SERTAC – I EVLİYA GAV - SU AZAM SEYYİD ABDULKADİR GEYLANİ R.A (1)

Seyyah olup şu alemi ararsan

Abdulkadir gibi sultan bulunmaz

Ceddi Muhammed’dir eğer sorarsan

Abdulkadir gibi sultan bulunmaz

(Yunus Emre)

“Salihleri zikretmek günahlara kefarettir.”[hadisi şerif] hadisi şerifi gereği asırlar boyu gönüllere taht kurmuş tsarrufu her daim mevcut ola, pek çok alimin evliyaların önderi olması konusunda görüş birliği ettiği evliyaların önderin olan Abdulkadir Geylani yi gönüllere konuk edeceğiz.

Maddenin hâkim olduğu manevi değerlerin bir köşeye atıldığı yada İslam’ın zahiri boyutunun yeterli gösterildiği, manevi aşk boyutunun red edildiği bir zaman diliminde, madde ile mana arasındaki denge şüphesiz ki böylesi güzidelerin yol rehberini tanıtmak la mümkündür.

Zira vicdanları geliştiren, gönülleri merhamet şefkat ve hakseverlik duyguları ile süsleyen faktör dinin en işlek yolu olan tasavvufla mümkündür.

Bu nedenledir ki eskiden Müslüman komutanlar bir ülkeyi İslam yuvası yapmak için fethedecekleri zaman aşk pınarları olan gönül dostları ülkeye gönderilip gönülleri muhabbetullah ile feth ederek, zahiri fethe hazır hale getirirlerdi. Kamerun diye bir ülke bir kadiri dervişinin muhabbetiyle Müslüman olmuştur. Endonezya da böyle Müslüman olmuş bir ülkedir.

Evliyalık müessesesi ayet ve hadislerle sabittir. Ret edilmesi küfürdür.

Kutup yıldızı mahiyetindeki yüce insan, velayet burcunun batmayan güneşi, her tarikatın piri, kutbul arifin, Gavsul vasilin, seyit ABDULKADİRİ Geylani’yi anlatmak dillere satırlara, sayfalara sığmaz. Bu nedenle O nu evliyaullahın önde gelenlerinin mübarek dilleriyle anlatmayı uygun gördük. Böylece pek çok arifin ismini zikretme şerefine nail olacağız.

 

YERYÜZÜNE TEŞRİFLERİ

Abdulkadiri Geylani ra maddi manevi, sosyal ve ahlaki anlamda her türlü fitne ve fesadın arttığı bir zamanda doğmuştur. Resulullah efendimiz sav in asıl hayata intikallerinden 450 yılı aşkın bir zamanda, Bağdat da güçsüz Abbasi halifeleri, Mısır da şiddetli kavga ve tartışmalarla Fatımiler, Selçuklu devleti Melikşah dönemi kabile reislerinin yönetime itiraz etmeleriyle sıkıntılı bir dönemde MUHYIDDIN [dini ihya eden] lakabıyla 1077 (hicri 470) yılında Hazar Denizi’nin güneyinde GEYLAN kasabasında dünyaya teşrif etmişlerdir.

Babası, oğlu doğmadan rüyasına Hz Peygamber sav tüm sahabeler, evliyalar temessül ederek doğacak bebeği müjdelemişlerdir. Hz Peygamber sav:

“Ya Ebu Salih bu gece hak sana bir oğul bağışladı. O benim evladımdır. Onun rutbesi diğer kutup ve evliyadan üstün olacak. On iki imam dışındaki bütün veliler Ona itaat edecek. Onun ayakları bütün velilerin boynunda olacak. Ona itaat etmeyen Allah a yakınlık derecesinden mahrum kalacak. Benim nebi ve resuller arasındaki derecem ne ise Onun diğer insanlar arasındaki derecesi o olacak.” Diye buyurdu.

Babası Ebu Salih Hz Hasan ra efendimizin, Ümmü hayr olarak bilinen validesi Fatıma Hz Hüseyin efendimizin soyundan olması hasebiyle Piri GEYLANİ hem seyit hem şeriftir.

Abdulkadir Geylani, doğmadan kerametleri zuhur etmiştir.

Doğduğu zaman Efendimiz sav Miraç gecesinde omzuna bastığı ayak izleri iki omzu arasında görülmüştür. Sırlar içinde sırlar vardı.

Onunla aynı gece doğan bin yüz çocuğun Onun hürmetine evliya olduğu rivayet edilir.

 

BEŞİKTE ORUÇLU GEYLANİ

“Başlangıcım şöyleydi dillerde söylenirdi

Beşikteyken oruçtum bunu herkes bilirdi.”

Geylan halkı ramazan ayının başlayıp başlamadığını bebek Geylani annesinden öğrenirdi. Çünkü Ramazan boyunca emmezdi.

Küçükken meleklerin kendisiyle konuştuklarına tanıklık ederdi.

 

Editör: TE Bilisim