Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin başkanlığındaki bir heyet tarafından hazırlandığı iddia edilen yasa taslağına Doğu'dan büyük tepki geldi. Van'da eğitim veren Final Dergisi Dershanesi Van Şube Müdürü Erol Etlan, dershanelerin kapatılmasıyla eğitime büyük bir darbe vurulacağını söyleyerek, konuyla ilgili taslağın sıkıyönetim uygulamalarına benzediğini söyledi.

 

ETLAN: BAŞKA SEKTÖRDE BÖYLE BİR UYGULAMA YOK

Final ailesi olarak, yılda 13 bin öğrenciye ücretsiz eğitim verdiklerini aktaran Etlan, başka sektörde böyle bir uygulama olmadığını ifade ediyor. Dershanelerin kapatılmasıyla ilgili yazılan taslağın geniş bir araştırmanın sonucunda yazılıp yazılmadığını merak ettiğini belirten Etlan, “Dershanelerin toplu olarak Milli Eğitim Bakanlığına verdiği rapor göz önünde tutuldu mu? Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in görüşlerine başvuruldu mu? Bu soruların cevaplarını merak ediyorum.” dedi.

Etlan, öğretmen yetersizliğinin olduğu Doğu Anadolu’da cüzi bir parayla okuyan öğrencilerin, batıdaki öğrencilerle arasındaki eğitim farkını kapatmaya çalışan kurumların kapatılmasının doğru olmadığını ifade etti.

 

ETLAN: BAŞBAKAN’IN TUTUMUNU DOĞRU BULMUYORUZ

Son yıllarda dershaneleri ve onlarda çalışanların itibarsızlaştırılmasının söz konusu olduğunu açıkça gördüklerini aktaran Etlan, “Başbakan'ın da dershaneler konusundaki tutumunu doğru bulmuyoruz. Burada dershanedeki yöneticilerden, öğretmenlerden daha çok batıdaki öğrencilerle aralarındaki eğitim farkını kapatmaya çalışan öğrenciler mağdur olacak. KPSS şartı aranmadan öğretmenlerin mülakatla alınması da çifte standartlar olacağını gösteriyor. İfadelerini kullandı.

 

LENK: BÜYÜK BİR MAĞDURİYET SÖZ KONUSU

Uğur Dershanesi Van Şube Müdürü Celal Lenk de dershanelerin kapatılması tartışmasından önce mevcut sınav sisteminin değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Okula devam eden öğrenciler kadar birde mezunların mağduriyeti söz konusu olduğunu aktaran Lenk, okulu bitirip üniversiteye hazırlanan öğrenci sayısı, okula gidip hazırlananların iki katından fazla olduğunu söyledi. Dershaneler ve etüt merkezlerinin kapatılmasıyla mezun durumundaki öğrencilerin kaderiyle baş başa bırakılacağını dile getiren Lenk, “Bunları düşününce gerçekten sektöre büyük bir darbe vurulduğu görülüyor. İşverenler kulvarını değiştirir ama olan öğrencilere olur. Geçtiğimiz günlerde il milli eğitim müdürlüğüne gidip özel okula dönüştürme şartlarına bakmak istedim. Ancak daha oralara bile herhangi bir bildiri gelmemiş durumda.” şeklinde konuştu.

 

LENK: KAPATMAK HAYIRLI BİR ADIM OLMAYACAK

Dershanelerin kapatılmasının kesinlikle hayırlı bir adım olmadığının altını çizen Lenk, "Belki Avrupa'ya göre dershane sayısı fazla; ama bunları kapatmak yerine standartları belirleyip, bunları taşımayanları kapatmak daha mantıklı. Yıllardır doğudaki öğrencilerin batıdaki öğrencilerle fırsat eşitliğini sağlatan dershanelerin kapatılması hayırlı değil." ifadelerini kullandı. Müdür Lenk, mülakatla dershane öğretmenlerinin devlet kadrosuna alınması yetersiz elemanların eğitim camiasına alınması anlamına geldiğini ifade etti. Bu yöntemle torpili olan tecrübesiz öğretmenlerin kadro alacağını belirten Lenk, tecrübeli öğretmenlere yazık olacağını belirtti.

 

ÇİÇEKSAY: DERSHANELERİ DEĞİL SEBEPLERİNİ KALDIRIN

Dershaneleri ortaya çıkaran sebepleri önce ortadan kaldırmak gerektiğini aktaran VASİAD Başkanı Doktor Ali Çiçeksay, “Dershaneler kendi kendine doğmadı ki, arz-talep meselesiyle doğdu. Ortada bir ihtiyaç olmasaydı dershaneler zaten yaşayamazdı. Dershaneler yaşayabiliyorsa çok ciddi anlamda ihtiyaç var demek. O zaman bu dershanelerin varlık nedenlerini ortadan kaldır. Sonra dershaneleri kaldır.” dedi.

Van’da eğitim alan bir öğrencinin İstanbul ve Ankara da eğitim alan bir öğrenciyle aynı sınava girdiğini belirten Çiceksay, “Bu öğrencileri aynı sınava tabi tutuyorsanız bunların fırsatlarını eşitlemenizde lazım. Dershaneler bu yüzden ortaya çıktı. Fırsat eşitliği sağlansın ihtiyacından ortaya çıktı. Bu nasıl oluyor. Bu sayede öğrenci en azından dershanede hocaların gayretiyle burada normal örgün eğitimdeki bir talebenin seviyesine yükseliyor. Yahut onu geçiyor. Dershanede aldığı eğitimle güzel yerler kazanma şansı yakalıyor.”

İfadelerini kullandı.

Kendisinden örnek veren Çiçeksay konuşmasına şöyle devam etti: “Ben kendimden örnek verirsem. Van’da ortaöğretimimi bitirdim. Liseyi İzmir de tamamladım. İzmir Atatürk Lisesi mezunuyum. Bizim lise Türkiye’nin sayılı liselerinden birisiydi. Ona rağmen son sınıfta dershaneye gittim. Dershaneye gitme ihtiyacı hissetim. Neden öyle bir ihtiyaç hissettim. Çünkü biz yaklaşık 40 kişilik sınıflarda okuyorduk. Sınıftaki herkes dershaneye gidiyordu. Çünkü üniversite sınavında sorulan sorular okul müfredatı arasında ciddi fark vardı. O farkı ancak dershaneyle kapatabiliyorduk. O nedenle ben dershaneye gittim.”

Bazı dershanelerin yaptıkları işin doğru anlaşılmadığını aktaran Çiçeksay, dershanelerin doğuda sadece eğitim vermediğini, gençleri birçok olumsuzluktan koruduğunu belirtti. 

 

 

 

Editör: TE Bilisim