Orhan AŞAN - ŞEHRİVAN


 

Van’da 23 Ekim 2011 yılında meydana gelen 7,2 şiddetindeki depremin 3’üncü yılında Van eski günlerini arıyor. Geçen üç yıl içerisinde birçok alanda yaralar sarılmasına ve yeniden yapılanmaya gidilmesine rağmen Van halen o depremin izlerini taşıyor. Yıkımların tamamlanmadığı, ekonomik krizin iyice zirveye çıktığı ve psikolojik etkilerin hala silinmediği o depremin üçüncü yılında Van her yönüyle depremin izlerinden sıyrılmak istiyor… Van’ın sıyrılmak istediği en önemli konu ise ekonomik krizin baş gösterdiği, sıcak para sıkıntısının zirveye çıktığı, iş dünyasının durma noktasına geldiği kentte artık depremin yaşattığı bu yıkıntının çözülmesinde…

Van’da 23 Ekim 2011 yılında meydana gelen depremin üçüncü yılı doldu. Depremden sonra hakkında yıkım kararı verilen 41 bin konuttan 26 bin konut yıktırılıp enkazları kaldırıldı. 15 bin konut ise ödenek çıkmadığından yaklaşık bir yıldır yıkımları gerçekleştirilemiyor. Mali yetersizliklerden dolayı yıkım çalışmalarının durduğunu belirten Van Afet ve Acil Durum İl Müdürü Cafer Giyik, güçlendirilmesi gereken 18 bin konuttan da sadece 3 bininin şuana kadar güçlendirildiğini söyledi. Van Ticaret ve Sanayi Odası (VAN TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva da en son açıklanan finans verilerinde özellikle ticari kredilendirmede Van’ın Türkiye birincisi olduğunu aktararak, “Bu sıralama bize başlı başına Van’ın deprem sonrası yaşadığı ekonomik krizi göstermeye yeterli.” Dedi.

Van’da 23 Ekim 2011 tarihlerinde meydana ve 644 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan 7,2 büyüklüğündeki depremin üzerinden 3 yıl geçti. Depremde Van merkez, Erciş ve köylerde 8 bin 500 bina yani yaklaşık 41 bin konut hakkında yıkım kararı verildi. Karardan hemen sonra Van il Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğü şehir merkezinde acil yıkılması gereken kamu binaları, hastaneleri, tehdit saçan binaları, büyük siteleri yıkıp enkazlarını kaldırdı. Ancak depremin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen halen yıkılması gereken çok sayıda bina var.

GİYİK: YIKIMLAR 10 AYDIR DURDU

Van’da yaklaşık 10 aydır hasarlı konutların yıkılmadığı görülürken edinilen bilgilere göre, bu sıkıntı ödenek çıkmadığından kaynaklanıyor. Van Afet ve Acil Durum İl Müdürü Cafer Giyik depremde zarar 41 bin civarında yapı olduğunu hatırlatarak, “Bu güne kadar 26 bin tane yıktırıldı. 15 bin konut yıkılmayı bekliyor. 2014 yılı içerisinde yıkım konusunda doğrusu çok mesafe kat edemedik. Bu hem bina sahiplerinin binalarını dava konusu yapmış olmaları, hem bir takım mali yetersizlikler, hem site sakinlerinin kendi aralarında anlaşamamaları gibi sebeplerden kaynaklı sıkıntılar oldu. Bu kalan binaların hiçbirisi can ve mal güvenliği tehlikeye atacak acil yıkılması gereken binalar değil bunlar daha çok yapı tekniğiyle mühendislik hizmeti almayan binalardan oluşuyor.” Diye konuştu.

GİYİK: 15 BİN KONUT GÜÇLENDİRİLMEYİ BEKLİYOR

Depremden sonra 18 bin konut hakkında da güçlendirilmesi gerektiği için orta hasarlı raporu verildiğini belirten Giyik, şuana kadar 3 bin konutun güçlendirildiğini aktardı. Güçlendirmeyi bekleyen 15 bin konut olduğunun altını çizen Giyik, “15 bininin güçlendirilmemesinin en büyük sebebi bunların büyük bir çoğunluğunun ruhsatsız olması. Bunların güçlendirme süreleri 25 Ekim 2014’te doluyor. Bu tarihe kadar güçlendirilmeyen binalar ağır hasarlı konumunu düşüyor. Bu binaların güçlendirilmesi için ek bir süre verilmezse bunları yıkacağız.” İfadelerini kullandı.

BAKIR: YIKILMAYAN BİNALAR TRAVMAYA NEDEN OLUYOR

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Van İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Şemsettin Bakır, devletin bir an önce yıkılması gereken binaları yıkması gerektiğini belirtti. Hasarlı binaların görüntü kirliliğine de yol açtığını belirten Bakır, “Van’da yaşayan depremzedeler, yaşadıkları depremlerle büyük travmalar yaşadılar. Şu an yıkılmayı bekleyen binaları gördükçe bu travmaları tekrarlanıyor. O binaları gördükçe kaybettikleri yakınlarını, mal ve eşyalarını hatırlayıp o günlere tekrar dönüyorlar. O binalar aynı zaman şehrin görüntüsünü de kirletiyor. Devletin mahkemelik olan binalar hariç diğerlerini bir önce yıkması gerekiyor.” Dedi.

