RÖPORTAJ: ÖMER AYTAÇ AYKAÇ-ÖNDER ALTINAL /ŞEHRİVAN ÖZEL - 2011 yılında kurulan ve Erzurum merkezli bölge illerine özellikle tarım ve hayvancılık anlamında önemli destekler sunan Doğu Anadolu Projesi (DAP) Kalkınma İdaresi Başkanlığı, Van’da önemli işler yapıyor. Kırsalda yaşayanlara tarım ve hayvancılığı destekleme anlamında önemli destekleri veren ve vermeye devam eden DAP, son 1 yılda Van’da Gevaş Selçukla Mezarlığı’nın düzenlenmesi dışında Van Kalesi karşılama ve yürüyüş yolu, Urartu Medeniyet Koridoru son olarak da tarihi Van evlerinin canlandırılması işlerinde rol aldı. Daha önce de Van’da kent kütüphanesi yapılması sözü veren DAP, desteklerini sürdürürken Kalkınma İdaresi Başkanı Adnan Demir, Şehrivan’a özel açıklamalarda bulundu. Büyük yatırımları sırtlanan, önemli destekler dağıtan fakat Van ve bir çok bölge ilindeki kurumların yeterince faydalanmadığı kuruma dair bir çok detayı Şehrivan’a anlatan Demir, bu noktada Van için de önemli uyarılarda bulundu. Bir çok destek teklifine rağmen yerel yönetimlerden geçmişte hiç bir proje alamadıklarını söyleyen Demir, bu noktada Van için gelebilecek tüm projelerde hazır bulunduklarını belirtti. Son zamanlarda DAP inisiyatif alıp önemli projeleri Van’a kaydırmasına rağmen Van’dan giden proje sayısı Erzurum ve bir çok ilin çok çok gerisinde. Tam bu noktada Başkan Demir, geçmiş yıllarda projesiyle, talebiyle Van’a deyim yerindeyse zoraki gönderilen tarımsal yardımları hatırlatıyor ve Van’ın daha çok istemesi gerektiğini söylüyor.

 

Van Tarım ve Hayvancılık’ta bir dönemin lider iliydi fakat şu an büyük desteklere rağmen tarım ve hayvancılık ile uğraşan sayısı düşüyor. En büyük küçükbaş hayvan Van’da fakat buna rağmen et krizi Van’ın da yüksek derecede yaşadığı sorunlardan. Sınırsız tarım alanları ve meralar olduğu gibi yatıyor. Dağlarda bayırlarda hayvan olması gereken araziler sahipsizce bekliyor. Bu potansiyelinden faydalanmayan kentte sanayi ve diğer alandaki yatırımlar ise yeterince fayda vermiyor. Tarihi ve turistik büyük zenginliğine rağmen bu noktada kent halen potansiyellerini toprak altında saklıyor. Tam bu noktada hem tarım ve hayvancılığa hem de tarihi ve turistik yatırımlara öncü olacak olan DAP hazır kıta bekliyor. Van’da en büyük partnerleri olan DAKA ile DAP kentte önemli işler yapıyor. Fakat bunu DAP idaresi inisiyatif alarak kendi eliyle hayata geçiriyor. Önemli projelere destek vermek için bekleyen DAP ile ilgili kentte bir çok isim sitem ediyor ama DAP’ın verilerine göre de Van proje noktasında bir çok il gibi isteksiz bir tutum sergiliyor. Peki DAP ne veriyor ve neleri destekliyor? Van nelerden faydalanmalı ve şu an neler yapılabilir? Bunun gibi bir çok soruyu DAP idaresi başkanı en çok konuşulduğu şu dönemde Şehrivan için cevapladı:

 

 

Şu suralar adınızdan sıkça bahsettiriyorsunuz Van’da. GAP herkesin adını ezberlediği bir kuruluştu. Peki DAP ne yapıyor? Nedir ne değildir?

