Son yazımda ‘Adam Ögütme Şehri: Van’ başlığı ile Van’da nasıl adam harcadığımızı küçük bir kaç örnek ile sunmaya çalıştım.

En yakın zamandan örnek ile Van Büyükşehir Belediyesi’ndeki genel sekreterlik hadisesi üzerine bir kaç şeye değindim.

Fakat dediğim gibi olay sadece büyükşehir ile alakalı değil, bu kentte geçmişten bugüne adam harcama üzerine ciddi bir ‘ihtisas’ çalışması var.

Birileri hep birilerine çelme takıyor.

 

***

 

Eskiden beri, yazdığım köşeler üzerine arayıp değerlendirmeler yapan, kimi zaman eleştiren, kimi zaman ‘hiç katılmayan’, kimi zaman da gerçek manada katkı sunan isimler hep olmuştur.

Köşeler çıktıktan sonra arayıp samimiyetle enine boyuna değerlendirmelerini paylaşan kıymetli insanlar oldu etrafımda hep.

Son yazıdan sonra yine bir ‘baba’ dostu aradı.

Adam harcama noktasındaki olaylara katıldığını belirtti.

Fakat bir şey ekledi.

“Van’da önemli isimlerin, siyasetçilerin, yöneticilerin öğütüldüğünü, harcadığını anlamışsın da peki siyasetçilerin harcadığı adamlara ne demeli?”

Haklılık payı çok yüksek.

Fazlasıyla katıldım. Ve gerçekten önemli bir kısmın eksik kaldığına kanaat getirdim. Van’da siyaset de çok adam harcadı. Hani ‘siyasetçi’ yetiştiremiyoruz diyoruz ya. Son yıllarda siyaset kurumu, teşkilatlar da çok adam ‘yedi’ bu memlekette. Şu Ankara’ya yollanan raporlarla mı dersiniz, “Benden uzak olsun.” Diyerek siyasetçilerin yanlarından uzaklaştırdıkları mı dersiniz, rakip görüldüğü için tehlike arz ediyor diye harcananlar mı? Allah kabul etmesin.

 

***

 

Adam harcama ile birlikte bu kentin büyük bir sorunu daha var.

Son yılların derin analizi ve son zamanlardaki genel gidişatı izleyince kanaat getirdim.

Bizim kocaman da bir ‘samimiyet’ eksikliğimiz var.

Evet, artık eminim.

Samimiyet derken halka ‘enseye şaplak’ yapması gerektiğinden söz etmiyorum. Yanlış anlaşılmasın.

Bizimkisi samimiyetsiz siyaset, samimiyetsiz idare...

Sırf sosyal medya görsün samimiyetsizliği ile yapılan taziye ziyareti gibi, çalışıyormuş gibi yapılan ve Ankara’ya gösterilen fotoğraflar gibi...

Yani hem genelde, hem yerelde...

Hem bürokraside hem yerel yönetimlerde...

Hem kuruluşlarda hem STK ve derneklerde...

Bu samimiyetsizliğin bitmesi ve kentte herkesin bir Van sevdalısı olarak yanlışların karşısında durması gerekiyor. Ama kentteki bir çok yanlışlığa kimse çıkıp ‘dur’ demiyor. Her kurumda ‘kim ne yapıyorsa’ yapsın boşvermişliği var.

Halbuki bu kentin her kurumunda, kuruluşunda Van’ın hakkı var.

Savunmak gerek.

Şimdi samimiyetle tartışıp konuşmamız gereken bir konuya değinelim.

 

***

 

Son zamanlarda kentteki köşe yazarları büyükşehir belediyesinin durumuna sıkça atıfta bulunuyor.

FETÖ’cü polisin özel koruma olarak görev yapması, eski belediye yönetiminden isimlerin hala belediyede görev yapıyor olması gibi...

Keşke olay sadece bunlardan ibaret olsa.

Yahu kardeşim, daha önceki belediye döneminde kalkıp dernek toplantılarına ‘HDP’ye biat’ şovuna dönüştüren bir çok isim şu anda yerel yönetimlerle, kamu yöneticiler ile takılıyor, iş alıyor.

Açıkça söylemek gerekirse, tehlikeyi gördüğü gibi ardına bakmadan kaçan, kentin yaşadığı saldırılarda, olaylarda, dar günde adı duyulmayan yeri geldiğinde yanımızda olmayan isimler yeniden Van’da ‘boy’ gösteriyor.

Kamudaki, belediyelerdeki işlerde yine bir dönemin ‘fırsatçıları’ ihale kapmaya çalışıyor.

Van ve Vanlılık elden giderken ‘güçle’ birlikte savrulan adamlar kalkıp hiç hadleri olmadan gazetecileri arayıp yöneticiler konusunda ‘bu çok iyi adamdır’ şeklinde akıl verme ukalalığına kadar vardırabiliyor.

Daha geçen sene düzenlediği toplantılarda hükümete, kentteki kurumlara ‘sallayan’ adamlar, şu an kentin yerel yönetimlerinde olan isimlerin yazdığı her sözün altına, “Kralım çok yaşa” yazıyor, kendisinin ‘dönemin adamı’ olduğunu unutup aleni bir şekilde kendisi gibi dönemin adamlarına ‘ahiret’ üzerinden ders veriyor!

