Özlü Söz: Denetlendiği zaman sevinen, eleştirildiği zaman gülen insana büyük adam denir.

CEMİL SENA

 

7 Haziran 2015’te yapılacak genel seçimler için partiler adaylarını belirledi. Her nedense hiçbir parti halkın beklentilerine göre aday belirlemedi. Nedendir bilinmez ama halka rağmen, millete rağmen iradelerini öne çıkaranlar demokrasiden bahsediyor.

 

Demokrasi dedik ya gerçekten ağızlarından demokrasiyi düşürmeyenler aslında demokrasi yerine Erbakan Hocaya ait DEMOKRATUR’U isteyip hedefliyorlar. Adından da anlaşılacağı gibi Demokratur demokrasi maskesi altında uygulanan diktatörlüktür.

 

Şimdi Türkiye’de uygulanan demokrasi değil tam anlamıyla demokraturdur. Demokrasi maskesi altında diktatörya…

 

Bakın CHP ve MHP’ye, AKP ve Erdoğan’ı eleştirirken ona diktatör diyorlar. Neden, çünkü görünen demokrasi gerçekte ise uygulanan demokratur yani demokrasi maskesi altındaki diktatöryadır.

 

AKP aday listesi açıklandığında bir şok yaşandı. Çünkü bu yıl aday adaylığı için başvuranların büyük kısmı kendinden emin ve halkın desteğini alabilecek adaylardı. Ama öyle bir liste açıklandı ki herkes hayal kırıklığına uğradı.

 

Burhan Kayatürk’ün liste başı olması yadırgandı. Memlekete bir çivi çakamayan bir insan nasıl liste başı olur. Eski vekillerin hiçbir iş yapmadıklarını dile getirenler Burhan Kayatürk’e de tepkiliydiler. Ama yeni aday gösterilenler temayül yoklamasında öne çıkanlar değildi. Bence listede en isabetli aday Faruk Alparslan oldu.

 

Yani AKP’de açıklanan liste deyim yerindeyse dağ fare doğurdu. Bütün umutları HDP’nin barajı aşamamasında.

 

HDP’de de durum bundan farklı değil. Figen Yücedağ alevi kökenli biri. Van’da ise alevi yok. Ama eskiden bu yana Kürt siyasi hareketinde Van’da işlenen bir durum var oda Van’ın kendi içinden adaylara öncelik tanımamak. Bunu eski BDP il başkanı Musa İtah içinde yaptı ve 6. Sıradan aday gösterdi. Lezgin Botan iyi bir tercih ve Başkale kökenli. Ama diğer adayları Van halkı tanımıyor.

 

CHP, Nadir Kartalı birinci sıraya koyarak Burukan Aşiretinin oylarını çekmek için bu hamleyi yaptı. Bu oylar eğer CHP’ye giderse HDP büyük yara alır.

 

MHP, Gültekin Çavuşoğlunu ilk sıraya koyarak tabanının oylarını toparlayacağına inanarak bu tercihi yapmış.

 

Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi ile iyi bir ittifak yaptı. MHP’nin bu ittifaka girmesi için son saate kadar çalışıldı. Ama MHP bu konuda ketum kaldı. Galiba küçük muhalefette kalmayı kendine hedef belirlemiş. Eğer ittifaka evet deseydi hedeflenen oy oranı %20-25 civarındaydı. Her nedense MHP bu olaya sıcak bakmadı. Oysa bu oran AKP’yi çok zor duruma sokardı.

 

SP+BBP ittifakı ülke sathında değerlendirildiğinde şimdiye kadar oyumuz boşuna gider diyenleri bu ittifaka yöneltir. Zaten Saadet Partisi ittifak için bütün partilere kapılarını açmıştı. HDP ile bir ittifak sözü çıktı onu da Türk solu engelledi dendi.