Haklısınız, DAP İdaresi bölgede çokta tanınan bir idare değil. DAP İdaresi 2011 yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kuruldu. Bende kurucu başkan olarak 2012 göreve başladım. Merkezi Erzurum’dur. Bu idarenin kurulmasındaki amaç bölgedeki, kamu yatırımlarının kendi aralarında koordinasyon sağlamak ve bölgede yapılacak olan yatırımların izlenmesi, değerlendirilmesi, kurumlar arasındaki işbirliğinin artırılması ve var olan potansiyelin ortaya çıkarılması noktasında araştırma, etüt, proje gibi çalışmaları yapmaktır.

 

 

Ne gibi çalışmalar bunlar?

Bu görevler arasındaki en büyük görevlerden bir tanesi de bölgenin 2014-2018 yıllarını kapsayan bir eylem planı hazırlamak. Bu eylem planına da hangi ilden, hangi kurum, hangi işi, ne kadar zamanda yapacağına dair tüm kamu kurumlarının projelerini bir detayı çıkarıldı. Bu yapılırken 5 ana gelişme ekseni vardır. Bu ana gelişmelerin altında da 126 altı tane alt eksen yer alıyor. Biz bu alt eksenler dışında DAP’ın da sorumluluk alacağı alanlarda belirlendi. Nüfusun yüzde 45-46’sı kırsalda yaşayan insanlar. Kırsalda yaşayan insanların en büyük geçim kaynağı ise tarım ve hayvancılık. Bu böyle olunca insanların yaşadığı yerde memnun olması ve kaldığı yerde tutmak için işlerini kolaylaştırmak adına, yaptıkları işlerden zevk almak ve daha fazla para kazanmalarını sağlamak için devletin yapmakla yükümlü olduğu ancak kısmi alanlarda finansman bulamadığı, ihmal ettiği alanlara biz girelim dedik.

 

Girebildiniz mi peki?

Elbette. Mesela Küçük ölçekli tarımsal sulama dediğimiz bir program geliştirdik. Nedir bu program? Özellikle Devlet Su İşleri’nin (DSİ) yaptığı büyük ölçekli tarımsal sulama programları var. Saniye de 500 litre ve üzerinde su ihtiyacı olan projeler DSİ tarafından yapılıyor. Amca 500 litre aşağısında olan su ihtiyaçları için olan küçük ölçekli sulama projeleri daha önce köy hizmetleri bünyesindeydi. Köy hizmetleri 2013 yılında kapandıktan sonra bu il özel idarelerine devir edildi. Özel idareleri de büyükşehirler kurulduktan sonra kapandı. Büyükşehirlerin de kendilerine göre öncelikli projeleri olduğu için bu küçük ölçekli tarımsal sulama projelerine para ayrılmıyor ve ihmal ediliyor. İnsanların hayatının devam ettiği bir köyde olmazsa olmaz sudur. İçme suyu için hükümet ciddi yatırımlar yapıldı ancak bu tarımsal sulama projesi büyük bir eksiklikti. Bizde bu kapsamda 2013 yılında işe girdik. Bu proje ile bizde sulama yapılacak olan alanlara yakın yerlerde bulunan su kaynaklarını kapalı bir şekilde alıp, getirip köylünün arazisinin yanından geçirdik. Bunu yaparak tarımdaki biçim sayısını artırarak verimliliği artırmayı hedefledik. 2016 sonu itibariyle biz 580 tane proje hayata geçirdik. Bu 580 projeyi bölgede 98 bin hektarı biz sulamaya kavuşturduk. Daha önce köy hizmetler tarafından yapılan ancak zarar gören projeleri de onardık. Yüzde 30’lık oran o projelerdir, yüzde 70’i ise yeni projelerdir. Bu proje kırsalda yaşayan insanlar tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Bu proje ve çalışmalar devam ediyor. 2016 sonu itibariyle 2 bin 500 kanal döşedik. Böyle bir proje hayata geçirildi. Bunun dışında biz 2016 sonunda 116 hayvan su içme göletti yaptık. Kısmet olursa bu sene de 60 tane yapmayı hedefliyoruz. Bu çalışmanın yanı sıra akarsuların olduğu bölgelerde de bir çalışma yapıyoruz. Akarsudan dolayı hayvanlar su içemiyorlar. Bizde bu akarsuların olduğu yerlere yine svatları koyuyoruz. Bu svatları da biz 2016 yılı sonundan itibaren 15 ile 19 bin adet svat dağıttık. Bunu yaparken hayvanın içme su ve kaba yemini karşıladık. Bunu yaptık ancak bölgede çok önemli problemler olduğunu da gördük.