Yerseniz...

 

***

 

Bunları izlemek de bunun içinde olmak da samimiyet değil arkadaş!

Açık söyleyeyim.

Bir öyle, bir böyle işadamları, dönemin siyasetçileri, yerel yönetime göre pozisyon alan ihaleci başlarının bu kentte ‘yem’ zamanı ‘rol çalmaları’ can sıkıyor.

Şahsen, bu kentin varlığının, siyasetinin, işinin, gücünün bu tür isimlere verilmesini kaldıramıyorum. Samimi olanların da bunu dert edinmesi gerekiyor.

Malum dönem yeni. Büyükşehir başta olmak üzere, 13 belediyede büyük bir ‘dönüşüm’ yaşanıyor.

Kentte Valilik ve Büyükşehir eliyle ciddi bir ‘süreçte’ geçiliyor.

Ve ‘işlerin’ hayli fazla olduğu bir dönemde ihalelerin verildiği isimleri görünce bu kente ihanet edildiğini düşünüyorum.

 

***

 

Bir başka konu da kadrolaşmalar.

Malum. Ciddi operasyonlar oldu. Bir çok isim görevden alındı.

Yeni yapılanmalar yapılıyor.

Fakat bazı makamlara getirilen isimler de en az ‘dönemin adamları’ kadar can sıkıyor.

Tepki alıyor...

Kente dışardan gelen yöneticilerin çok iyi bilmediğini mi dersiniz, ‘kar’ lobilerinin adam ‘montalama’ yarışı mı dersiniz, önemli pozisyonlara ‘yanlış’ adamlar yerleştiriliyor. Bu da çok ciddi tepkiler alıyor.

Kamuyonda ‘hiç’ yeri olmayan isimleri belediyelerde, başkan yardımcılıklarında, daire başkanlıklarında görünce insanın ‘El Vicdan’ demekten alamıyor kendini.

Yahu ‘boru’ değil bu. Daire başkanlığı, belediye başkan yardımcılığı, müdürlük!

Eline ‘yetki’ verilen bu neyin nesi, kimin fesi?

Dikkat edin. Yanlış adamları bu kentin başına bela etmeyin.

Bu kenti ‘boş’ adamların eline, kirli kulislerin adamlarının yönetimine bırakmayın.

Bırakırsanız... Yanlış yaparsınız...

Az buz değil. Van hizmette 2 dönem kaybetti. Harcandı gitti. Diğer kentler hizmete doyarken Van siyasi bir kaosta savruldu durdu. Bu süreçte Van’a hizmet etmeyerek ihanet edenlerle şimdi kadrolara sızanlar aynı kefenin adamları. Kimse kusura bakmasın.

2019’de bir seçim var. Ve 2019’da bu halk yeniden yerel yönetimeler için sandık başına gidecek. Ona göre...

 

***

 

Geçtiğimiz günlerde Van TSO eski başkanı Zahir Kandaşoğlu ile konuşurken fuar ile başlamış ve bir çok konuda yine ‘sitem’ etmişti. O sohbette isyan ettiği noktalardan birisi de, “Van’a yanlış yapıyor” dediği isimlerdi.

Kandaşoğlu haklı. Birileri Van’a yanlış yapıyor.

Diyor ki: “Ben konuşuyorum, benden başka kimse konuşmuyor.”

Haksız değil. Hatta ekliyor, “Doğruları konuştuğum için hep sıkıntı yaşadım.” Diyor.

Yukarda bahsettiğim sıkıntılar ile de alakalı olarak belediye ve 2009 yılı Burhan Yenigün örneği veriyor.

Diyor ki, “Ben Burhan Yenigün’ü gidip ziyaret ettim. Seni insan olarak seviyorum dedim. Sen iyi bir insansın ama Van’a yeterli değilsin, bundan sonra aday olma dedim. Ama beni dinleyen olmadı. Ama sonra gördünüz başımıza neler geldi…”

Bu kentte haksızlık, sorun, sıkıntı, dert, tasa olunca kaç kişi konuşuyor Allah aşkına.

Valla vakti zamanında konuşmazsanız, kusura bakmayın sonrasında diyecek hiç bir sözünüzün hükmü yoktur.

 

***

 

AH ŞU DÖNEMİN ADAMLARI...

 

Velhasıl... Bizim ‘samimi’ ve derdi ‘Van’ olan adamlara ihtiyacımız var.

Vanlılık esas değil. Bu kente dışardan gelen isim olsun, Vanlı olsun samimi bir şekilde çalışan isimlerin desteklenmesi gerekiyor.

Tam bir fırsat döneminden geçilirken.

Van’a yatırım yapmanın, hizmet etmenin önü bu kadar açıkken...

2 konu hassasiyetle dikkate alınmalı.

Yanlış’ adamlar ve adımlar!

‘Yanlış adamlar’ devreden çıkarılmalı, dönemin adamlarına ‘yol’ verilmemeli.

‘Yanlış adımlar’ atılmamalı. Yanlış atılan her adımın bu kentin başta 2019 olmak üzere uzun vadede kaderini belirleyeceği gerçeği ile hareket edilmeli.