HDP’li Milletvekili Lezgin Botan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde depremlerle ilgili alınması gereken önlemler hakkında bir konuşma yaptı.

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Lezgin Botan mecliste depremlerle ilgili alınması gereken önlemler hakkında bir konuşma yaptı. Botan yaptığı konuşmada; “Deprem haritası ve bu haritaya esas sismisite verilerine göre, Türkiye topraklarının %93’ü deprem bölgeleri içinde yer almaktadır.” İfadelerini kullandı. 2011 yılında yaşanan deprem sonrası Van’da inşası yapılan konutların TOKİ tarafından yapıldığını ifade eden Botan şunları dile getirdi: “TOKİ’nin inşa ettiği konutlar depremzedelere yardım mantığından ziyade; vatandaşların mağduriyeti üzerinden ticaret yapma mantığıyla satışa sunuldu.”

 

BOTAN: SONRASI KADAR ÖNCESİ DE ÖNEMLİ

HDP’li Botan yaptığı konuşmada ilk olarak şunları söyledi: “Gelişen bilim ve teknolojik olanaklar artık zemin etütlerinin kolayca yapılmasına ve gerekli tedbirlerin önceden alınmasına imkân sağlamasına rağmen Türkiye bu olanakları yeterince kullanmaktan halen uzaktır. Dünyada gelişmiş ülkeler bilimsel ve teknolojik olanakları kullanarak yerleşim yerlerini ve yapıları elde edilen verilere uygun bir şekilde inşa etmektedirler. Olası depremlere karşı önceden alınan bu tedbirlerin yanı sıra deprem esnasında ve deprem sonrasında alınması gereken tedbirler de deprem öncesinde alınan tedbirler kadar önem arz etmektedir.”

 

“TÜRKİYE’NİN YÜZDE 93’Ü DEPREM BÖLGESİDİR”

Türkiye’nin yüzde 93’nün deprem bölgesi olduğunu ifade eden Botan, “Deprem haritası ve bu haritaya esas sismisite verilerine göre, Türkiye topraklarının %93’ü deprem bölgeleri içinde yer almaktadır. Türkiye’nin jeolojik olarak birinci derece deprem kuşağında yer almasına rağmen; depremlerle ilgili önlem alınmasının aciliyeti 17 Ağustos 1999 gölcük depremi ile gündeme gelmiştir. Fay hatlarına yakın bölgelere yerleşim izinlerinin verilmemesi gerektiği ve mevcut durumda fay hatları üzerinde bulunan yerleşim yerlerinin tahliye edilerek kentsel dönüşüme tabi tutulması uygulaması başlatılmıştır.” İfade etti.

 

BOTAN: EN ÇOK KAMU KURUMLARI ZARAR GÖRDÜ

2011 yılında yaşanan depremlerde ne fazla kamu kurumlarını zarar gördüğüne dikkat çeken Boran şöyle devam etti: “1999 depreminden sonra 20 Mayıs 2011 yılına kadar kandilli rasathanesinin verilerine göre yıkıcı ölçekte sayılan 5’ten büyük 38 deprem meydana gelmiştir. En son 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 yılında Van ilimiz büyük bir depremle karşı karşıya kalmıştır. 1999 yılından sonra depremlere karşı gerekli önlemleri alıyoruz denilmesine rağmen 2011 yılında Van ilimizde yaşanan depremde en fazla kamu binalarının zarar görmesi alınan önlemlerin ne derece etkili olduğunu göstermesi bakımından ibret vericidir. Kamu binalarını bile depreme karşı dayanıklı inşa etmeyen bir yönetim anlayışının vatandaşların inşa edeceği konutların depreme uygun olarak inşa edilmesini nasıl sağlayacaktır.”

 

BAYRAM OTELİNİ DE KONUŞTU

Sağlam raporu verildiği için bayram Oteli’nde 24 kişinin hayatını kaybettiğini dile getiren Botan. “Depreme uygun bina inşa edilmesi için çıkarılan Yapı Denetim Yasası ile Afet ve Acil Durum Kanunlarına rağmen halen yaşanan depremlerde hem yıkıcı etkilerin fazla olması hem de deprem sonrası vatandaşlara sivil savunma hizmetlerinin gitmesinde yaşanan yetersizlikler deprem olgusunun yüzeysel ele alındığını göstermektedir. Van depremi sonrası gerekli tespitler usulüne uygun yapılmadığı için sağlam raporu verilen Bayram Oteli artçı sarsıntıda yıkılmış ve içinde 24 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu örnek bize depremle ilgili tedbir alma ve denetim yapma sorumluluğunun mevzuat hazırlamaktan daha fazlasını yapmayı gerektirdiğini göstermektedir.” Dedi.

