15 Temmuz’dan bu yana devam eden Demokrasi nöbetleri sürerken, Van Beşyol meydanında her gün farklı isimler halk ile buluşmaya devam ediyor. Yarın Yenikapı’da ve tüm kentlerde yapılacak olan mitingler ile tamamlanacak olan nöbetler öncesinde Van’da da unutulmaz bir gece daha yaşandı. Demokrasi nöbetinin 22’inci gününde AK Parti 23. Dönem Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın halkla buluştu. Van’da da bir dönem koordinatörlük görevi yürüten ve Van’ı iyi bilen isimlerden birisi olan Kurt’un Van’daki programına halk büyük ilgi gösterdi. Kurt’un gecede yaptığı konuşma büyük beğeni toplarken, Beşyol Meydanı onun tekbir çağrıları ile inledi. 

 

Van’da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine tepki gösteren vatandaşlar, "demokrasi nöbeti"ni sürdürüyor. Van'da Beşyol Meydanı'nda toplanan binlerce vatandaş, Türk bayrakları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın posterlerini taşıdı. Nöbetin 22’nci gününde Van’da iki önemli isim konuşma yaptı. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Diyarbakır 23. Dönem Ak Parti Milletvekili Abdurrahman Kurt önemli açıklamalar yaptı.

 

“MERMİLERE KAFA ATANLARA SELAM OLSUN”

Alanı dolduran vatandaşlara hitap eden Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, konuşmasına bir Suriyeli ile arasında geçen diyalogdan örnek vererek başladı. Yalçın şunları söyledi: “Suriyeli bir vatandaş kırık bir Türkçe ile dedi ki, “Keşke biz sizin yapabildiğinizi yapsaydık. Keşke biz Esed’in tanklarının önüne yatsaydık. Suriye bu halde olmazdı. Siz ne büyük milletsiniz.” Milletin üzerine alçak uçuş yaparak, millete alçakça saldıran, millete ayar vermeye çalışan ayarı bozuklara, meydanlara dökülerek tankların önüne geçerek meydan okuyan, mermilere kafa atarak dik duran ve ayar veren millete selam olsun.”

 

YALÇIN: ÜLKENİN GELECEĞİ KURTARILDI

15 Temmuz akşamı ülkenin geleceğinin karartılmak istediğini ifade eden Yalçın, “15 Temmuz akşamı zifiri karanlık çökmeye başladığında bu ülkenin geleceği karartılmak istendi. 15 Temmuz bir darbe girişiminden öte bir işgal girişimiydi. Bu ülke işgale karar verilmiş işgal için maşalar alana sürülmüştü ve bu aziz millet destansı bir duruş göstererek meydanlara indi, tanklara meydan okudu ve bu ülkenin geleceği kurtarıldı. Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi hiçbir ayrım yapmaksızın meydanları doldurarak, bağımsızlığın son derece önemli olduğunu göstermiş oldu.”

 

“BU ÜLKE BÖLÜNMEZ VE BÖLÜNMEYECEKTİR”

Türkiye’nin ayağa kalkma mücadelesi veren bir ülke olduğunu ifade eden Yalçın şöyle devam etti: “Ama bir türlü toparlanmasına izin verilmeyen bir ülkedir. 90 yılı aşkın bir cumhuriyet var, ancak 65 hükümet var. Buda ülkenin durumunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bunun da altında yatan çok fazla nedenler var. Bunlardan en önemlisi de 10 yılda bir darbelerin olmasıdır. Askeri ses ve postal sesleri ile sürekli uyanıyoruz. Her 10 yılda bir milletin iradesi ayaklar altında çiğnendi. Bunu alışkanlık haline getirdiler. 60’da Menderes’in asanlar bunu alışkanlık yaptı ve devam ettiler. Darbeyi yapanlar her zaman silahın gücü ve tankın gücünün insanlardan daha kuvetli olduğuna inandılar. Ama yanıldılar. 15 Temmuz’da halk gücünün tankın gücünden daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Allah bir daha bunu bize yaşatmasın. Ben inanıyorum ki sizler böyle tek yürek oldukça tüm bu girişimler her zaman sonuçsuz kalacaktır. Bu ülke bölünmeyecektir.”

