Orhan AŞAN/Şehrivan

 

Van Şoförler ve Otomobilciler Odası ve Van Esnaf Sanatkârlar Birliği Başkanı Faruk Alpaslan gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulundu. Alpaslan, Akil İnsanlar heyetinin Van temasları, PKK’nın geri çekilme süreci ve köylere geri dönüş ile ilgili birçok konuyu gazetemize değerlendi. PKK’nın geri çekilme sürecinin olumlu bir adım olduğunu söyleyen Başkan Alpaslan, sürecin artık iyi niyetli, samimi, dürüst ve cesaretli insanların rol aldığı bir süreç olduğunu belirtti.

 

PKK’nın önceki gün yaptığı açıklamada geri çekilmenin 8 Mayıs’ta başlayacağı açıklaması bölgede olumlu karşılanırken, atılan adımın olumlu olduğu yönündeki destekler de gelmeye devam ediyor. Bu kapsamda Akil İnsanlar heyetinin Van’daki temasları, geri çekilme ve köylere geri dönüşle ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Van Şoförler ve Otomobilciler Odası ve Van Esnaf Sanatkârlar Birliği Başkanı Faruk Alpaslan, 3-4 aydan bu yana ölüm haberlerinin gelmemesinin ve bölgede bahar havasının estiğini söyleyerek, sürece tüm insanca yaşamak isteyenlerin katkı sunması gerektiğini anlattı.

 

 

ALPASLAN: BU BİR BÖLÜNME DEĞİL, BİRLEŞTİRME PROJESİDİR

 

Başkan Faruk Alpaslan, “Akil insanlar topluluğu bölgeden ayrılmasının ardından yaptığı ortak açıklamada ‘Van’daki STK ve vatandaşların söz birliği etmişçesine tek söyledikleri barışa susamış bir halk olarak bu sürece katkı sunmalarıdır.’ Heyetin diğer bölgelerde farklı sesler duyması gayet normal. Sonuç itibariyle bu ülkenin bütünlüğü içerisinde bu ülkede gerçek anlamda artık çağ atlamış ve biz hep Avrupa’dan Dünya’dan gelişmiş ülkelerden 50 yıl geri de gireceğimize bizden 50 veya 100 yıl önce yol alan ülkeler eyalet sistemiyle çok başarılı bir şekilde bir ulus çerçevesinde birçok devletin bile bir çatı altında yekvücut olarak yaşamış toplulukları örnek alırsak burada kesinlikle bölünmeyi değil bütünleşmeyi yer ediniriz. Coğrafi bir etnik ayrımdan söz etmiyoruz. Burada eyalet başkanlık veya adı ne olursa olsun öncelikle bizim burada istemimiz huzur ve refah içerisinde bir daha ölümlerin olmadığı ölüm haberlerinin son 3-4 aydan beri gelmemesi, barut kokusunun kalktığı havada çiçek ve bahar havasının çıktığı dağlarda insanlarımızın artık yaylalarına köylerine dönüp te bu bölgedeki insanların dininin dilini ırkını sormadan yaradan Allah’ın yarattığı şekilde yaşaması ama ülkenin bütünlüğünü kültürünün zenginliğini halkın kendi benliği ile yaşamasını sağlamak insani bir görevdir. Hepimizin buna katkı sunması gerekiyor. Bu proje bir bölünme projesi değil birleştirme projesidir.”

 

“SÜREÇ BÜYÜK BİR FIRSAT”

 

Alpaslan konuşmasını şöyle sürdürdü, “Daha düne kadar bölünmüş bir Kürdistan korkusu içinde yaşadığımız kuzey Irak’ın bugün Türkiye’nin en fazla ihracat, ithalat ve ticaret yapmış olduğu ve bütünleştiği, yıllardır Kerkük türküleriyle duygulandığımız insanlarımız ile birleşmeyi hazırlarken bölücülüğü aklımızdan geçirmememiz gerekiyor. Bizim insanlarımız insanca yaşamayı, bütün insanlarında kendileri gibi insanca yaşamayı kabullenmeleri ve doğru olan şeyleri batıdaki insanlara anlatmamız gerekiyor. 33 yıllık savaş ülkemize birçok konuda kaybettirdi. Ekonomi gelişmişlik istihdam konusunda ve her şeyden önemlisi 50 bin gencecik bedeni kaybettik. Bu ülkenin genç bedenlerini toprağa verdik. Biz şimdi geçmişe dönük hesapların peşinden koşarsak, belki barış fırsatını kaçırmış olacağız. Geçmişten ders alıp ama önümüzü de çok iyi görmek, hesapları çok iyi yapmamız gereken, bundan sonraki nesillere tertemiz refah içerisinde huzur içerisinde gelişmiş bir ülke bırakmak ve insani görevimizi yapmak çok çok önemlidir. O nedenle bu süreç inananların, cesaretlilerin sürecidir. Bu süreç gerçek anlamda asırlar boyu bir belanın önüne geçilme fırsatı doğurmuş bir fırsattır.”

