Esrar içen bir adam düşünün. Bu adam günlerdir esrar içmediği halde arabasının arka koltuklarında pek kullanmadığı bir çantada bir miktar esrar unutuyor, daha sonra trafikte iken başka bir sürücü dikkatsizliğinden ötürü kaza yapıp ölüyor. Kaza yerine gelen gazeteci vaziyeti anladığında attığı haber başlığı ne olacak: Esrar bir can daha aldı. Dorbelli, *Art of Thinking Clearly * adlı kitabında buna benzer bir hikaye anlatıyor ve Düşünme hatalarımızdan birine daha vurgu yapıyor.

Esrar bu kadar masum olmamakla birlikte bu ve benzeri vakalar olabilir mi? Evet. Peki hadi gazeteci bu kadar düz mantığa sahip ya da öyle değil ama haberini ilgi çekici kılmak için böyle yaptı. Biz neden hemen sorgulamadan inanıyoruz. Şu başlıklara bakın:

Şok iddialar
Flaş haber
Görenler inanamıyor
Skandal
Çarpıcı itiraflar

Bu başlıkları görünce okumadan geçmeyiz. Dahası okuduklarımızı sorgulamayız, hadi sorguladık diyelim; Esrar örnek olayındaki gibi bize sunulan sebep sonuç zincirini de hemen doğru kabul ederiz. Oysa bunlar zandan ibarettir ve "zannın bir kısmı haramdır (Kuran-ı Kerim).

Araştırmalar düzgün kurulmuş sebep sonuç zincirlerinin gerçek olmasalar bile güçlü bir gerçeklik algısı yarattığını gösteriyor. Yani kural bir: Yalanın için iyi "çünkü"ler bul. Çünkü dedikten sonrakiler doğru bile olabilir ancak çünkü yalandan önce gelmelidir.

Yine soğuk savaş döneminde çokça tecrübe edilmiş bir zihin manipülasyon tekniği: Kural iki: Tekrar. Yani yalan bile olsa tekrar tekrar söyle. En güçlü zihinler bile farkına varmadan zamanla gerçek kabul edecektir. Bir çok diktatör düpedüz yalanlarını söyleye söyleye gerçekten güçlü kıldılar. Bunların yalan olduğu ortaya çıksa bile bir türlü kimse inanmadı.

Herhalde biraz da seviyoruz inanmayı... Daha kolay geliyor. Basmakalıp fikirlerimiz, iyi kurgulanmış ön yargılarımız varsa herkesi herşey, herşeyi delil teşkil edebiliyoruz kafalarımızda. Mahkemeler kuruyor, infazlar yapıyoruz.

Şüpheci mi olmak gerek. Evet zihinden dört işlem yapar gibi olay ve olguları da hızlıca bir düşünüp takır takır sonuç çıkarmak bugüne kadar herkese zarar verdiği için. Şüphecilik dediğiniz bir kere daha düşünme refleksi olmasın?

Yine araştırmalar iyi bildiğimizi sandığımız bir çok konuyu yeniden ele aldığımızda şaşırtıcı biçimde çok az şey bildiğimizi ortaya koyar: uzmanı olan cevaplamasın, dünya kışın mı Güneş'e yakındır yazın mı? Gayrı Müslimin kestiği et yenir mi yenmez mi? Şafii mezhebine göre midye helal mi? Selçuklu dönenimde Kürdistan diye bir yer adı var mıydı? Osmanlı Sultanlarından Orhan Gazi, Bursa'da Yahudiler için sinagog yaptı mı? Araştırın! Ahkam kesmeyin. Lütfen cevaplarınızı yazın sonra araştırma yaptıktan sonra kontrol edin. Kontrol sorularının ağırlıklı olarak dini ve etnik olması şaşırtmasın. En çok onlar için kavga ediyor, kırıp döküyoruz.

Hatta kan dökülüyor... Suçlusu din ve etnisite değil: küçük düşünen beynimiz.