Tarım ve hayvancılığa en uygun mevsim şartlarına sahip olmasına ve Türkiye’nin en çok küçük baş hayvanına sahip olmasına rağmen Van eti yüksek fiyattan yiyor. Hayvancılığın başkentinde yem de et de dışardan geliyor. Köylü hayvanı çok ucuza satmaktan, vatandaş 40-45 lira gibi yüksek fiyattan yemeden şikâyet ediyor. Haliyle Vanlılar et yemek yerine “Eskiden bir oturuşta 2 koyun yerdik…” diye efkarlanıyor…

 

2 KİŞİYE BİR KOYUN DÜŞÜYOR, ONU DA ALACAK GÜCÜMÜZ YOK!

Türkiye genelinde yüksek giden et fiyatlarına geçtiğimiz haftalarda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı el atmıştı. Bakan Faruk Çelik, yapılan müdahale  karkas et kasapta satılan kıyma, kuşbaşı et tavan fiyatları ile ilgili sektörle uzlaşmaya varıldığını belirtmişti. Ardından da “Kırmızı et sektörü temsilcileriyle aldığımız karar gereği karkas yağsız et tavan fiyatının 23,3 lira, yağlı et tavan fiyatının 21,8 lira, kıymanın tavan fiyatının 32 lira, kuşbaşı etin tavan fiyatının ise 34 lira olmasıyla ilgili fikir birliğine vardık” açıklamasını yapmıştı. Hatta yüksek et fiyatlarını düşürmek için Tarım Bakanlığı, Et ve Süt Kurumu kartını masaya sürmüştü. Fakat tüm bunlara rağmen ette beklenen indirim olmadı. Kasaplar “Bizim de gönlümüz o fiyata satmak istiyor. Bu ancak karkası 20-21 lira aralığında alırsak mümkün olur” diyerek indirimin imkansızlığını gündeme getirdi. Van’daki kasap ve marketlerde et 40 TL civarında satılmaya devam ederken akıllara yine Van’ın hayvancılıktaki konumuna rağmen bu duruma düşmesi geldi. Zira bir dönem sadece Türkiye değil dış ülkelere de et gönderen Van şu sıralar ucuz et yemek için İran ve diğer ülkelerden et ithal eden ülke konumuna düştü… Konuyla ilgili Şehrivan’a konuşan Van Ticaret Borsası eski başkanı Feridun Irak, önceden kişi başına 2 küçükbaş hayvan düşerken şimdi 2 kişiye bir küçükbaş hayvan düştüğünü belirterek Tarım Bakanlığı’nın Van ve bölgeye yatırım yapmasının bu işin çözümü olduğunu belirtti. Veterinek Hekim Özay İlhan da bölgeye doğru destekler verilmesi gerektiğinin altını çizdi…

 

 

VAN’IN ET DURUMU VAHİM…

Ülke genelinde artan et fiyatları ve her geçen gün artan dışa bağımlılık can sıkmaya başladı. Can sıkma yetmezmiş gibi etin taban fiyatları açıklandı ve en ucuz et 35-40 lirayı buldu. Peki, ne olacak sonumuz? En çok küçükbaş hayvana sahip Van eti neden 40 liraya yiyor. Gazete olarak sorunun derinine indik, çözüm önerilerini aldık. Gazete olarak görüştüğümüz isimler hayvancılıkta hükümetin yanlış politikalar izlediğine dikkat çekti.

 

IRAK: TÜRKİYE DÜNYAYA İHRAÇ EDİYORDU

Konuyla ilgili görüştüğümüz isimlerden Van TSO ve Van TB eski başkanı Feridun Irak 1983 yılında ülke genelinde 80 milyon canlı hayvan olduğu, 2016 yılında ise 50 milyon canlı hayvanın kaldığını ifade etti. Irak, “Rakamlarla konuşmak isterim. 1983 yılında Türkiye’nin canlı hayvan varlığı 80 milyon adetti. Koyun keçi ve manda türlerinin tümü bu sayı içinde yer alıyor. 1983 yılında Türkiye nüfusu ise aşağı yukarı 44 milyon civarındaydı. Yani neredeyse kişi başına 2 hayvan düşecek seviyedeydi. Aynı yıllarda tüm Orta Doğunun et ve canlı hayvanı Türkiye’den karşılanmıştır. Dünya’nın birçok ülkesine Türkiye’den et ihracatı ve canlı hayvan ihracatı yapılıyordu. 1985 yıllarından itibaren izlenen yanlış hayvancılık politikalarından dolayı bugün gelmiş olduğumuz tarihte canlı varlığımız abartarak söylüyorum, en fazla 50 milyon civarındadır. Nüfusumuz ise 80 milyona dayanmıştır.” Dedi.