 

“BU SADECE KÜRTLERİN VE TÜRKLERİN MESELESİ DEĞİL”

 

Artık provokasyonlara kulak asılmaması gerektiğini ve bu sürecin cesaretle arkasında duran başta başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ve bunun akabinde kim ne derse desin Abdullah Öcalan’ın süreç içerisindeki Kürtlere dayalı ikna edici sözleri unutulmaması gerektiğini belirten Alpaslan; “Birbirlerini incitecek kelime ve sözlerden kaçınılmalıdır. Artık rencide edici değil, onurlu, haysiyetli şerefli bir ülke yaratmanın peşinden koşmalıyız. Onurlu insanlarla onurlu bir şekilde görüşmeliyiz. Bu böyle sürdürülmelidir. İnşallah her şeyden önce ülkenin bütünlüğü içerisinde bütün halkların bu sadece Kürtler veya Türklerin meselesi değil, Türkiye Cumhuriyeti devleti içerisinde yaşayan bütün halkların kendi kültürleriyle yaşama kendi ülkesi çatısı altında bir birliktelik içerisinde ülkenin her türlü meselesinde ortak paydaş olma ırkçılığı ortadan kaldırıp insanı insanca sevme fırsatları doğmuştur. Bu mücadele Türk Kürt mücadelesi dışında bütün halkların istemidir. Bu istemler bir tek Kürtlerin istemi diye görünmemelidir. Her türlü yaşayan insanında kendi kültürel yaşam haklarının olduğu ve öylece yaşaması gerektiği bir şeydir.”

 

EYALET SİSTEMİNE YEŞİL IŞIK

 

“Eyalet sistemi bu sürece büyük bir katkı sağlayacaktır. Yerel yönetimler yerinde yönetilmelerin kaynakların yerinde kullanılıp çok büyük avantajların elde edilebileceği bir eyalet sistemi neden savunulmasın ki. Eyalet sistemi derken Türkiye bölünüyor, diye düşünmemek gerekiyor. Kesinlikle bu ülkenin modernleşmesi zenginleşmesi çağa uygun olması ve burada da coğrafi güzellikleri veya batı illerindeki sahil boylarını bırakıpta gelip burada yaşama veya bölme gibi hiçbir akıllı kürdün aklından geçeceğini de zannetmiyorum. O yüzden süreci olabildiğince sivri dille değil tatlı bir dille destek sunulmalı. İnsanın diyen herkesin insanca bir yaşam mücadelesi için gelen bu fırsatı kaçırmaması düşüncesindeyim.”

 

“ÇEKİLME ÇOK OLUMLU BİR ADIM”

 

Önceki gün PKK’nın Kandil’de yaptığı bir açıklama ile geri çekilmeye başlayacağı kararını da değerlendiren Alpaslan, bu kararın daha önce belli çerçevelerle konuşulup alınan kararlar olduğunu belirterek, “Bu çok olumlu bir adımdır. 21 Mart’ta Abdullah Öcalan’ın ‘artık bir silahlı mücadelenin dışında yeni bir siyasal mücadele içerisine yelteniyoruz’. Bu silahlı mücadeleyi geri çekme konusunda kendisi zaten bunu kabullenmişlerdir. Bu söylemler belki bir takım çevreleri, kandan nemalananları üzülecektir ama insanca yaşamak isteyen hele ki bu bölgede acı çeken bunca insan, bunlardan biri de benim. Kendi ailem içinde kaybını yaşayan en değerli varlığını yitirenlerden biri de benim. Bu bölgedeki kan revan ölüm seslerinin savaş seslerinin kalkacağı yerde bence en büyük adım budur. Buna herkes iyi inanmalı ki artık bu süreç iyi niyetli insanların samimi, dürüst cesaretli insanların rol aldığı bir süreçtir. Ben kendilerini kutluyorum. Bu konuda böyle bir karar verdiklerinden dolayı da bütün dünyada olduğu gibi bizde sevinçle karşılıyoruz. 8 Mayıs’tan itibaren inşallah çekilme süreci de olaysız, savaşsız ve sağduyulu bir şekilde nihayete ermesini dört gözle bekliyoruz.” Dedi.

 

“KÖYLERE DÖNÜŞ İMKANSIZ DEĞİL”

 

Köylere dönüş konusu ile ilgili sorumuzu da değerlendiren Alpaslan, konu ile ilgili şu ifadelere yer verdi, “Elbette ki insanlarımız kendi köylerine kendi köylerinin içerisindeki eski ortamları bulabilirler. Eğer ki kendi köylerinde eğitim sürecini rahat bir şekilde idama edebilirlerse, geçim kaynaklarını oradaki artık köylerine eskisi gidip te şehre alışan bir insanın köyde yaşaması uzak bir ihtimal gibi gözükse bile bu projeler içerisinde özendirici güçlendirici insanların teşvik edici projelerin hayata geçirilmesi gerekiyor. bu tür projeler olursa insanlar köylerine neden dönmesin ki.”

Editör: TE Bilisim