Doğru oturup eğri konuşmak yerine, eğri oturup doğru konuşmak daha makuldür.

İlimizde yaşanan deprem felaketinde Bazı tutumlarımızdan ibret almamız için bir sınava tabi tutulduk. Ancak ne yazık ki bu sınav sonrası hak-hukuk, kul hakkı, hırsızlık, ahlaksızlık başkasının hakkına, canına ve malına tecavüz etme alışkanlıklarımız daha da yozlaştı.

 

Deprem felaketi her konuda bir fırsat olarak çok daha iyi evrilebilinirdi. İnsanlar yaptıkları yanlışlardan döne bilme fırsatı, yardımseverlik, başkasının hakkına saygı duyma fırsatı, inancı zayıflamış insanların inançlarını sağlamlaştırma fırsatı, bunlar insanı değerler olarak avantaj fırsata çevirilebilinirdi.

 

Şehirleşme- yapılaşma ve yeşil alan konusunda da ise; gelişi güzel büyüyen şehirleşme  ve çarpık kentleşmenin önündeki resmi  imar sıkıntılarından dolayı var olan dezavantajları da mükemmel bir avantaja evrilebilinirdi.

 

Olaya bu yönünde baktığımızda konuya ilişkin deprem sonrası birkaç güzel gelişmenin yanında birçok olumsuzlukların yaşandığını dürüstçe söylemek gerekiyor.

 

Önce güzel gelişmelerden bahis edersek;  bunlar TOKİ’nın kısa sürede yepyeni bir şehiri inşa edilmiş olmasıdır.

 

Merkezdeki durağan nefesi kentin dışına çıkartılması kent merkezine büyük nefes aldırttı. 

 

Kentin dışına yeni şehir kolonileri uluşturuldu. Yine deprem arefesinde başlatılan barın konusunda bir inanılmaz daha başarıldı. Ankara, Kayseri, İstanbul gibi şehirden Van’a konteynerler taşınarak vatandaşların barınma sorunu az da gecikmeli olsa dahi çözüme kavuşturulması inkar etmek insafsızlık olur.

 

Kentte anti sinerji oluşturmak istemediğimizden dolayı şimdiye kadar (bu öz eleştiri) gündeme taşımadık.

 

Bu ihmaller sadece resmi kurumlardan kaynaklı kusurlar olmadığını, bazı gözü açık kişilerin de “depremzadelik” yapmalarından kaynaklandığı söylemeliyiz.

 

Ta ki sayın Vali beyin geçtiğimiz hafta da yaptığı açıklamadan sonra konuya değinmek vacip oldu.

 

Sayın Vali beyin iyi niyetinden bugüne dek hiç şüphe duymadım. Van için en güzel hizmetleri yapmak için nasıl çırpındığını yakinen bilenlerden biriyim.

 

Diğer olumsuzluklara değinirsek; TOKİ konutlarındaki bitmek bilmeyen eden sorunlardan su, altyapı çevre düzenlemesi, ortak gider düzenli bir sisteme oturtulmaması, ulaşım, binalardaki kapıcıların görevlerinin yapmaması ve binaların ince işçiliğinin şimdiden aşınması olarak hep karşımıza çıkan dillendirilen sorunlar olarak şu ana kadar çözüme kavuşturulmadığıdır.

 

En önemli diğer sorunlar ise; ağır, orta ve az hasarlı binaların durumu. Ağır Hasarlı binaların bir kısmı en başında itibaren seri bir şekilde yıktırıldı belki ama, bu tamamının yıktırıldığı söylenemez. Onlarca ağır hasarlı binalarda yerleşim halen devam ediyor olması olası bir faciaya davetiye çıkartıyor.

 

Bayramdan sonra; Orta ve az hasarlı binalar ile konut müracaatlarındaki düzensizlik ile “depremzadelerin başvurulardaki tutarsızlık konularına değineceğim.

 

Bayramınızı şimdiden kutlar, sağlık-huzur ve bayram tadıyla geçmesini dilerim. 


 

Yusuf Ziya CANSEVER yazdı... 

Editör: TE Bilisim