Hakkâri Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) darbe girişimine destek verdikleri gerekçesiyle aralarında eski Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ahmet Otal'ın bulunduğu 21'i tutuklu 31 sanık hakkında 10 yıldan ağırlaştırılmış müebbete kadar hapis cezası istendi.

 

Hakkari'de 21'i tutuklu 31 rütbeli asker hakkında yürütülen FETÖ/PDY soruşturması tamamlandı. Hakkari 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, FETÖ/PDY'nin yapısı ve işleyişi hakkında detaylı bilgilere yer verildi. İddianamede, sanıkların "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek", "TBMM'yi ortadan kaldırma veya görevini engellemeye teşebbüs etmek", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" ve "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından 10 yıldan 3'er kez ağırlaştırılmış müebbete kadar değişen hapis cezalarına çarptırılmaları talep edildi.

 

DARBECİ GENERAL TERZİ, TALİMATLARI WHATSAPP'TAN VERDİ

İddianamede, eski Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı tutuklu sanık Tuğgeneral Ahmet Otal'ın, girişimin seyrini değiştiren şehit Astsubay Halisdemir tarafından öldürülen darbeci general Semih Terzi ile dönemin Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel'in derdest edilmesi için yaptığı WhatsApp yazışmalarına da yer verildi.

 

Yazışmada, darbeci general Terzi'nin, sanık Otal'a, Şırnak'ın Silopi ilçesinden Korgeneral Temel'i derdest etmek için helikopterle gönderdiği ekibi Van'da kimsenin karşılamadığını söyleyerek, "Biraz açık yaz. İş başladı artık. Adamlarıma talimat vereceğim" dediği, Otal'in de "Adam uyandı" cevabını verdiği belirlendi.

 

Savcılık, yazışmalarla ilgili şu tespitlerde bulundu: "Semih Terzi tarafından 15 Temmuz 2016'da kendisinin helikopter ile Silopi'den Diyarbakır'a gitmek üzere ayrıldığını, koordinatör olarak Silopi'de Celal Koca'yı bıraktığını, Silopi'de, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı'nı derdest etmek amacıyla Van'a helikopter ile personel gönderdiğini ancak karşılanmadıklarını, darbe girişiminin başladığını, mesajları daha açık yazabileceğini söylediği, Ahmet Otal'ın ise buna karşılık, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı'nın olaylardan haberdar olduğunu, Van'da darbecilere yardım edeceği ifade edilen Asayiş Kurmay Başkanının karargahta tecrit edildiğini, irtibat kuramadıklarını, güvenilir adamları olmadığını, Van için Silopi'den gönderilen ekibin Hakkari'de ikmal yaparak döneceğini ifade ettiği tespitinde bulunulmuştur."

 

Darbe teşebbüsünü gerçekleştirmeye çalışan sözde "Yurtta Sulh Konseyi"nin gönderdiği "sıkıyönetim direktifi" konulu belge içeriğinde Otal'ın isminin karşısına "Hakkari sıkıyönetim komutan yardımcısı" yazıldığı kaydedilen iddianamede, zanlının gözaltına alınırken güvenlik güçlerine, "Sıkıntı yok, bir şey düşünüyorsanız tugay orada hazır bekliyor. Sakin olun. Sizle Yüksekova'da yan yana çarpıştık, görüştük." şeklindeki sözleriyle o tarihte emrindeki Tugay Komutanlığına güvenerek kolluk kuvvetlerini korkutmaya çalıştığı vurgulandı.

 

İddianamede, Otal'ın ayrıca bir yakınının adına kayıtlı GSM hattı üzerinden örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandığı bildirildi.

 

HAKKARİ'DE İHA UÇURULMASI TALİMATINI VERMİŞ

İddianameye göre, Otal'ın ifadesinde, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyesi Akın Öztürk'ü seminerler sırasında ziyaret ettiğini belirterek, olay günü emniyet kuvvetlerinin silahlanarak şehir merkezindeki yolları kesmesi üzerine Hakkari merkezindeki durumu görmek amacıyla mini İHA uçurulması emri verdiğini, bunu kent merkezindeki durumu izlemek, konvoy güzergahında bir sıkıntının olup olmadığını, merkezdeki askeri unsurlara halk tarafından saldırı yapılıp yapılmadığını tespit etmek amacıyla verdiğini ileri sürdü.

