HDP Van Milletvekili Lezgin Botan terör örgütü IŞİD’de karşı müsamahakâr davranıldığına dikkat çekerek, İç İşler Bakanı Sebahattin Öztürk’ün yazılı olarak cevaplaması için önerge sundu.

 

HDP Van Milletvekili Lezgin Botan, Türkiye’nin sınır komşusu olan Suriye ve Irak’taki iç çatışmalarda özelikle vahşi ve insanlık dışı eylem yöntemleriyle kendisini tüm dünyaya tanıtan İŞİD adlı örgüte Türkiye tarafından müsamahakâr davranıldığı yönündeki iddialar aratarak devam ettiğine vurgu yaparak, “Son aylarda Türkiye sınırları içinde meydana gelen ve toplu ölümlere yol açan bombalı saldırıların da bu örgüt tarafından gerçekleştirildiği yönündeki bulgular da bu iddiayı güçlendirmektedir. HDP’nin Adana ve Mersin binalarına düzenlenen bombalı saldırı ile 5 Haziran 2015 tarihinde HDP Diyarbakır Mitingine yönelik saldırının da İŞİD adlı örgütle bağlantılı olduğu yönünde bulgular ortaya çıkmışken; 20 Temmuz 2015 Tarihinde Suruç ilçesinde 300 kişilik sivil bir gençlik grubunun yaptığı basın açıklamasında bombaların patlatılmış olması Türkiye’nin İŞİD’e müsamahakâr davrandığı iddialarını doğrular niteliktedir.” Dedi.

 

“KESİNLİKLE BİR GÜVENLİK SORUNU YOKTUR”

Botan, İç İşler Bakanı Sebahattin Öztürk’ün yazılı olarak cevaplaması için şu soruları yöneltti: “Son iki ay içinde onlarca kişinin ölümüne yol açan ve özellikle Türkiye’de Kürt yurttaşları ve Kürt halkıyla dayanışma içinde olan çevrelere yönelik artan bombalı saldırılarla ilgili yakalanan failler var mıdır? Varsa bu faillerin siyasi bağlantıları nedir? 16 Haziran 2015 tarihinde Akçakale sınır kapısından sivillerle birlikte İŞİD militanlarının da Türkiye’ye giriş yaptığı ve eylem yapacakları yönündeki iddialar Şanlıurfa Valisi tarafından kesin olarak yalanlanmış ve soru sahibi gazeteciler gözaltına alınmıştı. Bu olaydan sonra Suruç’ta böyle bir saldırının meydana gelmesi bir tesadüf müdür?  Değilse “kesinlikle bir güvenlik sorunu yoktur” biçiminde açıklama yapan Şanlıurfa Valisini Görevden almayı düşünüyor musunuz?

17 Haziran 2015 tarihinde Hatay emniyet birimlerine gelen bir ihbarda İŞİD’in 8 intihar bombacısı ile Şanlıurfa’da ve Suriye sınırında eylemler gerçekleştireceği yönünde iddialar basın yayın organlarında yer almaktadır. Bu iddialar doğru mudur? Bu iddialar doğru ise konu ile ilgili ne tür tedbirler alınmıştır? Bu tür ihbarlara rağmen Suruç’ta böylesi bir saldırının meydana gelmiş olması hangi güvenlik zaafından kaynaklanmaktadır? Bu zaafın sorumlularının açığa çıkarılması için yürüttüğünüz bir çalışma var mıdır? Resmi makamların ve kamuoyunun bilgisi dahilinde Suruç’ta bulunan ve KOBANE’ ye insani yardım için gitmek isteyen 300 kişilik gençlik grubunun güpegündüz bombalı saldırıya uğraması kamu güvenliği açısından neyi ifade etmektedir? Canlı bomba ihbarlarına rağmen canlı yayında gençlerin saldırıya uğramasını  “kamu güvenliği” açısından nasıl izah etmektesiniz? İŞİD’in “terörist örgüt” olarak uluslararası kamuoyunca ilan edilmesinden sonra Türkiye’de İŞİD faaliyetlerine yönelik ne tür önleyici çalışma yürütülmüştür? Bu çalışmalar sonunda kaç kişi gözaltına alınmış, kaç kişi ne tür suçlardan yargılanmış ve kaç kişi cezaevlerine konulmuştur?

Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup da İŞİD’e ve El-Nusra Cephesi'ne kaç kişi katılmıştır? Son bir yılda kaç aile çocuklarının kayıp olduğu ve İŞİD’e katıldığı iddiası ile emniyet makamlarına başvurmuştur? Başvurular ne şekilde sonuçlandırılmıştır? Türkiye'den İŞİD ve El-Nusra Cephesi gibi örgütlere katılıp belli bir süre Suriye ve lrak'ta yaşadıktan sonra Türkiye'ye dönen kaç kişi vardır ve bu kişiler Türkiye'ye döndükten sonra hangi hukuki muamelelere ve cezai yaptırımlara tabi tutulmaktadırlar? Türkiye’de İŞİD’in bazı Sivil toplum örgütleri, dernekler ve sosyal medya aracılığı ile eleman topladığına dair iddialarla ilgili yürütmüş olduğunuz bir çalışma var mıdır? Yoksa bu konuda bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?” 

Editör: TE Bilisim