ŞEHRİVAN HABER: MERAL YILDIZ - Van’da her yıl onlarca mültecinin dramı, ölümü ve hayatta kalma mücadelesi haber oluyor. Kimisinin yollardaki dramı kimisinin yabancısı olduğu topraklardaki ölümü haberlere konu ediliyor. Çoğu kimsesiz bir şekilde kimsesizler mezarlığına defnedilen mülteciler bu yönüyle son yılların en çok öne çıkan konularından birisi. Fakat bu yıl trajedinin ve dramın hiç bitmediği bir yıl olarak tarihe düştü. Pandeminin, depremlerin, çığ felaketinin Van’da kabus gibi bir yıla neden olduğu süreçte aynı zamanda onlarca, yüzlerce göçmenin de umut yolculuğunda ölüme yürüdüklerine şahitlik edildi. Kimisi umut yolculuğunda donarak ölürken cenazesi aylar sonra karlar eriyince bulundu, kimisi hiç yüzme bilmediği Van Gölü’nün sularında boğularak hayatını kaybetti. Kimisi onlarca insan ile sıkıştırıldığı araçta hayata gözlerini yumarken, kimisi ise 2020 yılında kış aylarında donarak ölenler haber oldu. Her biri ardında acı hikayelerin bırakan göçmenlerin birçoğunun kim olduğu, nerden geldiği, ardında neler bıraktığı bile bilinmezken, hikayesi gün yüzüne çıkanlar ise yürek burkuyor. İşte onlardan sadece bir tanesi olan 17 yaşındaki Mehdi. Şehrivan Gazetesi 17 yaşındaki Mehdi’nin dram dolu umut yolculuğunu Şehrivan okurları için derledi.

Umut yolculuğuna çıkıp ölüme giden onlarca göçmenin hazin hikayeleri bize ulaşıyor. 17 yaşındaki Mehdi de onlardan bir tanesi sadece. İş bulmak umuduyla yola çıkan Mehdi, 27 Haziran tarihinde Van Gölünde batan teknede sadece cansız bedeni değil hayalleri de suda boğuldu. 17 yaşındaki Pakistanlı Husnain Mehdi ve 60 göçmenin hayatı Van Gölü’nün 107 metre derinliğine gömülmüş bir balıkçı teknesinde sona erdi.

“HADİ BİZ ÇOK KÖTÜYDÜK DE, PEKİ SEN MELEKLERİ BULABİLDİN Mİ?”

Tiktok sayfasındaki videosunda gözlerinde yaşlarla Urduca aşk filmindeki bu repliğe eşlik eden 17 yaşındaki Pakistanlı Husnain Mehdi’nin kısa hayatı, Van Gölü’nün 107 metre derinliğine gömülmüş bir balıkçı teknesinde sona erdi. 27 Haziran gecesi saat 23.00’de Van Gölü’nün Çarpanak adası açıklarında batan teknenin enkazı ancak 11 gün sonra bulunabildi. O günden bu yana da tekne ve civarından her gün yeni bir ceset çıkarılıyor. Günler sonra önceki gün bir cesedin daha bulunmasıyla sayı 61’e çıktı.

21 MÜLTECİ KİMSESİZLER MEZARLIĞI’NA DEFNEDİLDİ

Mültecilerin cenazeleri 15 gün içinde aileleri tarafından alınmazsa kimsesizler mezarlığına defnediliyor. Üç cenaze teşhis edilemeyecek durumda ama gölün soğuk sularından solayı diğer cenazeler teşhis edilebiliyor. Cenazelerin fotoğrafları çekilerek teşhis için ilgili ülkelere gönderiliyor. Bu bir ay içinde teşhis edilemeyen ya da aileleri tarafından alınmayan 21 cenaze numaralandırılıp Van kimsesizler mezarlığına gömüldü. 9 cenaze Türkiye’deki yakınları tarafından teslim alındı. 29’unun Afgan vatandaşlarına ait olduğunu, 5 cenazenin uçakla Afganistan’a getirildiğini, kalan cenazelerin de Cumaya kadar getirileceğini açıkladı. Pakistan hükümeti ise kazayla pek ilgili değil.

