DTK’nin Van-Mardin Büyükşehir Belediyeleri işbirliği ile gerçekleştirdiği ve iki gün süren Demokratik Ekonomi Konferansı’nda DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, son zamanlarda artan gerilim ve sürecin askıya alındığı yönündeki iddialara gönderme yaparcasına; “"Çözüm sürecine gözümüz gibi bakıyor ve sahip çıkıyoruz” dedi. Dicle Van’da daha önce Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak’ın dile getirdiği ‘Bölgedeki kaynaklardan pay istiyoruz’ söylemini bu kez Van’da dillendirdi.

Van'a Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ile Diyarbakır, Van, Mardin Büyükşehir Belediyeleri ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) tarafından düzenlenen ve iki gün sürecek olan 'Demokratik Ekonomi Konferansı' başladı. Van Büyükşehir Belediyesi'ne ait Nuda Kültür Merkezi'nde başlayan konferansa DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, HDP Milletvekilleri Özdal Üçer, Nazmi Gür, Demir Çelik, Afrin Kantonu Ekonomi Bakanı Dr. Ahmet Yusuf, Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi başkan yardımcısı Fırat Anlı, bölge belediye başkanları, akademisyenler, Diyarbakır, Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanları ve 230 delege katıldı.

"Toprağımızı, Suyumuzu, Enerjimizi Komünleştirelim Demokratik Özgür Yaşamı İnşa Edelim" sloganıyla başlayan 'Demokratik Ekonomi Konferansı'nın açılış konuşmasanı yapan DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, çok kritik bir dönemden geçtiklerini söyledi. Dicle, "Gerek Kürdistan gerekse Ortadoğu coğrafyasında çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Siyaset ekonominin en yoğunlaşmış halidir. Siyasi konjöktere değinilmeden ekonomi konuşulamaz" Dedi.

KAYA SOMA, ERMENEK VE ISPARTA CİNAYETLERİ UNUTULMADI

Divan oluşumu ve saygı duruşunun ardından Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Bekir Kaya, delegeleri selamladı. Konuşmasına Soma, Ermenek ve Isparta'da hayatlarını kaybedenleri anarak başlayan Kaya, bu cinayetlerin kar hırsının yarattığı emek sömürüsü ve devletin de bizzat bu kar hırsına ortak olmasıyla ortaya çıktığını söyledi. Tarihin neredeyse her ay tekrar ettiği bu sistemin adı "Devlet ve işveren eliyle işlenen cinayetler sistemi" olduğunu aktaran Kaya, bu cinayetleri kınadı. IŞİD çetelerinin Kobanê saldırıları ile ilgili de konuşan Kaya, "İki aydır insanlığın onur mücadelesinin yürütüldüğü, tüm insanlığın ortak mirası olacak Kobane'yi buradan binlerce kez selamlıyoruz. Kobane'de insanlığın onur savaşını, bedenleri, iradeleri, yürekleri ve bilinçleri ile ortaya koyan ve bu uğurda yaşamlarını yitiren tüm şehitlerimizi; Şehit Arin Mirkan ve Süphi Nejdet Ağırnaslı şahsında saygı ve minnetle anıyorum. Kobane'de insanlığın onur savaşı mutlaka galip gelecektir. Ekonominin toplumsallaşması, Kürdistan'da uygulanan sömürgecilik, talan, sömürü, işçi kıyımları, çoklu ekonomiyi ortadan kaldıran rant politikaları ve buna benzer birçok konu burada tartışılarak önemli sonuçlar elde edilecektir. Elde edeceğimiz tüm bu veriler yeni bir yaşamın temel felsefesi haline gelecektir" Dedi.

