Hükümet-Cemaat kavgasında olay Ak Parti cephesinin “Fetullah Gülen bize barış mektubu yazdı”, Gülen Cemaati’nin “Başbakana yazmadık” dediği mektup safhasına gelmişken ben de Ak Parti’nin büyükşehir adayı Osman Nuri Gülaçar’a bir mektup yazayım dedim.

 

İyi mi ettim bilemedim.

 

* * *

 

Van Belediyesi’nin Burhan Yenigün’ün yönetiminde olduğu dönemlerde bir gün belediye meclisini dinlemek üzere bir toplantıya katılmıştık. Meclis açılışı yapıldıktan sonra ilk sözü o zamanki CHP’li bir meclis üyesi sonra da BDP’den dönemin meclis üyesi Sabri Abi almıştı.

 

Sabri Abi’nin Ak Parti dönemindeki muhalefetini ve meclisteki baskınlığını bilmeyen yoktur heralde. İşte o gün de Sabri Abi bir konuşmuş pir konuşmuştu. Hani derler ya “O biçim konuştu” diye. Konuştukça konuştu sesini bir yükselti bir alçaltı.

 

Bilirsiniz hitabet olarak öyle çok da iyi olmasa da muhalefet etme noktasında üstüne yoktur. Bozuk Türkçesi ile o zaman kemaramının bile çekim yapmaktan vazgeçip pılını pırtısını toplayıp gittiği o toplantıdan sonra ne oldu peki?

 

Akşam yerel televizyonlarda sadece ve sadece Sabri Abi’yi ve onun konuştuklarını, yerel gazetelerde ise onun değerlendirmeleri okuduk. Yani akılda kalan bir meclis toplantısından, tartışılan konulardan, AK Parti’den ziyade sadece Sabri Abi olmuştu. Biz de bu manzarayı mecliste Sabi Abi’den başka kimse yokmuş gibi bir güzel seyrettik.

 

* * *

 

Şimdi buraya kadar ne anlatmaya çalıştım?

 

Abi, 2004 ve 2009 arası Van Belediye Meclis üyeliğinde o kadar çok başarı gösterdi ki, muhalifliğinin hakkını verdi mi? Evet verdi.

 

2009 yılı yerel seçimlerinde BDP bir önceki eski meclis üyelerine hiç birinin yeni müracaatlarına izin verilmedi. Ancak bir tanesi vardı. O da Sabri Abi idi.

 

Sabri Abi o günün şartlarında yaptığı muhalefetin hakkını hem bireysel hem de parti bazında aldı mı? Aldı.

 

İşte bu yüzden 2009 yerel seçimleri BDP’nin Ak Parti’nin elinden almasında BDP Belediye Meclis üyelerin çok emeği vardır, başta Abi olmak üzere… Siz ona olmadık şeyleri halka iyi anlattılar diyin ben iyi muhalefet edip muhalefetin gereğini yerine getirdiler diyeyim… Bir şekilde AK Parti’nin iktidar olmasına rağmen meclisteki üstünlüğü bir şeklide domine edildi. Sonuç olarak da müthiş muhalefetle üstün geldiler.

 

Bir örnek vereyim isterseniz. Örneğin Van Belediyesinin 170-180 trilyon civarında borcu olduğunu en sınır köydeki vatandaş dahi biliyordu. İyi anlatmışlardı.

 

* * *

Konuyu fazla dağıtmadan Osman Hoca’ya mektup bölümüne gelelim şimdi.

 

Malumunuz Van’da Ak Parti cephesinde Büyükşehir Belediye Başkan adayı konusunda herkeste beklenti çok yüksek tutuldu. Bakan dendi, Hüseyin Çelik dendi. Yani hiç şüphesiz herkeste Van’da bir bakan ya da tecrübeli bir isim beklentisi vardı. Beklentiyi yüksek tutan da tabii ki il Başkanı ve ekibiydi. Nihayetinde Ak Parti’nin bahtına Osman Nuri Gülaçar çıktı. Gülaçar’ın adaylığının evveliyatına, nereden nasıl olduğu konusuna girmeye bile gerek yok.

 

Konuşulması gereken daha önemli konular var. Halkın ve AK Parti tabanının izlenimlerini de dikkate alarak konuşuyorum:

 

-Öyle bir aday gelmeli ki tüm ilçe adaylarını belirlemeli bırakın adayları il teşkilatı değiştirecek güce sahip olmalıdır. Çünkü büyükşehir seçimlerinde en ücra köyün de ilçenin de başarısı sizleri direkt olarak etkiliyor.

