HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bugün çağrı yapıyoruz. İki tarafa da çağrı yapıyoruz. PKK derhal elini tetikten çekmeli. Tahkim edilmiş karşılıklı ateşkese uyacağını ilan etmelidir. Hükümet derhal askeri operasyon seçeneğini bir kenara bırakmalı. Müzakere için hazır olduğunu ifade etmelidir. Bütün toplumun beklentisi budur" dedi.

 

Van'da partisi tarafından düzenlenen 'Savaşa Karşı Barış' mitingine katılmak için Van'a gelen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, miting öncesi kentteki basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Van'ın, çatışmaların sancısını halkın en ağır şekilde yaşayan kentlerden biri olduğunu söyleyen Demirtaş, barış süreciyle taçlandırmayı düşündükleri süreçten hızlı bir şekilde çatışmalı bir döneme girdiklerini anlattı. Demirtaş, şunları söyledi:

 

"Zannediyorum bugün Türkiye'nin neresine giderseniz gidin, şu soru soruluyordur. 'Ne oldu da çatışmalar yeniden başladı. Ne değişti?' Bunun verilecek bir tek cevabı var. HDP yüzde 13 oy aldı. Başka da Türkiye koşullarında bir değişiklik olmadı. AKP'nin iktidardan düşmüş olmasıdır. Hatırlarsanız, hükümet temsilcileri seçimin ardından 'bundan sonra sürecin filmini çekersiniz' dediler. Biz seçimden çıkar çıkmaz çözüm sürecinden geri adım atmadan hızlı bir şekilde görüşmelerin devam etmesi gerektiğini savunduk. Oysa çözüm süreci bir partinin tekelinde olan, bir partiye ait olan süreç değildir. Barış süreci halkın malıdır. Biz artık halkımızın bunu bilmesini ve inanmasını özellikle istirham ediyoruz. AKP varsa barış var, yoksa barış yok anlayışı halkın kabul edebileceği bir anlayış değil. Barış süreci halkın malıdır."

 

"ÇAĞRILARIMIZI İKİ TARAFA YAPIYORUZ"

Selahattin Demirtaş, halkın 'Biz size savaş yaptırmayacağız' diye ortaya çıkmasını isterken, "Böylelikle savaş isteyenler halkın barış sesi karşısında geri adım atmak zorunda kalırlar" dedi. Hem PKK'nın hem de güvenlik güçlerinin ateşi kesmesi çağrısı yapan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Biz çağrılarımızı her iki tarafa yapıyoruz. Çünkü hükümet operasyonları durdursa ama PKK eylemlerini durdurmasa da bunun adı ateşkes çatışmasızlık olmaz. Ölümler durmuş olmaz. Yada PKK eylemlerini durdursa, AKP operasyonları durdurmasa o zaman da ölümleri durdurmuş sayılmayız. Tek taraflı olmayacağını yaşayarak öğrendik. Van’dan büyük bir mitingle bütün topluma ve taraflara bir kez daha güçlü barış çağrısı yapmış olacağız. Bu ses her kesimden yükselirse bu hafta, bugün, yarın önemli gelişmeler olabilir. Neye dayanarak söylüyorum, toplumun barış çığlığına güvenerek ifade ediyorum."

 

Türkiye'nin birçok yerinde miting yapacaklarını söyleyen Demirtaş, "Sadece HDP değil herkesin barış sesini yükseltmesi lazım. Lütfen ben rica ediyorum anneler babalar,evladı askerde olan, dağda olan, polis olan anneler babalar, bu çocuklar kolay yetişmiyor. Sesinizi yükselttin. Bulunduğunuz her yerde 'biz ülkemizde savaş istemiyoruz. Sorun çözülecekse oturup masada çözülsün' deyin" dedi. Demirtaş, kendilerinin barış için ellerinden geleni yapmanın çabası içinde olduklarını söyledi.