 

“2 KİŞİYE BİR CANLI HAYVAN DÜŞÜYOR”

1980’li yıllarda Türkiye’de kişi başına 2 canlı hayvan düştüğünü söyleyen Irak bu sayının değiştiğini dile getirdi. Irak şu ifadelere yer verdi: “Bir zamanlar kişi başına Türkiye’de 2 canlı hayvan düşerken, gelinen noktada neredeyse 2 kişiye bir canlı hayvan düşecek hale geldik. Bırak Orta Doğu’ya et ihraç etmek, Orta Doğu’da bulunan ve Van kadar büyüklüğe sahip olmayan ülkelerden et ithal etmeye başladık. Hayvancılık son derece stratejik bir sektördür. Beslenmenin temelini oluşturur. Hayvancılık denildiği zaman akla sadece ette gelmemesi gerekiyor. Süt, yoğurt, peynir ve buna benzer gıdaların hepsi hayvancılık sektöründen elde edilmektedir. Kesinlikle dışa bağlı olmamanız gerekiyor.”

 

 

IRAK: 90 LİRAYA ET ALIYORUZ

Van’ın küçükbaş hayvancılıkta ilk sırada olmasına rağmen hayvan varlığının eskiye göre düştüğünü söyleyen Irak, “Van’ın Türkiye’de koyun varlığı sıralamasından Türkiye birincisi olduğunu gazetelerde okuyoruz. Van tarihi boyunca bu sıralamada birincilikte yer alıyor. Küçükbaş hayvancılıkta her zaman ismi olan ve birinci olan Van olmuştur. Ama 1983 yılına baktığımız zaman Van’da da küçükbaş hayvancılıkta azalma meydana gelmiştir. Sığır varlığı tüm Türkiye’de azalmıştır. Hal böyle olunca bugün gelinen noktada 40-60 lira arasında et fiyatları ile karşılaşıyoruz. Hatta bazı illerde bu fiyatlar 90 liraya kadar varılıyor. Yaşanan bu gelişmelerden dolayı ithal et daha çok yapılmaya başlanmıştır.” Şeklinde konuştu.

 

“KİMSE UYGULANAN FİYATLARA UYMAZ”

Et fiyatları için uygulanan taban fiyatların geç kalınmış bir uygulama olduğuna değinen Irak şöyle konuştu: “Tarım Bakanlığı tarafından geçtiğimiz günlerde et fiyatları ile ilgili bir taban fiyat açıklandı. Kimse kusura bakmasın serbest piyasa ekonomisinde bu fiyatlar tutmaz. Maliyet arz ve talep meselesidir. Ancak şu yapılmalıydı. Son derece stratejik bir sektör olan hayvancılık bu işler ile uğraşanların siz zarar etmemesi, işletmelerin kapanmaması için eğer ki taban fiyat uygulamış olsaydınız biz bugün ne bu hallere düşerdik ne de taban fiyat belirlemiş oldurdunuz. Yine hayvancılık geriye dönmek çok uzun bir zaman almaz. Yeter ki doğru hayvancılık politikaları izlensin ve doğru destekler verilsin. Nasıl bir politika izlendi konusunu ayrı bir başlıkta konuşabiliriz.”