17 YAŞINDAKİ PAKİSTANLININ VAN GÖLÜ’NDE CAN VERDİ

Van Barosu Göç ve İltica Komisyonundan Avukat Mehmet Kaçan’a ulaşan mültecilerin aileleri sayesinde 4 cenazenin Pakistan vatandaşı olduğu tespit edildi. O ailelerden biri 17 yaşındaki Husnain Mehdi’nin ailesi. Sosyal medya hesabından mutlu, kalabalık bir aileden geldiği görülen Mehdi, 17 yaşında Batı’da daha iyi bir hayat için evinden çıkıp umut yolculuğuna düştü. Peki 17 yaşında Pakistanlı bir genç nasıl Van’a kadar gelmişti ve neden yola karadan devam etmeyip, kalabalık bir balıkçı teknesiyle Van Gölü’nü geçmeye çalışmıştı? Nasıl oldu da Ege’de batan mülteci gemisi haberleri artık Van Gölü’nden geliyor?

HİKAYENİN GEÇMİŞİ UZUN…

Aslında Mehdi’nin Pakistan’daki evinden kalkarak izlediği rota çok uzun tarihi olan bir kaçak göç yolu. Uzun yıllar boyunca İran üzerinden Türkiye’ye geçen kaçak göçmenler Ağrı-Doğubeyazıt ve Van Çaldıran bölgelerinde sınırı geçti. 1979 İran Devrimi’nden sonra İran’dan kaçan on binlerce kişi kaçakçıların yardımı ile Türkiye’ye geçmişti. Sonraki yıllarda hem İran’dan kaçan muhaliflerin hem de Afganistan’dan kaçanların Türkiye’ye geçişleri devam etti.

ADI KAYITLARA 58 NUMARALI CESET OLARAK GEÇTİ…

Doğu ülkelerinden gelen mülteciler için ise ‘şartlı mülteci’ kavramı kullanılıyor, bu mültecilerin üçüncü bir ülkeye gidene kadar Türkiye’de kalmalarına izin veriliyor. Mülteciler ise zaman kaybetmemek için üçüncü bir ülkeye gitme başvurusu yapmıyorlar ve düzensiz yollardan batı illerine gitmeyi ve oradan Avrupa’ya gitmeyi tercih ediyor. Bu amaçla Pakistan’dan yola çıkmış binlerce umutsuz gençten biriydi 17 yaşındaki Pakistanlı Husnain Mehdi. Ailesi Van Barosu’nun mülteciler komisyonundaki avukatlara ulaşmayı başarınca adı da basında yer edindi. Ailesi iletişime geçmeseydi belki onun genç bedeni ve küçük hayalleri de “58 numaralı ceset” olarak Van’da artık Türkiye’nin en büyüğü haline gelen kimsesizler mezarlığına gömülecekti.

ONUN GİBİ ONLARCASI YOLLARDA…

2011’in ortalarından itibaren Suriye’de rejime karşı ‘cihat’ için Suriye’ye gitmek isteyen Doğu Türkistanlılar, Afganlar, Pakistanlılar, Bangladeşliler, Kırgızlar ve Özbekler İran sınırını kullanıp Türkiye’ye giriş yaptı. İran yönetimi de her ne kadar Suriye de rejimi desteklese de bu insanların ülkesinde kalmaması için bu geçişe göz yumdu. İstanbul’da 31 Aralık 2016 yılbaşı gecesi İstanbul Ortaköy’deki Reina gece kulübünde 39 kişinin hayatını kaybettiği katliamın faili Özbekistan vatandaşı Abdulkadir Masharipov da ifadesinde, İran üzeri Van bölgesinden Türkiye’ye kaçak girdiğini söylemişti.