 

-Bir türlü belirlenmeyen ilçe adaylarında büyükşehir adaylıklarından çok daha titiz bir çalışma yürütülmeli. Ki şu ana kadar açıklanmamasının sebebinin de titiz bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Bana göre aday belirlemede acele edilmeden üzerinde çok düşünülmeli adaylığa müracaat edenlerle sınırlı kalmamalı ve kesinlikle dışarıdan destek alınmalıdır. Bazı ilçelerde dışarıdan isim şart…

 

-En önemli konulardan birisi de, en az belediye başkan adayları gibi büyükşehir için çalışabilecek ama aynı zamanda belediyelerin kaybedilmesi ihtimalini de göz önüne alaraktan meclis üyeleri listesinin hazırlanması. Tüm kavgayı ve mücadeleyi meclis üyeleri yaptığından dolayı çok iyi bir ekip hazırlanmalıdır. Fazla uzağa gitmeye gerek yok, Abi isminden bu yüzden bu kadar bahsettim.

 

-Sözünden çekinmeyecek sonuç ne olursa olsun muhalefet yapacak gerekirse meclisi dava edecek ve mahkemeye kadar götürecek cesur insanlara ihtiyaç var. BDP zaten bu konuda temeli sağlamlaştırdı Ak Parti’de de buna ihtiyaç var. Meclis üyeleri konusun kesinlikle vekillerin, il teşkilatının veya yönetimdekilerinin insafına bırakılmamalı ya da partililerin kendilerini kurtaracakları son umut olarak görülmemeli.

 

Çünkü belediyenin meclis üyelerinin kararıyla yönetildiği, belediye başkanının sadece bir orkestra şefi olduğu hikaye değil, gerçek.

 

Şimdiki meclis üyelerin bir iki kişiyi tenzih ederek söylüyorum:

 

Sizi kim tanıdı, siz ne kadar meclis kararlarına karşı çıktınız? Sizlerin ne kadar sesiz kaldığınızı Van halkı çok iyi biliyor… Seçimlere birkaç gün kala kalkıp keskin eleştiriler yapmanızın da bu saatten sonra çok da büyük bir yansıması olacağını düşünmüyorum.

 

Bakanız meclis üyelerinden birisi çıkıp geçtiğimiz günlerde bu minvalde birşeyler söyleme çalışmış.

 

Biz şimdi bunu iyi bir AK Partililiğe mi yoralım, “Bak ben meclis üyesiyim” şeklinde bir hatırlatma yapmanıza mı yoralım yoksa yaklaşan seçimlerde Osman Gülaçar’a veya partiye ileriye dönük görev alma konusunda bir ‘yaranma’ meselesi olarak mı görelim?

 

Belli ki birileri bizim meclis üyelerine, “Ak Parti teşkilatı konuşmuyor, konuşamıyor. Bari siz çıkıp bir şeyler söyleyin. Ya bunları söylersiniz ya da bizimle değilsiniz.” Demiş.

 

Bizimkilerde aman çıkıp bir şeyler söyleyelim yoksa halimiz yaman olur, diye bazı beyanatlarda bulunmuşlar. Vaziyetin en azından dışarıya bu şekilde sirayet ediyor.

 

İşte bu noktada haddimiz de olmadan uyarmayı borç biliriz:

 

-Eğer varsa yetkiniz başta ilçe başkanlıkları ve meclis üyeleri konusunda ciddi anlamda hem hizmet hem muhalefet edebilecek yeterlilikte insanlara kefil olunuz. Henüz vakit varken ilişkileri bir kez daha gözden geçiriniz.

 

-İlçelerde size kuyruk olmaktan çok, size size gerek kalmadan oy getirecek insanlarla yola çıkmaya çalışın, zira her mahalle, köy ve ilçeden gelecek oy sizin büyükşehir yolunda basamağınız olacaktır.

 

-Siyasete, teşkilata ve siyasi dinamiklere yabancı olabilirsiniz. Ama bunu sadece yakınlarınızın işaret etmesiyle değil dışarıdan da birilerini dinleyerek kapatmaya çalışın. Sadece belli bir kesimin etkisi altında kalarak siyaset yapmak ileriki zamanlarda size zarar verebilir.

 

-Meclis üyeleri konusunda ısrarlı olun. Tuttuğunu koparan, size belediyecilik konusunda yol gösterici olacak insanları yanınıza alın. Hatır gönül için yanınızda bulunan insanların ahvali şu anki 5 yıldır suskunları oynayan meclis üyelerinden öteye gitmeyecektir.

 

-Başbakanın adaylık öncesi de sürekli olarak bilgi aldığı, görüştüğü bir isim olduğunuzu biliyoruz. Bu rolünüzü bundan sonra da kaybetmemeye özen gösterip belediye başkan adaylığı sürecinde Van ile ilgili doğru bilgileri kendisine iletmeye çalışınız. Başbakan seçim öncesi mitinginde yine yanlış bilgilerle halkın karşısına çıkmasın.