 

AK PARTİ VE MHP'Yİ SUÇLADI

Kendilerinden başka barış için çalışan olmadığını, AK Parti ve MHP sözcülerinin ağzından tek bir barış sözcüğü duyulmadığını ileri süren Demirtaş, "Çünkü her cenazeden sonra onlar dönüp milliyetçiliği kaşıyacaklar. Akan kandan rahatsızlarsa neden çağrılarımızı vatan hainliği olarak ifade ediyorlar. Bugün 'Kandili dümdüz edelim, basalım' diyenler vatansever oluyor. Biz kardeş kardeşi vurmasın silahlar sussun dediğimiz için vatan haini oluyoruz. Bunların milliyetçilikleri vatanperverlikleri de çakmadır. Çin malı milliyetçilerdir bunlar. Dünyanın en çakma milliyetçileri maalesef Türkiye'de" dedi.

 

"BARAJIN ALTINDA KALMAYI BİLE GÖZE ALIRIZ"

Savaş politikası izlemesinin Ak Parti'yi bitireceği görüşünü savunan Demirtaş, "Ama biz savaşı durduracağız. Sandıktan kim çıkarsa çıksın. Barajın altında kalmayı bile göze alırız. Bizim için önemli çözüm demokrasidir, akan kanın durmasıdır. Barış ve çözüm için koşturan partinin temsilcileriyiz. Maalesef parlamentoya gelerek sadece ailesinin ve kendisinin çıkarları için gece gündüz rant peşinde koşanları ülkenin vatanseverleri olarak tanıtıyorlar. En çok hırsızlık yapana bu ülkede en çok vatansever madalyası veriyorlar" diye konuştu.

 

"PKK ELİNİ DERHAL TETİKTEN ÇEKMELİ"

Selahattin Demirtaş, "İki tarafa da çağrı yapıyoruz" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Bugün çağrı yapıyoruz. PKK derhal elini tetikten çekmeli. Tahkim edilmiş karşılıklı ateşkese uyacağını ilan etmelidir. Hükümet derhal askeri operasyon seçeneğini bir kenara bırakmalı. Müzakere için hazır olduğunu ifade etmelidir. Bütün tolumun beklentisi budur. Dolmabahçe'de açıklanan deklerosyan ortak bildiri Türkiye toplumunun önünü açacak çok önemli tarihi belgedir. Bizler o kalınan noktadan bir adım, ileri gidip hızlı bir şekilde müzakere yürütülmesini sonuna kadar destekliyoruz. Şimdi koalisyon olur yada olmaz, erken seçim olur yada olmaz fakat barış acil bir görevdir."

 

Konuşmasında Başbakan Davutoğlu'na da seslenen Demirtaş, "Çok net olarak ifade ediyorum Sayın Davutoğlu, bunu sizden bir talep olarak istemiyorum. Buna mecbursunuz barış yapmaya mecbursunuz" dedi.

 

Demirtaş, hükümetin 400 savaş uçağı kaldırıp 400 operasyon yapabildiğini, Kandil'e günlerce bomba yağdırıldığını, dağların bombalandığını, ancak bunun bir işe yaraladığını ileri sürdü.

 

"HDP VE MHP EL ELE SOKAĞA ÇIKSIN"

Her yerde sesler yükseltilip 'barış istiyoruz' denilmesini isteyen Demirtaş, "Halkın sesine kimse sessiz kalamaz. Bütün Türkiye toplumundan ricamdır. HDP ve MHP el ele sokağa çıksın ve 'biz barış istiyoruz' desin. Bakın ülkede o zaman neler değişiyor" dedi.

 

Demirtaş, toplumun karamsarlığa kapılmaması gerektiğini de belirterek, "Suriye'de bizler gibi düşünenler olsaydı Suriye bu durumda olmazdı. Yüz binlerce insan katledildi. Suriye’nin yarısı kendi topraklarını terk etti, mülteci konumuna düştüler. Bütün kentleri harap oldu. Medeniyet ülkesi harabeye döndü. Onların bir HDP’si yoktu. Savaşa karşı çıkan siyasetçileri yoktu" diye konuştu.