 

Otal'ın darbe teşebbüsünde adı çok sık geçen eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı Kutsi Barış ile görüştükten sonra izinden dönerek Hakkari'ye geldiği ifade edilen iddianamede, şu bilgilere yer verildi:

 

"Yurtta Sulh Konseyi isimli oluşum tarafından sıkıyönetim direktiflerinin tugaya gönderilmesinin ardından alarm verdirdiği, yakın çevresindeki rütbeli askerlerle Hakkari şehir merkezine inmek üzere hazırlık yapmaya başladıkları, bu kapsamda Hakkari merkezindeki polis ve halkın hareketlerini gözlemlemek amacıyla İHA uçurma emri verdiği ve olay sırasında Meskan Tepe'ye gönderdikleri tugaya ait bölüğü, olayların başlamasından sonra geri çağırdığı, kanuna aykırı emirleri görev yapan askerlere ilettiği belirlenmiştir. Şüphelinin aynı zamanda 15 Temmuz darbe girişiminin kilit isimlerinden Semih Terzi ile görüştüğü, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanını derdest etmeye giden helikopterden bilgisinin olduğu, helikoptere Hakkari'de yakıt ikmali yapılacağını söylediği, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti tarafından vaktiyle güvenilerek emanet edilen ve terörle mücadele kapsamında kullanılması gereken yüzlerce askeri aracı, silahı, mühimmatı olay tarihinde bağlı olduğu silahlı terör örgütüyle birlikte hareket ederek kendi devletine, milletine, hükümetine karşı kullanmak istediği, bu nedenle atılı suçu işlediği anlaşılmıştır."

 

İddianamede, olay tarihinde Tugay Komutanlığında teğmen olarak görev yapan Cavit Tarık Sıtkı'nın, Hakkari'deki darbe girişiminin önde gelen isimlerinden Emrah Şimşek tarafından nizamiyede görevlendirildiği, şüphelinin nizamiyede emir ve komutayı alarak, teşebbüste bulunan vatan hainlerini engellemeye çalışan polis ve cumhuriyet savcısının tugaya geldiğinde alınmaması ve vurulması yönünde talimat verdiği de aktarıldı.

 

EL BOMBASIYLA TESLİM OLMAYA GİTMİŞ

Darbe girişimi sırasında Hakkari İl Jandarma Alay Komutanı olarak görev yapan eski Albay Demiray Demirci'nin 4 olan koruma sayısını 9'a çıkararak ağır silahlarla teçhizatlandırdığı, kırsal bölgelerdeki askeri personelin görev süresini resmi yazıyla uzatmasına rağmen olayların meydana gelmesinden sonra destek kuvvet olması amacıyla Tugay Komutanlığına dönmeleri emri verdiğine işaret edilen iddianamede, şu değerlendirmeler paylaşıldı:

 

"Şüpheli, tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzerine emniyetin direnmesine karşı bu direnci kırmak için Hakkari'de bulunan emniyet noktalarının koordinatlarını tablet bilgisayarından tespit edilerek kendisine bildirilmesini istemiştir. Darbe girişimine karşı halkın sokağa inmesi, emniyet müdürlüğü güçlerinin ve TSK içindeki vatanına milletine bağlı askerlerin çabaları sayesinde girişimin seyrinin değişmesinin ardından alay komutanlığına giderek 'Emniyet görevlileri gelirse içeriye almayın, dışarıdan herhangi bir müdahale olursa ateşle karşılık verin.' emrini vermiştir. Olay saatlerinde yaptığı hareketlerden dolayı görevden el çektirilmek üzere Hakkari Valiliğine çağrıldığının söylenmesinden sonra korumalarından teslim olmaya giderken yanında götürmek için el bombası istemiş, cezaevinde bulunduğu süre içinde yazdığı dilekçesinde ise el bombası isteme amacının farklı olduğunu ifade etmiştir. Şüphelinin olay tarihinde yaptığı eylemlerin sonucunu muhtemel olarak bildiği ve bu eylemlerin başarısız sonuçlanmasından dolayı ruhsal çöküntüye girdiği için bir intihar eylemcisi gibi el bombasıyla teslim olmaya gitmeyi düşündüğü değerlendirilmektedir."