 

KURT: İNSANLAR REİSİNİN ARKASINDADIR

Ardından bir konuşma yapan Diyarbakır 23. Dönem Ak Parti Milletvekili Abdurrahman Kurt 2002 yılında başından geçen bir olayı anlattı. Kurt, “ 2002 yılında yiyenimin iğnesini yapmak üzere hastaneye götürdüm. Sedyede 5-6 yaşlarında sarı saçlı bir kız yatıyordu. Doktorlar iğneyi yaparken ben saçlarını okşadım. Sabah yine yiyenimin iğnesi için geldim ama o sarı saçlı kızın yattığı sedye boştu. Aklıma hiç bir şey gelmedi. Biraz sonrasında elinde battaniyeye sarılı bir adam içeriye bir çocuğun cenazesi ile geldi. Battaniyenin arasında o sarı saçları gördüm. Doktora sordum ne oldu diye. Doktor aynen şu cevabı bana verdi, “Babasının yatış parası yoktu. Bizde evine göndermek zorunda kaldık.” Tayyip Erdoğan bundan sonra bu acılar yaşamasın, hiçbir bebek ölmesin diye bütün bunları bitirdi ya bugün sokaklarda tanklara karşı yürüyen insanlar, Allah’ın izniyle bu insanlar bir daha bize bu zulmü yapmasınlar diye Reisinin arakasındadır. Van’da, Hakkâri’de, Ankara’da, Edirne’de insanlar Ya Allah diyerek sokaklara çıktı. Tüm buna kalkışanlara bunu çok iyi görsün ve duysunlar.” İfadelerine yer verdi.

 

“BU BAYRAK OKÇULAR TEPESİNDE DURACAK”

Bayrağın hiçbir zaman düşmeyeceğini ifade eden Kurt şunları söyledi: “Bunu duyanlar ve görenler bilsinler ki bu bayrağın düşmesi için tüm insanlar hep birlikte ya şehit olacak, ya da bu bayrak okçular tepesinde dimdik duracak Allah’ın izniyle. Sizin bu coşkunuz ve direnişiniz kimleri korkutuyor biliyor musunuz? Bu Amerika’yı korkutuyor. Mısır’da yaptıkları darbe gibi burada darbe yapamayacaklar. Bir daha yüzyıllar boyunca bizi bir birimize düşürüp kanımızdan beslenemeyecekler ya işte bu yüzden onlar sizin bu sesiniz ve direnişiniz anlamını çok iyi biliyorlar. İçimizden ve dışımızdan fitnelerle, münafıklarla bir bölmeye ve küçültmeye çalışıyorlar. Bu savaş yeni bir Haçlı Seferinin savaşıdır. Bunu unutmayın. Nato dedikleri şey çağdaş Haçlı ordusu olarak üstümüze geliyor. Maalesef ki içimizde Kürt, Alevi maskeli münafıklar bize saldırtıyorlar.”

 

KURT: ŞEVKİMİZİ KIRMAYA ÇALIŞTILAR

Kurt 15 Temmuz akşamında birçok yalan haberin ortaya sürüldüğünü ifade etti. Kurt, “Dünya’nın hiçbir yerinde demokrasiyi savunduğunu ifade eden ABD bu kadar açık bir şekilde darbenin arkasında durmamıştır. İlk mesajları darbe olacak diye düşündükleri için tarafları sakin olmaya davet ediyoruz dediler. İlk yalan haber yaparak Erdoğan’ın şuradan buradan sığınma istediğini söyleyerek halkı sindirmeye çalıştılar. Bakın reisiniz çıktı sizde sokaklara çıkmayın dediler. Bizim şevkimiz böyle kırmaya çalıştılar. Ama bir ses Allahu ekber diyerek ben bu bayrağı şehadete kadar bırakmayacağım ve teslim etmeyeceğim dedi.” Dedi.

 

“BU BAYRAK DÜŞMEYECEK, ZAFER BİZİM OLACAK”

Tüm Türkiye’nin birlik olduğunu ifade eden Kurt son olarak şunları söyledi: “79 milyon insan Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle tekbir getirerek, bizi yıkmak isteyenleri inletti. Ben o gece eşimle ve çocuklarımla sokaklardaydım ve sokaklarda tankları kovaladık. Sabah 6’da reisimize canlı kalkan olmaya gittik. O saatlerde de halen alçakların gönderdiği helikopter halkı taramak için oralardaydı. Halk göğsünü siper etti ve bizi çiğnemeden geçemezsiniz dedi. Dünya bugün yeni bir tarihe şahitlik ediyor. Bu bayrağı düşürmemeye söz veriyor musunuz? Ey Abdullah Tayyib’in anne babaları, ey Esma’nın anne babaları, ey Ömer’in anne babaları size söylüyorum. Allah bu canımızı almadan bu bayrak düşmeyecek ve zafer bizim olacak. Nöbetiniz kutlu olsun.”

Editör: TE Bilisim