 

 

Ne gibi problemler?

Hayvancılıkta Türkiye’nin küçükbaş hayvancılıkta yüzde 26’sı, büyükbaş hayvancılıkta ise yüzde 22’lik oran bizim DAP bölgesinde yer alıyor. Bu kadar hayvan varlığını bölgesinde bulunduran bölgede bırakın borsayı, borsayı geçtim artık. Hayvan pazarı dahi yok. Var olan hayvan pazarları da dillere destan. Vatandaş hayvan pazarında sağlıklı işlemler yapamıyor. Kışın çamurdan geçilmiyor, üstü açık, yağmur-kar yağdığında insanlar perişan oluyor. Çok ilkel yöntemler ile böyle hayvan pazarları var. 2016 yılı sonu itibariyle hayvan pazarlarına verdiğimiz destekler neticesinde 18 tane hayvan pazarı kuruldu. Bunun projesini de DAP olarak yaptık. Bu projeyi hayvancılık bakanlığına sunduk. Onların da imzasını aldık. Proje için ödenekler çıkardığımız bölgelerde tüm çalışmaları yapıyor ve bu insanlar sadece ihaleye çıkıyor. Kısmet olursa bu kurduğumuz hayvan pazarlarının yanına da kesimhane kuruyoruz. Bu bahsetmiş olduğumuz projelerde bölgede devam edecek. Bölgede hayvancılık önemli bir noktadaysa bizim bunu devam ettirmemiz gerekiyor.

 

 

DEMİR: BÖLGEDE ET BORSASI KURMAK İSTİYORUZ

Tarım noktasında başka neler var?

Bu süreci tamamladıktan sonra en son iyi bir noktaya ulaşmak istiyoruz. Bölgeden karkas et ticareti yapmak istiyoruz. Yani canlı hayvanı bölgeye sevk ederek, para kazanmasından çok bölgede kesilsin ve nereye gidecekse gövde et olarak gitsin. Batıya hayvan gidecekse burada kesilsin, derisi, sakatatı burada kalsın ve değerlendirilsin, eti ise batıya gönderilsin. Ben bir derici firmasıyla görüştüm, ‘bana günlük 10 ton yeni deri teslim edersen ben gelip hemen fabrikamı kurarım’ dedi. Bu bölgede önemli bir çalışma olur. Belirli yerlerde kümeleme olduğu takdirde bu hayata geçer. Biz karkas et ticaretini burada hayata geçirirsek aslında geleceğimiz son nokta ise et borsası kurmak bölgede. Biz Doğu Anadolu Bölgesi olarak Türkiye’nin bir et borsasını hayata geçirmiş olacak ve fiyatına kadar her şeyi biz belirlemiş oluruz. Bu ne kadar mümkün olur bilmiyorum ama bunu zaman gösterecek. Bu bir hayaldir ama olmaması için bir neden yok. Ham maddemiz zaten burada bulunuyor. Bunu altyapısını da kurarsak inşallah gerisi de gelecektir.

 

Tabi son zamanlarda tarım ve hayvancılık dışına da çıktınız? Farklı destekleriniz de oldu değil mi?