 

Selahattin Demirtaş, söze 'şerefsiz' tartışmasına da getirerek, "Bunlar gibi kışkırtıcı olsak ülkenin düşeceği durumu bir düşünün. Ben 'bu partiye oy verenler şerefsizdir' desem haşa ne olur bir düşünün. Resmen insanları bir birine karşı tahrik etmek için ellerini ovuşturuyorlar. Biz bu ülkeyi seviyoruz. Coğrafyasının her köşesini seviyoruz. Biz insanlarımızı seviyoruz. İnsanlarımız hangi partiye o verirse versin şereflidir. Biz bütün toplumu böyle kucaklıyoruz" diye konuştu. Demirtaş, olası bir seçimde HDP'nin hedefinin iktidar olduğunu da öne sürdü.

 

"ASKERDEN DAHA ASKER GAZETECİLER VAR"

Selahattin Demirtaş, konuşmasında basına da sert eleştirilerde bulundu. "Askerden daha asker gazeteciler var" diyen Demirtaş, "Savaş konusunda masasından oturduğu yerden klavye savaşçılığı yapan gazeteciler var. Bunların o ay alacakları maaşlara bakıyorlar. Ama onları da tarih not ediyor. Barış elbet gelecek. Bugün kışkırtıcı habercilik yapanlar kirli yüzleriyle baş başa kalacaklar. Size barışçıl bir toplumda ekmek yok. İşsiz kalacaksınız. Eminim ki toplum barışla buluştuğunda siz halktan bin defa af dileyip öyle toplumun içine çıkacaksınız yada çıkacak yüzü bulamayacaksınız. Sizi Allah’a havale ediyorum" dedi.

 

DEMİRTAŞ, ŞEHİT ASKERİN AİLESİNE TAZİYE ZİYARETİNDE BULUNDU

 

Selahattin Demirtaş, gazetecilere açıklamada bulunduktan sonra, Şırnak'ın Silopi İlçesi'nde 3 gün önceki PKK saldırısında şehit düşen Abdulhalik Araz'ın, Özalp İlçesi'nin Mollatopuz Mahallesi'ndeki baba evine taziye ziyaretine gitti.

 

Taziyede şehidin babası Saim Araz'a sarılarak başsağlığı dileyen Demirtaş, hükümetin de, Kandil'in de barışın sesini duyması gerektiğini söyledi. Şehit babası Saim Araz da "Bizim canımız yandı, başkasının canı yanmasın. Barış istiyoruz" dedi.

 

Çatışmalar durdurulmadıkça gençlerin toprağa düşeceğini söyleyen Selahattin Demirtaş, "Halkımızın tek isteği barıştır. Dünyanın en ağır yükü, içerisinde genç ölülerin olduğu tabutlardır. Bundan daha ağır bir yük yoktur" dedi.

 

Biz cenazelerimizi birbirinden ayıramayız. Biz Kürt'ün, Türk'ün cenazesi diye ayıramayız. Biz askerin, polisin, gerillanın cenazesi diye ayıramayız. Her ananın babanın yürek acısı aynıdır. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Biz evlatlarımız arasına ayırım koyamayız. Şehit düşen asker de bizim kardeşimizdir, bu topraklarda defnettiğimiz bütün gençler bu halkın evlatlarıdır. Bu acıları durdurmanın tek yolu da barışta ısrarcı olmaktır. Biz bütün ailelerimize bu sözü vermişsek, bu sözün gereğini yerine getirmek için daha fazla çalışmak zorundayız. Çok şükür bu kadar büyük acıya rağmen ailelerimiz ısrarla barış olsun diyorlar. Bu çok kıymetli bir mesajdır. Herkesin bunu yüreğinde hissetmesi lazım. Benim yüreğim yandı, başkasının yüreği yanmasın, başkasının evladı gitmesin diyorsa bu bizim için bir talimattır" dedi.

