Yılmaz, Van'da yaptığı açıklamada, terör ve demokrasinin bir arada bulunacak kavramlar olmadığını, terörün, şiddetin başladığı yerde demokrasiden söz edilemeyeceğini söyledi.

Bazılarının, özellikle HDP çevrelerinin ağızlarından düşürmedikleri "özgürlük" ve "demokrasi" gibi kavramları tavırlarına, davranışlarına, sözlerine bakıldığında içselleştiremediklerini, tam aksine bu kavramları suistimal ettiğini herkesin gördüğünü belirten Yılmaz, eski HDP VanMilletvekili Nadir Yıldırım'ın sosyal paylaşım hesabından yaptığı paylaşımların da bunun en açık örneği olduğunu vurguladı. 

  

"Terörle kararlı mücadeleden dönüş yok"

Buna toplumun tüm kesimlerinin tepki göstermesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:

"Maalesef bunları yaşıyoruz. Türkiye'de hukuk devletinin demokrasinin ortak payda olması lazım. Teröre herkesin açık bir tavır koyması lazım. Özellikle bizim bölgemiz terörden çok çekti. Terör, demokrasinin de kalkınmanın da düşmanıdır. Terörün olduğu yerde temel hak ve özgürlükleri yaşayamadığınız gibi ekonomiyi, istihdamı da geliştiremezsiniz. Terörün yoğun olduğu dönemde burada bırakın sermaye getirmeyi, var olan sermayenin kaçtığını, nitelikli insanların başka yerlere göç etmek zorunda kaldıklarını gördük. Bunun bedelini buradaki insanlar çekti." 

Yılmaz, çukur siyasetiyle bölgede yaşananların hala insanların hafızasındaki tazeliğini koruduğunu, artık bu bedelleri ödemek istemediklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Türkiye son zamanlarda terörle çok kararlı bir mücadele yürütüyor. Şu anda huzur ve güven ortamı farklı noktaya geldi. Bundan hiçbir şekilde geri adım atmaya niyetimiz yok. İnşallah huzur ve güven ortamı daha da pekişecek. Bütün siyasi kişiliklere şunu söylemek istiyorum; demokratik siyaseti savunmamız lazım. Demokratik siyaseti şiddete teröre alet etmeye çalışanlara karşı kararlı şekilde durmamız lazım. Bu tür aşırılıklara yönelenlere hukukun gereken cevabı vermesi lazım. Toplumun da cevap vermesi lazım ki sandıkta, bu tür hadiseler yaşanmasın. Herkes çizgisini, demokratik anlamda nasıl siyaset yapması gerektiğini bilsin. Adı ne olursa olsun hiç kimsenin halkı tehdit etmeye hakkı yoktur. Halkı korkutarak, tehdit ederek sindirerek netice almaya çalışanlar başarılı olamayacaklar. 31 Mart'ta huzur ve güven ortamı içinde vatandaşlarımızın özgür iradesinin sandığa yansıdığını hep birlikte göreceğiz."

 "CHP ve İYİ Parti HDP ile el altından ittifak yapıyor"

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin Cumhur İttifakı adaylarına yönelik "batıda kaybettireceğiz" şeklindeki açıklamasını değerlendiren Yılmaz, CHP ve İYİ Parti'nin HDP ile el altından ittifak yaptığını, bunu da halktan gizlemeye çalıştığına dikkati çekti. 

Yılmaz, 15 Temmuz sonrası Yenikapı ruhuyla bütünleşen, ülkenin bekasına, temel değerlerine sahip çıkan Cumhur İttifakı'nın son derece açık, ilkelere, azami müştereklere dayalı olduğunu, bunu bütün toplumun gördüğünü ifade etti.

Millet İttifakı'nda aynı tabloyu göremediklerini, birbirine benzemez 4 partinin karşıtlık, yıkıcı zihniyet üzerinden bir araya geldiğini vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi:

"Temel değerleri nedir, bırakın azami müştereklerini 'asgari müşterekleri nedir?' diye sorulduğunda da bir cevap alamıyorsunuz. Dolayısıyla eklektik, yani birbirine eklenmiş, bir bütünlükten yoksun olan birliktelikten söz ediyoruz. Şeffaf olmayan, gizlenmeye çalışılan, halkın gözünden kaçırılmaya çalışılan bir birliktelikten bahsediyoruz. CHP ve İYİ Parti, HDP ile el altından bir ittifak yapıyor ama bunu toplumdan gizlemeye çalışıyor. Bu şeffaf olmayan bir tavır. Aslında yaptıklarının doğal olmadığını gösteren bir yaklaşım. Bunlar milletin gözünden kaçmıyor. Halkımız kimin ne yaptığını, nerede durduğunu çok iyi görüyor. 'Birbirine benzemez partileri bir araya getiren nedir?' diye bakıldığında arka planını çok iyi görüyor halkımız. Türkiye'deki istikrarı bozmaya, Türkiye hükümetini, ekonomisini zayıflatmaya çalışanları insanlarımız gayet iyi görüyor. 31 Mart'ta halkımızın istikrarımızı bozmaya çalışanlara değil, istikrara destek vereceğine inanıyorum. Önümüzde 4-5 yıl seçimsiz dönem var. Türkiye bu dönemi atılım dönemi olarak değerlendirebilecek durumda. Ekonomide, dış politikada, demokraside birçok alanda yeni reformlarla bu dönemi taçlandıracağız. Türkiye'yi daha ileri seviyelere taşıyacağız. Bunu istemeyenler, Türkiye'nin yeni atılım yapmasını engellemeye çalışanlar birliktelik oluşturuyor ve ülkemizin istikrarını bozmaya çalışıyor ama bunu başaramayacaklar."

 "Birileri o karanlık, terörün yoğun olduğu günleri özlüyor"

HDP milletvekillerinin terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın yakalanışının yıl dönümü ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in başlattığı açlık grevini bahane ederek bölgedeki gerginliği arttırmak istemelerine de tepki gösteren Yılmaz, artık bölgenin eski huzursuz ortama döndürülmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.

Türkiye'de terörle kararlı bir mücadelenin yürütüldüğünü ve bunun aynı şekilde devam edeceğini belirten Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:

"Eskisi gibi savunmada kalıp birilerinin saldırmasını beklemiyor devletimiz, yetkili kurumlarımız. Aktif şekilde terörü kaynağında kurutacak şekilde yaz-kış çaba sarf ediliyor ve halkımız da gayet memnun. Bunun en güzel kanıtlarından biri Van'daki turizm hareketliliği. Huzur ve güven ortamı pekiştikçe burada birçok faaliyetin geliştiğini gördük. Birileri o karanlık, terörün yoğun olduğu günleri özlüyor, bunun için çaba gösteriyor olabilir ama bunu asla başaramayacaklar. Çok daha huzurlu ortam olacak. Suriye'de istikrarın sağlanmasıyla, orada da Cumhurbaşkanımız Astana süreci çerçevesinde çok önemli inisiyatifler almış durumda, sınır ötesi güvenliğimizin sağlam hale gelmesiyle, yurt içinde yeni teknolojilerle, İHA ve SİHA'larla, gece gündüz yürütülen çalışmalarla çok daha iyi noktaya geldik, geriye gitmeyeceğiz daha ileriye gideceğiz." 

Yılmaz, insanların özgürlüklerini yaşayabilmesi, ekonomik ve sosyal faaliyetlerini daha rahat sürdürmesi için insanı odağına alan güvenlik anlayışını benimsediklerini söyledi.

Editör: TE Bilisim