Hayvancılığın yanı sıra biz DAP olarak geçen sene de itibaren kültür ve sosyal projelere de girmeye başladık. Özellikle sosyal projelerinden bir tanesi Türkiye’nin en fazla geri kalmış bölgelerinden bir tanesi olan Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan sınır ilçelerine yönelik DAP Sınır İlçeleri Sosyo-ekonomi Programı gibisinden bir program geliştirdik. Toplamda 13 ilçede gençlik merkezleri kuruldu, okuma salonları yapıldı, serbest ticaret merkezleri yapıldı, piknik alanları gibi işler yapıldı. Bu kapsamda bu çalışmaları da yaptık. Bunu sonlandırdık. Bu çalışma kapsamında 20 milyon liralık bir harcama yaptık. Semt kütüphaneleri adı altına bir proje başlattık. Bu çalışma ile semt kütüphanesi adı altında camilerimizin altındaki boş alanlarda, okullardaki boş alanlarda çocukların boş vakitlerinde kitap okuyacakları, ders çalışacakları, bilgisayar ortamı sağladığımız çalışmalar yaptık. Bu kapsamda Hakkâri ve Van’a 7 tane yaptık. Bu çok büyük ilgi de gördü. Biz bu projeyi yüzde 100 karşılıyoruz. Bu yıl yine 41 tanesini destekliyoruz.

 

 

DAP VAN’DA TARİHİ YENİDEN CANLANDIRIYOR

Van özelinde neler yapıldı?

Tarihi Kent bölgelerinin kalkındırılması programı kapsamında Selçuklu Mezarlığı, Van Kalesi’nde Eski Van Şehri kazı çalışmalarını yapamaya çalışıyoruz. Kültür Turizm ve Rölave Anıtlar Müdürlüğü’ne de ödenekler çıkardık. Eski Van Şehri’nin olduğu bölgede de bir ödenek çıkardık. Orada kazı işlemleri yapılıyor. Bunun ardından Eski Van Şehrimizin 3 boyutlu bir animasyonunu hazırlayacağız. Van denildiği zaman akla Urartular geliyor. Burada bir Şamran Kanalı var. Şamran Kanalı’nın turistlik olarak kullanılması için bir proje daha önce yapılmamıştı. Bizde dedik ki madem burada Urartular konuşuluyor o zaman var olan değer Şamran Kanalı’nı canlandıralım. 50 kilometre olan kanal Gürpınar’dan Van’a kadar geliyor. Bizde Şamran Kanalı boyunca bir seyir oluşturalım. Van’ın değerlerinin orada teşhir edildiği önemli değerlerin sergilendiği noktalar, bir bisiklet yolu şekilde çalışmaların ihalesi tamamlandı. Rota turizm kapsamında projeyi yetkili bir firmaya verdik. Bu Şamran Kanalı projesini hayata geçireceğiz.

 

 

VAN’DA 3 ALTIN PROJE

Aytaç Bey: bu bahsetmiş olduğunuz proje ortalama ne kadar sürer?

Muhtemelen bu yıl içinde projesi biter. Seneye de inşallah biz ödeneğini çıkaracağız. Seneye bitmezse bile bir sonraki yıla bitecektir. Aslında Van’da yapmış olduğumuz 3 proje var. Gevaş’taki Selçuklu Mezarlığı çevre düzenlemesi projesidir. Diğer proje Van Kalesi yürüme yolu ve karşılama merkezidir. Bunun öncelikli olarak projesi çıkarılacak. Kültür Turizm Müdürlüğü projeyi çıkardıktan sonra uygulama projesi ve yapım projesi çıkarılacak. Diğer üçüncü proje ise Eski Van Şehri kazısıdır. Bu da Rölave Anıtlar Müdürlüğü ile Müze Müdürlüğünün beraber çalışması gerekiyor. Bunun içinde 350 bin liralık bir bütçe çıkardık. Bu kazı yapıldıktan sonra duruma yeniden bakılacak. Tuşba Belediyesi’nin İskele de yapmış olduğumuz bir proje var. Onun yine finansmanını biz yüzde 100 olarak karşıladık. Yaklaşık olarak 8 milyon liralık bir para verdik.

 

ERZURUM MU ÇOK PARA ALIYOR VAN MI PROJE YAPMIYOR?