 

TUZU KURU OLANLAR SAVAŞ İSTİYOR

Çatışmaların durması ve müzakereyle çözüm için halkın sesini yükseltmesini isteyen Demirtaş, "Acılı bir baba barış diyebiliyorsa, halen utanmadan sıkılmadan kendi köşklerinden masalarından savaş isteyenler, artık bu ülkede bu kadar güçlü olmamalılar. Evladını feda edenler barış diyor, tuzu kuru olanlar savaş diyor. Bu savaştan en küçük zarar görmeyenler gece gündüz savaşı kışkırtıyor. Ama dünyanın en değerli varlığını yitirenler barış diyor. Bizim için esas almamız gereken budur. Biz siyasetçiler için emirdir, talimattır halkın barış talebi. Bizde Allah’ın izniyle el ele vereceğiz ve başaracağız. Bütün bu kaybettiğimiz evlatlarımıza layık olmanın tek yolu bu topraklarda huzuru sağlamaktır. Bizler inanırsak eğer, hükümetler de savaş isteyenler de barıştan kaçamazlar. Halk barış istiyor. Hükümetin özellikle bu savaş politikalarından vazgeçmesi gerekir, Kandil’in bu sesi duyması lazım. Barış çığlığını herkesin duyması lazım. Halkımız her yerde barışı sahiplenmeye hazırsa, inşallah kısa sürede de sonuç alacağız. Ben yürekten buna inanıyorum. Çok acı bir şey. Öleni geri getiremeyiz. Bu Allah’ın takdiridir. Ama başkalarının ölümünü durdurmaya insanoğlunun gücü yeter. Biz eğer yerimizde oturursak, gencecik çocuklar ölmeye devam ederse bu kader değildir. Bu bizim suçumuz hatamızdır. Uğraşacağız, çabalayacağız, didineceğiz ve başaracağız" dedi.

 

DEMİRTAŞ: BARIŞIN SESİ GÜR ÇIKMALI

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin organize ettiği “Savaşa Karşı Barış Mitingi”nde halka seslendi. Demirtaş, “Herkes gür bir sesle barışı isterse bu mümkün olur” dedi.

 

Musa Anter Parkı'nda düzenlenen 'barış' mitingine HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile birlikte HDP il ve bölge milletvekilleri ile HDP ve DBP'li yöneticiler katıldı. Halkın yoğun ilgi gösterdiği miting öncesi geniş güvenlik önlemleri alındı.

 

Sahneye ilk olarak HDP Van İl Eş Başkanı Derya Hayva çıktı. Hayva yaptığı kısa konuşmada; “Tüm dünyaya sesleniyorum; barışa hasret tüm halkları selamlıyorum. HDP kardeşliğin çatısıdır. HDP özgürlüktür. Bizim için özgür olmak, bir olmak, kardeş olmak demektir. Bu noktada Sayın Öcalan'a çok şey borçluyuz. Biz barışın sözünü verdik. Bu topraklar, bu güneş buna şahittir.” dedi.

 

Ardından kürsüye çıkan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş mitingde barış mesajları verdi. Demirtaş konuşmasında şunları söyledi; “Hatırlarsınız seçim öncesi hangi koşullarla, ne zorluklarla seçim kampanyasını yürüttük. Seçim kampanyası boyunca adaletsizlik yaptılar, YSK kararlarını çiğnediler, devletin imkanlarıyla, Cumhurbaşkanlığının imkanlarıyla bize karşı bir kampanya yürüttüler. Milyonlarca sosyal medya, gazete, televizyonlarla bize saldırdılar. Partimizi itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Bunlarla yetinmediler. 176 yerde il ve ilçe örgütlerimize saldırdılar. En son Diyarbakır mitinginde büyük bir katliam girişimi yaptılar. Biz bütün bunlara karşı ne yaptık peki? Bu provokasyona gelmeyeceğiz, savaşa izin vermeyeceğiz dedik ve çıkıp kardeşlik mesajları verdik. Bugün 'HDP savaş istiyor, savaşı kışkırtıyor' diyenlere sesleniyorum; Diyarbakır mitinginde benim kardeşlerimin, yoldaşlarımın yanmış cenazeleri benim önümden götürüldü, ben onların acısını yüreğime gömdüm, çıkıp yine barış dedim. Bu durum başka birinizin başına gelse ülkeyi kan revana çevirirdiniz. Bundan büyük bir alçaklık var mı? Buna rağman sandıktan barışı çıkardık barışı.”