‘YARALARI KANATIYOR’

İstanbul Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Cem Taylan Erden de yıkılması gereken binaların depremzedelerin yarasını kanattığı için bir an evvel yıkılması gerektiğini söyledi. Yıkılmayı bekleyen binaların birer anıt gibi olduğunu ancak bu anıtların insanlar üzerinde olumsuz etkisi olduğunu aktaran Erden, “Bunlar deprem anıtıdır bence. Ama olumlu anlamda bir anıt değil tabi ki. Normalde deprem anıtlarımızın olması gerekir. Çünkü deprem anıtı depreme karşı hazırlı olmamızı hatırlatır. Yaşadığımız acıları unutmamamızı sağlar. Bunlar daha çok geleceğe dair hazırlık yapmamızı hatırlatır.” Şeklinde konuştu.

TAKVA: EN BORÇLU İL VAN

Van Ticaret ve Sanayi Odası (VAN TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, depremin üçüncü yılının dolduğu 23 Ekim’de oda olarak bir analiz raporu açıklayacaklarını söyledi. Takva: “Bu yıl açıklanan finans verileri özellikle ticari kredilendirmede Van Türkiye birincisi oldu. Bu rakam bize başlı başına Van’ın deprem sonrası yaşadığı ekonomik krizi göstermeye yeterli. Dolayısıyla depremde oluşan ekonomik yerel krizi aşmak için şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Kentimizin ekonomi aktörleri borçlanmak suretiyle yaralarını sarma çabasına yöneldiler. Buna bağlı olarak bizim uzun süredir üzerinde durduğumuz bir konu vardı. Yani afetler karşısında devletin hükümetin üstlenmesi gereken sorumluluklar olduğunu sürekli dile getiriyorduk. Bunlardan bir tanesi özellikle deprem sonrası tahakkuk edilen vergilerin terkinine ilişkin beklentiydi.” Dedi.

TAKVA: KOCAELİ DEPREMİNDEKİ SAHİPLENME VAN’DA OLMADI

Depremden sonra esnafın 226 milyon TL KOSGEB’den kredi kullanıldığını söyleyen Takva, “O depremin yakıcı döneminde kullanıldı. Ve insanlar bunu borçlandılar. Şimdi ödemeler geri başladı. Deprem döneminde Türkiye halkı samimi ve içten bir sahiplenme gösterdi. Devletin iyi bir ekonomik performansı, siyasi bir istikrarı olmasına rağmen, 1999 Kocaeli depreminde gösterilen düzeyde bir sahiplenmeyi ortaya koymadı diye düşünüyorum.” Şeklinde konuştu.

ÖLÜMLÜ BİNALARIN DAVALARI DEVAM EDİYOR

Van'da 23 Ekim 2011'de meydana gelen depremlerin ardından, hayatını kaybedenlerin yakınları tarafından açılan ceza ve tazminat davaları, olayda ihmali olduğu ileri sürülen kamu görevlileri hakkında yapılan şikayetler, hasar tespit çalışmalarına yapılan itirazlarla ilgili hukuki süreçler devam ediyor. 644 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan 7,2 büyüklüğündeki depremin ardından, ölenlerin yakınları tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Van Valiliği, Van Belediyesi, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ile kamu görevlileri ve bina sahipleri hakkında Van ve Erciş cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurularında bulunuldu. Yapılan başvurular üzerine söz konusu binaların yıkılmasında ihmalleri bulunan kişi ve kurumlar hakkında yürütülen soruşturmaların ardından hazırlanan iddianameler kapsamında açılan davalardan Bayram Oteli davası sonuçlanırken, Erciş ilçesinde yıkılan ve 36 kişinin hayatına mal olan Sevgi apartmanının sahibi Salih Ölmez ile Van'ın Kazım Karabekir Caddesi'nde yıkılan ve 20 kişiye mezar olan Safa apartmanının sahibi Nezir Baş'la ilgili davalar devam ediyor.

KONTEYNERLERDE YAŞAM DEVAM EDİYOR

Yaklaşık 175 bin ailenin barındırıldığı konteyner kentler, konutların teslim edilmesinin ardından boşaltılmasına rağmen maddi imkanlarının olmadığını ileri süren bazı aileler konteyner kentlerde kalmaya devam etti. Bu ailelerin bir kısmı Van Valiliği tarafından sağlanan kira yardımıyla konteyner kentten taşınırken, devletin kendilerine sosyal konut imkanı sağlaması gerektiğini ileri süren bazı aileler konteyner kentte kalmaya devam ediyor.
Maddi imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle konteyner kentte kalmaya devam ettiklerini ve kendileri için hala çözüm üretilmediğini belirten Özgül Toprak, dünyada birçok gelişmenin yaşanmasına rağmen ilkel şartlar altında yaşadıklarını söyledi. Dört yıldan bu yana kalmaya devam ettikleri konteynerlerin çökmeye başladığını ve bir kışı daha kaldıramayacağını aktaran Toprak, “Devlet bize bir çare bulsun. Buradaki vatandaşlara yardım etmeleri için sanatçılara, hayırseverlere sesleniyoruz. Küçük bir ev onlar için bir şey ifade etmez. Buradaki yetkililer buraya gelerek bizim sıkıntılarımızı dinlesin. Çocuklarımız büyük sıkıntılar yaşıyor. Eğitimleri aksamasın diye onlara kütüphane kurduk. Ama biz bir yıl daha burada kalmak istemiyoruz.” Dedi. 

Editör: TE Bilisim