 

Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığında kurmay başkanı olarak görev yapan sanıklardan Emrah Şimşek'in ise Korgeneral Temel'i derdest etmek için görevlendirilen helikoptere bizzat yakıt ikmali yaptırarak oradaki timle görüştüğünün tespit edildiğine yer verilen iddianamede, sanığın diğer komutanlarla Hakkari şehir merkezine inmek üzere hazırlık yaptığı, haritalar getirterek koordinasyon için telefon görüşmeleri gerçekleştirdiğine işaret edildi.

 

İddianamede, Şimşek'in birlikteki komutanlarla yaptığı toplantıda, kolluk kuvvetlerince gözaltına alınan Otal'ı zorla geri almak amacıyla askerler ve askeri araçları hazır etmelerini istediği ancak komutanların buna destek vermediğine de dikkati çekildi.

 

Tugay Komutanlığında mini İHA operatörü olarak görev yapan uzman çavuşun da darbe teşebbüsünün yaşandığı sırada İHA uçurarak kent merkezi, emniyet müdürlüğü, polis noktaları ve zırhlı polis araçlarında hareketin olup olmadığının tespit ettiğinin kaydedildiği iddianamede, sanığın Genelkurmay Başkanlığınca uçuş yasağı ilan edilmesine rağmen kanuna aykırı emri yerine getirdiği anlatıldı. 

 

HAVANLARIN YÖNÜ HAKKARİ MERKEZİNE ÇEVRİLMİŞ

İddianamede yer alan gizli tanık ifadesine göre, Tugay Komutanlığında eski Havan Bölük Komutanı olarak görev yapan sanık Şenol Karaman, kullandıkları WhatsApp grubu üzerinden "Tüm personel ve mevziler akış emri verildiğinde hazır olsun. Özellikle havan mevzi tugay tarafına çalışsın. Havan hazır kıta da aynı şekilde hazır olsun." şeklinde mesaj attı.

 

Otal'ın tebliğ ettiği sözde "sıkıyönetim direktifi" adı altındaki darbe teşebbüsüne yönelik emirleri Karaman'ın WhatsApp grubu üzerinden altında görev yapan askerlere tebliğ ettiğine yer verilen iddianamede, "Yine aynı grup üzerinden darbe teşebbüsünün uygulanmasına yönelik havanların yönünün Hakkari il merkezi yönüne çevrilmesi ve mühimmatların hazırlanması şeklinde emirler verdiği tespit edilmiştir. Şüphelinin girdiği darbe girişiminin başarıya ulaşmamasının ardından yazıştıkları grubun dağıtılmasını ve mesajların silinmesini sağladığı, bu hareketleriyle darbe teşebbüsüne katılarak üstüne düşen görevi olay tarihi ve saati itibarıyla yerine getirdiği değerlendirilmiştir." ifadeleri kullanıldı.

 

İddianamede, Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı'nda görev yapan sanık Şükrü Acar'ın da gözaltında bulunan Tuğgeneral Ahmet Otal'ın zorla geri alınması teklifine destek verdiğinin tespit edildiği aktarılarak, sanığın eşinin de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen KPSS soruşturmaları kapsamında tutuklandığı bildirildi.

 

Darbeye destek veren komutanların, emirleri altındaki askerlerin motivasyonunu yüksek tutmak amacıyla "TSK yönetime el koymuştur. Darbe emir komuta zinciri içinde gerçekleşmiştir. Televizyon, sosyal medya ve basındaki bilgi kirliliğini dikkate almayın. Vali ve belediye başkanı tamam, emniyet biraz sıkıntı çıkarabilir." şeklinde ifadeler kullandıkları da belirtilen iddianamede, sanıkların Hakkari'deki darbe teşebbüsüne yönelik kalkıştıkları olaylarda birlikte hareket ettikleri, bu nedenle ilgili sevk maddelerince cezalandırılmaları talep edildi. 

Editör: TE Bilisim