Zor zamanlardan geçiyoruz.

Memleket olarak sıkıntılarımız öyle büyük boyutlara ulaştı ki...

Mesela Van olunca neresinden tutsanız elinizde kalıyor...

Daha 1 yıl önceye kadar ‘dağlarımıza barış’ gelmiş diye türküler söylüyor, ne yapıyorsak ‘barış’ cümleleri ile yapıyorduk.

Ağzımızdan barış düşmüyor, barış ve huzur arttıkça Van adına ‘hayra alemet’ cümleler kurup ardı ardına güzel yarın düşlerini konuşuyorduk.

Deprem gibi büyük bir felakete rağmen ekonomimizden yana ‘umutsuz’ değildik, turizmde büyük bir çıkış yapacağımızı dillendiriyorduk, deprem yıktı ama inşaat ve emlak sektörü patlamaya hazırlanıyor diyordu vatandaş... Huzurumuz yerinde Allah sağlık da versin daha da bir şey istemiyoruz şeklinde cümleler kuruyorduk...

1 yıl bile geçmeden şimdi yine diplerdeyiz.

Huzurumuz yok...

Ekonomide kriz büyüdükçe büyüyor...

Bırakın çek, senet yazılmasını... Koca şirketlerin, fabrikaların dayanamadığı bu krize küçük esnaf da dayanamıyor artık... Borçlar gırtlağı aştı... Çekler, senetler yazıldı, vergiler aldı başını gidiyor... Ekonomide son sıralardayız...

Sadece ekonomi mi? Bakın açıklanıyor yaşam endeksleri ve diğer veriler...

Eğitimde, 70 bilmem kaç, sağlıkta 75’in üstü, ekonomide 80’e ramak kala...

Hem dipteyiz, hem sondayız, hem de depresyondayız artık...

 

***

 

KONUŞANA ‘SUS’ DEMEYİN! EN AZINDAN VAN İÇİN...

 

Hep söylerim... Van uzun zamandır ‘konuşma’ sorunu var.

Bunca dert içinde, bunca sorun içinde Van’ın vergi borcu, ekonomik krizi, Kapıköy sorunu, çevre yolu sorunu çözülmediyse buna bir kaç kesim dışında kimsenin söyleyecek sözü olmamasındandır.

Son iki yıldır kentte Van TSO ve diğer bir kaç kuruluş dışında konuşan aktör sayısı çok az. Toplasanız memlekete Ankara’dan birileri geldiğinde ya da ses yükseltmek gerektiğinde konuşanlar bir elin parmaklarını geçmiyor... Herkesin bir kaygısı, bir korkusu bir beklentisi var... “Aman “Ben” konuşmiyim... Neme lazım ‘yanlış’ bir şeyler söylerim ‘kısmetim’ kapanıverir Allah etmesin!” deyiveriyorlar...

Yok ağalar yok, böyle olmaz... Konuşmadığımız, sustuğumuz sürece kimse bizim sorunlarımızı çözmeyecek...

 

***

 

BU KAVGA HAYRA ALAMET DEĞİL...

 

Şu sıralar Van TSO ile Van OSB arasında bir kriz konuşuluveriyor sosyal medyada...

Bir ‘fuar’ tartışması olayı çok ileri boyutlara taşıdı...

Van için ‘ses’ veren isimlerden olan Van OSB Başkanı Şemsettin Bozkurt twitter üzerinden ağır eleştiriler yöneltti günlerce...

Daha bir kaç hafta İran’dan ‘Van’ adına ‘iyi’ haberler ile dönen Van TSO, OSB, TÜRSAB yetkililerinin arasına ‘kara’ kediler girdi...

Hatta Van’ın katıldığı EMİTT fuarında bile bu gerginlik hissedildi. Halen sosyal medyada farklı isimler üzerinden bir tartışmadır almış başını gidiyor.

“Bize düşmez” demeyeceğim lakin ikisi de Van konusunda ‘güçlü’ ve ‘ağırlığı’ olan bu kuruluşların Van dışında farklı tartışmalara girmesi bize zaman kaybettir, güç kaybettirir, zarar verir.

Büyüklerden çağrımız... Van’ın en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde ‘sağduyu’ya davet ediyorum bu önemli aktörleri...

 

***

 

SAADET BÖYLE YAPMAZDI...

 

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Van Güçbirliği Platformu’na Van Büyükşehir Belediyesi, DBP’li belediyeler ve HDP’nin katılmaması görülen en büyük eksiklikti...

Tüm kesimlerin ‘önemli’ ve ‘olumlu’ bir adım olarak gördüğü bu platformda onların olmaması önemli kesimler tarafından eleştirildi... Mutlaka olmalılar çağrısı yapıldı...

Bunun dışında ‘tam’ destek alan bu oluşum hakkında Saadet Partisi’nin istisnai bir açıklaması oldu...

Bu platformun çözüm getirmeyeceği, Valinin resmi olarak böyle bir başkanlık yapmayacağı, kaynağının nerden karşılanacağı gibi konular sorgulandı...