Geçtiğimiz günlerde bir tartışma başlatıldı. Bu tartışmanın konusu da desteklerin illere oranla dağılımı. En çok yatırımın Erzurum’a yapılması noktasında söylentiler vardı. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Para vermeme gibi bir durum olmaz. Bölge hayvancılık bölgesi midir? Bakın ben sana bir örnek vereyim Hayvan içme suyu göletleri sayılarını açıklayayım. Bana hayvan içme suyu göletti için proje gelmesi gerekiyor. Bize Van’dan bu proje için hiç bir şey gelmedi. Sadece Van değil, diğer illerden de projeler gelmedi. Bizde dedik ki madem proje hazırlama kapasiteniz yok, hangi yerde ihtiyaç var bize bunu belirleyin. Sizden 2 bilgi istiyoruz. Gölet yapılacak yerin dijital haritasını ve zeminin su kaçırıp kaçırmadığını bir rapor istiyoruz. Bunu gönderen illerde oldu göndermeyen illerde oldu. Van’da göndermeyen iller arasından yer alıyor. Bu yıl 4 tanesini kendileri hazırlamışlar ve bunu bize getirdiler. Biz gönderiyorlar ve bende ihaleye çıkıyorum. Sadece Van için söylemiyorum diğer illerimizde de proje hazırlama kapasitesi düşük. Biz projeyi hazırladık ancak bize talep gelmeden nasıl buraya proje yapalım?

 

 

ORTADA ELLE TUTULUR PROJE YOK!

Yani sizin Erzurum’da olmanız Erzurum’a çok destek verdiğiniz anlamına gelmiyor...

Elbette öyle. Sorun şu: Biraz talep yetersizliği var. Bunun yanı sıra bazı projelerin kalitesi de düşüktür. Bir yıl için adam bana 60 tane proje gönderiyor. Bunun ayıkladığınız zaman 20 tanesi elle tutulur projelerdir. Geriye kalan 40 tanesi işte burada oldu, şurada da olsun mantığıyla yapılmış. Biz bunları teknik açıdan detaylı bir şekilde inceliyoruz. Bakın Van’da desteklediğimiz projelerden en önemlisi olan Urartu Koridoru tarihi bir projedir. Biz bunu hayata geçirmek için adım attık. Bu defa da Erzurum kalktı dedi niye Erzurum’da bunu yapmadınız da Van’da yapıyorsunuz dedi. Bu anlama iller arasında çekememezlikte var. Benim merkezim Erzurum olabilir ama ben 15 ile bakıyorum. Sadece bir il ile ilgilenemem ki. Para da az gelmiş olabilir bunun sebebi de örnek olarak Malatya’da daha çok proje öne çıkmasıdır, burada ise proje azdır.

 

TALEP OLACAK Kİ DESTEK OLSUN...

Önemli olan proje üretmektir. İnsanların bu anlamda gelip bizden talepte bulunması gerekiyor. Zorla bir şey yaptığınız zaman ya da verdiğiniz zaman bunun bir kıymeti kalmıyor. İstenmeden projeyi verdiğiniz zaman bunun kıymeti kalmıyor ve sürdürülebilirliği de olmuyor. Bu birazda bizim muhatap olduğumuz kurumlardan kaynaklanıyor. Biz burada proje fikirlerini yerel aktörlere söylüyoruz. Ben burası koyunculuğun başkentidir, gelin buraya koyunculuk açalım dedim. Bunu bile ben söyledim. Benim bunu söylemeden önce, buradaki aktörlerin bunu söylemesi gerekiyor. Bölge bu anlamda yerel aktörlerinin arayış içinde olması ve bu fikirler ile bize gelmesi gerekiyor.

 

 

Bu konuda Gürpınar tarafındaki Norduz koyunu önerisi var mesela? Bu ırkın yaygınlaştırılması ve benzeri noktalarda teklif gelmedi mi hiç?

Bende katılıyorum. Norduz Koyunu önemli bir ırk. İran’dan gelen bir ırk ve bu şekilde yine bir merkez yapılar bunun ırkı sürdürülebilir ve artırılabilir. Bu şekilde dağıtımı yapılsa çok iyi olur. Bunun gibi konuşulması ve desteklenmesi gereken o kadar çok şey var ki! Örneğin Erciş’te TİGEM’e ait olan bir arazi var. Yıllardır da boş duruyor. Bunu yazın ve gündeme gelsin. Buranın 100 bin dönüm arazisi var. Ne oluyor orada ve hangi katma değer orada yapılıyor. Bunu neden hayata geçirilmesin ve orada güzel bir merkez kurulmasın.