 

“HAYVANCILIK YATIRIMLARI VAN’A YAPILMALI”

Doğru yerde doğru yatırım yapılmadığı zaman dünya ile rekabet edilemeyeceğini dile getiren Irak, “Çünkü şu anda dünya ile ekonomik sınırlar kalkmış durumdadır. Dünya ile rekabet edebilmeniz için yatırımın da doğru yerde olması gerekiyor. Geçenlerde sayın bakan bey geldiğinde hayvancılık ile ilgili konuşmalar yaptılar. Bizde bunu gazetelerde takip ettik. Van’ın bu konuda önemi dile getirilmiş. Bunlar doğrudur. Doğru yatırım adresi Van ve Doğu Anadolu’dur. Bu anlamda tüm olanaklar hayvancılık için müsaittir. Ancak en önemli destek olan Ziraat Bankası’nın faizsiz kredileri tüm Türkiye’de geçerli olduğu için yatırımlar hayvancılığın elverişli olmadığı yerlerde yapılıyor. Bizim bugün buraya gelmemizin en büyük sebebi batıdaki hayvancılığın desteklenmesidir.” Dedi.

 

IRAK: VAN’DA ZEYTİN İZMİR’DE HAYVAN OLMAZ

Yapılan desteklerin coğrafyalara göre yapılması gerektiğini söyleyen Irak şu ifadelere yer verdi: “Hayvancılık anlamında yapılacak olan yatırımlarda verilecek olan faizsiz kredilerin sadece hayvancılığın elverişli yerlere verilmesidir. Yani başta Van olmak üzere bölgede verilmesi gerekiyor. Bu anlamda yatırım yapmak isteyenlerin hepsi gelip doğuda yatırım yapması gerekiyor. Ama siz faizsiz kredileri İzmir’e de verirseniz, vatandaş gider İzmir’de yatırım yapar, dünya ile rekabet edemeyiz ve kaynaklarda boşa gitmiş olur. Van coğrafyasında zeytinden ne kadar verim alabilirseniz, Egede de hayvancılıktan siz o kadar verim alabilirsiniz. Bu coğrafyada zeytin ve incir üretimi ne kadar doğru değilse, Akdeniz ve Egede de hayvancılık üretimi o kadar doğru olur.”

 

“BİZİ DİNLEYEN OLMADI, MUHALİF İLAN EDİLDİK”

İthal edilen etlerle ilgili çıkan spekülasyonlar hakkında da konuşan Irak son olarak, “Ancak bu gibi gıda ürünlerinin ithalinde belirlenmiş olan kriter ve şartlar var. Bunlar yerine getirilmediği sürece gıda ürünleri hele hele etin ithal edilmesi mümkün değildir. İthalatçılarda genelde Et ve Balık Kurumları oluyor. Dolayısıyla ben et ithalinde titiz davranıldığına inanıyorum. Ama önemli olan daha 30 yıl önceye kadar orta doğunun ve hatta Afrika’ya kadar et ihracatı yapan bir ülkenin bugün et ithal etmesi en büyük acı verendir. Bundan ders çıkararak derhal geri dönmemiz gerekiyor. Bunun için bir an önce oturup konuşulması gerekiliyor. Teşvikler konusunda yapılan yanlışlar konuşulmalıdır. Daha önce yapılan teşviklerde yaşanan yanlışları da dile getirdik. Ama bizi dinleyen olmadı ve bizi muhalif olarak gördüler.” İfadelerine yer verdi.

 

 

İLHAN: BAŞARILI OLAN İŞLETME ÇOK AZ

İthale edilen etlerle ilgili görüştüğümüz Saadet Partisi Van İl Başkanı Veteriner Hekim Özay İlhan ilk olarak şu ifadelere yer verdi: “Büyükbaş hayvan sayımızın düşmesinden dolayı et ithalatımız arttık ver bizde muhtaç bir ülke olmaya başladık. Devlet bu anlamda destekler veriyor. DAKA, TKDK ve buna benzer birçok alanda devlet destekleri veriliyor. Ancak bölgemiz ve ilimizde başarılı olan işletme sayısı ne yazık ki yok denilecek kadar az.”