DİCLE: KÜRTLER HAKLARI İNKAR EDİLEN BİR SOYKIRIM İLE KARŞI KARŞIYA

Kaya'nın ardından konferansın açılış konuşmasını DTK Eş Başkanı Hatip Dicle yaptı. Ekonomi konferansının aylardır yapılan hazırlıklar sonucunda oluştuğunu belirterek, atölye çalışmaları boyunca emek veren herkese teşekkür etti. Çok kritik bir dönemden geçtiklerini belirten Dicle, gerek Kürdistan gerekse de Ortadoğu coğrafyasında çok önemli gelişmelerin yaşandığını söyledi. Siyasetin ekonominin en yoğunlaşmış hali olduğunu aktaran Dicle, siyasi konjöktere değinilmeden ekonominin konuşulamayacağını belirtti. Kürdistan'ın 1917 ekim devriminin ardından Kürdistan'ın o savaştan sonra dörde bölündüğünü ifade eden Dicle, bu durumun Kürtlerin felaketi olarak tarihe geçtiğini söyledi. Yine o yıllarda Kürdistan'ın her yerinde beraber yaşayan Ermeni ve Süryani halklarının da katliamlardan geçirildiğini belirtti. Kürt halkının Süryani ve Ermeni halkı gibi soykırımdan geçmediğini ancak her platformda haklarının inkar edilen bir soykırım ile karşı karşıya kaldığını aktaran Dicle, "Mahabad Kürt Cumhuriyeti'nden, Güneyden ve en son oluşan Rojava'ya kadar, 40 yıldır yürütülen bu mücadele ile aslında 100 yıllık bir mücadelenin bir kazanımı ile oluştu. Son 20-25 yıldır Ortadoğu'da bizim tanımlamamızla aslında yeni bir dünya savaşı oluştu.

AFRİN İÇİN ÇAĞRI

IŞİD denilen belanın Ortadoğu'da bir sopa şeklinde kullanıldığını aktaran Dicle, "Uluslararası bir koalisyon kuruldu. Ne zamana kadar? Kobanê'nin düşmesine ramak kala. 'Amerika olmasaydı Kobanê düşecekti' deniliyor. Günde bir iki zırhlı aracı bombalayarak bunun başarıldığını söylüyorlar ancak Kobanê halkların ortak mücadelesiyle özgürleşiyor. Kobanê bizim için gazi değil şehit kenttirö dedi. Afrin Başbakanının El-Nusra çetelerinin Afrine doğru yola çıktığını, ikinci Kobanê yaşanmaması için Türkiye'nin kendilerine kapı açması gerektiğini dile getirdiğini ifade eden Dicle, Afrin'in Kobanê'ye dönüşmemesi için Türkiye'nin bu talebe olumlu yanıt vermesi gerektiğini belirtti.

DİCLE: KÜRT FOBİSİNE ARTIK SON VERİLMELİDİR

Devletin iki yıldır PKK Lideri Abdullah Öcalan ile bir diyalog süreci yürüttüğünü aktaran Dicle, "Kürtler artık eski Kürtler değil. Birbirlerine karşı savaştırılan Kürtler artık yok! Gerek Güney'de gerek Rojava'da oluşan Kürdistan ulusal birliğini dikkate almayan Kürt fobisine süratle son verilmelidir. Kürtlerle eğer çözüme gidilecekse bu gün somut adımların atılması gerektiği bilinmelidir. Bu sürecin askeri yollarla sonuç almayacağını bilerek ve siyasi-görüşme yolları tercih edilerek bu süreci her türlü sabır zorlamasına rağmen devam ettirmeye çalışıyoruz. Türkiye'nin dünya kamuoyu nezdinde yaşadığı böylesi zorlu bir süreçte Kürtlerle sürdürülecek görüşmelerin devamı, Kürtlerle anlaşma yolların bulunması ve gerçekten tarihsel önem arz ediyor. Kazanacaksak hep birlikte kazanacağız, acıyı da hep birlikte yaşayacağımızın bilinmesi gerekiyorö dedi.

