Van'da Kobani bahanesiyle gerçekleşen eylemlerde Mehmet Latif Şener'i "DAEŞ'çi" olduğu iddiasıyla öldüren 2 sanığa ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıl altışar ay hapis cezası verildi. Müşteki avukatları, maktul Şener'in terör örgütü DAEŞ ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını, dindarlığı nedeniyle PKK tarafından hedef seçildiğini vurguladı.

 

Van'da geçen yıl Kobani’deki savaştan dolayı düzenlenen eylemlerde Mehmet Latif Şener'i "DAEŞ'çi" olduğu gerekçesiyle öldürmekten yargılanan 2 sanık, ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıl altışar ay hapis cezasına çarptırıldı. Van 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasında, DAEŞ'in Kobani'ye yönelik saldırıları bahanesiyle kentte geçen yıl gerçekleşen olaylar sırasında evine giden 65 yaşındaki Şener'i, "DAEŞ'çi olduğu iddiasıyla" ensesinden silahla vurarak öldürdükleri gerekçesiyle tutuklu yargılanan Hüseyin Karabulut ve Mahsun Ceylan hazır bulundu. Müşteki avukatları, Şener'in terör örgütü DAEŞ ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını, dindarlığı nedeniyle PKK tarafından hedef alındığını söyledi. Sanık avukatları da söz konusu olayın terör örgütü DAEŞ'in eylemlerini artırdığı sırada gerçekleştiğini anımsatarak, müvekkillerinin maktulün terör örgütüne üye olduğunu düşünerek ağır tahrik altında suçu işlediğini savundu.

 

Sanıklara son sözünü soran mahkeme heyeti, sanıkları, "Devletin birliğini, ülke bütünlüğünü bozmak" ve "tasarlayarak öldürme" suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet, "6136 sayılı ateşli silahlar ve bıçaklar hakkındaki kanuna muhalefet" suçundan da 10 yıl altışar ay hapis cezasına çarptırdı.

 

İDDİANAMEDEN

Van Cumhuriyet Başsavcılığının olaya ilişkin hazırladığı iddianamede, Mehmet Latif Şener'in 17 Ekim 2014'te evine gittiği sırada uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdiği belirtilmişti. Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında terör örgütü PKK'nın kırsal alandaki kamplarına gitmeye çalışırken yakalanan Karabulut ve Ceylan'ın gösterdiği yerlerde 2 Kaleşnikof marka uzun namlulu tüfek, biri Uzi marka 2 tabanca ile çok sayıda mühimmat ele geçirilmişti. Sanıklardan Karabulut, ifadesinde, terör örgütü PKK'nın sözde Başkale sorumlusu "Cudi" kod adlı kişiden Şener'i öldürmek için talimat aldıklarını belirterek, şunları anlatmıştı: "Kendisinin (Mehmet Latif Şener) Hizbullahçı olduğu söylendi, ben ve kuzenim Mahsun Ceylan beraber hareket ettik. Olayda kullandığımız ve sakladığımız yerde bulunan silahı 'Cudi' bize gönderdi. Olay öncesinde ben ve kuzenim olay yerinde keşif yaptık, olay günü yani 17 Ekim 2014 Cuma günü Mahsun ölen şahsı takibe aldı, ben de kiraladığımız araçla çarşıda bekliyordum. Daha sonra Mahsun eylemi gerçekleştirdikten sonra bana çağrı attı. Ben de araçla gidip Mahsun'u aldım. Mehmet Latif'in öldürülmesini ben ve Mahsun'la birlikte gerçekleştirdik ancak silah ile ateş eden Mahsun'dur. Olayda kullanılan silahı daha sonra Kurttepesi'ne götürüp gömdük. Yine yakalandıktan sonra evimizin bahçesinde bulunan silahların yerini ben söyledim. Bu silahları da Başkale sorumlusu 'Cudi' bize göndermişti."

 

Sanıklardan Ceylan da kırsaldaki kamplarında silah eğitimi aldığını bildirerek, şu ifadelerde bulunmuştu: "Kırsalda silah eğitimi aldım. PKK'nın Başkale sorumlusu 'Cudi' kod isimli kişi, ben ve kuzenim Hüseyin'e, Hizbullahçı olduğu söylenen Mehmet Latif Şener'i öldürme talimatı verdi. Olayda kullandığım silahı, tanımadığım bir kişi vasıtasıyla gönderdi. Olaydan önce ben ve Hüseyin öldüreceğimiz kişiyi takibe aldık. Olay yerinde keşif yaptık. Olay günü kiraladığımız araç ile eylemi gerçekleştirmeye karar verdik. Hüseyin araçla olay yerine yakın bir yerde bekledi, ben de Mehmet Latif'i takip ederek ensesinden bir el ateş ederek öldürdüm. Olay yerinde kimse yoktu. IŞİD'ci diye öldürdüm. Daha sonra Hüseyin'e bir çağrı attım, Hüseyin gelip beni araçla aldı."

 

İddianamenin sonuç bölümünde Suriye'nin Kobani (Ayn el Arap) kentinde yaşayan Kürtlere karşı terör örgütü DAEŞ tarafından yapılan saldırıları ve bölgede faaliyet gösteren PKK'nın uzantısı YPG ile aralarındaki çatışmaları protesto etmek amacıyla Türkiye'nin çeşitli yerlerinde PKK/KCK'nın çağrıları üzerine eylemler gerçekleştirildiği hatırlatılmış, şu değerlendirme yapılmıştı: "Ayn el Arap (Kobani) kentinde meydana gelen çatışmanın tarafı olarak görülen IŞİD ve Hizbullah örgütüne yakın olduklarını düşündükleri kişilerin, PKK/KCK terör örgütünün yönetim kadrosu tarafından hedef haline getirildiği, dosya içerisinde bulunan örgüte yakın haber sitelerinin bu amaçlı ve içerikli haberler yapmış olduğu anlaşılmakta. Şüpheliler Mahsun Ceylan ve Hüseyin Karabulut'un, örgütün kırsal yöneticileri tarafından IŞİD ve Hizbullah örgütlerine destek verdiklerini düşündükleri Türkiye'de yaşayan birkaç kişi hakkında öldürülmelerine yönelik talimat aldıkları, kendilerine verilen liste içerisindeki kişiler hakkında araştırma yapan şüphelilerin, öldürülen Mehmet Latif Şener'i hedef olarak seçtikleri, örgütün göndermiş olduğu silah ile bu eylemi birlikte tasarlayarak gerçekleştirdikleri, bu nedenle eylemlerine uyan TCK 302/1, 82/1-a, 37/1, 6136 sayılı yasanın 12/1-4. maddesine göre ayrı ayrı cezalandırılmaları talep olunur." 

Editör: TE Bilisim