 

ET BORSASI VAN’DA KURULUR MU?

Peki az önce bahsettiğiniz Et Borsası? Bu borsa Van’da kurulabilir mi? Nihayetinde en çok küçükbaş hayvan nüfusu Van’da var...

Bunun için zamana ihtiyaç var. Bu borsa sadece Van’ın hayvanı ile sınırlı olmamalı. Bu borsanın burada merkez olması için yerel aktörlere büyük işler düşüyor. İyi bir hizmet altyapısı olsa bu neden olmasın. Ankara’da bir borsa var. Bunu kim kurdu Ankara Borsası kurdu ve bunu kendi kaynağı ile kurdu. Çok iyi bir ortamda et kesimi buralarda toplanıyor. Belki bugün olmaz ancak ileri ki zamanlarda bu olabilir. Hatta bir tanede değil iki tane olması gerekiyor. Bir tanesi büyükbaş diğeri ise küçükbaş hayvanlar için. Van küçükbaşa odaklanmalı Erzurum’da büyükbaşa odaklanabilir.

 

Bu nasıl sağlanacak peki?

Bakın... Yüksekova’da 1980’li yıllarda ben askerdim. Bir sınır karakolunda komutanlık yapıyordum. Devasa sürüler geliyordu. Aşağıda otlar bittiği için biz koyunları kışlaya yakın bölgelere gelmesi için izin veriyorduk ve hayvanlar otlatılıyordu. Bölge meraya dayalı bir hayvancılık yapıyor. Peki, meraların şu anda yüzde kaçını kullanabiliyoruz? Asıl problem burada işte. Meraların kullanılması konusunda şu anda sorunlar var. Özellikle terör olaylarından dolayı bu meralar kullanılmıyor. Bir aralar bu meralar açıldı ve ortalık bir anda canlandı. Hayvan sayısında ciddi bir artış oldu. Yüksekova’da bir mera var. Sadece o merada 100 bin hayvanı barındıracak bir kapasitesi var. Şu andaki Van’ın sahip olduğu hayvan varlığına Yüksekova tek başına sahip. 2-2.5 milyon hayvan kapasitesi var. Bunu artırmak çok zor değil. Ama terör her şeyi götürdüğü zaman hayvancılığı da ne yazık ki götürmüş. Bu meralar açılırsa bu sayı yeniden çok fazla artar. Bunun dışında meraların otlatılmaması mera vasfının da yok olmasına neden oluyor. Cenabı Allah bir denge koymuş. Hayvan o meralarda otladığı zaman tohum saçılıyor bunun yanı sıra gübre bırakıyor ve bu dönüşüm ile meralar daha da büyüyor. Oralara hayvan gitmediği zaman ne yazık ki meralar vasfını yitiyor. Birçoğu da kurumuş durumda. Türkiye’deki mera varlığının yüzde 54’ü bizim bölgemizde yer alıyor. Bu büyük bir rakamdır ve büyük bir potansiyeldir.

 

VAN NE YAPMALI?

Ama buna rağmen hayvancılığı konuşmuyoruz bile? Nasıl olacak, hayvancılık bu anlamda nasıl eski günlerine dönecek?

