da önemli bir buluşma noktası olduğunu belirtti. Helsinki Politika Forumu'nda parlamenterler, hükümet yetkilileri ve iktisatçıların bir araya gelerek ortak analizler yaptığını anlatan McTernan, foruma 11 Avrupa ülkesinin katıldığını söyledi ve ilk defa bir halka açık oturum gerçekleştirdiklerinin altını çizdi.

 

 

ZORLUOĞLU: YETERLİ GELMEDİ

Van’ın tarihi geçmişi ve önemi hakkında bilgiler veren Van Valisi Murat Zorluoğlu, “Kısaca ifade etmeye çalıştığım bu güzellikleri yaşamak için 400 binden fazlası yabancı olmak üzere 2017 yılında, bugüne kadar ilimizi 800 bin kişi ziyaret etti. Yabancı misafirlerimizin çok büyük bir kısmı 300 kilometre sınırımız bulunan komşumuz İran’dandı. Van şehri yaz boyunca cıvıl cıvıl caddeleri, alışveriş yerleri, şen şakrak sahilleri, parkları ve bahçeleriyle harika bir yıl geçirdi. Otellerimiz yeterli gelmedi. Misafirlerimizi yeri geldi kamu misafirhanelerinde, okul pansiyonlarında yeri geldi evlerimizde ağırladık. Bundan da büyük bir keyif aldık.” Şeklinde konuştu.

 

 

“KULLANIŞLI SONUÇLAR ELDE EDİLECEK”

Zorluoğlu konuşmasının devamın şunları söyledi: “Üniversitedeki ilk siyasi tarih dersinde rahmetli Oral Sander hocamız Ortadoğu’yu, bir tarafın kazancının diğer tarafın kaybına yol açtığı, tüm tarafların kazanabileceği bir formülün ise bulunmadığı bir coğrafya olarak tanımlamıştı. Alanında yetkin birçok politikacı, bürokrat, diplomat ve uzmanı bir araya getiren ve Ortadoğu’da barış sürecine katkı yapmayı hedefleyen Helsinki Politika Forumu’nun,  Ortadoğu’da tüm tarafların kazandığı ya da hiç bir tarafın kaybetmediği bir formülün ipuçlarını bulmasını temenni ediyorum. Helsinki Politika Forumu Van Toplantısı’nda faydalı ve kullanışlı sonuçlar elde edileceğine yürekten inanıyorum.”

 

 

BAKAN ÇELİK TOPLANTIDA KONUŞTU

Açılış konuşmalarının ardından AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Opportunities and Challenges in Our Region: Need For a Sustainable Framework Based On Regional Ownership" başlıklı oturumda konuştu. Çelik, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın önemli meselelerinin dünyanın değişik coğrafyalarında konuşulabileceğini ancak bu toplantının bu coğrafyada yapılmasının ortaya konan fikirlerin bir renge dönüşmesi anlamında önemli olduğunu anlattı.

 

 

400 BİN IRAKLIYA EV SAHİPLİĞİ

Coğrafi ve tarihi bağ olan bu bölgede uzun zamandır çalkantılar yaşanırken, son zamanlarda yeni gelişmelerin de ortaya çıktığını belirten Çelik, “Bir zamanlar bu bölge daha ziyade Ortadoğu Barış Süreci olarak adlandırdığımız İsrail-Filistin meselesi ile tanınırken, Arap Baharı ve özellikle de Irak ve Suriye’de yaşananlarla başka bir hal aldı. Son olarak Körfez’de ve Suudi Arabistan’da meydana gelenlerle birlikte daha karmaşık bir tabloyla karşı karşıya kaldığımız açıktır.” şeklinde konuştu. Çelik, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük zorunlu insan hareketliliği ve bu hareketliliğin neden olduğu insani felaket ile karşı karşıya olunduğuna işaret etti. Bakan Çelik, Türkiye’nin bu noktada adeta Avrupa üzerindeki baskıyı hafifleten bir emniyet sübabı rolü oynadığını, tek başına 3 milyonun üzerinde Suriyeli ve 400 bin Iraklıya ev sahipliği yaptığını vurguladı.

 

ÇELİK: TERÖRİZM ORTAK TEHDİT

Yaşananlar karşısında dünya genelindeki yaygın kanının, uluslararası sistemin artık işlemediği yönünde olduğunu söyleyen Çelik, devasa sorunların varlığını koruduğunu, kargaşa ve yoksulluğun düzensiz göçün artmasına neden olduğunu ifade etti. Çelik, terörizmin ortak tehdit olarak kendini gösterdiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Siber saldırılar, yalan haberler ve seçimlerin manipüle edilmesi karşısında oldukça kırılgan ve tehlikeye açık bir durumdayız. Teorik olarak konuşacak olursak, Avrupa’nın bu tehdit, risk ve sınamalara direnme gücü olduğunu söyleyebiliriz. Ancak işin pratiğine bakacak olursak yeterince çaba sarf edilmediği ve kırılganlığın arttığı gözlemlenmektedir.”