 

“YARDIM YERİNE TOMA’LAR GÖNDERİLDİ”

Depremin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen halen acıların yaşandığını vurgulayan Botan şunları söyledi: “2011 yılında Van ilimizin yaşadığı büyük deprem felaketinin üzerinden 5 yıl geçmiş olmasına rağmen halen depremin acılarının ilk günkü gibi taze olduğunu belirtmek isterim. Hükümetin deprem sonrası kış şartlarında çadır ve yardım bekleyen Van halkına gönderdiği ilk yardım TOMA’lar ve göz yaşartıcı gaz olmuştur. Hemen akabinde Van Belediye Başkanını gözaltına almak ve cezaevine koymak olmuştur. Türkiye’nin dört bir yanında gelen yardımların vatandaşlara ulaştırılması kamu görevlileri tarafından engellenmiş ve depremzedeler günlerce çadır ve yiyecek yardımı alamamıştır. Sonrasında kurulan çadır kentler vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayacak donanımdan yoksun bir şeklide dizayn edildiği için yaşanan yangınlarda ve soğukta onlarca vatandaş hayatını kaybetmiştir.”

 

BOTAN: TOKİ’LER MAĞDUR ETTİ

Depremzedeler için yapılan konutların TOKİ tarafından yapıldığını söyleyen Botan, “TOKİ’nin inşa ettiği konutlar depremzedelere yardım mantığından ziyade; vatandaşların mağduriyeti üzerinden ticaret yapma mantığıyla satışa sunuldu. Başka illerde aynı standartlarda yapılan konutlar 55.000 TL ye satılırken; Vanlı depremzedelere 65.000 ile 85.000 TL arasında satılmıştır. TOKİ’nin biten konut projelerini zamanında yerel yönetimlere devretmemesi nedeniyle aylarca konut alanlarına su ve ulaşım hizmeti gidememiştir. Konutların idaresi özel bir şirkete verilmiş olup konut hakkını elde edip evlerine yerleşmeye çalışan deprem mağdurlarına 2 bin 3 bin lira tutarlarında yönetim giderleri ve aidat ödemesi borcu çıkarılmıştır. Bu şekildeki borçlar nedeniyle binlerce vatandaş daha ilk günden icralık duruma düşmüşlerdir.” Şeklinde konuştu.

 

BORÇLAR İÇİN SAKARYA’YI ÖRNEK GÖSTERDİ

Vergi borcunun silinmesine de dikkat çeken Botan Sakarya’yı örnek gösterdi. Botan şunları söyledi: “Kamu kurumlarınca zamanında hasar tespiti ve enkaz kaldırma çalışması başlatılmadığından kendi olanaklarıyla enkaz kaldıran vatandaşlar kentsel dönüşüm ve faizsiz kredi imkânlarından mahrum kalmışlardır. Sakarya depreminden sonra çok doğru ve yerinde bir kararla 4731 sayılı kanun marifeti ile Sakarya’da bulunan esnafın bir kısım vergi borcu silinmiştir. Ülkemizde uygulama birliğinin sağlanması ve Sakarya ilinden daha düşük milli gelire sahip Van ilinin de böyle bir açılıma ihtiyacı olduğu aradan geçen zaman içinde sürekli dile getirilmiş olmasına rağmen; hükümet bu konuda Van esnafını rahatlatacak adımları atmamıştır. Van esnafının büyük bir kısmı deprem döneminde var olan kredi borçlarını ödeyemediği için bankalardan kredi çekemez duruma düşmüştür ve bu mağduriyet halen devam etmektedir.”

 

“ASGARİYE İNDİRMEK MÜMKÜNDÜR”

HDP’li Botan son olarak, “Elazığ ve çevresindeki illerde yaşanması muhtemel bir depremle ilgili araştırma yapılarak gerekli tedbirlerin alınması hususundaki önergenin ne kadar yerinde ve gerekli olduğunu büyük bir deprem yaşamış Van ilimizin yaşadığı sorunları dile getirerek anlatmaya çalıştım. Kuşkusuz depremin ne zaman olacağı ve ne kadar zarar vereceği önceden tam olarak tahmin edilemiyor olsa da dünyada büyük depremlerle karşı karşıya olan ülkelerin aldıkları tedbirler göstermektedir ki; deprem ne kadar şiddetli olursa olsun can ve mal kayıplarını asgariye indirmek mümkündür. Yeter ki insan yaşamının her şeyden daha önemli ve değerli olduğunu bilen bir yönetim anlayışı ve mantalitesi devlet yönetimine hâkim olsun.” İfadelerini kullandı. 

Editör: TE Bilisim