Orman ve Su İşleri Bakanlığı Van Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü tarafından ‘2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’ sebebiyle basın açıklaması yayınlandı.

 

Van Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Yunus Bakıcı tarafından Dünya Sulak Alanlar Günü münasebetiyle bir basın açıklaması yayınlandı. Yayınlanan açıklamada ilk olarak şu ifadelere yer verildi: “Sulak Alan; alçak gelgitte derinliği altı metreyi aşmayan deniz suyu alanlarını da kapsamak üzere, doğal ya da yapay, sürekli ya da geçici, durgun ya da akar. Tatlı, acı ya da tuzlu bütün sular ile bataklık, sazlık, ıslak çayır ve turbalıklar olarak nitelendirilir.”

 

“SULAK ALANLAR SON DERECE ÖNEMLİDİR”

Sulak alanların önemiyle ilgili yapılan açıklama da değerlendirmelerde bulunan Müdür Bakıcı, “Sulak alanlar, yerli ve kıtadan kıtaya göç eden milyonlarca göçmen kuşun okyanusları aşmadan önce yumurtlama, yavru çıkarma ve mevsimlik yaşama yerleri olduğu için, ekolojik açıdan son derece önemli habitatlardır. İçinde bulunduğumuz yüzyılda, dünya sulak alanlarının % 50’si sazlıkların kesilmesi, tarım amaçlı kurutmalar, sanayi kirliliği, içme suyu amaçlı kullanımlar ve yapılaşmalar nedeniyle yok edilmiştir.” Dedi.

 

BAKICI: ÖNEMLİ BİR HALKADIR

Sulak Alanların Korunması Sözleşmesinin 1994 yılında imzalandığına dikkat çeken Bakıcı şu açıklamalarda bulundu: “Ülkemizin de 17 Mayıs 1994’ ten itibaren resmen taraf olduğu ve Ramsar Sözleşmesi olarak da bilinen "Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi" 1971 yılı Şubat ayında İran’ın Ramsar kentinde imzalanmıştır. Sözleşmenin imzalandığı 2 Şubat tarihi, sulak alanların korunmasının önemini kamuoyunun dikkatini çekmek üzere 1997 yılından bu yana “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak kutlanmaya başlanmıştır. Sulak alanlar ekolojik doğal döngü zincirinin en önemli halkasıdır. Çünkü sulak alanlar flora ve faunanın yaşam ortamlarıdır, yeryüzündeki su rejiminin merkezidir. Zincir halkasından birini kopardığınızda doğal döngü de ortadan kalkacak ve yaşam sıfırlanacaktır.”

 

“TÜRKİYE’DE 500’DEN FAZLA SULAK ALAN BULUNMAKTADIR”

Sulak alanların taban sularının zenginleşmesini sağladığını dile getiren Bakıcı, “Sulak alanlar ekonomik bir değerdir. Sulak alanların kaybı, çevresinde yaşayan yerel halkın geçim kaynağını da yok edeceğinden ülke insanının geleceğini tehdit edecektir Sulak alanlar su baskınlarını engeller. Doğal olarak bizlere sunulmuş olan ve taşkın kontrolü görevini üstlenmiş alanlarımıza sahip çıkmalıyız. Sulak alanlar turizm gelir kaynağıdır. Son yıllarda tüm dünyada gelişen ekolojik turizm (Ekoturizm) bir olgu haline gelmiştir. Sulak alanların korunmasının ülke ekonomisindeki vazgeçilmezliğini unutmamalıyız. Sulak alanlar rekreasyon alanlarıdır. İnsanlarımızın doğayla iç içe olduğu, dinlenme alanlarıdır. Türkiye’de toplam 1 milyon hektarı aşan 500’den fazla sulak alan bulunmaktadır. Uluslararası kriterler dikkate alındığı zaman bu alanların 135’inin uluslararası önemde sulak alan olduğu tespit edilmiştir.” Şeklinde açıklamada bulundu.

 

EN BÜYÜK SULAK ALAN VAN GÖLÜNDE

Ülkedeki en önemli ve en büyük sulak alanının Van Gölü sınırları içerisinde yer aldığını açıkladığı açıklamada Bakıcı son olarak şu ifadelere yer verdi. “Erçek Gölü Sulak Alanı, Bendimahi Sulak Alanı, Çelebibağı Sulak Alanı, Çaldıran Ovası Sulak Alanı, Çimenova Gölleri, Karasu Sulak Alanı. Van Sazlığı, Edremit Sulak Alanı, Dönemeç (Engil) Deltası, Göründü Sulak Alanı, Yaylıyaka Sulak Alanı, Turna (Keşiş) Gölü Sulak Alanı. Ak Göl Sulak Alanı, Çiçekli (Hıdırmenteş) Gölü Sulak Alanı, Gövelek (Ermanis) Gölü Sulak Alanı ilimizdeki başlıca sulak alanlardır. Sulak Alanlarımızın korunmasının; hepimiz için güzel ve artan bir hayat kalitesi sağlayacağının altı çizildiği bu günde, toplumun her kesimi ile gelecek kuşaklara yaşanabilir bir Dünyanın bırakılması için el birliği içerisinde sulak alanlara gereken önemin ve titizliğin gösterilmesi ümidi ile 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Gününü kutlarız.” 

Editör: TE Bilisim