 

Saadet Partisin mecliste en çok görmek istemeyen parti AKP’dir. Çünkü ABD desteği ile iktidara geldikleri için onların bütün kirli çamaşırlarını ortaya çıkaracak ve İsrail fitnesinin oyunlarını deşifre edecek tek partidir. Bu yüzden Saadet Partisinin meclise girip oyunlarını bozmalarını asla istemezler.

 

Mecliste gurubu bulunan mevcut partilerin hiçbiri Amerika ve İsrail aleyhine ağızlarını açıp bir tek eleştiri ve siyasetlerini eleştirmezler. Saadet partisi meclise girdiğinde geçmiş 12 yılın hesabını ve şimdi yürürlükte olan oyunların deşifre edilmesi için bütün gücü ile çalışır. Ve AKP bunu çok iyi biliyor.

 

Birkaç yıl evvel Burhan Kuzu bir televizyon programında barajla ilgili bir soruya; “Biz barajı indirirsek Saadet Partisi meclise girer” demişti. Bundan dolayı AKP Saadet Partisinin meclise girmesini asla istemez.

 

Bu ittifaktan dolayı Büyük Birlik Partisini bu oyunu bozma azim ve cesaret göstermesi emperyalizme ve Siyonizm’e karşı duruşlarını göstermeleri takdire şayan bir olaydır.

 

Bu seçim nereden bakılırsa bakılsın çok önem arz eden bir seçimdir. Özellikle CB Erdoğan’ın başkanlık sistemine geçme arzusu AKP’ye büyük oranda oy kaybettirir. Çünkü yapılan Aksaray ve ona harcanan paranın hesabı bu seçim çalışmalarında karşılarına çıkacak. Ayakkabı kutularında çıkan paralar daha halk nazarında açıklığa kavuşmadı. Ücretlere yapılan komik zamlar, elektriğin bir anda bütün Türkiye’de kesilmesi onların hanesine kırık not olarak geçecek.

 

Somada madende vefat eden 302 işçinin mahkemesinin başlaması ile fatura yene AKP yönetimine kesilecek.

 

Asker-PKK çatışması ve provokasyon söylem ve suçlamaları AKP’nin yakasını bırakmayacak.

 

AKP, içinde bulundurduğu bütün ve bu seçimde de aday adayı başvurusu yapan bütün İslami kimlikleri bir bir tasfiye etti. Geçmişinde İslami mücadele etmiş bütün şahsiyetlerin hiçbirine bu dönemde yer vermedi.

 

Örneğin Van’da Osman Gülaçar, Adnan İnanç, Süleyman Yavuzer, Nihat İnanç, Abdullah Aras, Abdulahat Arvas gibi isimler tabanın istemesine rağmen 8 kişilik listede kendilerine yer verilmedi. Buda gösteriyor ki gazları alınıp şimdi boşluğa bırakılan İslamcılar bundan sonra nasıl bir rota çizecekler belirsizdir.

 

Her seçimde aday olmayı bir hobi haline getiren bağımsız aday İdris Ahi’ye küskün AKP aday adaylarının yöneleceği haberleri seçime ayrı bir hava ve renk katacaktır. Birde bu seçimde oy kullanmak istemeyenler İdris Ahi’nin kapısını çalıyor. Yabana atmayın kendisi çok ciddi çalışıyor…

 

Bu açıdan seçimler çok önem arz ediyor. Çünkü ABD bütün İslam coğrafyasında İslami mücadele verenlerin seslerinin kesilmesi ve eski radikalliklerine dönmelerini engellemesi projesidir. Bakın bütün dünyadaki Müslüman gencecik radikal isimleri bir sahte halife etrafında toplayarak onları PKK/PYD güçleri ile çatıştırdı ki her iki tarafta birbirini bitirsin ve ABD coğrafyamızda istediğini yapsın diye…

 

Onların bir hesabı varsa Rabbimizin de en mükemmel bir hesabı vardır ve bu hesap tahakkuk edecektir.

 

Selam ve dua İslam Birliği ve ümmet şuuru ile hareket edenleredir…