Veysel İzgi yazdı...


Van bir dönemler ‘meşhur’ isimleri vardı. İsimlerinin başında ‘deli’ olan fakat kendileri Van deyince akla gelen ‘markalaşmış’ isimleri çokça sıralanırdı.

 

Mesela bir ‘Deli İso’ vardı. Sokaklarda dilenirdi. Kimseyi rahatsız etmez, ezberlediği tek sözcük olan “1 milyon ver” der giderdi.

 

Halen bile Van sokaklarında gezen “Deli Fadile”. Deli değil aslında, sadece sessiz. Dünyanın keşmekeşinden uzak ‘dingin’ bir hayat yaşıyor. Kimseyi incitmemiş, rahatsız etmemiştir. Zararsız, kendi halinde ‘güzelim’ bir Van simgesidir.

 

Dere Mehleli Yaşo vardı, Hıdo (Xıdo) vardı falan, filan...

 

O eski isimler artık yok. Van’ın her köşe başında Suriyeli ve Türkiye’nin güneyinden gelip ‘Suriyeli’ imajı veren dilenciler dolu. Tam bir sektör haline gelen ve vicdan hırsızlığına dönüşen dilenciler adeta Van’ı bıktırmış durumda. Ve ne yazık ki sabah araçlarla dağıtılan akşam toplanılan bu çete dilenciler ara sıra zabıta eliyle alınıp paraları alındıktan sonra salınıyor. Başka da bir şey yapılamıyor.

 

Bunun dışında önemli bir sorun daha var.

 

Van’da son zamanlarda ‘Necip Hoca’ olarak adlandırılan bir takım isimler dilencilikleri farklı boyutlara taşınarak kentte ‘korkulacak’ bir noktaya taşındı.

 

Beşyol’da, Cumhuriyet’ten geçen herkesin aşina olduğu Necip Hoca, zaaflarından faydalanılarak sosyal medyaya taşındı, çekilen videoları paylaşıldı, güldüler, eğlendiler... İyice ağızlara sakız olan Necip Hoca kendi halinde dilenen bir isimken şimdi sokaklardaki tehlikeli figürlerden biri haline geldi.

 

Geçtiğimiz günlerde Beşyol ışıklarında gördüğümde elinde büyük bir taş parçası ile araçların yanında gezen Necip Hoca insanlardan para istiyordu. Madde ya da alkol kullanıyor mu bilmiyorum ama sendeleyerek, sağa sola sallanarak gidiyordu. Belli kendisinde değildi. Vatandaşlara küfür ediyor, para vermeyene taşı kaldırıp tehdit ediyordu. Birisinin camını kırıp zarar vermesi an meselesiydi.

 

Yani.. Anlayacağınız olay çok tehlikeli boyuta ulaştı. Üstelik insanların gidip toplanıp videosunu çektiği, aracına bindirip makara yaptığı, bir yerlere götürüp konuşturduğu, küfrettirdiği Necip Hoca bu süreçte dövüldü, ayağı kırıldı, kaza geçirdi ve bir çok şey yaşadı. Bunun nedeni onun da bu süreçte ‘istismar’ edilmiş olmasıydı.

 

Olayın farklı bir boyutu da ortada bir ‘suç’ işlendiği. Bu isimler aileleri olmasına karşın internette ve sosyal medyada aleni olarak ‘ifşa’ ediliyor. Herhangi bir hassasiyet göstermeksizin ‘kamuoyuna’ sunuluyor. Başına gelebilecek zararlar ve vereceği zararlar konusunda ‘açık hedef’ durumu oluşturuluyor.

 

Buna artık müdahale etmek gerekiyor. Ben onun ve onun gibi isimlerin geçmişte Deli İso’ya yapıldığı gibi koruma altına alınması gerektiğini düşünüyorum.

 

Necip Hoca gibi isimler yarın öbürgün farkında olmadıkları çok büyük ve tehlikeli olayların bir parçası haline getirilebilirler. Bugün gülünen noktalar ciddi boyutlara varabilir. Ne yaptığını bilmeyen bu isimler bir çok farklı amaçla kullandırılmaya müsaitken Emniyet’in, Aile Sosyol Politikalar Müdürlüğü’nün ya da her kimse bunların tedbir alması gerekiyor.

 

Sosyal medyada da alay konusu edilen, paylaşılan, dillere dolanan bu isimleri de daha fazla paylaşıp işi çığırından çıkarmamak gerekiyor.

 

Aman diyim, yarın çok daha kötü şeyler olabilir.  Sokakta insanlara küfreden, taşla, sopayla tehdit eden karakterler kentin imajına da zarar. O sokaklarda sadece biz değil, yüzbinlerce insan geçiyor.

 

O yüzden bu yazı bir ihbardır ve gereğinin yapılmasını istiyorum.

Editör: TE Bilisim