 

“ET İTHALİ ÜLKEYE VURULAN DARBEDİR”

Et ithalinin ülkeye vurulan bir darbe olduğunu söylen İlhan, “Her şeyden önce Türkiye çok büyük bir coğrafik alana sahip fakat Sivas kadar büyük bir alan sahip olan Hollanda bizden daha çok et üretimi yapıyor. Et ithalatı hem ülkemizin hayvancılığına vurulan bir darbedir hem dışarda gelen etin sağlık yöndü hem de İslami açıdan ithal edilen etin sakıncaları bulunmaktadır. Bu gelen etlerin nasıl şekilde geldiği konusunda çok fazla soru işaretleri var. Bunun yanı sıra et yolu ile bulaşan hastalıklar için gerekli tedbirler alınıyor mu? Gelen etler arasında tüm etler sığır eti mi yoksa içinde farklı etlerde var mı? Tüm bunlar göz önüne alındığında biz et ithalatının yapılmasını Van hayvancılığı açısından doğru bulmuyoruz.” Dedi.

 

“HAYVANCILIK YAPANLARA DESTEK VERİLMELİ”

İthalin yapılmaması için desteklerin sağlıklı bir şekilde yapılması gerektiğini dile getiren İlhan şöyle devam etti: “Et ithalatı yerine bölgede iyi desteklerin verilmesi gerektiğine inanıyorum. Tabi bu destekler hayvancılık yapan ve daha iyi yapabilecekler için verilmelidir. Yani 2 hayvan bakan birisinin 10 hayvan bakması hayvancılık için çok daha önemlidir. Bu işi yapmamış insanlara ciddi destekler veriliyor ve işin sonu hüsran olabiliyor. Bu yüzden hayvan işletmeciliği yapanlara destek verilmelidir. Bu şekilde bir politika izlendiğinde sağlıklı sonuçlar alınabilir. Bu politikalar izlendiği takdirde birkaç yıl içerisinde et ithalatı yapmayan bir ülke haline gelebiliriz.”

 

İLHAN: GELECEĞİMİZİ DÜŞÜNMELİYİZ

Hayvancılıktaki geleceğimizi konuşmamız gerektiğini söyleyen İlhan, “Eğer ki biz kendi etimizi üretemezsek ilkokulda bize öğretilen kendi kendimize yeten 7 ülkeyiz. Acaba biz şimdi kendi kendimize yeten bir ülke miyiz sorusu ile karşı karşıya kalıyoruz? Eti fiyatından önce 10-15-20 yıl sonra hayvancılığımızın nereye gideceğini düşünmek zorundayız. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da bulunan mera alanlarını kullanamıyoruz. Bunun birçok sebebi vardır elbette ki. Her zaman terör olayları söylenmiştir. Ancak bunun tartışılacak çok yönü var. Hayvancılıkta eski günlere dönmek çok zor değil. Hayvancılık bu bölgede gelişme sağlamaya başlarsa, köylüler kendi topraklarında üretim yapar ve doyarsa ülkenin hiçbir şekilde et ithalatına ihtiyacı kalmaz aksine et ihracatı yapar.” Şeklinde konuştu.

 

“BOŞ ARAZİYE DESTEK VERİLMEMELİDİR”

Son olarak desteklerle ilgili konuşan İlhan sözlerini şu şekilde noktaladı: “Devlet desteği üretene vermek zorunda ve boş araziye destek verilmemelidir. Hayvancılığı kim yapıyorsa o kişilere destek verilmelidir. Yem desteği, süt desteği ve kesilen hayvanın et kilogramına göre destekler veriliyor. Bu destekler artırılabilir. Devletin buradaki en önemli tutması gerek destek üreticiye vereceği destektir. Üreticiye destek verildiğinde, en alt seviyedeki üretimcilere de destek bir şekilde verilmelidir. Türkiye’nin ağırlıklı işletmeleri çok büyük işletmeler değil. Geneli küçük ve aile işletmeleridir. Aile işletmelerinin canlanması gerekiyor. Fakat ülkemizde uygulanan destekler tam anlamıyla büyük ölçekli işletmeleri kapsamaktadır. Buda Türkiye şartlarında uygun bir destek değildir. Yapılması gereken küçük işletmelere verilecek olan desteklerdir.”


ŞEHRİVAN GÜNCEL: ÖNDER ALTINAL / ÖZEL HABER

Editör: TE Bilisim