FACEBOOK’TA İLAN VERİLMİŞ

Suriye iç savaşı döneminde İran üzerinden Türkiye’ye geçişin olduğu olduğu haberi, Afganistan, Pakistan ve Bangladeş’te yayıldı. Türkiye’ye çalışmaya gelmek isteyen veya Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmek isteyen yüzbinlerce kişi de İran üzerinden Türkiye’ye sınırına akın etmeye başladı. Hatta Türkiye, Suriye sınırını kapattıktan sonra, Suriye’den Türkiye’ye insan kaçakçılığı yapanlar, Türkiye’ye gelmek isteyenleri önce Suriyelilerden vize istemeyen İran’a oradan Türkiye’ye getirmeye başladı. Bu o kadar rutinleşti ki kaçakçılar Facebook’a ilanlar bile verdi.

OTOYOL KENARLARINDA YÜRÜYEN MÜLTECİLER TEDBİRLERİ ARTIRDI ROTA DENİZ ULAŞIMINA KAYDI

2011’den itibaren İran’dan Türkiye’ye kaçak girişler her yıl biraz daha arttı. 2018 yılının ilkbaharına gelindiğinde artık her gün binlerle ifade edilen göçmen sınırı geçiyordu. Önceleri kaçak geçişler büyük oranda Ağrı-Doğubeyazıt ve Van-Muradiye’den olurken, artık göçmenler sınırın başka bölgelerinden de geçmeye başladı. Bölgedeki tüm il ve ilçe merkezlerinin otogarları ve otogarların etrafı, şehirler arası yollar Afgan ve Pakistanlılarla doldu. Doğubeyazıt bölgesinden sınırı geçen mülteciler, Erzurum’dan Batı illerine gitmek için Erzurum’a kadar 300 km civarındaki yolu yürümeye başladı. Göçün en yoğun olduğu yıl 2018 oldu. İran sınırından Erzurum’a olan 300 kilometrelik yolun her bir kaç kilometresinde her gün kalabalık göçmen grupları yol kenarlarında yürüdüğü objektiflere yansımıştı. 2017 ve 2018’de İran sınırından Erzurum’a uzanan otoyol kenarlarında yürüyen göçmenler görmek rutinleşmişti. Bu görüntüler dikkat çekmeye başladı, haber oldu. Bunun üzerine Doğubeyazıt-Erzurum güzergahında güvenlik güçleri kontrolleri artırdı. Bu kez rota Doğubeyazıt- Erzurum hattına göre daha az kullanılan güneye kaydı. Göçmenler daha çok Van-Çaldıran ile Van-Özalp arasındaki bölgeden sınırı geçip Van üzerinden, Tatvan, Batman, Diyarbakır, Muş ve Bingöl gibi şehirlere ulaşarak oradan da İstanbul ve diğer batı illerine ulaşmaya başladı.

VAN GÖLÜ’NDE KAÇAK GEÇİŞ TRAFİĞİ SON YILLARDA ARTTI!

Ama Van-Muradiye’ye ve Van merkeze getirilen göçmenlerin karayolu ile Tatvan, Batman, Diyarbakır gibi şehirlere taşınmasında artan kontroller yüzünden zorluklar çıkması üzerine, insan kaçakçıları yeni bir yol keşfetti. Van Gölü üzerinden botlar ve balıkçı tekneleriyle taşıma. Göçmenler, kaçakçılara 500 ve 1000 dolar arası ücretler ödeyerek Gevaş’tan bindikleri teknelerle göl üzerinden geçirilip, Tatvan’a bağlı Reşadiye köyüne bırakılıyordu. Gölü geçen göçmenler oralardan bölgedeki şehirlere yürüyüp daha sonra Avrupa’ya geçmek için çeşitli araçlarla İstanbul, İzmir gibi şehirlere gidiyor.