 

'SANDIKTAN ÇIKAN SONUCU HAZMEDEMEDİLER'

Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü; “Türk, Kürt, Çerkez, Abaza vs. demeden kardeş olacağız dedik. Saldırılara rağmen biz bunu başardık ve hazmedemedikleri de budur. Çünkü şöyle düşündüler; Biz bu kadar paraya, imkana, güce rağmen bunları ezemediysek tek yol kaldı diye düşündüler; savaş. Yüzde 13 almamızın bedeli olarak savaş istediler. Ne diyor AKP sözcüleri, 'bunlar yüzde 13 aldılar diye süreç bitti' dediler. 'Taraflar yoktur, Kürt sorunu bitmiştir, daha size ne vereyim' diyen ben miyim yoksa ülkenin Cumhurbaşkanı mı? 'Bundan sonra görüşme olmayacak, kimse İmralı adasına gitmeyecek' diyen ben miyim Cumhurbaşkanı mı? HDP süreci nerede engellemiş peki?”

 

'İMRALI GÖRÜŞMELERİ ŞEFFAF OLMALI'

Sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için ellerinden geleni yaptıklarını ve asla kimseyi aldatmadıklarını söyleyen Demirtaş; “Utanmadan, sıkılmadan biri çıkmış diyor ki; 'HDP'liler Öcalan'ı aldattılar, kandırdılar o nedenle HDP heyeti bundan sonra İmralı'ya gitmeyecek.' Peki resmi tutanaklar yok mu? Bu tutanaklar devletin de elinde var, bizim de elimizde var. Ben bunu savunuyorum; O görüşmeler şeffaf olmalı, kamuoyu bilmeli. Çağrı yapıyorum; İmralı'da ne konuşmuşuz, ne tartışmışız, resmi devlet tutanaklarını açıklayalım. Kim ne demiş bunu açıklayalım. Bunun gizlisi saklısı olmaz. Yok eğer tutanaklara güvenmiyorsanız bir gözlemci, bir izleme kurulu heyeti ile devlet ve HDP heyeti buyursunlar İmralı'ya gitsinler. Bir bakalım kim kimi kandırmış? Bu geçici hükümet ve geçici başbakan ve sarayın sahibi, HDP'ye öfkeli. Çünkü bizden ne istediler biliyor musunuz? Saylın Öcalan'ı aldatmamızı istediler. Biz dürüst davrandık diye öfkeliler. Biz süreç boyunca ne Kandil'i, ne Öcalan'ı, ne hükümeti, kimseyi aldatmadık. Kimseyi kandırmadan alnımızın akıyla bu günlere geldik.” ifadelerini kullandı.

 

'HDP'NİN İKTİDARINDAN KORKTUKLARI İÇİN SAVAŞ BAŞLATTILAR'

