“Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onanmasından hemen sonra Van Cumhuriyet Savcısı Canip Cihangir, 10 derneğin kapatılmasını istedi. Cumhurbaşkanı Gül’ün kanunu onaylamasından sonra harekete geçen Savcı aralarında VAKAD, YÖDER, KURDİ-DER gibi derneklerin bulunduğu dernekler için kapatılma isteyince, BDP Van Milletvekili Kemal Aktaş da BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan aracılığı ile meclise yazılı bir soru önerge sundu. Kürt işadamlarına yönelik hazırlanan ve BDP’nin “Varlık vergisi” ile “soykırım yasası” olarak tanımladığı, yine birçok çevrenin sivil toplum örgütlerini hedef alacağı yönünde eleştirdiği “Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onanmasından hemen sonra savcılar harekete geçti. Van Cumhuriyet Savcısı Canip Cihangir emniyetin yaptığı araştırmalar neticesinde gizli tanık beyanlarına dayandırarak hazırladığı iddianame ile aralarında kadın dernekleri ve Kürtçenin gelişmesi için kurulan derneklerin de bulunduğu 10 derneğin PKK ile bağlantılı faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle kapatılması talebinde bulundu. Savcılığın iddianamesi Van Asliye Hukuk Mahkemesi’nce de kabul edildi. AKTAŞ HEMEN HAREKETE GEÇTİ Bunun üzerine harekete geçen BDP Van Milletvekili Kemal Aktaş, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan aracılığı ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e yazılı bir soru önergesi sundu. Halen tutukluluk hali devam eden ve soru önergelerini hapisten diğer vekiller aracılığı ile sunan Aktaş, bu derneklerin kapatılmaları ile Ergin’den bilgiler istedi. Aktaş önergesinde şu sözlere yer verdi, “Bilindiği gibi Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun 07.02.2013 tarihinde TBMM’de görüşülerek kabul edilmiştir. Kanunun görüşmeleri sırasında demokratik kitle örgütleri bu kanun ile hükümet politikalarını eleştiren sivil toplum örgütlerinin susturulması ve baskı altına alınmasının amaçlandığı eleştirilerini ve uyarılarını yapmıştı. Terör kavramı konusunda dünya ülkelerinin üzerinde hemfikir olduğu bir tanım bulunmamakla birlikte; düşüncenin ifade edilmesi ve örgütlenme hakkı tüm uluslararası belgelerde yer almaktadır. Türkiye’de demokrasinin tüm kurallarıyla işletilmemesinin önemli sorunlara yol açtığı bilinmektedir. Bu sorunların başında da “Kürt Sorunu” gelmektedir. Yıllarca bu sorun daha az demokrasi ve daha az insan hakları yaklaşımıyla yok edilmeye çalışıldığı için Türkiye adeta bir felaketin eşiğine gelmiş bulunmaktadır. “DÜŞÜNCE HAKKI YOK EDİLMİYOR MU?” Aktaş ayrıca konuşmalarını şöyle sürdürdü, “Son dönemde bir taraftan Kürt Sorununun çözülmesi yönündeki girişimler sürerken; öte yandan Kürt Sorununun Çözümsüzlüğünden Mağdur olan toplum kesimlerinin kendi seslerini demokratik yollardan duyurmak için örgütlenmeye çalıştıkları dernek ve kurumlarına yönelik savcılıklarca başlatılan sindirme ve yıldırma soruşturmaları kaygı yaratmaktadır. Bu girişimlerin sonuncusu Van ilimizde yaşanmıştır. Van Cumhuriyet Savcılığınca  ilde bulunan 10 dernek hakkında kapatma istemiyle yukarıda anılan kanuna istinaden dava açıldığı basın yayın kuruluşlarında yer almıştır. Bu bağlamda; 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun yürürlüğe girdiği günden bu tarihe kadar kaç dernek, kurum ve sivil toplum örgütü hakkında faaliyetlerini durdurma talebiyle soruşturma açılmıştır? Hakkında soruşturma açılan dernek, kurum ve sivil toplum örgütlerinin illere göre dağılımı ne şekildedir? Haklarında soruşturma başlatılan sivil toplum örgütleri ne kadar süredir faaliyet göstermektedirler? Bu örgütlerin her birinin üye sayıları ne kadardır? Haklarında soruşturma açılan sivil toplum örgütleri tabi oldukları 5253 sayılı Dernekler Kanununa istinaden herhangi bir denetime tabi tutulmuşlar mıdır? Tutulmuşlarsa haklarında ne gibi raporlar düzenlenmiştir? Van ilinde soruşturmaya tabi tutulan sivil toplum örgütleri ile ilgili hazırlanan iddianameler hangi somut delil ve belgelere dayanmaktadır? Anayasal bir hak olan düşünceyi açıklama ve yayma hakkı ile dernek kurma hakkı bu tür soruşturma ve kovuşturmalarla fiilen yok edilmiyor mu? ARALARINDA KÖKLÜ DERNEKLER DE VAR! Öte yandan Savcılık Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEYA-DER), Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Demokratik Hukuk ve Yardımlaşma Derneği (TUYAD-DER), Van Göç Sorunlarını Bilimsel Araştırma ve Kültür Derneği (Van GÖÇ-DER), Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğrenci Derneği (YÖDER), Van Kadın Derneği (VAKAD), Van Hacıbekir Mahallesi Özgür Yurttaş Derneği, Seyit Fehim Arvasi Mahallesi Özgür Toplum Derneği, Yeni Mahalle Özgür Halk Derneği, Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği (KURDİ-DER) Van Şubesi ile Akköprü Mahallesi Demokratik Halk Derneği'nin fesh edilmesini istedi. Derneklerle ilgili açılan davanın ilk duruşması önümüzdeki günlerde Van Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek. Haber: Abdurrahman ALKAN-Şehrivan
Editör: TE Bilisim