DAHA ÖNCEDE TEKNE BATMIŞTI

Van Gölü üzerinde sadece küçük balıkçı tekneleri çalıştığı için 20-25 kapasiteli teknelere çok sayıda insanın doldurulması yolculuğun tehlikesini artırdı. Bu dönemde Van Gölü’nü tekneyle geçmek isterken yakalanan mülteci haberleri arttı. Haberlere ve tedbirlere rağmen mülteciler defalarca gölü geçmeyi ve yollarına devam etmeyi başardı. Van Gölü’nde ilk göçmen teknesi 26 Aralık 2019 sabaha karşı battı. İçinde 70’ten fazla göçmen bulunan teknedeki 7 göçmen öldü, 64 göçmen kurtarıldı.

İKİNCİ TEKNE FACİASINDA 61 KİŞİ ÖLDÜ

Van Gölü içerisindeki Çapanak Adası açıklarında 27 Haziran gecesi yaşanan kaza ise daha büyük bir felaketle sonuçlandı. Sınırın dağlık olması ve kışın metrelerce kar olması nedeni ile İran sınırında kışın göç azalıyor. İlkbahardan itibaren yeniden geçişler artıyor. Kışın sınırı geçmek isteyen göçmenlerin bazıları tipide ölüyor ya da vahşi hayvan saldırılarına maruz kalıyor, Her ilkbaharda Van bölgesinde karlar erimeye başladıktan sonra onlarca göçmen cesedi ortaya çıkıyor. Bu yıl koronavirüs salgını nedeni ile her ilkbaharda olan yoğun kaçak geçişler yaşanmadı. Ama İran ve Türkiye’de koronavirüs tedbirleri gevşetildikten sonra Haziran başından itibaren göç tekrar başladı. Doğubeyazıt-Erzurum güzergahını tercih etmeyen insan kaçakçıları, teknelerle Van gölü güzergahından kaçak göçmenleri taşımaya başladı.

İNSAN KAÇAKÇILIĞI MESLEK HALİNE GELDİ!

İran sınırında kaçakçılık Suriye sınırındaki gibi uzun süredir bir mesleğe dönmüş durumda. Önceleri çay, sigara gibi küçük mallar kaçıran kaçakçılar artık insan kaçakçılığı yapıyor ve daha büyük paralar kazanıyor. Basın yayın organlarına konuşan mülteciler insan kaçakçılarının kişi başı beş yüz ile bin dolar arasında aldığı söylüyor. Yani bir kaçakçı haftada 200 kişi geçirirse ayda kazandığı para 1 milyon TL’yi geçiyor. Bölgede insan kaçakçılığı artık risksiz ama büyük paralar getiren bir iş gibi haline geldi. Kaçakçılar bununla da yetinmeyip sosyal medyada bile reklam yaptığı belirtildi.

ÇOĞUNLUĞU AFGAN VE PAKİSTANLILARDAN OLUŞUYOR…

Türkiye’ye kaçak giriş yapan göçmenlerin içinde Afganistan, Pakistan ve Bangladeşliler çoğunluktaydı ama bir süre sonra İran’da doğup büyümüş Afganlar da Türkiye’ye gelmeye başladı. Bu, ülkedeki Afganları geri göndermek isteyen İran hükümetinin de işine geldi ve İranlı yetkililer Türkiye’ye kaçak girişleri engellemekte pek istekli davranmadı. Kazadan kurtulan tek kişi yüzerek kıyıya ulaşmayı başaran iki kaçakçıdan biri olan Akbaş, verdiği ifadeye göre “27 Haziran gecesi Van’ın Gevaş ilçesi Altınsaç Mahallesi’nden o balıkçı teknesine 70-80 kişi binmişti. Van Gölü’nü tekneyle geçerek Tatvan’a ulaşmaya çalışan göçmenlerin çoğunluğu Afgan ve Pakistanlılardan oluşmaktaydı.” Demişti.

Editör: TE Bilisim