Demirtaş şöyle konuştu; “Eğer sizler halk olarak bütün bu olup bitenlerin bir iktidar sevdası olduğundan kaynaklandığını görüp, biliyorsanız bunu durdurmak mümkündür. Oy verenler zaten HDP sevdalısı ama oy vermeyenler de HDP'yi kendi partisi gibi görüyor artık. HDP'nin söylemlerine, politikalarına güveniyor. HDP etrafında dayanışma mesajları geliyor. HDP'nin iktidara doğru yürüyüşünden korktukları için bir savaş başlattılar. Bu kanı HDP'nin üzerine sıçratmaya çalışıyorlar. Bugün Van'da, yaşamını yitiren bir askerin taziyesine, bir YPJ'linin taziyesine gittim. İkisi de bizim canımız. Ankara'da tuzu kurular siz boğazınıza kadar değil, alnınıza kadar kana bulaşmışsınız. Kanla beslenmişsiniz. O kadar heyecanlılar ki bu günlerde, onlara yakın gazeteciler televizyona çıkıp 'oylarımız biraz arttı ama daha tam değil' diyorlar. Yani cenazeler henüz yetmiyormuş onlara. Oyları henüz artmamış. Biraz daha kana ihtiyaçları varmış. Biraz daha genç bedenlerin omuzlarda taşınma görüntülerine ihtiyaçları varmış. Bu savaştan beslenenler, günlerdir HDP olarak biz çağrı yaparken sessiz kalanlardır. Silahlar sussun diyoruz, hayır son terörist kalıncaya kadar devam edeceğiz diyorlar. Müzakere masası tekrar kurulsun diyoruz hayır diyorlar. Ben küçük bir çocuktum, son terörist kalıncaya kadar laflarını o zamanki başbakanlar da söylüyordu. Ta 80'lerden beri bu lafları duyuyoruz. Kökünü kazıyacağız, efendim bitireceğiz, bunu yapacağız. Bak biz büyüdük, milletvekili olduk, 80 vekille parlemantoya girdik. Senin bitireceğiz dediklerin bitti mi, bak halkın özgürlük mücadelesi nereye geldi. İnsan biraz yakın geçmişinden utanır. Yazık değil mi? Gerillanın, polisin, askerin annesinin eli yüreğinde. Bizim ne hakkımız var bunlara bu acıyı çektirmeye. Her biri gece uykusuz, huzursuzlar. Üniforması ne olursa olsun her biri bir can. Koltuklarımız, makamımız, mevkiimiz batsın ama tek bir insanımız dahi ölmesin. Dertleri HDP'yi barajın altında bırakıp tek başına iktidarın keyfini sürmektir. Bilsek özgürlük olacak, barış olacak, özgürlük olacak inanın ki seçime bile girmeyiz seçime. Biz sizin gibi haysiyetini koltuklar uğruna pazarlayanlardan değiliz. Biz koltukları uğruna halkın geleceğini, ülkenin geleceğini felakete sürükleyecek kadar ucuz politika yapacak parti değiliz. Biz halkımız için, demokrasi için kurulmuş bir partiyiz. Milletvekillerimiz olur olmaz, dokunulmazlığımızı kaldırabilirsiniz ama bu mücadele bitmez. Milyonların dokunulmazlığını nasıl kaldıracaksınız? Birazcık aklınız kalmışsa bu felaketin kıyısından dönmek için geç değil. Suriye'de iç savaşı böyle başlattılar. Çılgın bir devlet başkanı halkın taleplerine bombalarla cevap verdi. Sonra bir baktık ki Halep'te, Şam'da, Humus'ta her yerde iç savaş başlamış. Bugün maalesef Suriye artık insanların yaşamayacağı bir harabeye döndü. Bir savaş olursa bütün ülke kaybeder. Bu nedenle derhal silahlar susmalı diyoruz.”

 

'İNSANLAR ÖLÜRKEN, SİYASETÇİ SESSİZ KALAMAZ'

Demirtaş şunları söyledi; “İmralı'da kurulan müzakere masası halkın umududur. HDP elbetteki çözümün muhatabıdır. Bizler müzakerenin sonuçlarını parlementoya getirip bir daha da çatışma ihtimalinin olmaycağı bir durumu 15 – 20 günde hazırlayabiliriz. Yeter ki insanlarımız 'savaş istemiyoruz' desin. Barışa dair asla umutlarınızı yitirmeyin. Yarın barışı sağlarsak, yarın ölme ihtimali olanları kurtarırız. Siyasetçinin işi budur. Göz göre göre gencecik insanlar ölürken siyasetçiler sessiz kalamaz. Siz bunun için bize oy verdiniz. İş bulalım, ekmek bulalım, özgürce toprağımızda yaşayalım dediniz. Biz de sizin iradenizin arkasında duracağız. Kesinlikle bu savaşın kimseye hayrının olmadığını, herkese zarar vereceğini bütün dünyaya haykıracağız. İl il, ilçe ilçe dolaşıp barışın kıymetini anlatacağız. Önümüzdeki birkaç gün çok kıymetlidir. Eğer ülkenin her yerinde güçlü bir şekilde barış çağrısı yükselirse yeni bir sayfa açılır.”

