1 Haziran’da düzenlenen ve ‘Dünyanın En Kalabalık Kahvaltı Sofrası’ olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na giren kahvaltıdan sonra ne demiştik?

Van kabuğunu kırdı. Artık halk olarak da bir şeyler yapabiliyoruz demek! Yani Van’da bazı etkinliklerin düzenlenmesi için bir devlet kurumunun varlığı öyle şart değilmiş. Van TSO’nun rekor denemesi bunu gösterdi. Bakmayın siz kamu kurumlarının sponsorluğuna. Resmi olarak açıklanan 51 bin 793 kişinin dışında toplanan o yüz bin kişiyle kırılan rekoru Van TSO başlattı sponsorlar ile bu iş bitti. Eğer altında logosu bulunan kurumlar biraz daha ‘çaba’ sarfetmiş ve ‘sorumluluk’ almış olsaydı bu iş çok daha farklı olabilirdi. Bence bir çoğununki sadece sponsorlukta kaldı.

Bilin istedim…

***

BİR ÖNERİ!

Madem biz bir kurum tarafından olmasa da bu tür etkinlikler düzenleyebiliyoruz neden kendi festivallerimizi kendimiz yaratmıyoruz?

Tam da bu konuda devlet elini çekmişken bir önerim olacak: Gelin 1 Haziran’ı Van Kahvaltısı günü olarak kutlayalım. Üstelik bu izdihamı da bir daha yaşamamak için ‘Kahvaltını da al gel’ sloganı ile düzenlenen festivalde sponsorların da desteğiyle koca bir festivali her sene 1 Haziran’da hayata geçirelim! Güzel olmaz mı?

***

DEVLET VAN’DAN ELİNİ MI ÇEKMİŞ?

Laf arasında kaynamasın, “devlet elini çekmiş” dedim. Öyle gelişine söylemiyorum cümleyi. Gelinen nokta ve gidişat onu gösteriyor. Üstelik bunu siyaseten de değil ‘kültürel’ bir yaklaşıma dayanarak söylüyorum.

Siyasete bağlamamak için ‘iyiniyetli’ davranmak istemem ama kardeşim nerde bizim festivallerimiz?

Vali Münir Karaloğlu döneminde başlatılan ve onun 5’inci görev yılında 4’üncüsüne varılan Çatak Festivali, Edremit Su Sporları Festivali, Feqîyê Teyran Festivali.

Nerde bizim Kitap Fuarımız?

Geçtiğimiz senelerde henüz Van TSO gibi diğer vizyoner STK’larımız ve meslek kuruluşlarımız yokken bu işler devlet eliyle düzenleniyordu. Valilik, Belediye ve YYÜ öncülük ediyordu, yerel kurum ve kuruluşlar ise ardına takılıyordu.

4’üncüsü Vali Karaloğlu ile yapılan festivallerden sonra bakıyoruz:

-Feqîyê Teyran Festivali kutlanmadı. Bunun yerine Müftülük öncülüğünde sessiz sedasız program ile sözde ‘anma’ gerçekleştirildi. Her yıl birbirinden önemli isimlerin davet edildiği festivale bu yıl bırakın bu isimleri, halk katılmadı gazeteciler bile gidecek araç bulamadığı için gidip programı takip edemedi.

-Çatak Kanispi Festivali ile ilgili ne Kaymakamlık ne Valilik hareket etmedi. BDP’li belediye vakti zamanı gelince apar topar bir festival duyurusu yaptı. BDP Valilik tarafından yapılan 4’üncü festival yerine kendi bünyesinde ‘1’inci’ diye bir festival başlattı. Basında ayıp olmasın diye ‘5’inci’ olarak lanse edildi.

-Bunun gibi Valilik ve kurumların öncülüğünde yapılan festivaller gerçek olmadı. ‘Özerk’ Erciş kültürüne sahip çıktı İnci Kefali Festivali’ni devam ettirdi ama diğer ilçelerde bu anlamda hiçbir hareketlilik olmadı.

-Geçtiğimiz yıl büyük umutlarla açılan 1’inci Van Kitap Fuarı ile ilgili yine ses seda eden yok. Bize kitabı gösterip içini okutturmayan kurumlar yüzünden hevesimiz kursağımızda kaldı…

-Karagündüz köyü muhtarlığı tek başına bu işi üstlenemeyeceğine göre Flamingo festivalimiz ha keza öylece unutulup gidecek mi?

Seçimden önce ‘Van terkedilmiş’ dedilerdi de ‘pas’ geçmiştik.

Daha yeni yeni anlıyoruz ki bu işler devletin keyfiyetinden ibaretmiş sadece. Devleti temsilen gelen Vali isterse festivaller olur, bir diğeri istemezse olmazmış. Kim nasıl politika tutturursa biz ona göre yaşayacakmışız meğerse!

***

Suç devletin değil ama suç kentin yerel yöneticilerinde!..

Doğru olan da zaten yerel yönetimlerin öncülük etmesi, kentin dinamiklerinin bu kültüre sahip çıkması. Biz sahip çıkmadıktan sonra bize de günün şartlarında modu neyse öyle davranan bir devlet yönetiminin de yapacağı sahiplenme de bu kadar oluyor işte!

-Koca bir Van Büyükşehir Belediyesi çok da büyük bir güç gerektirmeyen bir Kitap Fuarı’nı gerçekleştiremiyor mu?
-Van TSO sponsorlarla on binlerce insana kahvaltı sunup yüz bine yakın insanı toplayabiliyorsa ilçe belediyeleri kendi kültürlerini yine kendi imkanlarıyla küçük de olsa birer festival ile tanıtamıyor mu?
-Kentin STK’ları sadece siyasi kaygılar ve koltuk yarışı dışında biraz da olsun kente dair bir şey düşünmeye zaman bulamıyor mu?

Tüm bunlar istenirse gerçek olur, sadece istemek yetiyor. Üstelik artık önümüzde bir de Van Kahvaltısı Rekoru’nda edindiğimiz koca bir tecrübe var. Birçok eksiğe rağmen diğer birçok etkinliğe ön ayak olacak iyi ve kötü tecrübeler bütünü ile geçen o kahvaltı etkinliğinden çıkarılan yol haritası ile Van yeniden bu etkinliklerine kavuşabilir.

Zira bir Feqîyê Teyran Festivali’ni ‘Fakiyi ya da Fakihi Teyran Anma’sı diye duyurup sessiz sedasın birkaç kelam ederek kutlamaya ya da Çatak’ın balık, ceviz, balının Kanispi altında hep birlikte kutlayamamaya benim gönlüm razı olmuyor.

Ya sizin?


Ömer Aytaç AYKAÇ yazdı...

 

Editör: TE Bilisim