Van ekonomisi denildiği zaman akla sadece sınır ticareti geliyor. Kardeşim Van küçükbaş hayvancılıkta Türkiye’nin birincisi. Burada hayvancılık var. Kimse neden bunu görmek istemiyor. Bu kimseyi rahatsız etmiyor mu? Bölge hayvan açısından hastalıklı bir bölge sınırdan dolayı. Burada bağışıklık kazanmış ve bölgeye alışmış, bizim bölgede damızlık hayvan üretiyor olmamız gerekiyor. Dışardan getirmek ile bu olmaz. Şu anda besi hayvan ithal ediyoruz. Besili hayvan geldikten birkaç ay sonra kesilip gidiyor. Ne yapacaksın yine dışardan getireceksin ve yine keseceksin. Senin bunu kendin üretiyor olman gerekiyor. Bu bölgede süt inekçiliği yapılması gerekiyor. Süt inekçiliği yapıldığı zaman bunun yüzde 50’si dişi diğer yüzde 50’si ise besi olacak kullanılacak. Türkiye’nin ve bölgenin ihtiyacı bu şekilde karşılanması gerekiyor. Bu yüzdende Van’ın ilk önceliği seracılıksa seracılık, hayvancılıksa hayvancılık yapılması gerekiyor. Devasa alanlar orada boş duruyor.

 

Van başka hangi çalışmalar yapmaya müsait?

Van Ticaret Borsası eliyle bir şeyler yapılabilir. Onlar arıcılık ve bal konusunda şu anda borsa bizim balımız var diyor. Bu balı belli bir noktada toplayalım, sertifikasını alalım ve bir noktadan satışa sunalım şekilde bir çalışması var. Bu ve buna benzer çalışmaların yapılması gerekiyor. Mesele bir konu daha var. Çok arzu ediyorum. Şu ana kadar kısmet olmadı.

 

PEYNİRCİLER ÇARŞISI BU HALİYLE VAN’A DEĞER KATMIYOR...

Nedir?

Amacımız buradaki Peynirciler Çarşısı’nı ıslah etmekti. Ancak bu olmadı. Buraya bir para koyduk yine askıda kaldı. Orada çarşıda bulunan dükkanların oradan çıkması gerekiyor. Ancak o dükkanlar çıktığı zaman o dükkanlara başka bir yerde gösterilmesi gerekiyor. Bir önceki belediye bir proje yaptı ancak şu anki belediye ile ne aşama da bunu bilmiyorum. Bu eski devlet hastanesinin yerine taşınması gibi bir şey konuşuldu. Ardından bu çarşı burayla özdeşleşti bunu buradan kaldırmayalım denildi. Biz buna karışmayız. Ancak Peynirciler Çarşısı bu haliyle Van’a bir değer katmıyor. Ben kapısında geçtiğim zaman içeri girmiyorum. Çünkü yan tarafından bulunan dükkanlardan dolayı insan oraya giremiyor. Van otlu peynirin bu kadar büyük bir öneme sahip olduğu bir memlekette bu denli bir çarşıya insanlar hakikatten girmek istemiyorlar.

 

Sizin öneriniz nedir? Van bu konuda ne yapmalı? Ne etmeli?

Biz bu sene Van’a 10.8 milyona para verdik. Bizim 108 milyonluk bir bütçemiz var. Bu bütçenin de neredeyse yüzde 10’unu Van’a verdik. 10’i, 15 ile böldüğünüz en kadar düşüyor il başına bir de öyle hesap edin. Biz bu anlamıyla geçmişi telafi ettik biraz. Bütçeye göre projelere destekler veriliyor. Yerel aktörlerin projeler konusunda ciddi bir denetim yapması gerekiyor. Çok işi değil, 5 iş yapılsın daha iyi olur. Her işe el atıp yapmamaktansa aciliyet arz eden ve önemli 5 proje desteklense daha iyi şeyler olacak. Mesela 5 işten bir tanesi Erciş’teki TİGEM arazi olmalı. Bir diğer Vangölü havzasının kirletilmemesi. Vangölü çok iyi bir meyvecilik havzasıdır. Yine göl kenarlarında meyve ağaçlarının ve seraların kurulması gerekiyor. Bunun için Gevaş’ta sulamaya yönelik ciddi projeler yapıldı. DAP İdaresi olarak 2013 bu yana Van’a 38 milyon ödenek çıkardık. Bunun 4-5 milyonunu kullanılmadı. Bu tür kullanılmamalarda bazen oluyor. Bunlar teşvik edilmeli, teşvikler doğru kullanılmalı. Bunun için de ciddi bir duyarlılık oluşturulmalı.

Editör: TE Bilisim