Konu ile ilgili Gökkuşağı Derneği’nde açıklamalarda bulunan aktivistlerden Vanlı Kemal Çelen, İsrail’in yaptıklarından dolayı özür dilemesinin önemli bir husus olduğunu belirtti. Çelen, “Yalnız şunu da unutmamak lazım. Özür dilemekle birlikte takip edeceği politika önemli. Yani bu özrün gereğini yerine getirmesi lazım. Ancak bunu yaparsa gerçekten o zaman özrü manidar olmuş olur. Türkiye’nin de bir sonraki süreçte yapılması gereken yaptırımları takip etmesi lazım. Özellikle Gazze’nin, Filistin’in özgürlüğü ve bağımsızlığı konusunda ciddi manada vurgu yapılması lazım. Bu yönde özellikle iyileştirmelerin yapılması gerekir” dedi.

 

“BU ÖZRÜ BİRAZ DA BEN KÜRT MESELESİ SORUNUNA BAĞLIYORUM”

İsrail’in geçmişten bu yana Türkiye’ye yönelik Kürt meselesi ile iniltili bir ilişkisinin bulunduğunu anlatan Çelen, “İsrail Mavi Marmara ile ilgili özür dileme hususunda Kürt meselesi kartını kullanıyordu. Mavi Marmara baskınının gerçekleşeceği günün gecesinde de İskenderun’da bir saldırı söz konusu olmuştu. Bu saldırıda da kesinlikle İsrail’in parmağı vardı. Ondan sonraki süreçte de sürekli bunu kullandı İsrail. Malumunuz gelinen bu süreçte halkların kardeşliğine vurgu yapan Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği için, birlik ve bütünlüğü için yapılan adımlar, halkların kardeşliği çerçevesinde Kürt meselesiyle alakalı verilecek olan haklar, bu barış süreci önemli bir adım olmuştur. İsrail de artık Kürt meselesi kartının bir önemi kalmayınca özür dilemesi gerektiğini anladı. Bu özrü biraz da ben Kürt meselesi sorununa bağlıyorum” ifadelerini kullandı.

“BU TÜRKİYE’NİN DİPLOMATİK BAŞARISIDIR"

İl dışında olduğu için yazılı bir açıklama yapan ve Mavi Marmara gemisindeki saldırıda kolundan yaralanan Abdulhalim Almalı ise, o gün dünya kamuoyu önünde yapmış olduğu katliamı savunan İsrail yönetiminin 3 yıl sonra özür dilemesinin Türkiye’nin diplomatik başarısı olduğunu kaydetti. Saldırının dünya kamuoyu önünde gerçekleştiğini, özrün de aynı şekilde dilenmesi gerektiğini anlatan Almalı, “Bu durum sadece diplomatik bir başarı olarak görülür. Özür yine insanlığın önünde olmalıydı. Özür ve tazminattan ziyade Filistin’deki kardeşlerimizin bir an evvel İsrail işgalinden kurtulması, İslam peygamberlerine merkezlik etmiş, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) miraca çıktığı yer olan Mescid-i Aksa’nın özgürlüğe kavuşması tek beklentimiz ve tek tesellimizdir. Her şeye rağmen şunu söyleyebilirim, gelinen noktadan dolayı gerçekten mutluyum çünkü dünyaya meydan okuyan Siyonist rejime, İsrail'e boyun eğdirmek çok kolay olmadı. Mavi Marmara'da şehit olan kardeşlerimizin kanlarının bereketidir. Mavi Marmara Gazze’ye ulaştı, diyebiliriz. Saldırı sonrası özellikle içeride bulunan İsrail taraftarı kimi çevreler Mavi Marmara katılımcılarını karalamak için her türlü şeyi yapmışlardı. Bunların bütün beklentileri boşa çıktı. Bizim haklılığımız ortaya çıktı. Özür, tazminat ve ambargonun kaldırılması çok önemlidir. Biz ablukanın kalkmasını istiyoruz. Abluka kaldırılana, özgür Kudüs'te buluşuncaya kadar küresel mücadele devam edecek” dedi.

 

 

Editör: TE Bilisim