'KÜRTLER TARİH BOYUNCA HİÇBİR ZAMAN BUGÜN Kİ GİBİ ZOR DURUMDA KALMADI'

Demokratik Ekonomi Konferansının Kobanê'de yaşamını yitirenlere ve hedef gözetilerek asker kurşunu ile yaşamını yitiren Kadriye Ortakkaya'ya adanmasını öneren Dicle, Kürdistan coğrafyasının M.Ö. 12 binlerden itibaren tarım ve köy devriminin ilk yapıldığı coğrafya olduğunu belirten Dicle, Bereketli hilal denilen bu coğrafya ve o dönemde yapılan icatlar, kadının ana olarak o dönemde gerek yaşam üzerinde gerek ekonomi üzerindeki belirleyici özellikleri hepimiz tarafından biliniyor. Aslında bu tarihsel özellik tarım ve köy devrimlerinin merkezi olduğumuzun kanıtıdırö diye konuştu. Kürtlerin İskender'den, Moğollara oradan Arap saldırılarına kadar büyük bir sefalet yaşadığını; ancak Kürtlerin hiçbir zaman bugün ki gibi zor durumda kalmadığını söyleyen Dicle, Ermeni-Süryani soykırımlarının aslında Kürdistan'da büyük bir ekonomi soykırımı yarattığını belirtti.

'DEVLETİN EN BÜYÜK AMACI KÜRDİSTAN EKONOMİSİNİ ÇÖKERTMEK'

Devletin en büyük amaçlarından birinin Kürdistan ekonomisini çökertmek olduğunu dile getiren Dicle, 4 binin üzerinde köyün boşaltılması Kürdistan'ın ekonomisini çökerttiğini hatırlattı. Göçerliğin Kürtlerin en büyük zenginliği olduğunu ancak köy boşaltmaları ve köylerin insansızlaştırılması ile birlikte bu zenginliğin de yok edildiğini söyleyen Dicle, Neolotik dönemden bugüne kadar Kürdistan coğrafyasının böylesi bir felaket maruz kalmadığını dile getirdi. Dicle, savaş hükümetleri döneminde 20'nin üzerinde ekonomik paketin açıklandığını ancak Anadolu ile Kürdistan arasındaki farkın kapanmadığını söyledi.

DİCLE: ÇÖZÜM SÜRECİNE GÖZÜMÜZ GİBİ BAKIYOR VE SAHİP ÇIKIYORUZ

"Çözüm sürecine gözümüz gibi bakıyor ve sahip çıkıyoruz” diyen Dicle, şuan yaşanan sorunların Kürtlerden kaynaklanmadığına işaret etti. Kürdistan ekonomisini ayağa kalkması ve insansızlaştırılan coğrafyayı kurtarmanın ancak barış ortamı ile gerçekleşebileceğini ifade eden Dicle, ekonominin savaş ortamında asla inşa edilemeyeceğini belirtti. İnsanların kendi köylerine geri dönüş yapması için projelerin hazırlanması gerektiğine vurgu yapan Dicle, DTK birimleri, siyasi partiler ve bu konuda çalışma yürütenlerin bu çalışmaları yapması gerektiğini söyledi. "Kürdistan ekonomisini ayağa kaldıracağız, bunun başka çaresi yok diyen Dicle, bunun için devletten bir beklenti içerisinde olmamak gerektiğine işaret etti. Büyükşehir yasaları ile birlikte mahalle statüsüne kavuşan köylerde bu tür çalışmaların yapılmasını isteyen Dicle, bu çalışmaların yapılmaması durumunda ise sürekli göçlerin olabileceğine işaret etti.

'KENDİ COĞRAFYAMIZIN ZENGİNLİĞİNDEN PAY İSTİYORUZ'

Kürdistan'da geniş maden ve petrol rezervlerinin olduğuna değinen Dicle, "Kendi coğrafyamızın zenginliğinden pay istiyoruz. Aramızda mühendis arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlar, hayatın her alanında Kürdistan'ın envanterini çıkarmak zorundadır. Biz de bunu bilmek zorundayız. Hangi zenginliğimizin ne kadar olduğu konusunda tüm Kürtlerin bilmesi gerekiyor diye konuştu. 2 gün sürecek konferans Dicle'nin konuşmasının ardından basına kapalı olarak devam etti.

Editör: TE Bilisim