Eleştiri kültürünün oluşması adına saygıyla karşılanır...

Lakin böyle bir ortamda böyle bir platformun böylesi resmi prosedürlere takılıp kalması da şu an konuşulması gereken en son şey diye düşünüyorum...

Saadet Partisi’nin oy oranı, temsiliyeti bir yana bir çok noktada ‘siyaset’te olumlu işler yaptığı kanaatindeyim.

Doğru doğru...

Ak Parti cephesi geçtiğimiz yerel seçimlerde Belediyenin borcu olduğu konusunu karnından konuşurken onlar çıkıp açık açık kamuoyu ile paylaşıp konuyu tartışmaya açtılar...

Kentin huzuru ve refahı konusundaki işbirliklerinin tamamında yer aldılar...

Ama bu platforma da ağır eleştiriden önce bir şans vermek gerekiyor. Saadet öyle gözü kapalı topa girmez diye biliyorum... Haksız mıyım?

Hatta şu sıralar ‘Saadet Soruyor’ diye güzel de bir çalışma başlattılar... Her hafta Van’a ve konuşulmaya dair konuları sorup değerlendirmelere yer veriyorlar. Takdire şayan... Diyorum ya bize konuşan birileri gerek, muhalefet etmek, sorunları konuşmak gerek...

Bu saadece SP ile sınırlı kalmamalı...

Van’da AK Parti de muhalefet konumunda, HDP de diğer partiler de.

Hükümet Ak Parti’de ama yerel HDP’de.

Haliyle her şekilde muhalefet konumunda olan AK Parti’nin de HDP’nin de birşeyleri sorgulaması, bazı konularda konuşması gerekiyor.

İl teşkilatları sadece yukardan mesaj alıp okuma görevi ile çalışmıyorlar diye biliyorum?

Sizlerin bu kent için söyleyecek sözleriniz, konuşacaklarınız yok mu?

Çıkın yerel yönetimleri konuşun...

Van’ın çevre yolunu konuşun, Kapıköy’ünü konuşun, ekonomik krizini konuşun...

Yoksa yaptığınız siyasetin kime ne faydası var?

Sorarım...

Halk da sorar...

 

***

 

BU KAFAYLA ZOR...

 

Zahir Kandaşoğlu döneminde Van’da yapılan fuarlara millet gelsin diye Kandaşoğlu develerle yollara düşüyordu...

Televizyonlar gezilip Ankara’da kapı kapı dolaşılıp Van’a gelin çağrıları yapılıyordu...

Van derme çatma çadırlarda fuar yapmaya çalışıp kentini ve zenginliklerini pazarlamaya çalışıyordu... Halı sahalarda fuarlar düzenlenip o dönemin şartlarında iyi işler başarılıyordu... Tek eksiğimiz vardı o da bir fuardı...

Gel zaman git zaman Ortadoğu’nun en iyi fuar merkezi Van’a yapıldı. Modern tesis kuruldu Van’a bir marka kazandırıldı ama fuar ruhu muhu kalmadı...

Van o koca alanda henüz çadırlarda yapılan fuarlar tadında bir fuar yapamadı...

Fuar kuruluşlar arasında ‘benim’, ‘senin’ tartışması arasında kaldı.

Bodrum katta yapılan kitap fuarı 2 yıldır koca bir merkezde yapılamadı...

Allah aşkına bunca emek bunun için miydi?

Onu bırakın Van’da fuar yapamadığımız gibi dışardaki fuarlardan da kriz eksik etmiyor...

Yıllardır bir türlü beraber fuar yapamayan Van, İstanbul’daki son EMİTT fuarında da yine tartışmalarla döndü... Ya Valilik olur belediye olmaz, ya Van TSO olur borsa olmaz... Bu kez de Büyükşehir yoktu. Eleştiriler vardı, tartışmalar vardı... Van en sempatik stant ödülünü aldı ama boynu yine bükük kaldı.

Çünkü daha biz kendi aramızda bile birliktelik sağlayamıyorsak...

Kusura bakmayın ama sempatik ödülü alır, kimseyi de Van’a getiremeyiz...

Bal, kaymak çok hoştur ama Van’a gelmedikten sonra kime ne?

Yazıktır efendiler...

Van egolara feda etmeyecek kadar kıymetlidir...

Etmeyin..

 

***

 

O NE BİÇİM KEDİDİR?

 

Bu arada her şeye rağmen yapılan fuar için katılımcıları ve düzenleyenleri kutlamak gerek... Kutlamak gerek de...

O fuardaki Van Canavarı ile birlikte fotoğraflara yansıyan kedi neydi öyle?

Daha doğru o kedi miydi?

Bence bunca emek, Stant, hazırlıktan sonra o kedi o canavarın yanında şık durmamış...

Bir canavar bu kadar sempatik iken bir kedi insanları bu kadar korkutacak kadar çirkin mi maskot yapılır?

Değiştirelim lütfen..