 

'BU VATAN HEPİMİZİN'

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Van mitingindeki konuşmasını şöyle sürdürdü; “Birilerinin iktidar, koltuk hırsına bu süreci heba etmeyeceğiz. Biz gerçekten koltuk sevdalısı olsaydık yerimizde otururduk. AKP kendi savaşında kendisini bitirecek zaten. Bu ülkenin evlatları feda edildikçe zaten halk AKP'yi sandıkta cezalandıracak. Bu toplum aptal değil. Bu savaşın neden yapıldığını biliyor artık. Bu vatan hepimizin vatanıdır. Bizim ortak vatanımızdır. Eğer ülkemiz, vatanımız tehdit altında olursa biz göğsümüzü gere gere ülkemizi koruruz. Ama saray savunmasını vatan savunması diye bize yutturmasınlar. Ortada AKP iktidarının, AKP koltuğunun savaşı var. Bunu ülke savunması diye yutturanların oyunlarına gelmeyeceğiz. Biran önce ateşkes, müzakere koşullarına dönülmesi için daha çok haykırmak zorundayız. 'Dualarımız barış için olsun' diye ellerini Allah'a açanlar sizler gönülden bunu istiyorsanız emin olun barış olacak, başka yolu yok. Biz de bugün Van'dan bu sözü vererek ayrılacağız. Burayı dolduranlar bilsinler ki, tahrik etmeye, provoke etmeye, katliamlar yapmaya çalışacaklar, sizler ama asla onurunuzu çiğnetmeden, dik bir duruşla barış savunucusu olacaksınız. Böyle olursak bunlara savaş yaptırmayacağız ve HDP'nin rüzgarıyla inşallah erken seçimle bunlardan kurtulacağız. Barış için bu meydanı dolduran bütün Van halkından Allah razı olsun.”

 

Miting sonrası akan kanın durması için Demirtaş ve beraberindekiler barış güvercinleri uçurdu. Demirtaş akşam saatlerinde de kentteki bir otelde demokratik kitle örgütü temsilcileri ile bir araya gelecek. Görüşme basına kapalı olarak gerçekleşecek.

 

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş STK’larla bir araya geldi…

‘BARIŞ YÜREK VE CESARET İSTER!’

 

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Van'daki temasları kapsamında sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve iş çevreleriyle bir araya geldi. HDP olarak ulaşmak istedikleri hedef konusunda net olduklarını ve adil bir barış istediklerini anlatan Demirtaş, barışa giderken yürüdükleri yolda eksiklikleri ve yanlışlarının düzeltilmesi konusundaki eleştirilere de kapılarını kapatmadıklarını söyledi. Demirtaş, "Barış dediğimiz şey soğuk kağıtlara yazılabilecek, tüzüklerle düzenlenebilecek bir mevzu değildir. Gerçek bir barış yürek ve cesaret ister. Yürekte barışa hazır değilseniz en özgürlükçü anayasayı bile hazırlarsanız barışı getiremezsiniz" dedi. 

 

Van'da gerçekleştirdikleri toplantıda da sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden alacakları görüşlerin buna vesile olacağını bildiren Demirtaş, şöyle konuştu: "Barış dediğimiz şey soğuk kağıtlara yazılabilecek, tüzüklerle düzenlenebilecek bir mevzu değildir. Gerçek bir barış yürek ve cesaret ister. Yürekte barışa hazır değilsek en özgürlükçü anayasayı bile hazırlarsanız barışı getiremezsiniz. O nedenle adalet, eşitlik içermeyen hiçbir barış gerçek barış değildir. Biz 2,5 yıldır hep adil barışı kurmaya çalıştık. Geçmiş dönemlerde adil olmayan yanıltıcı barışı kurmak isteyenler oldu. Defalarca denendi sahte barış süreçleri ama olmadı. Halkın adalet duygusu incinmişse barış olmuyor. Geçici olarak bir şey kazandırabilir, oylarınızı arttırabilir, iktidarda tutabilir ama toplumdaki gerilimi çatışmayı ortadan kaldıramazsınız. İçine düştüğümüz durum budur."

 

DEMİRTAŞ: BİZİM DERDİMİZ ÇÖZÜMDÜR

"Adalet içermeyen, karşısındakini eşit görmeyen, bir anlayışla nasıl adaletli barış kuracaksınız" diyen Demirtaş, işin bu yönüne ısrarla eğilerek hakkaniyetli davranmaları gerektiğini kaydetti. Barış için neler yaptıklarını herkesin çok iyi bildiğini anlatan Demirtaş, şöyle devam etti: "Kimseyi aldatmadan, gerçek ne ise onları muhataplarımıza ifade ederek, çıkarılması gereken yasaları bizler grup olarak verdik. Hiçbir sorumluluktan kaçmadık. Bu süre içinde olumsuzluklar oldu, süreci neden yürütüyorsunuz diye üstümüze gelenler oldu. Bize baskı yapan çevreler oldu. Bizim derdimiz çözümdür, herhangi bir parti değil. Barış bizim partimizden de tüm partilerden de kıymetlidir dedik. Bu barış arayışı içindeki bütün yitirdiğimiz canlarımıza sahip çıktık. Üstündeki üniformalara göre ayırmadık. Öldürülen bir Kürt'ün acısını paylaşan bir devlet yetkilisi var mıdır? Ölünün üzerinden hüküm kalkar o artık Allah'a emanettir. Cenaze suçlu değildir ama cenazelerimize işkence yaptılar. 10 gün boyunca 50 derece sıcağın altında cenazelerimizi beklettiler. Bu nedenle diyoruz barış önce yürekte olmalı. Kürt çocuğunun anasının babasının acısını paylaşacak yüreğin yoksa nasıl barış sağlayacaksın."

 

“TARİHİ MAZLUMLARIN ZAFERLERİNDEN SÖZ EDER”

Günlerdir, haftalardır barış için yollarda olduklarını ve silahların susmasını istediklerini dile getiren Demirtaş, "Bu kez silahlar sussun çağrısına iki tarafta uysun diyoruz. Müzakere masasına oturulsun gözlemci heyetle birlikte. Heyet olsa kim kimi aldattı bu ortaya çıkardı. İzleme kurulunun huzurunda tartışalım diyoruz. Tutanaklar var. Kim kimi aldatmış orada belli. Süreç aldatma üzerine kurulmasın dediğimiz için hedefteyiz. İnsanlık tarihi hep mazlumların zaferlerinden söz eder. Bu mevzu bugün bitsin diyoruz. Haklıya hakkı teslim edilsin. Bunun için sokaklardayız. Biz sussak bile bütün dünya haklı olduğumuzu biliyor. Vicdan sahibi olduğumuz için konuşuyoruz. Dünyanın en ağır yükü gençlerin içinde olduğu tabutlardır. Bir anne baba evladının nasıl öldüğüne bakmaz, üniformasına göre üzülmez" diye konuştu. Topluma rotasını kaybettirmek isteyenlere karşı "barışın yolu budur" demek gerektiğini ve bundan daha erdemli bir davranışın olamayacağını kaydeden Demirtaş, her savaşın bir sonunun olduğunu, ne kadar erken barış sağlarlarsa o kadar kutsal bir iş yapmış olacaklarını belirtti. 

 

DEMİRTAŞ: EMEĞİNİZE SAHİP ÇIKIN BARİ

Yıllarca sorun yaşayan insanların barışmasının zor olduğunu bu nedenle masanın etrafında yer alanların barış için tarafları teşvik etmesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, şunları söyledi:

"Biz her türlü bedel ödemeyi göze alarak bunları yaptık. Masadan kalkmasınlar diye çok çaba gösterdik ve Dolmabahçe mutabakatına vardık. Bunun kendileri için yeterli oy getirmeyeceğini anlayınca süreci bitirdiler. Hala bu mutabakatın arkasındayız. Dolmabahçe mutabakatıyla çok şerefli bir iş yaptık ve her zaman bunun arkasındayız. Barışın kilidi, anahtarıdır o belge. Tek bir gün arkasındayız diyemediler. Yanlışsa o güne kadar neden uğraştınız. Kendi emeğinize sahip çıkın bari. Çözümü demokratik siyasette arıyoruz, arayacağız. Rolümüzü oynayacağız ve bu savaşı durduracağız. Erken genel seçimde halkımızdan iktidar istiyoruz. Bu işi kimsenin minnetine bakmadan biz çözelim. Türkiye yeni anayasasını nasıl yapıyor o zaman ortaya koyacağız. İktidara talibiz ve gelecek ay istiyorlarsa seçime hazırız." Demirtaş'ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti. 

Editör: TE Bilisim