 

 

“BUNU MAALESEF SURİYE’DE GÖRÜYORUZ”

Bölgedeki devletlerin toprak bütünlüğü ve ulusal birliklerinin altını kuvvetle çizmek zorunda olduğunu vurgulayan Çelik, ayrışmaya, bölünmeye ve parçalanmaya yönelik eğilimlerin sadece Ortadoğu bölgesi için değil Avrupa için de tehdit teşkil ettiğini belirtti. Her etnik grubun bir egemenlik alanı yaratması fikrinin özellikle bugün karşı karşıya olunan siyasi ve ekonomik küresel sınamalar da dikkate alındığında, yıkıcı sonuçları olan bir fanteziden öteye gitmediğini vurgulayan Çelik, Katalan ve Kuzey Irak referandumlarını örnek gösterdi. Bazı müttefiklerin teröristlerin taktik olarak kullanışlı olduğunu söylediklerini duyduklarını dile getiren Çelik, “Bunu maalesef Suriye’de görüyoruz. DEAŞ ile savaşmak için YPG gibi teröristlerin silahlandırılması, uluslararası toplumun son dönemlerde ne kadar kafası karışık ve yönünü şaşırmış bir durumda olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı. Taliban ile mücadele edilirken El Kaide, onunla mücadele edilirken de DEAŞ’ın ortaya çıktığını hatırlatan Çelik, şimdi ise DEAŞ’tan daha tehlikelisini üretmek gibi bir hatayla karşı karşıya kalınmaması gerektiğini kaydetti.

 

ÇELİK: ULUSLARARASI İŞ BİRLİĞİ ŞART

“Teröristlerin tümünü ayrım yapmadan etkisiz hale getirme konusunda kararlı olmazsak, teröre karşı savaşta başarısız olacağız demektir.” şeklinde konuşan Çelik, tüm terör şebekelerine karşı savaşta tam kapasite bir uluslararası iş birliğini başarmak gerektiğini belirtti. Bakan Çelik, DEAŞ’ın ve diğer teröristlerin Ortadoğu - Kuzey Afrika bölgesinin ve genel olarak dünyanın farklı yerlerinde tekrar ortaya çıkmalarının engellenmesinin oldukça ciddi ve zorlu bir görev olduğunu söyledi. Tüm terörist örgütlerin, yabancı terörist savaşçıları kendi amaçları doğrultusunda kullandığına işaret eden Çelik, bunun "hibrit bir terör durumu" olduğunun altını çizdi. Terörist örgütlerin arazide yenilgiye uğratılmasının barış ve refaha giden uzun yolun sadece başlangıcını oluşturması gerektiğini dile getiren Çelik, mezhep temelli ayrımcılığın özellikle bu bölgede istikrarsızlığa giden yolun taşlarını çok hızlı biçimde döşediğini ve devletlerin altını oyduğunu anlattı.

 

"TÜRKİYE DÜNYANIN EN CÖMERT ÜLKESİ"

Türkiye’nin, dünyanın 17'inci en büyük ekonomisi olmasının yanı sıra insani yardım ve kalkınma yardımı açısından dünyanın "en cömert" ülkesi olduğunu vurgulayan Çelik, artık bölgesel düzeyde daha fazla ne yapılabilir sorusu üzerinde kafa yormak gerektiğini aktardı. Çelik, “Komşunuz fakirse ve yeterli bir güvenliğe sahip değilse bu sizin refahınızı da güvenliğinizi de olumsuz etkilemektedir. Bu sebeple biz güven içinde olmayan ve fakir komşu istemiyoruz. Bütün komşularımızın zengin olmasını, refah içinde olmasını ve güvenlik içinde olmasını istiyoruz. Ortak güvenlik ve refahımızın ancak bu şekilde garanti altına alınabileceğini düşünüyoruz.” Dedi.

 

 

ÇELİK: KARMAŞIK BİR DÜNYA BİZİ BEKLİYOR

Türkiye’nin bölgede barış ve istikrarı yeniden tesis etmek için muazzam bir çaba sarf ettiğini söyleyen Çelik, ancak bunu tek başına yapmanın mümkün olmadığını ifade etti. Son bir yıl içinde bölgenin gelecek on yıllarını etkileyecek çatışma konularının ortaya çıktığına dikkati çeken Çelik, bunlara dönük olarak acil, hızlı diyalog kanalları üretmek gerektiğini vurguladı. Dünyada bir değişim sürecinin başladığını, eski ittifakların bozulduğunu, yeni düşmanlıkların ve ittifakların tesis edildiğini belirten Çelik, "Daha zor ve karmaşık bir dünya bizi bekliyor. Dolayısıyla çatışmaları önlemek için daha çok siyasi ve diplomatik akıl üretmek durumundayız." ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim