Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Necdet Takva, özellikle Diyarbakır Nevruz’u ile cismanileşen Kürt sorununun çözüm sürecine ilişkin meselenin en çok bölgeyi ilgilendirdiği konusunda Türkiye’de yaşayan insanların hemfikir olduğunu belirtti. Takva, “Çünkü 30 yıldan fazla devam eden çatışma ortamının en çok çilesini çeken; ekonomik, sosyal ve siyasal sonuçlarını iliklerine kadar hisseden birinci derece bu bölge olmuştur. Bu bölgenin en önemli kentlerinden biri de Van’dır. Dolayısıyla Van şehri ve Van şehrini ayakta tutan temel dinamiklerin, bu kentin yönetiminde etkin rol almış insanların meseleye daha fazla duyarlı olup, bu meselenin sürdürülebilir kılınması konusunda duyarlı olmaları gerektiğini düşünüyorum. Biz de Ekonomide Değişim Hareketi olarak 21 Mart Nevruz’u ile cismanileşen çözüm sürecinin nihayete erdirilerek tüm Türkiye’de sahiplenilmesi gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Türkiye çok büyük acılar çekti. Ülkede yaşayan bütün renkler çok büyük acılar çekti. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle bu meselenin çok ağır sonuçları oldu. Bu ağır sonuçlarda özellik insan hayatına kasteden, 30 binden fazla insanımızın hayatına mal olan çatışmalı sürecinin bir an önce sona erdirilmesi, bu konuda hükümetin başlatmış olduğu sürecin mutlak suretle tüm Türkiye halkı tarafından desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz ve bunu savunuyoruz. Bu konuda bizlerde üzerimize düşen her türlü sorumluluğu, insanları ikna etme konusunda çabalarımızı ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

 

“BİZİM HALKLARLA HİÇBİR SORUNUMUZ YOK”

 

Türkiye’deki halklarla hiçbir sorunları olmadığını da ifade eden Necdet Takva, “Bizim halklarla hiçbir sorunumuz yok. Ancak bunların sistemden kaynaklı uzun yıllardır sürdüre gelen çelişkilerin bir sonucu olduğunu düşünüyoruz. Yoksa bu ülkede insanların Kürtçe konuşması, Lazca konuşması, kendi türkülerini dinlemesinin, kültürel faaliyetlerde bulunmasının önünde hiçbir engelin olmaması gerektiğini uzun zamandan beri savunuyordum. Şiddetin hiçbir zaman çözüm olmadığı yönündeki fikrimizi ve pozisyonumuzu koruduk. Dolayısıyla ne devletin bu konuda sürdürmüş olduğu politikaların doğruluğuna alkış tuttuk ne de karşı tarafta yürütülen silahlı anlayışın tutarlığına ilişkin bir tavrımız oldu. Ancak sevindirici olan şey şudur ki, bugün hükümetin başlatmış olduğu çözüm sürecine ve diyalog ortamına karşılık diğer tarafında olumlu bir karşılık vererek kendi silahlı güçlerini ülke dışına çekme kararının bölgemize, kentimize olumlu yansıyacağını düşünüyoruz. Ekonominin yanında sosyal kültürel ve siyasal alanda da büyük rahatlık yaşayacağımızı ve bu bölgenin dünyanın gözbebeği olacağı yönündeki kanaatimizi de paylaşmak istiyoruz. Yapılan bu çalışmalar bizim hayatımızın daha iyi olacağına bir zemin hazırlayacaktır. Dolayısıyla çözüm sürecine yönelik kararlılığın bizim gelecek dönemde hayatımızı çok olumlu etkileyeceğini düşünüyoruz. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çocuklarımızın bu şehirde, bu coğrafyada, bu bölgede geleceğe daha huzurlu katılım sağlayacaklarını düşünüyoruz. Direkt bizi ilgilendirse de tüm Türkiye halkı tarafından benimsenecek bir süreçtir. Özellikle her yıl çatışmalı ortama harcanan kaynakların hayatımızın daha iyi sağlayacağımız ve sürdürebileceğimiz ekonomik döngüye dönüşeceğini söyleyebiliriz. En azında yılda harcanan milyonlarca dolarlık kaynağın ekonomik kalkınmaya ve bölgenin geri kalmış alanlarında yatırıma dönüşeceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun direkt hayatımızı olumlu etkileyeceğini düşünüyorum. Hayatımızı olumlu etkilemesi, ülkenin diğer kentlerinde yaşayan insanlarla daha sağlıklı ilişkiler kurmamızı da sağlayacaktır. İnsanların varsa bölgeye olan önyargılarının giderilmesine çok ciddi katkılar sağlayacaktır” diye konuştu. Bu sorunun Anadolu’da yaşayan bütün halkların sorunu olduğunu da ifade eden Takva, “Özellikle mecliste grubu bulunan partilerinde destek vermesi gerekir. CHP ve MHP’nin içinde bulunduğu haletiruhiyeden kurtularak bu meselenin çözümü konusunda üzerlerine düşen misyonu yerine getirmeleri gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

 

Editör: TE Bilisim